Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2021/778 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/293 Esas
KARAR NO : 2021/778

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, uzun yıllardır turizm sektörüne faaliyetini sürdürmekte olan bir şirket olup İran pazarıyla çalıştığını ve acentelik yaptığını, davalı firmanın sahip olduğu … adresinde yer alan “…”, … adresinde yer alan “…”, … adresinde yer alan “…”de İran’dan gelen müşterilerini konaklatmak adına davalı firmanın … Şubesi ile kontenjan sözleşmesi imzaladığını, ilgili sözleşmenin dilekçe ekinde yer aldığını,Sözleşme içeriği incelendiğinde 03.01.2020-03.01.2021 tarihleri arasında oda kontenjanları ve geceleme sayıları belirtilmek suretiyle İran’dan gelecek olan misafirlere davalı tarafından konaklama hizmeti verileceği konusunda anlaşma sağlandığını ve sözleşmenin ödemeler başlıklı maddesiyle davalı firmaya, … Bankası … Şubesinin;28.02.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, 27.03.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, 24.04.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli,29.05.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli,01.10.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli,02.12.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli çeklerinin 07.01.2020 tarihinde teslim edildiğinin görüldüğünü, davalı firmaya toplamda 900.000 TL bedelli çek teslim edildiğini, Önceden öngörülmesi mümkün olmayacak şekilde salgın hastalık nedeniyle İran’dan giriş ve çıkışların 23.02.2020 tarihinde yasaklanmış olduğundan sözleşmenin mücbir sebeplerle icra edilemez bir duruma geldiğini ve yasal olarak feshedildiğini, davacının bu tarihe kadar sözleşme gereğince İran’dan getirdiği ve konaklattığı misafirlerine yönelik toplam ödenmesi gereken miktarın yaklaşık 130.000 TL civarında olduğunu, buna karşın 28.02.2020 tarihli 150.000 TL bedelli çeklerinin davalı tarafından bankaya ibraz edildiğini ve taraflarınca tamamının ödenmek zorunda kalındığını, ödenen çekin suretinin dilekçeleri ekinde yer almakta olup çekin davalı çalışanı olan … tarafından ibraz edilerek tahsil edildiğini, ilgili bu çek nedeniyle güncel cari hesaplarında davalıdan 20.278,85 TL alacaklı durumda bulunduklarını,Davalı firma yetkilileriyle yapılan sözlü görüşmelerde diğer çeklerin sözleşmenin mücbir sebeplerle son bulması nedeniyle iadesinin defalarca talep edildiğini fakat bugüne kadar herhangi bir sonuç alınmadığını, taraflarına sorunun çözüleceği ve beklemeleri gerektiği bildirilmişse de herhangi bir çözüm bulunamadığını ve bedelsiz kalan avans çeklerinin de taraflarına iade edilmediğini, yaklaşık 20 gün boyunca sorunun iyi niyetle çözüleceğini beklemelerine rağmen davalıdan hiçbir dönüş alamadıkları gibi sürekli beklemelerinin söylendiğini ve son olarak 11.02.2020 tarihinde yapılan görüşmede çekleri iade etmeyeceklerinin finans müdürü tarafından taraflarına açıkça söylendiğini, davacı firmanın ilgili çekler nedeniyle yaklaşık 750.000 TL daha risk altında olup çeklerinin derhal taraflarına iadesini, aksi halde hukuki işlemlere başlamak zorunda kalacaklarını ve tüm yargılama giderleri ile birlikte ödemek zorunda kaldıkları veya kalacakları çek bedellerini reeskont avans faiziyle birlikte talep edeceklerini de kendilerine mail olarak da göndermiş olmalarına rağmen iyi niyetli ve olumlu bir yaklaşım içine girilmediğini, en son 12.03.2020 tarihinde firma yetkilileri ile görüşüldüğünü, taraflarına çeklerle ilgili saat 16.00’a kadar beklemeleri söylenmişse de hali hazırda bir çözüm bulunamadığından iş bu davayı ikame etme gereğinin hasıl olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinde de herhangi bir sonuç alınamadığını, Mart ayında girişimleri başlatmış olmalarına rağmen davalı tarafça hiçbir çözüm bulunamadığını,yukarıda arz ve izah edilen ve resen göz önüne alınacak sebeplerle; fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla; … Bankası … Şubesi, 28.02.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli çekin 20.278,85 TL’si bakımından borçlu olmadıklarının tespiti ile 20.278,85 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile istirdadına ve davacıya ödenmesine, … Bankası … Şubesi 27.03.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, … Bankası … Şubesi 24.04.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, … Bankası … Şubesi 29.05.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, … Bankası … Şubesi 01.10.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli, … Bankası … Şubesi 02.12.2020 tarih … numaralı 150.000 TL bedelli çeklerden dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespitine, çeklerin ödenmek zorunda kalınması halinde davalıdan ödenen miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte istirdadına, davalı aleyhinde 420’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı şirketle davacı şirket arasında 06.01.2020 tarihli garantili kontenjan anlaşması akdedildiği hususunda ihtilaf bulunmadığını, Sözleşmeye göre davacının, 03.01.2020-03.01.2021 tarihleri arasında geçerli olmak üzere davalının sözleşmede belirtilen çeşitli otellerinde 1022 gece konaklamayı … ettiğini,davacının dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının İran’dan getirdiği bir kısım misafirterin davalı şirket otellerinde konakladığını, bu konaklama neticesinde tabii olarak davalı şirketin alacağı doğduğunu, bu alacağın, davacının davalı şirkete verdiği çek ile tahsil edildiğini,davacının, taraflar arasındaki sözleşme yürürlükte iken haksız, hukuka ve sözleşmeye aykırı şekilde mücbir sebep iddiası ile sözleşmenin feshedildiğini beyanla huzurdaki menfi tespit ve istirdat davasını ikame ettiğini, dava dilekçesi ekleri ve delillerin taraflarına tebliğ edilmemiş olup savunma haklarının kısıtlandığını bu hususun HMK m. 121’e aykırı olduğunu,taraflarına sadece dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş olup dilekçe eki yapılan veya sayılan delillerin, hatta dava konusu sözde alacağa ilişkin tedbir kararının dahi taraflarına tebliğ edilmediğini, izah edilen nedenle yasaya uygun şekilde tebliğ sağlandıktan sonra iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın başkaca cevap ve delil sunma haklarının saklı olduğunu,taraflar arasındaki sözleşmenin, garantili kontenjan sözleşmesi olma niteliği,sözleşmenin uzun süreli (03.01.2020-03.01.2021 tarih aralığı) olması, sürekli edim ihtiva eden içeriği nazara alındığında huzurdaki davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Garantili kontenjan sözleşmelerinde, otelde belli bir sayıda odayı ayırma taahhüt ettiklerini ya da seyahat acentesinin belirli sayıda geceleme ya da ciro tutarını sağlamayı ve seyahat acentesi sözleşme konusu bu odaları kullandırmayı ve kullandırmasa dahi bedellerini, ciro farkını ödemeyi taahhüt ettiğini,gerek bu tanım gerekse; sözleşmenin garantili kontenjan sözleşmesi olma niteliğinin,davalının davacıya taahhüt edilen sayıda oda tahsis etmiş olması, davacı acentenin … vermek suretiyle belirsizlikleri ve riskleri de üstlenmiş olması, sözleşmenin 03.01.2020-03.01.2021 tarih aralığını kapsayan süresi itibariyle de (uzun süreli) olması, davalıyı temerrüde düşürmek için TTK m. 18/3 hükmünce usulüne uygun ihtar keşide edilmemiş olması, henüz geçici kısıtlamalar başlamadan önce davalının temerrüde düşürülemeyeceği, sözleşmenin sürekli edim ihtiva eder niteliği gereği, henüz dava tarihi itibariyle bile kalan süre nazara alındığında, sözleşmenin fesih şartlarının doğmamış olması, davacı talep ve uygulamalarının, sözleşmenin mücbir sebebe ilişkin düzenlemesine aykırı olması, birlikte değerlendirildiğinde huzurdaki davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu,Sayın Mahkeme’nin de malumu olduğu üzere mücbir sebep şartları oluşmadan mücbir sebebin varlığından bahsedilemeyeceği gibi bunun hukuki neticelerinin de oluşmayacağını, bu nedene dayanılarak talepte bulunulamayacağını, dava açılamayacağını,davacının haksız ve hukuka aykırı şekilde henüz sözleşmenin ifasına engel yahut zorlaştırıcı bir durum söz konusu olmadan, böyle bir durum söz konusu olsa dahi bunun ne kadar ve tarafları ne derece etkileyeceğinin belirsiz olduğu dönemde yeni şartlara göre sürekli edimleri ihtiva eden garantili kontenjan sözleşmesinin uyarlanması yoluna gitmeden haksız ve hukuka aykırı olarak sözleşmeyi sonlandırmak niyetinde olduğunu, bu durumun davacı beyanları ile ispatlanmış durumda olduğunu,hal böyleyken davanın haksızlığının yanı sıra davacının kötü niyeti de sabit olduğundan davanın bu nedenle de reddi gerektiğini, açıklanan nedenle davanın reddini talep ettiklerini,açıklanan ve Sayın Mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösteriler deliller toplanmış, … Bankası / … Şubesi’nden çekler ile ilgili cevabi yazısı, … 9.ATM … D.İş sayılı dosyası celp edilmiştir.Alacağın varlığı ve miktarı yönünden dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş aldırılan 26/05/2021 tarihli raporda ” davacının 23.02.2020 tarihinden itibaren işbu davaya konu sözleşme kapsamındakı aslı edimini ifa etmesinin imkansızlaştığı, dolayısıyla bu tarihten itibaren işbu davaya konu sözleşmenin yekun halinde ortadan kalktığı,davacı yanın imkansızlaşan asli ediminin İran’dan gelen müşterilerini sözleşme süresince ve koşullarınca davalı yanın bünyesindeki otellerde konaklatmaktan ibaret olduğu, somut olaydaki sözleşme sona ermesinin TTK m.18/3 hükmünün kapsamına girmediği,dolayısıyla sona erme durumunun taraflar arasında özel bir usul ile ihtaratının şart olmadığı, davacı tarafından, asli ediminin ifasının garantisi olarak verilen 6 adet çekin bedelsiz kaldığı, ancak anılan çeklerden 20.02.2020 düzenleme tarihli … numaralı ve 150.000,00 TL tutarındaki çekteki bedelsizliğin kısmi nitelikte olduğu; takiben davalı yanın 19.097,27 TL kadar haksız olarak zenginleştiği miktarın davalıdan istirdadının gerektiği,diğer 5 adet çek kapsamında her birinin tamamen bedelsiz kalması nedeniyle davacı borçlunun bu çekler nezdinde borçlu olmadığının tespit edilmesi gerektiği, anılan çeklerden davalı tarafından tahsil edilenlerinin davalıdan bu miktar kadar istirdadının gerektiği, üçüncü kişilere devredilmiş ve yetkili hamil sıfatını haiz yasal şartları taşıyan kişilerce tahsil edilmiş olanlarının ise yine bu miktar kadar -bu kişilere karşı temel ilişkiden kaynaklanan bir şahsi definin ileri sürülebilmesinin mümkün olmaması dolayısıyla- yine davalıdan istirdadının gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, sözleşmeye bağlı olarak verilen 5 adet çekten dolayı takipten önce açılan menfi tespit davası 1 adet çekten dolayı ise istirdat davasıdır. Taraflar arasında … Kontenjan anlaşması imzalanmış olup sözleşmenin süresi 03/01/2020 ile 03/01/2021 tarihleri arasında belirlenmiş ve ödemenin 6 adet çekle yapılacağı sözleşmenin ödemeler kısmında kararlaştırılmıştır. Bu ödeme planına göre çeklerin davacı tarafından davalıya teslim edildiğine dair taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı taraf, önceden öngörülemez olan salgın hastalık nedeniyle İran ‘dan giriş ve çıkışların 23/02/2020 tarihinde yasaklanması nedeniyle sözleşmenin mücbir sebeple icra edilemez olduğunu iddia ederek sözleşmeyi feshetmiş ve bunu takiben verilen avans çeklerinden 5 tanesinin bedelsiz kaldığını, 28/02/2020 tarihli 150.000-TL bedelli çekin ise sadece 130.000-TL borçlu olunmasına rağmen tamamının tahsil edilmiş olması nedeniyle fazla ödenen bedelin istirdatını talep etmiştir.Burada en önemli uyuşmazlık noktası sözleşmenin mücbir sebep nedeniyle geçerli olup olmadığı hususudur. Sözleşme hükümleri uyarınca davacı taraf, İran’dan gelecek müşterilerin davalının otellerinde konaklatmayı, davalı taraf ise bu müşteriler için otellerde oda vermeyi taahhüt etmiştir. Sözleşmenin süresi 03/01/2020 ile 03/01/2021 tarihleri olarak belirlendiği fakat sözleşme yürürken bakanlık tarafından 23/02/2020 tarihinde İran’dan giriş ve çıkış işlemlerinin yasaklanması yönünde tedbir kararı verilmesinin davacının edimini ifa etmesini olanaksız duruma getirdiği, ifa imkansızlığının herkes için öngörülemez, kaçınılmaz ve karşı konulmaz olduğu, davacının kendi kusuru ile sebep verdiği bir olay olmadığı, objektif ifa imkansızlığı nedeniyle tarafların üstlendikleri edim ve yükümlülüklerden kurtularak akdin ortadan kalktığı, bu nedenle davacının ödeme planında belirlenen ve avans çeki olarak davalıya teslim ettiği çeklerden 28/02/2020 tarihli çek dışındaki 5 adet çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve ayrıca taraf defterleri üzerinde yapılan mali inceleme ve rapor ile sabit olduğu üzere dava tarihi itibariyle 28/02/2020 tarihli 150.000-TL bedelli çek yönünden sözleşme 23/02/2020 tarihine kadar yürürlükte olduğundan fatura borçları düşülüp iade faturası eklendikten sonra davacının 19.097,27-TL alacağının kaldığı, davalı tarafça çek bedelinin tamamı tahsil edilmiş olduğundan fazla tahsil edilen 19.097,27-TL bedelin davacıya iadesine karar vermek gerekmiş, davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen KABULÜNE,
A) Davacının … Bankası / … Şubesi’ne ait 27/03/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli, 24/04/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli, 29/05/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli, 01/10/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli, 02/12/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli 5 adet çekten dolayı davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE,
B)Davacının … Bankası / … Şubesi’ne ait 28/02/2020 tarihli … Çek nolu 150.000-TL bedelli çekten dolayı çek bedelinin 19.097,27-TL ‘lik kısmından borçlu olmadığının TESPİTİ ile ödenen bu miktara dava tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 52.537,03 TL nispi harçtan peşin alınan 13.154,44 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 39.382,59 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 13.216,64 TL ( 54,40 TL BH, 13.154,44 TL PH, 7,80 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 3.600,00 TL, tebligat gideri 250,00 TL toplam 3.850 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.844,10-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 55.504,86 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 1.181,58-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip