Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/261 E. 2021/476 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/261
KARAR NO : 2021/476

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 12/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACILARIN TALEBİ:
Davacılar … ve … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …. ile 26.12.2017 tarihinde Web Uygulama Hizmet Sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereği ödenmesi gereken 40.000,00 TL’yi ödediklerini, davalı şirketin geliştirmesi gereken web uygulamasını sözleşmeye göre 180 günde tamamlaması gerekirken bugüne kadar tamamlamadığını, davalıya Kartal … Noterliğinin 09.07.2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndererek 7 gün içinde ya web uygulamasının teslim edilmesini ya da ödenmiş olan 40.000,00 TL’nin iade edilmesini istediklerini, davalı tarafın iki taleplerini de yerine getirmemesi üzerine önce arabulucuya başvurduklarını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine de dava açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı …. vekili verdiği cevap dilekçesinde davacılar ile sözleşmenin yapılmasından ve ilk ödemenin alınmasından sonra çalışmalara başlanıldığını, yapılan çalışmaların http:://esg.solvepark.org/ adresinde davacılarla paylaşıldığını, projenin büyük kısmının tamamlanmasından sonra davacıların sözleşme kapsamında olmayan bir kısım isteklerinin projenin tamamlanmasına engel olduğunu, projeye dahil olmayan bu istekler nedeniyle sözleşmenin revize edilmesi tekliflerinin de davacılar tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle de projenin durduğunu, vaadedilen işin % 80’inin sözleşmeye uygun şekilde tamamlandığını, sözleşmeye göre 80.000,00 TL almaları gerekirken sadece 40.000,00 TL alabildiklerini, sözleşmeye göre işin tamamlanabilmesi için müşterinin gerekli bilgiyi vermesinin şart olduğunu, sözleşme hükümlerini kendilerinin ihlal etmediğini, talep edilen faiz türüne de itiraz ettiklerini belirterek bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 26.12.2017 tarihinde Web Uygulama Hizmet Sözleşmesini, Kartal … Noterliğinin 09.07.2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, 26.12.2017 tarihinde Web Uygulama Hizmet Sözleşmesini, taraflar arasında yapılan yazışmaları, keşif, ticari defterleri, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davacıların gerçek kişi olmaları nedeniyle gerçek kişi tacir olup olmadıklarının tespiti için vergi kayıtları istenilmiş sözleşmede imzası bulunan taraflardan …’un vergi levhası dosyaya sunulmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Dava konusu 26.12.2017 tarihli Web Uygulama Hizmet Sözleşmesinin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2’nci maddesinde “Bu sözleşme müşteri için geliştirilecek olan bir adet web uygulamasının mobil, tablet ve masaüstü olacak şekilde özel olarak tasarlanması, front – end ve back – end kodlamalarının yapılması ve bu süreçte tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinden oluşmaktadır.” düzenlemesi getirilmiş olup sözleşme hukuki niteliği itibariyle eser sözleşmesi niteliğindedir.

Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalı şirketin geliştirmesi gereken web uygulamasının sözleşmede öngörülen 180 günde tam ve eksiksiz olarak tamamlanıp tamamlanmadığı maddi vakıasına dayanmaktadır.
Taraflar arasında yapılan Web Uygulama Hizmet Sözleşmesinin “Sözleşmenin Süresi” başlıklı 4.1 maddesinde “Sözleşme taraflarca imzalanmasının ardından, müşteri tarafından yapılacak avans ödemesinin gönderildiği tarih itibariyle yürürlüğe girer.” düzenlemesi getirilmiş, 4.2 maddesinde de sözleşme süresi 180 takvim günü olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin “Hizmet Bedeli ve Ödeme Şekli” başlıklı 5’inci maddesinde de 15.000,00 TL tutarlı sözleşme peşinatının imza tarihinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla sözleşmenin imzalandığı 26.12.2017 tarihinde ilk peşinat ödenmiş olup sözleşmenin 4.1 maddesine göre sözleşme taraflar arasında yürürlüğe girmiş ve 4.2 maddesinde belirlenen 180 günlük süre işlemeye başlamıştır. Bu durumda sözleşmede davalı tarafın üstlendiği işin bitiş tarihi 23.06.2018’dir. (Sözleşmenin imzalandığı tarih 26.12.2017 + 180 gün = 23.06.2018) Davacı taraf davalıya Kartal … Noterliğinin 09.07.2019 tarih ve …sayılı ihtarnamesini göndererek 7 gün içinde ya web uygulamasının teslim edilmesini ya da ödenmiş olan 40.000,00 TL’nin iade edilmesini talep etmiş olup işin sözleşmede öngörülen bitiş tarihinden yaklaşık bir yıl sonra davacıya teslim edilmediği anlaşılmaktadır.

Mahkememizin 16.11.2020 tarihli duruşmasında davalı tarafa davacıların sözleşme kapsamında olmayan bir kısım isteklerinin neler olduğunu açıklamaları için ve davacıların davalı tarafa vermeleri gerekip de vermedikleri bilgilerin neler olduklarını açıklamaları için 6100 sayılı HMK m. 119’a göre iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş ancak davalı tarafından bir açıklama yapılmamıştır.

Davalı taraf vekili davaya verdiği cevap dilekçesinde sözleşmeye konu işin bitirildiği itirazında bulunmamış, ancak iki ayrı itirazda bulunmuştur. Bunlardan birincisi vaadedilen işin % 80’inin sözleşmeye uygun şekilde tamamlandığı itirazıdır. Davalı vekilinin bu açıklamasıyla sözleşmede davalının üstlendiği işin dava tarihi itibariyle de tamamen tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin cevap dilekçesindeki bu açıklaması 6100 sayılı HMK m. 188’de yer alan “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.” hükmüne göre açık ikrar niteliğindedir. Bu nedenle sözleşmeye konu işin bitirilip bitirilmediği konusunda inceleme yapılması gerekmese de gecikmenin hangi taraftan kaynaklandığının tespiti için teknik bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiden; dava konusu bilgisayar yazılımının çalışıp çalışmadığının tespitine, dava konusu bilgisayar yazılımı çalışmıyorsa çalışmama sebebinin davalı tarafın 29.11.2020 tarihinde dosyaya sunduğu dilekçesinde belirttiği davacının davalıya vereceğini söylediği ve dava konusu yazılıma entegre olacak yazılımın verilmemesiyle ilgili olup olmadığının tespitine ve dava konusu yazılımın tamamlanmama sebebinin tam olarak davacıdan mı yoksa davalıdan mı kaynaklandığının tespitine karar verilmiştir.
Hazırlanan 30.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu bilgisayar programının çalışmadığı, programın çalışmama sebebinin davacının davalıya vereceğini belirttiği ve dava konusu yazılıma entegre olacak yazılım ile ilgili olduğu, söz konusu ara yazılımın davacılar tarafından tedarik edildiği, sözleşmeye göre bu ara yazılımın dava konusu programa entegrasyonu işinin davalı şirketin sorumluluğunda olduğu ancak davalı tarafın bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi nedeniyle yazılımın tamamlanamadığı, dolayısıyla da yazılımın tamamlanamama nedeninin davalı şirketten kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin Ek – 1 Hizmet Kapsamı kısmında ara yazılımın tedarik edilmesi edimi davacıların yükümlülüğünde olup davacıların bu yükümlülüklerini yerine getirdikleri bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Söz konusu ara yazılımın dava konusu yazılıma entegrasyonu ile ilgili sözleşmede bir hüküm bulunmamasına karşın dava konusu yazılımın çalışması için davacıların tedarik ettiği ara yazılımın entegrasyonunun sağlanmasının zorunlu olduğu açıktır. Davalının sözleşmeden kaynaklanan edimi dava konusu yazılımı çalışır şekilde davacılara teslim etmek olduğu için davacıların tedarik ettikleri ara yazılımın entegrasyonu ediminin de davalı şirket üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Ancak davalı şirket bu edim yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.
Davacının davalıya ödediğini belirttiği 40.000,00 TL’nin ödenmediğine ilişkin davalı tarafın bir itirazı bulunmamaktadır. Bu nedenle dava konusu paranın davalıya ödenip ödenmediği konusunda tarafların ticari defterlerinde inceleme yaptırılmamıştır.
Davalı tarafın ikinci itirazı ise projenin büyük kısmının tamamlanmasından sonra davacıların sözleşme kapsamında olmayan bir kısım isteklerinin projenin tamamlanmasına engel olduğu, projeye dahil olmayan bu istekler nedeniyle sözleşmenin revize edilmesi tekliflerinin de davacılar tarafından kabul edilmediği, bu nedenle de işin geciktiği yönündedir. Ancak davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafın sözleşme kapsamında olmayan bir kısım isteklerinin neler olduğunu açıklamamış ve bu konuda dosyaya delil de sunmamıştır. Cevap dilekçelerinde delil olarak belirttikleri taraflar arasında yapılan yazışmaları ise 6100 sayılı HMK m. 318’e göre dosyaya sunmamıştır. Dolayısıyla itirazını 6100 sayılı HMK m. 190’a göre kanıtlayamamıştır.
6098 sayılı TBK m. 471/I’e göre; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” Yüklenicinin işi zamanında bitirmemesi üstlendiği işi sadakat ve özenle yapmadığı anlamına gelmektedir. 6098 sayılı TBK m. 473’e göre; “Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da işsahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, işsahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.” Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile hazırlanan bilirkişi raporundan davalının üstlendiği işi zamanında bitiremediği açık olduğundan ve bu durumu cevap dilekçesinde kendisinin de kabul ettiği anlaşıldığından davacı olan iş sahibinin bu madde kapmasında sözleşmeden dönme hakkı doğmuştur. Bu durumda davacı verdiklerini faizi ile davalı taraftan isteme hakkına sahiptir. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf 40.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep etmiş olup davacı taraf sebepsiz zenginleşme hükümlerine değil sözleşme hükümlerine dayanmış olması nedeniyle 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre borcun muaccel hale geldiği tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden muacceliyet tarihi davacının davalıya gönderdiği Kartal … Noterliğinin 09.07.2019 tarih ve… sayılı ihtarnamesinde tanıdığı yedi günlük sürenin sonudur. İhtarnamenin tebliğ şerhi dosya içindeki ihtarnamede bulunmadığından ihtarname tarihinden itibaren yedinci gün 15.07.2019 tarihi kabul edilerek bu tarihten itibaren talep gibi avans faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-40.000,00-TL’nin 15/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan ‭2.732,4‬0-TL nispi karar harcından peşin alınan 683,10-TL harcın mahsubu ile bakiye ‭2.049,3‬0-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam ‭1.591,3‬0-TL’nin ( 54,40-TL BVH, 7,80-TL VH, 683,10-TL Peşin Harç, 96,00-TL Tebliğ ve Posta, 750,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır