Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/344 E. 2023/296 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/344
KARAR NO :2023/296

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:14/07/2020

… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN … ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Ticari Şirket
DAVA TARİHİ:20/08/2020
KARAR TARİHİ:27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 24/03/2020 tarihli genel kurul toplantısında müvekkili ve diğer hissedar … tarafından TTK 420.maddesi uyarınca erteleme talep edildiğini, ertelenen 2019 yılı olağan genel kurul toplantısının 04/05/2020 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, bu toplantıya şirketin %15 hissesinin sahibi davacı müvekkili ile birlikte tüm hisse sahiplerinin asaleten ya da vekaleten iştirak ettiklerini, 04/05/2020 tarihli genel kurulda alınan birçok karara müvekkili ve hissedar …’nin muhalefet etmesine rağmen çoğunluk oyları ile bu kararların alındığını, gündemin 3.maddesi ile alınan bilanço ve kâr zarar hesaplarının onaylanması kararının davalı şirketin yönetim kurulunun faaliyetlerinin hukuka uygun olmaması ve bu faaliyetler sonucu hazırlanan bilanço ve kâr zarar hesaplarının gerçeği yansıtmaması ile açıklanamayan gelir ve harcamalar bulunan hesaplarının onaylanmasının hukuka aykırı olup iptali gerektiğini; gündemin 4.maddesi ile yönetim kurulu üyeleri … Yatırım ve Tic. A.Ş’nin TTK 436/2.maddesindeki yasağa rağmen kullanılan oylar sebebiyle alınabilen oy çokluğu ile ibrası kararının TTK 445. ve devamı maddeleri uyarınca iptali gerektiğini, gündemin 5.maddesi ile alınan yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine müsaade edilmesine dair TTK madde 436/1’deki yasağa rağmen kullanılan oylar sebebiyle alınabilen oy çokluğu ile onaylanması kararının TTK 445. ve devamı maddeleri uyarınca iptali gerektiğini, sonuç olarak davalı şirketin erteleme nedeniyle 04/05/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul toplantısında oy çokluğu ile alınan gündemin 3.,4. ve 5.maddelerinin TTK 445.ve devamı maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 2019 mali yılı olağan genel kurulunun 24/03/2020 tarihinde açılış ve toplantı başkanlığının oluşturulmasına, şirketin 2019 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakere edilmesi şirketin 2019 yılına ait bilanço kâr zarar hesaplarının okunmasının müzakeresi ve onaylanması yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesi yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştigal etmelerine, T.T.K’nın 395. ve 396. maddeleri gereğince müsaade edilmesi, dilekler ve kapanış maddelerinden oluşan gündemle toplandığını, azınlık pay sahipleri sıfatıyla müvekkilinin TTK’nın 420. maddesi uyarınca finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konuların görüşülmesinin ertelenmesi talebinde bulunması üzerinde tüm gündem maddelerinin görüşülmesinin genel kurul toplantı başkanınca ertelendiğini, birinci genel kurul toplantısında finansal tablolar ve buna bağlı konuların müzakeresinin ertelenmesine neden olan itiraz ettikleri konuların açıklığa kavuşturulması amacıyla şirket yönetimine bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında yönelttikleri … 6. Noterliğinden … yevmiye nolu 16/04/2020 tarihli sorularına aynı önceki mali yıllar olağan genel kurul toplantılarında ilgili dönemin finanslarına ilişkin sorunlarını yönelttikleri zaman yapıldığı gibi yine şirket tarafından son derece yetersiz sözde cevaplar verildiğini ancak özde geçiştirildiğini, şirketin sermayesinin yarısını zarar sebebiyle yitirmiş olmasına rağmen ve sermaye azaltımı yapılacağı belirtilmiş olmasına rağmen bugüne kadar yapılmamış olması ve TTK ‘nın 376. Maddesi kapsamında başkaca önlem alınmamış olması tek personeli bulunan şirketin … YApı dan 1 milyon TL nin üzerinde değerle araç alımı yapmış olmasının şirketin hangi menfaatine olduğunun anlaşılamaması ayrıca şirketin birtakım borç alıp verme işlemlerinin odağı haline gelmiş olması ve … Soyaktan borç alarak … Yapıya borçlar vermesi bu gibi işlemlerin … … tarafından neden ilgili şirketlerle doğrudan yapılmak yerine davalı şirket üzerinden yapılmakta olduğunun anlaşılamaması ve bu konularda şirket yönetimi tarafından somut ve tutarlı açıklamalar yapılmaması gibi nedenler ile belirsizliğini koruyan bilanço ve kar/zarar hesaplarının müvekkilinin red oyu ve muhalefet şerhine karşın çoğunlukça onaylanmış olduğu gündemin 3. Maddesinin iptali gerektiğini belirterek açıklanan nedenler ile davanın İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/344 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın kabulüne yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının genel kurul toplantısının 3 nolu maddesi kapsamında alınan karar hakkındaki iddialarının mesnetsiz olduğunu, yönetim kurulunun faaliyetlerinin hukuka uygun olduğu gibi hazırlanan bilanço ve kâr zarar hesaplarının da gerçeği yansıttığını, finansal tabloların dürüst resim ilkesine uygun olarak hazırlandığını; davacının gündemin 4 nolu maddesi kapsamında alınan kararın iptali hakkındaki iddialarının mesnetsiz olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrasının hep birlikte kurul olarak değil, her bir yönetim kurulu üyesi bakımından münferiden oylandığını, davacının gündemin 5 nolu maddesi kapsamında kararın iptali hakkındaki iddialarının da mesnetsiz olduğunu, davacının hissedar olarak çoğunlukta bulunduğu grup şirketlerinde de aynı kararların benzer şekilde alındığını, davacının itiraz etmesinin çelişkili işlem yasağı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, karara konu işlemin TTK 436.maddesinde bahsi geçen kişisel nitelikte bir işlem olmadığını belirterek davanın davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların asılsız, hukuki temelden yoksun olup iyi niyet ve dürüstlük ilkelerine aykırı olduğu gibi çelişki davranış teşkil ettiği sabit olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, huzurdaki haksız ve hukuki temelden yoksun dava sebebi ile müvekkili nezdinde doğacak muhtemel zararlara karşılık TTK’nın 448 ve 451. Maddeleri uyarınca davacının mahkemenin uygun göreceği miktarda teminat yatırmaya mahkum edilmesini talep ettiklerini, davacının müvekkili şirketin 04/05/2020 tarihli genel kurul toplantısında almış olduğu kararların iptalini talep ettiğini aile içerisinde kardeşler arasında 2018 yılında başlayan anlaşmazlıkların aile şirketine taşındığını bu tarihten sonra aralarında davacının da bulunduğu bir kısım pay sahipleri tarafından aile şirketinde erkek kardeşinin yönetim kurulu başkanı olduğunu tüm şirketlerin her bir genel kurulunun ardından dava açmak sureti ile günümüze kadar toplam 48 dava açıldığını, davacının bugüne kadar açtığı davaların gerek müvekkili şirketin gerek kurucusu YK Başkanlığının 30 yılı aşkın süredir fiilen gece gündüz çalışmalarına, YK Başkanının şirketler için verdiği kefaletlere , şahsi mal varlığı ile iş dünyasındaki prestijine saldırı mahiyeti ve toplam dava sayısı gözetilerek şirketin piyasadaki marka değeri ve itibarı da dikkate alınmak suretiyle huzurdaki dava nedeniyle uğrayacağı muhtemel zarara karşılık mahkemenin uygun göreceği miktarda nakdi teminatın davacı tarafından sunulmasına karar verilmesini talep ederek açıklanan nedenler ile TTK ‘da düzenlenen hukuki temelden yoksun, haksız ve kötü niyetle açılmış davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı şirketin 04/05/2020 tarihinde 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4,5 no’lu kararların iptal edilip edilemeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
Birleşen davada taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı şirketin 04/05/2020 tarihinde 2019 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 2,3,4,5 no’lu kararların iptal edilip edilemeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 24/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; genel kurulun 2. numaralı kararı bakımından, yıllık faaliyet raporunun tasdikine ilişkin kararın iptali gerektirir bir durum bulunmadığı, genel kurulun 3. numaralı kararı bakımından, bilanço ve kar/zarar hesaplarının kanuna uygun düzenlendiği ve tasdik edilmesine ilişkin kararın iptalinin gerekmediği, genel kurulun 4. numaralı kararı bakımından, izah edilen görüş farklılığı çerçevesinde nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, yönetim kurulu üyesi … …’ın diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin karar bakımından oydan yoksun olduğunun söylenemeyeceği ve kararın iptalini gerektirir bir durum olmadığı, genel kurulun 5. numaralı kararı bakımından, yönetim kurulu üyesi … …’ın dava konusu karar bakımından oydan yoksun olduğu ve kararın nisap bakımından kanuna aykırı olması sebebiyle iptali gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan itiraz neticesinde aldırılan 04/10/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; kök rapora yönelik itiraz ve beyanların yapılan inceleme tespit ve varılan sonucu değiştirecek nitelik taşımadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince farklı bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 09/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; gündemin 2. maddesine ilişkin genel kurul kararının hukuki menfaat eksikliği sebebiyle iptalinin kabil olmadığı, gündemin 3. maddesine ilişkin genel kurul kararının kabili iptal olmadığı, gündemin 4. maddesine ilişkin genel kurul kararının iptalinin kabil olduğu, gündemin 5. maddesine ilişkin genel kurul kararının YK üyesi … … bağlamında iptalinin kabil olduğu, diğer üyeleri bakımından ise mahkemece benimsenecek anlayışa göre karar verilmesi gerekeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde asıl dava ve mahkememiz dosyası ile birleşen dava aynı genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir. Asıl davacı ve birleşen dosya davacısı ayrı ayrı davalı şirketin hissedarı olup pay sahibidirler ve 04/05/2020 tarihli 2019 yılına ait genel kurul toplantısına katılarak, iptalini talep ettikleri kararlar yönünden muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına geçirmiş olup yasal 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davalar açılmış olduğundan TTK 446. ve 448. maddede yer alan usuli şartlar gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Asıl dava dava dilekçesi ile 04/05/2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4 ve 5 numaralı kararların, birleşen davada ise 2,3,4 ve 5 numaralı kararların iptali talep edilmektedir.
2019 yılına ait 04/05/2020 tarihli genel kurulda 2 numaralı gündem maddesi 2019 yılı hesap dönemi yönetim kurulu faaliyet raporunun müzakeresi ve oylanmasına ilişkin olup birleşen dosya davacısı tarafından yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu ve bağlılık raporunun dürüst resim ilkesine uygun hazırlanmaması nedeniyle iptali talep edilmiş ise de; yaptırılan bilirkişi incelemesinde en son alınan bilirkişi raporunda gerekçelerin açıklanmak suretiyle faaliyet raporunun şeklen kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlandığı, dürüst resim ilkesinin finansal tabloların düzenlendiği finansal raporlama çerçevesine göre Türkiye Muhasebe Standartlarına veya VUK ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tedbirlerine (MSUGT) göre düzenlenmesi olarak tanımlanabileceği, finansal tabloların dürüst resim ilkesine aykırı olarak düzenlenmiş olmasının bazı kalemlere hiç yer verilmemesi veya eksik yer verilmesi veyahut gösterilen bazı kalemlerin fiktif olması olarak tanımlanacağı, finansal tablolardaki hangi kalemde finansal bilgi nedeniyle dürüst resmin verilmemiş olduğunun somut olarak ortaya konulmadığını, bu kapsamda değerlendirildiğinde davalı şirketin 2019 yılı finansal tablolarının VUK ve MSUGT’lere uygun olarak düzenlenmiş olduğu bildirilmiş olup birleşen dosya davacısının iptalini talep ettiği gündemin 2 numaralı kararının iptalini gerektirir mahiyette aykırılık bulunmadığından bu karar yönünden açılan birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2019 yılına ait 04/05/2020 tarihli genel kurulda 3 numaralı gündem maddesi şirketin 2019 yılına ait bilanço kâr zarar hesaplarının okunması müzakeresi olup asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından davalı şirketin faaliyetlerinin hukuka uygun olmadığı, bilanço kâr ve zarar hesaplarının gerçeği yansıtmadığı, borç alışveriş işlemlerinde ve danışmanlık hizmetleri bedeli hakkında hukuka aykırı işlemlerin olduğu beyan edilerek bu kararın iptali talep edilmiş ise de; yaptırılan bilirkişi incelemesinde bilanço kâr zarar hesaplarına yansımayan bir borç ve alacak ilişkisi veya hukuka aykırılığın tespit edilemediğinin bildirildiği anlaşılmış olup 3 numaralı karar yönünden iptali gerektirir mahiyette hukuki aykırılık bulunmadığından bu karar yönünden açılan asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2019 yılına ait 04/05/2020 tarihli genel kurulda 4 numaralı gündem maddesi yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olup açılan davalarda yönetim kurulu üyesi … …’ın ibra edilmemesi kısmı hariç tutularak diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesi yönünden kararın iptali istemine ilişkindir. Genel kurul, ibra kararı ile, yönetim kurulu üyelerini ilgili dönemdeki faaliyetleri sebebiyle sorumlu tutmayacağını açıklamaktadır. Bu açıdan ibra bir menfi borç ikrarı niteliği taşır (Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, N. 613) Ancak ibra, ortaklık dışındakilere etkisi olmayan, tümüyle ortaklık içi bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, ibra, İsviçre-Türk Hukukunda, sadece ortaklığı ve belli şartlarda bazı pay sahiplerini bağlar (Akdağ Güney, Necla, Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu, İstanbul 2008, s. 157). TTK md. 436/2’ye göre ibra bakımından sadece yönetim kurulu üyesinin değil yönetime dahil diğer üyelerin de oy kullanma yasağı bulunup onların da ibra oylamasında oy kullanmamaları gerekmektedir. Geçerli bir ibradan bahsedebilmek için ibranın TTK md. 436/2’de yer alan koşullara uygun yapılması gerekir. Dosyanın incelenmesinden, anılan gündem maddesinde her ne kadar yönetim kurulu üyesinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları belirtilmişse de ibra bakımından sadece yönetim kurulu üyesinin değil yönetime dahil diğer üyelerin de oy kullanma yasağı bulunup onların da ibra oylamasında oy kullanmamaları gerekmektedir. 4. Gündem maddesi bakımından yönetim kurulu üyelerinin birbirlerinin ibrasında oy kullanamayacakları da dikkate alındığında üyelerden … … kendi ibrasında oy kullanmamış ve diğer ortakların olumsuz oyları ile ibra edilmemiştir. Davacılar da … …’ın ibra edilmeme kararı dışında kalan ibra kararlarının iptalini talep etmişlerdir. Genel kurul tutanağından da görüldüğü üzere pay sahibi yönetim kurulu üyesi … … kendi ibrasında oy kullanmamış olsa bile diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrası yönünde oy kullanmış ve bu üyelerin ibrası … …’ın oyları ile gerçekleşmiştir. Oysa TTK md. 436 /2 de öngörülen yasak açık olup söz konusu ibra kararları açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğinden iptali koşulu oluşmuştur. Bu nedenle 4 numaralı karar yönünden asıl ve birleşen davada talebin kabulü ile iptaline karar vermek gerekmiştir.
2019 yılına ait 04/05/2020 tarihli genel kurulda alınan 5 numaralı gündem maddesi yönetim kurulu üyelerinin TTK 395 ve 396. maddelerinde düzenlenen şirketle işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağı kapsamında izin verilmesidir. Şirketle işlem ve rekabet yasağının amacı çıkar çatışması halinde şirketi korumaktır. Anılan yasaklar mutlak nitelikte olmayıp genel kurulun izni halinde yönetim kurulu üyeleri bu yasaklardan muaf olurlar. Burada sorun yönetim kurulu üyesinin, ortaklıkla işlem yapmasını ve rekabet etmesini mümkün kılan genel kurul kararına katılabilip katılamayacağı ve kendi lehinde oy kullanabilip kullanamayacağıdır. Bilindiği üzere, şirketle işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağı TTK’nın 395. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. fıkrasına göre “Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz; aksi hâlde, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Diğer taraf böyle bir iddiada bulunamaz.” Rekabet Yasağı ise TTK md. TTK’nun 396. düzenlenmiş olup, bu maddenin 1. Fıkrasına göre “Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Bu hükme aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir.” Her ne kadar kanunda yönetim kurulu üyesinin, ortaklıkla işlem yapmasını veya rekabet etmesini mümkün kılan genel kurul oylamasına katılabilip katılamayacağı konusu açıkça düzenlenmemişse de, konu öğretide tartışılmış ve olumsuz şekilde cevaplandırılmıştır. …, şirketle işlem yapma ve rekabet yasağının kaldırılmasının yönetim kurulu üyesini bir pay sahibi olarak ilgilendirmediğini, aksine buradaki menfaatin (pay sahipliği sıfatından doğmayan) özel nitelikteki bir menfaat olduğunu ve ilgili kişi ile anonim şirketi karşı karşıya getirdiğini, genel kurulun verdiği izin kararına yönetim kurulu üyesinin oyu ile katılamayacağının kabul edilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (…, Anonim Ortaklıkta Pay Sahibinin Oy Hakkından Yoksunluğu, İstanbul 1983, s. 109 vd.) Yargıtay da üyelerin yasağı kaldıran oylamada oydan yoksun olduklarını çeşitli kararlarında ortaya koymuştur. Bu durumda 6102 Sayılı YTTK’nın 436/1. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri kendileri ile ilgili rekabet yasağının kaldırılması oylamasında, anılan yetkinin verilmesine ilişkin karar ortak ile şirket arasında şahsi bir işe ilişkin olduğundan, oy yoksunluğu hali uygulanmalıdır. Ancak buradaki oy yoksunluğu yönetim kurulu üyesinin kendisi ile ilgili karara ilişkin olup diğer üyelerin yasaklarının kaldırılmasında yönetim kurulu üyesi oy kullanabilir. Bu durumda aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan pay sahipleri kendilerine ilişkin yasağın kaldırılması kararında oy kullanamazken, diğer üyelerin yasaklarının kaldırılmasında oy kullanabilirler. Yine bu bağlamda da Yargıtay’ın yerleşik uygulaması oydan yoksunluk halinde bu kimselerin oyları düşüldükten sonra geriye kalan oyların kararın alınması bakımından yeterli olup olmadığına bakılarak bir sonuca varılması yönünde olup, huzurdaki davada yönetim kurulu üyesi … … 395. ve 396. maddelerdeki yasağın kaldırılmasına ilişkin oylamada kendi yasağının kaldırılmasında oy kullanamayacağından karar bu yönetim kurulu üyesi bakımından iptal edilebilir.
Buna göre 5 numaralı gündem maddesi bakımından oydan yoksun olanların oyu düşüldükten sonra alınan kararın mevcut oylarla alınıp alınamayacağı yönünden … … hakim ortak olarak kendi oylamasında oy kullanamayacak olup geriye kalan oylarla kendisi hakkında TTK 395 ve 396.madde uyarınca izin kararının verilmesi mümkün olmadığından … … yönünden 5 numaralı kararın asıl ve birleşen davada iptaline fakat diğer yönetim kurulu üyeleri yönünden … …’ın oy hakkı mevcut olup mevcut oylarla karar alınması hukuken mümkün olduğundan iptali gerektirir mahiyette hukuka aykırılık söz konusu olmayıp diğer yönetim kurulu üyeleri yönünden 5 numaralı kararın iptali isteminin asıl ve birleşen davada reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Mahkememiz asıl dosyası yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan şirket bilançosu ve kar zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin 3 numaralı kararın iptali isteminin reddine,
Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 numaralı kararın iptaline,
Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan TTK 395 ve 396 Maddeleri kapsamında yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştikal etmelerine izin verilmesine ilişkin 5 numaralı kararın yönetim kurulu üyesi olan … A.Ş. ve … Yat ve Tic. A.Ş. yönünden iptali isteminin reddine, yönetim kurulu üyesi … … yönünden ise 5 Numaralı kararın iptaline,
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Asıl davada davacı … tarafından dava açılırken yatırılan 116,60 TL (54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı) harcın davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
Asıl davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,

B) Mahkememiz dosyası ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile;

a) Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan finansal tabloların okunması ve müzakere edilmesine ilişkin 2 numaralı ve şirket bilançosu ve kar zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin 3 numaralı kararların iptali isteminin ayrı ayrı reddine,
b) Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 4 numaralı kararın iptaline,
c) Davalı … Enerji Tic. A.Ş’nin 04/05/2020 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan TTK 395 ve 396 Maddeleri kapsamında yönetim kurulu üyelerinin şirket konusu işlerle iştikal etmelerine izin verilmesine ilişkin 5 numaralı kararın yönetim kurulu üyesi olan … Yat ve Tic. A.Ş. yönünden iptali isteminin reddine, yönetim kurulu üyesi … … yönünden ise 5 Numaralı kararın iptaline,

ç) Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90TL maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
d) Birleşen davada davacı … tarafından dava açılırken yatırılan 116,60 TL (54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı) harcın davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
e) Birleşen davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
f) Birleşen davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
C) Asıl dava ve birleşen dava birlikte yürütüldüğünden asıl dava davacısı …’in yaptığı toplam yargılama gideri 3.091,25 TL, ( tebligat gideri, bilirkişi gideri)’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.545,63 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
D) Asıl dava ve birleşen dava birlikte yürütüldüğünden birleşen dava davacısı …’nin yaptığı toplam yargılama gideri 6.400,00 TL, ( tebligat gideri, bilirkişi gideri)’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.200,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
E) Asıl dava ve birleşen dava birlikte yürütüldüğünden asıl ve birleşen dosya davalısının yaptığı toplam yargılama gideri 1.131,73 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 565,87 TL’nin asıl davada davacısı … ve birleşen dava davacısı …’den alınarak davalıya verilmesine,
F) Asıl dava ve birleşen davada taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır