Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/319 E. 2022/578 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/319 Esas
KARAR NO :2022/578

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/07/2020
KARAR TARİHİ:05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı …’ya ait … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği bu kazanın oluşmasında … plakalı sigortalı araç sürücüsü %100 kusurlu olduğu söz konusu trafik kazasında davalı …’nın sahibi olduğu sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nın geçerli ehliyeti bulunmadığı her ne kadar kazadan sonra araç sürücüsü tarafından ehliyet ibraz edilmiş ise de bu ehliyet yabancı ülkeden alındığı sürücünün ilgili mevzuat hükümleri uyarınca gereken ehliyetnameye sahip olmaması nedeniyle, müvekkil şirket tarafından zarar görene ödenen tazminattan davalı sigortalının sorumlu olduğu bu nedenle zarar görene ödenen tazminatın rücuen tahsili için davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişilmiş ancak davalılar icra takibe itiraz etttiği ve takibin durduğunu yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalının cevap dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; davalı adına kayıtlı … plakalı aracın, … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davacı nezdinde sigortalı olduğu, 08/02/2018 tarihinde sigortalı aracın dava dışı sürücü sevk ve idaresindeyken … plakalı araç ile çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacı tarafından poliçe kapsamında kazada zarar görenlere tazminat ödemesi yapıldığı, müteakip aracın geçerli ehliyet sahibi olmadan sevk ve idari edilmesi sebebine bağlı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili hususunda davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibine itirazı üzerine duran takibe devam edilebilmesi için görülmekte olan icra takibine itirazın iptali davasının açıldığı, anlaşılmıştır.
Davaya konu zararlandırıcı eylem 08/02/2018 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 07/07/2020 tarihinde açılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/06/2017 tarih ve 2015/611 E., 2017/6702 K. sayılı ilâmında ve yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20116/13768E-2017/6670K sayılı ile, 17/11/2015 tarih 2015/1305 E., 2015/12318 K. sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde; 07.11.2013 tarihinde kabul edilen, 28.11.2013 tarihli 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik işlemleri kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa’nın 3.maddesinin (1.) bendinin (1) alt bendinde: “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”; aynı maddenin (k) alt bendinde ise: “Tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine aynı maddenin (d) alt bendinde: “Hizmet, bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu ifade eder” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal veya hizmet satışının, başka bir ifade ile bir tüketici işleminin olması gerekir.
6502 sayılı yasanın 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davaların, Tüketici Mahkemelerinde çözümleneceği” öngörülmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde, ZMM sigortacısının rücuen tahsil istemiyle kendi akidine karşı dava açtığı, davalının; davacı sigorta şirketi karşısında yasada tanımlanan şekilde tüketici olduğu, dava konusu aracın ise özel araç niteliğininde bulunduğu ayrıca davalının gerçek kişi olduğu anlaşılmaktadır. Davanın da 6502 sayılı Tüketici Yasası’nın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 08/02/2018 tarihinde açılmış olmasına göre ve somut olayda TTK kapsamında mutlak yada nisbi ticari dava niteliğinde bir dava da bulunmamasına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu sebeple mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md uyarınca davanın usulden görevsizlik sebebiyle REDDİNE,
2-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK 20 madde gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Belirtilen 2 haftalık süre içerisinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına dair karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2022

Katip …. Hakim …
E imzalıdır E imzalıdır