Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/315 E. 2020/757 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/315
KARAR NO : 2020/757

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 14/01/2016
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın internet sitesinin, … sayfasında, “Ürün Özellikleri” başlıklı yazıya yer verildiğini, … 46.asliye Tiaret Mahkemesince … D.İş sayılı dosyadan davalının işyerinde gerçekleştirilen delil tespitinde söz konusu yazı ve içeriği ile yazının davalının internet sitesinde yayımlandığının bilirkişi tarafından tespit edildiğini, davalının dava konusu fillerinin (söz konusu yazının yayımlanmasının) haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet oluşturan yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, karar kesinleştikten sonra gideri davalıdan alınmak üzere hükmün ülke çapında en yüksek tirajlı 3 gazeteden birinde davalının internet sitesinde ve sayın mahkemece uygun görülecek başkaca suretle ilanına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin merkezinin Beylikdüzü İlçesinde bulunduğunu, bu durumda yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Tİcaret Mahkemeleri olacağına, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, haksız rekabetin, haksız fiilin özel bir görünüş şekli olduğunu, bu açıdan haksız fiil şartlarından olan zarar ve zarar verenin fiili ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunması prensiplerinin haksız rekabet halinde de geçerli olduğunu, haksız rekabet nedeni ile tazminat talep edebilmek için kusur şartının da gerekitğini ancak davada tazminat talebi bulunmadığı için bu hususun dava açısından önemsiz olduğunu, dava konusu ifadeler incelendiğinde, öncelikle belirli bir kişiye yönelik bir iddia olmadığının görüldüğünü, yazının bir yada bir grup kişiye yönelik olmadığını, yazının ülke genelindeki genel üretim durumu ile ilgili bilgi verdiğini, ifadelerin ülkedeki genel durumu yansıttığını, herhangi bir kişiye yönelik olmadığını, bu nedenle ifadelerin haksız rekabet teşkil etmesinin mümkün olmadığını, davalının sitesinde yer alan ifadelerin gerçeğe aykırılığının söz konusu olmadığını, davalının ifadesinin ülke içinde üretim yapıp aynı zamanda ithalat da yapan firmalara yönelik olduğunu, müvekkili davalının ifadesinin ilk cümlesinin tamamen bilimsel gerçekliklerden ibaret olduğunu, herhangi bir haksız rekabet teşkil etmediğini, ifadenin ikinci ve üçüncü cümlelerinin ise davacı şirketi kapsamadığını, bu nedenlerle davacının davasının reddi ile vekalet ücreti ve mahkeme masraflarının davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; davalı tarafın internet sitesinin …/ sayfasında, “Ürün Özellikleri” başlıklı yazıya yer verildiğini, … 46. Asliye Ticaret Mahkemesince … D.İş sayılı dosyadan davalının iş yerinde gerçekleştirilen delil tespitinde söz konusu yazı ve içeriği ile yazının davalının internet sitesinde yayımlandığının bilirkişi tarafından tespit edildiğini, davalının dava konusu fiillerinin ( söz konusu yazının yayımlanmasının) haksız rekabet olduğunun tespitine, haksız rekabetin menine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumunun ortadan kaldırılmasına, hasız rekabet oluştura yanlış ve yanıltıcı beyanların düzeltilmesine, karar kesinleştikten sonra gideri davalıdan alınmak üzere hükmün ülke çapında en yüksek tirajlı 3 gazeteden birinde davalının internet sitesinde ve sayın Mahkemece görülecek başkaca suretle ilanına karar verilmesi talepli tespit davası olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … D. İş sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalının yetkililerini gösterir sicil kayıtları celp edilmiştir.
… SGK İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı’nın yetkililerini gösterir kayıtlar celp edilmiştir.
Mahkememizce davanın 2016/37 Esas 2017/744 Karar sayılı 17/10/2017 tarihinde kabulüne karar verilmiş olup, kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/3270 Esas, 2020/643 Karar Sayılı 22/01/2020 tarihli ilamıyla ” Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup HMK’nın 314. maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir. HMK’nın 315. maddesi uyarınca da sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkemece taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Davacı vekilinin sulhe ilişkin beyanının, usulen tevsik olunması ve HMK’nın 74. maddesinde tanımlanan özel yetkiyi içeren vekaletnamelerin mevcudiyeti karşısında HMK’nın 313 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle taraflar arasındaki sulh protokolü değerlendirilerek bir hüküm verilmesini teminen yerel mahkemenin kararının bozulmasına yönelik Dairemiz ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının sulh nedeniyle bozulmasına, bozma sebep-biçimine göre davacı vekilinin karar düzeltme isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Bu açıklanan nedenlerle, 10/04/2019 tarih ve 2018/1447 – 2019/2839 sayılı kararının kaldırılmasına, yerel mahkemenin kararının sulh nedeniyle bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuş, dosya yukarıda belirtilen esas numarasına kaydedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla karşılıklı anlaşarak yaptıkları davayı sona erdiren ve kesin hüküm gibi sonuç doğuran bir müessesedir. 6100 sayılı HMK’nın 313. maddesi kapsamında tarafların sulh sözleşmesi yapmış oldukları anlaşılmış olup tarafların talebi dikkate alınarak HMK’nın 315. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ayrıca sulh sözleşmesinde yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmeleri üzerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar sulh olduğundan KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40TL maktu karar harcının peşin alınan 24,30TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,10TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Tarafların talepleri gereğince yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır