Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/302 E. 2021/276 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/302
KARAR NO :2021/276

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/07/2020
KARAR TARİHİ:29/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Ltd. Şti. ile genel kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesi yapıldığını, diğer davalı …’ın da sözleşmeleri müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine …. Noterliğinin 14.12.2018 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile davalıya ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine de davalılar hakkında …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu davalıların bu takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, tüketici mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik, kendi adresinin ve davalı şirketin adresinin … olması nedeniyle de yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Aynı banka tarafında kendisi aleyhine … Adliyesinde başka takiplerde açıldığını, kendisine mükerrer takip yapıldığını belirtmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … Ltd. Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m. 128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncünden kaynaklı alacak ve m. 586’ya göre müteselsil kefalet için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasını, genel kredi sözleşmesini, kredi kartı sözleşmesini, hesap ekstresini, banka kayıtlarını, …. Noterliğinin 14.12.2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini, hesap özetini, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı … cevap dilekçesi sunmuş ancak delil sunmamıştır. Davacı bankanın kendisi aleyhinde başlattığını belirttiği diğer icra takiplerine ilişkin bilgi vereceğini belirtmesine karşılık dosyaya böyle bir bilgi de sunmamıştır.

Davalı … Ltd. Şti. HMK m. 126’ya göre cevap dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncünden kaynaklı alacak ve m. 586’ya göre müteselsil kefalet için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Davacı banka ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmelerin ticari nitelikli kredi sözleşmeleri olması nedeniyle davalı …’ın tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik itirazının reddine karar verilmiştir.

Davacı banka ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmelerde … Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki koşulu belirlenmiş olması nedeniyle davalı …’ın kendi adresinin ve davalı şirket adresinin … olması nedeniyle yetkisizlik itirazının 6100 sayılı HMK m. 17’ye göre reddine karar verilmiştir.

Davacı banka davalılar aleyhinde üç kalem alacak için icra takibi başlatmıştır. Bunlardan birincisi kredi kartı alacağı, ikincisi iskonto kredisi alacağı üçüncüsü de çek sorumluluk bedelinin depo edilmesine ilişkin gayri nakdi kredi alacağı talebidir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre; “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan kredi kartı ve iskonto sözleşmeleri tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Tüketim ödüncü sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren nitelikte sözleşme olup tüketim ödüncünü alan taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte aldığı ödüncü iade etme yükümlülüğü altındadır. Davacı bankanın davalıya verdiği tüketim ödüncü niteliğindeki kredinin geri ödenmediğini ispat yükü davalı tarafta olup davalı taraf aldığı kredi borcunu ödediğini dava değeri yönünden yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlüdür.

Davacı bankanın davaya konu genel kredi sözleşmesi kapsamında davaya konu …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasında ne kadar alacağının kaldığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre konusunda uzman bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

Hazırlanan 25.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı bankanın davalı şirketten kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı olarak toplam 52.715,11 TL, iskonto sözleşmelerinden kaynaklı olarak toplam 59.836,15 TL ve 68.754,90 TL, çek sorumluluk bedeli olarak 7.502,68 TL, geri iade edilmeyen 4 tane çek ile 1 tane arkası yazdırılmış olan çek için de 12.280,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre tüketim ödüncünü alan borçlu aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlenir. Davalı … Ltd. Şti. kredi kartı borcunun ve kullandığı iskonto kredilerinin tamamını ödediğini 6100 sayılı HMK m. 200’e göre yazılı belgelerle kanıtlayamamıştır. Bu gerekçelerle kredi kartı ve iskonto kredileri alacağı yönünden 484,21 TL masraf alacağı ile birlikte toplam 181.790,37 TL olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

941 sayılı yasanın 3’üncü maddesinde; “Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir. “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır. Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde, 1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası, 2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini, b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde, 1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı, 2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.” denilmektedir. Bu madde hükmüne göre karşılıksız çıkan çeklerin sorumluluk bedellerini çekin sunulduğu bankanın ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Taraflar arasında yapılan sözleşmede de kredinin kapatılması durumunda davacı bankanın çek karnelerini geri isteyebileceği düzenlenmiştir. Bu gerekçelerle davalı şirket yönünden çek sorumluluk bedeli olarak 7.502,68 TL’nin ve geri iade edilmeyen 4 tane çek ile 1 tane arkası yazdırılmış olan çek için de 12.280,00 TL’nin toplamı olan 19.782,68 TL hakkında depo kararı talep etmekte davacının hukuki yararı bulunmakta olup 6100 sayılı HMK m. 26 taleple bağlılık ilkesine göre 19.000,00 TL’ye karar verilmiştir.

Dosya içine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası incelendiğinde 242.999,50 TL kredi kartı ve iskonto kredileri, 19.010,00 TL’de çek sorumluluk bedeli depo talebi olarak 262.009,50 TL toplam alacak üzerinden takip başlatıldığı görülmektedir. Davacı banka genel kredi sözleşmesine konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı hesap kat ihtarnamesi göndererek temerrüte düşürmüş olup bu nedenle davacı bankanın asıl alacakla birlikte takip tarihine kadar işlemiş faizi de talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu gerekçelerle davalı şirket yönünden takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi de kabul edilmiştir.

Davalı şirketin davalı bankadan ne kadar kredi çektiğini ve bu kredinin ne kadarını ödediğini bilebilecek durumda olmasına karşın icra takibine itirazda bulunması iyiniyetli görülmeyerek davalı şirket aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

Diğer davalı … Katar davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmeleri müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Dosya içerisine alınan genel kredi sözleşmesinden bu durum anlaşılmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” Dosya içerisindeki genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki kefalet hükümlerinden davalı …’ın müteselsil kefil olduğu anlaşılmakla davacı bankanın 6098 sayılı TBK m. 586’ya göre doğrudan kefili takip etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Davalı banka dosyaya sunduğu hesap kat ihtarnamesi ile asıl borçlunun TBK m. 386’ya göre ifada geciktiğini kanıtlamaktadır. Dolayısıyla davalı kefil … hakkında açılmış olan itirazın iptali davasının da asıl borçlunun borcunu ödememiş olması dikkate alınarak kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davalı kefil …’ın kefil olduğu genel kredi sözleşmesine göre bu sözleşmeye konu borcun ödenmemesi durumunda borca müteselsilen kefil olduğunu bilebilecek durumda olması ve asıl borçlu ile birlikte kendisi aleyhine de icra takibi başlatıldığında hukuken borçtan sorumlu olduğu halde takibe haksız olarak itirazda bulunduğunun anlaşılması nedeniyle davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 52.715,11-TL kredi kartı sözleşmesi, 59.836,15-TL ve 68.754,90-TL iskonto sözleşmesi, 484,21-TL masraf alacakları olmak üzere toplam 181.790,37-TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren aynı koşullarla devamına,
2-Takibin 6100 sayılı HMK madde 26 talepte bağlılık ilkesine göre 19.000,00-TL çek sorumluluk bedelinin davalılar tarafından depo edilmesi talebinin kabulü ile takibin çek sorumluluk bedeli yönünden 19.000,00-TL üzerinden aynı koşullarla devamına,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 181.790,37-TL ve 19.000,00-TL toplamı üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince nakit alacak için hesap olunan 12.418,10-TL nispi karar harcı ile gayri nakit alacak için hesaplanan 59,30-TL maktu karar harç toplamı olan 12.477,40-TL harcın, 3.259,47-TL peşin alınan harçtan mahsubu ile eksik 9.217,93-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 884,50-TL ( 750,00-TL BK ücreti, 134,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan toplam 3.321,67-TL ( 54,40-TL BH, 3.259,47-TL PH, 7,80-TL VH) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı kanun madde 18/A-11’e göre davalıların arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşılmakla, davanın reddedilen kısmı yönünden lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına,
10-Nakit alacak yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 21.175,33-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,+
11-Gayrinakti alacak yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nakit alacak yönünden hesap olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸