Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/171 E. 2022/646 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/171
KARAR NO:2022/646

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:05/03/2020
KARAR TARİHİ:25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin maliki olduğu … plakalı aracın 21.12.2018 tarihinde karıştığı kaza sonucu meydana gelen zararın rücuen tahsili için davalı yanca, davacıya ve davacı dışı …’a …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını müvekkilinin …’da araç kiralama işi ile meşgul olduğunu İcra dosyasının dayanağı kazaya konu … plakalı aracı 25.09.2018 tarihinden 04.10.2018 tarihine kadar dava dışı üçüncü kişi …’e on günlüğüne kiraladığını kiralama süresinin bitmesinden sonra … aracı beğendiğini ve uzun süreli (bir yıl) kiralamak istediğini belirtmiştir. Bunun üzerine eski kiralama sözleşmesinin üzerine 07.10.2018 tarihi atılmış, bir miktar para ve 100.000,00.-TL tutarında senet alınarak araç …’e kiralanmıştır. 1774 sayılı Kimlik Bildirme Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca da aracın …’e kiralandığı Araç uzun süreli olarak …’e kiralandıktan sonra 21.12.2018 tarihinde …’ın sevk ve idaresinde iken … plakalı araç ile çarpışmış ve oluşan zarardan dolayı sigorta şirketi müvekkile rücu isteminde bulunduğunu, açıkladığımız nedenlerle ve yargılama sırasında ortaya çıkabilecek durumlar karşısında diğer tüm talep, dava ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; Davacı/müvekkil aleyhine başlatılan takibin tedbiren teminatsız olarak durdurulmasını, müvekkilin zarardan sorumlu tutulamayacağının tespiti ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkil aleyhine başlatılan 30.148,68.-TL (28.584,00.-TL asıl alacak, 1.564,68.-TL faiz) takip çıkış tutarlı takibin fer’ileriyle birlikte yekün halinde müvekkil yönünden iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf dava dilekçesinde, müvekkillerinin araç kiralama işi ile meşgul olduğunu davaya konu … plakalı araç 25.09.2018 tarihinden 04.10.2018 tarihine kadar dava dışı üçüncü kişi …’ e on günlüğüne kiralandığını iddia etmiştir. Davacı taraf, belirtilen kiralama sözleşmesinin bitmesi üzerine dava dışı …’ in aracı 1 yıllığına kiralama talebi üzerine aracın 1 yıllığına kiraya verildiği, aracın uzun süreli kiralama dönemi içerisinde iken davaya konu kazanın meydana geldiği, davacı müvekkillerinin işleten sıfatına haiz olmadığını ve meydana gelen zarar nedeniyle sorumlu tutulamayacağını iddia ve beyan ettiğini, ancak dava dışı şahsın işleten sıfatına haiz olabilmesi için öncelikli olarak araç maliki tarafından bir kira sözleşmesi kapsamında aracın devir işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunması şartı bir yana ayrıca bu kira sözleşmesinin geçerli olabilmesi için üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte ve güçte olması gerekmektedir. Dava konusu olayda yapılan incelemeler neticesinde de davacı tarafından delil olarak sunulmuş olan kiralama sözleşmesinde araç teslim tarihinin 25.09.2018 ve araç dönüş tarihinin 04.10.2018 olarak imza altına alındığı açıkça görüldüğünü, davacı yanca aracın kiralama sözleşmesinin üzerine 07.10.2018 tarihinin yazılarak 1 yıllığına kiralandığı şeklideki beyanlarından 1 yıllık bir kiralamanın gerçekleştiği sonucuna varılamayacağını davacı tarafça iddia edilen kira sözleşmesinin varlığı bakımından ise; uzun dönem araç kiralama sözleşmelerini TBK’daki kira sözleşmesi tanımı çerçevesinde bir kira sözleşmesi olarak görmenin mümkün olmadığı açıktır. Kiralayan ve kiracıya pek çok asli borç yükleyen bu 10 günlük sözleşmenin, niteliği gereği yazılı şekilde imzalanmış kira sözleşmesi niteliği taşımadığı aşikar olduğu, açıkladığımız sebepler göz önüne alınarak ve fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarımız saklı kalmak koşuluyla; Müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla açılmış bulunan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile birlikte avukatlık ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 85’e göre işleten sıfatına haiz olup olunmadığının tespiti ve dolasıyla trafik kazası nedeniyle menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, trafik kayıtları, tramer kayıtları, hasar dosyası ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış 19/04/2022 tarihli celse ara kararı ile dosyanın kusur/hasar uzmanı bilirkişiye tevdi ile hasar bedeli ile uyumlu olup olmadığı, alacak ve tüm dosya kapsamı hakkında rapor düzenlenmesini karar verilmiştir.
04/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Kusur durumu değerlendirilmesi neticesinde … plakalı otomobil sürücüsü…’in maddi hasar ile neticelenen trafik kazasında %25 (yüzde yirmi beş Joranında tali derecede kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın maddi hasar ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %75 (yüzde yetmiş beş ) oranında asli derecede kusurlu olduğu, maddi hasar yönünden değerlendirme neticesinde; dava konusu … plakalı raporunda “2017 model …” otomobilin olay tarihi itibari ile karıştığı maddi hasarlı trafik kazası sonucu ağır hasar aldığı, araçta belirtilen hasar ile olay mahallinde tanzim edilen kaza tespit tutanağında belirtilen kazanın uyumlu olduğu bu kaza sonucu hasarın meydana gelebileceği, aracın yapılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen hasar miktarının fazla olması nedeni ile aracın pert total işlem yapılması yönündeki tespitin tarafımca da uygun görüldüğü, aracın onarımının ekonomik olmayacağı, yapılan piyasa araştırması sonucu pert total işlem sonucunda araçta KDV dahil toplam 106.000,00-TL hasar tespit edildiği, tespit edilen hasar miktarının kusur oranı doğrultusunda 106.000,00-TLX %25=26.500,00-TL tespit edildiği kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu maddeye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını davalılardan talep etmekte hukuki yararı bulunmakta olup aynı maddeye göre davacı öncelikle yaptığı ödemeleri ispatlamalıdır.
Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 Sayılı KTK hükümlerine göre trafik kaydı, işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğin üçüncü kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü de yoktur. KTK’nun 3.maddesinde “işleten: araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde ise, “bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, müotorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, davalı finansal kiralama şirketi tarafından kazaya karışan aracın uzun süreli kira sözleşmesi ile dava dışı … İnşaat Taahhüt Turizm Taşımacılık Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş’ye kiralandığı, finansal kiralama sözleşmesinde kiracıya malı alım hakkı da tanındığı gözetildiğinde 2918 Sayılı Kanunun 3.maddesi gereğince bu sözleşme ile aracın işletenlik sıfatı artık dava dışı kiracı olan … İnşaat Taahhüt Turizm Taşımacılık Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş’ye geçmiştir. Buna göre davalı finansal kiralama şirketinin işletenlik sıfatı bulunmadığından hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Nitekim Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 17.HD 2014/9628 Esas – 2014/9473 Karar, 2015/1081 Esas – 2017-8061 Karar, 2016/14752 Esas – 2017/8558 Karar) ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 05/04/2019 tarih 2017/1579 esas ve 2019/738 karar sayılı ilamı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Davacı yanın maliki olduğu … plakalı aracın 21/12/2018 tarihinde karıştığı kaza sonucu meydana gelen zararın rücuen tahsili için davalı yanca, davacıya …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve iş bu davanın açıldığı, davacı yanca 2918 Sayılı Kanunun 3.maddesi gereğince işleten sıfatının bulunmadığı iddia edilmiş ise de; aracın uzun süreli kiraya verildiğine ilişkin bilgi ve belge sunulmamış olup; sunulan kira sözleşmesinde uzun süreli kiraya verildiğine ilişkin içeriğin de bulunmadığı, kira ödemelerinin tespiti noktasında davacı yana yapılan ihtara rağmen ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, yine bu hususta … Vergi Dairesi’ne müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazı ve tüm dosya kapsamından uyuşmazlığa konu aracın uzun süreli kiraya verildiği ve dolasıyla işleten sıfatının bulunmadığı hususunun ispat edilemediği, yine … Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının yapılan incelemesinde kazaya karışan … plakalı araca ilişkin zarar tazmini dosyası olduğu, bu nedenle iş bu dosyanın bekletici mesele yapılmadığı, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporuyla zarar tespitinin yapıldığı ve ödeme olgusu da ispat edilemediğinden; Davanın kısmen kabulü ile; davacının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu borçtan dolayı 26.500,00-TL asıl alacak ve 1.450,60-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.950,60-TL bedelden borçlu olduğu aşan bedel üzerinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacının …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu borçtan dolayı 26.500,00-TL asıl alacak ve 1.450,60-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.950,60-TL bedelden borçlu olduğu aşan bedel üzerinden borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.909,31.TL nispi karar harcının, peşin alınan 514,87TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1394,44TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA
4-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.198,08-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan dava açılarken yatırılan toplam 577,07TL (54,40TL BVH 7,80TL VSH, 514,87TL peşin harç) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 1.041,50TL (141,50TL tebliğler ve posta, 900,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 965,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1320,00TL’nin davadaki kabul ve red oranına göre; 1.223,76 TL ‘sının davalıdan, 96,24 TL’sının davacıdan alınarak, hazineye GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/10/2022

Katip …

Hakim …