Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/233 E. 2020/668 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/233 Esas
KARAR NO :2020/668

DAVA:Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ:08/03/2016
KARAR TARİHİ:15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkillerinin 20/09/2012 tarihinde, o dönem ortağı oldukları … ve Tic. A.Ş. Adlı şirketin hisselerini davalı … … …. Adlı şirkete bir hisse satış sözleşmesi kapsamında sattıklarını belirterek, 4686 MTK md. 15 uyarınca … … dosya no.lu kararının: 1 no.lu hüküm fıkrasında Türk Borçlar Kanunun Emredici Hükümlerine aykırı olarak müvekkillleri … ve … aleyhine olması gerekenden 2.790.164,30-TL daha fazla sorumluluk hesaplanmış olduğunu, 1 no.lu hüküm fıkrasında fazladan sorumluluk hesaplanmış olması nedeni ile … A.Ş.’nin teminat mektuplarından tahsil edilmiş olan tutar düşüldükten sonra …. Nin bir alacağı kalmamasına rağmen … A.Ş. Dahil tüm davacı müvekkillerinin bakiye ödeme yapmalarına ilişkin I no.lu hüküm fıkrasının bu kısmı da hatalı olduğundan; yine I.hüküm fıkrasında davacı müvekkili … lehine hüküm verilmiş olsa dahi talep ve tahkime konu sözleşme içeriğinin dışına çıkılarak sınırlı bir ifa biçimi tanılanmış olduğundan tahkim konusu dışında bir karar verilmiş olduğu gözetilerek, ilgili fıkraların iptaline yahut mahkeme farklı bir kanaatte ise kararın bütün olarak iptaline, yargılama giderlerinin davalı … … üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle görevsizlik itirazlarının olduğunu, iptali istenen hakem kararının tarafların tacir olması ve karara konu hisse satımının ticari iş sayılmasından dolayı davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren davalardan olduğunu, bu hususun Türk Ticaret Kanunun 5.maddesinde de tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki davalarda asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunun açıkça belirtildiğini, bu yorumla asliye hukuk mahkemesinin görev alanına giren ancak ticari nitelikte uyuşmazlıklara ilişkin çözümün asliye ticaret mahkemelerince yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, açıkça kanunla düzenlendiği üzere ticari işlere ilişkin hakem kararı iptali davasının heyetçe ticaret mahkemeleri tarafından görülmesi gerektiğinden kamu düzenine ilişkin olan bu husus sebebiyle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl davacının davacıları 20 Eylül 2012 tarihinde …. Ve Tic. A.Ş hisselerini davalıya sattıklarını, hisse senedinin satışına yönelik sözleşmenin ihlalinden kaynaklı olarak … nezdinde tahkime müracaat etmiş, tahkim sonucu 4 Şubat 2016 tarihinde karar verildiği, kararın arsinal metni ve onaylı tercümesinin dosyada olduğu, anlaşılmaktadır.
Asıl davanın davacısı, tahkim kararının emredici hukuk kaidelerine özellikle TBH’ya aykırı karar verildiğini, tazminatın yanlış hesaplandığını ve bu suretle tahkim kararının iptalini talep etmişken, Mahkememiz birleşen dosyasıyla talepte bulunan davacı ise … (Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin) … nolu 04/02/2016 tarihli kararının tenfizini talep etmiştir.
Bahis konusu … kararı incelendiğinde taraflar arasında tahkim şartının olduğu ve verilen kararın emredici hukuk kaidelerine, kanun düzenine aykırı bir durumun olmadığı, kararın kesin nitelikte olup tenfiz şartlarınında olduğu anlaşılmakla asıl davanın Reddine, Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ 13.Hukuk Dairesi’nin 2018/1570 Esas 2020/248 Karar, 20/02/2020 tarihli ilamı ile “Dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 4686 sayılı kanunun 15/A maddesine göre hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabilecektir. Yine aynı maddeye göre dava tarihi itibarıyla iptal davasına bakmakla ilk derece mahkemesi görevli ise de, yargılama sırasında 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 4686 sayılı kanunun 15/A maddesinde değişiklik yapılmıştır.
Buna göre 7101 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile değiştirilen 4686 sayılı kanunun 15/A maddesinin birinci bend ikinci cümlesinde iptal davasının, 3 üncü madde uyarınca yetkili asliye hukuk mahkemesinin bulunduğu yer yönünden yetkili bölge adliye mahkemesinde açılıp öncelikle ve ivedilikle görüleceği düzenlenmiştir. Söz konusu değişiklikte iptal davalarında görevli mahkemenin dava tarihi itibariyle belirleneceğine dair bir geçiş hükmüne de yer verilmediği, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınacağı, kural olarak usul hükümlerinin derhal uygulanması ilkesi gereği mahkemenin görevsiz olduğu, iptal davalarına bakmakla yapılan değişiklik üzerine Bölge Adliye mahkemelerinin görevlendirildiği anlaşılmaktadır. (Yargıtay 11. HD 2019/643 E., 2019/2262 K.)
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacağından ve 4686 sayılı kanunun 15/A maddesinde yargılama sırasında yapılan değişiklik ile iptal davaları bakımından bölge adliye mahkemelerinin görevli olduğu düzenlemesi yapıldığından mahkemece yasada yapılan değişiklik değerlendirilmeden yargılamaya devamla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
HMK’nın 166. maddesinde davaların birleştirilmesi düzenlenmiştir. Buna göre “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir.” hükmü getirilmiştir.
Yargılama sırasında yapılan yasa değişikliği ile asıl dava yönünden davaya bakma görevi bölge adliye mahkemelerine verildiğinden, birleşen hakem kararının tenfizi davasının bu dava ile birlikte görülmesine usul hukuku açısından imkan bulunup bulunmadığı mahkemece değerlendirilmemiştir. Mahkemece yargılama sırasında 4686 sayılı yasanın 15/A maddesinde yapılan değişiklik gözetilerek davaların birlikte görülüp görülmeyeceği değerlendirilmeden her iki dava hakkında da esasa ilişkin karar verilmesi usule aykırı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş yargılama sırasında 7101 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 4686 sayılı kanunun 15/A maddesinde yapılan değişiklik değerlendirilerek, asıl dava yönünden görev hususunun değerlendirilmesi, yapılan değişiklik ile asıl ve birleşen davalara bakmakla görevli mahkemelerin farklı olduğunun tespiti halinde HMK’ nın 166/167. maddeleri hükmüne göre davaların birlikte görülmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi ve bu değerlendirmeye göre gerekli kararların verilmesi olmalıdır.” gerekçesi ile kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Kaldırma Kararı ve taraf vekillerinin 15/10/2020 tarihli duruşmadaki beyanları dikkate alınarak HMK 166 Md. Kapsamında asıl ve birleşen davalara bakmakla görevli mahkemelerin aynı düzey ve sıfattaki mahkeme olmaması nedeniyle birleşen …. ATM’nin … Esas sayılı dosyasının işbu asıl davadan tefrikine karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava hakem kararının iptali istemine ilişkin olup 7101 sayılı kanunla değişik 4686 sayılı yasanın 15/A mad. Uyarınca hakem kararının iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu düzenlenmiş, yapılan işbu değişiklik gereği görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Mahkememizde açılan 2020/233 Esas sayılı hakem kararının iptaline yönelik asıl davada dava dilekçesinin görev yönünden USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …