Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/323 E. 2023/79 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/323
KARAR NO:2023/79

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:28/01/2019
KARAR TARİHİ:07/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin maliki olduğu … İli … İlçesi, 9 Pafta, 13165 Parsel B2 Blok, Kat:3 adresinde kayıtlı gayrimenkul üzerine 06/05/2016 tarihinde üçüncü şahıs … Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Adına davalı lehine ipotek edildiğini, ipotek sonrası …’a davalı tarafından kredi açıldığını, ipotek kapsamındaki kredi taksitlerinin tamamının ödendiğini ancak ipoteğin kaldırılmadığını ve üçüncü şahsa bu kapsamda tekrar tekrar kredi kullandırıldığını, bu durumun da ipotek borcunun hiçbir zaman bitmeyecek anlamına geldiğini, sonrasında doğan borçlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Mahkememizde açılan davaya görev yönünden itiraz ettiklerini, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, esas yönünden teminat miktarının belirleniş tarzına göre ipoteğin; anapara ipoteği ve üst sınır ipoteği olmak üzere iki türlü olduğunu, mevcut alacağı temin eden ipoteğe “mevcut alacaklar ipoteği, adi ipotek, ana para ipoteği”, ileride vücut bulacak alacakları temin eden ipoteğe ise “üst sınır ipoteği” denildiğini, bu hususun 4721 sayılı Kanun’un 851. maddesinde “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması halinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” şeklindeki düzenleme ile açıklığa kavuşturulduğunu belirterek davacının “…davalı bankayla yapılan sözleşmeye göre verilmiş olan ipotek sadece ipotek tarihi itibarı ile verilmiş olan kredileri kapsamaktadır” beyanının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
492 Sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı ( 1 ) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir ( 2. md. ). Yargı harçları ( 1 ) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır ( 15. md. ). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30. madde hükmü uygulanır ( 16/4. md. ). Yargı harçları ( 1 ) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır ( 21. md. ). ( 1 ) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilam harcının 1/4’ü peşin alınır ( 28. md. ). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. madde). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz ( 32. md. ). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır.
Somut olayda mahkememizin 06/10/2022 tarihli duruşma ara kararında davacı vekiline 10.246,50-TL peşin harcı yatırmak üzere 2 hafta kesin süre verildiği, verilen sürede harcın tamamlanmadığı takdirde dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtar edildiği, 03/11/2022 tarihli duruşmada davacı tarafça harcın tamamlanmadığı anlaşıldığından Harçlar Kanunu 30 yollamasıyla HMK 150 maddesi gereğince davanın 21/10/2022 tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu tarihten itibaren de üç (3) aylık yasal süre içerisinde yenilenmemiş olduğu anlaşıldığından, HMK 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 150/5. maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 179,90TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydı,
3-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının, hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/02/2023

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza