Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 E. 2021/315 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/162
KARAR NO:2021/315

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:03/03/2020
KARAR TARİHİ:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, kasko sigortası yaptıkları kendi sigortalılarına ait olan … plakalı araca davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve …İnşaatı Adi Ortaklığının sorumluluğundaki otoyol çalışması sırasında silindir iş makinesinin çarptığını, meydana gelen bu kaza nedeniyle kendi sigortalılarına 12.949,70 TL sigorta tazminatı ödemesi yaptıklarını, kazaya silindir iş makinesinin neden olduğunu, bu makinenin çalıştığı inşaat sahasının davalıların sorumluluğunda olduğunu, 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre yapmış oldukları sigorta tazminatı ödemesini kendi sigortalılarının halefi olarak davalılardan talep etme haklarının bulunduğunu, bu sebeple davalılar aleyhinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi yaptıklarını, davalıların takibe itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALILARIN TALEBİ:
Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davaya konu olayın …, …’de gerçekleştiğini, kendi sorumluluk alanlarının ise burası olmadığını, bu nedenle de kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek her iki şirket yönünden de husumet itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da kazayı yapan çalışanın … isimli ve … unvalı şirket bünyesinde çalışan kişi olduğunu, icra takibinin 6.779,79 TL olarak başlatıldığını, davacının ise 12.949,70 TL ödediğini belirterek dava açtığını, bu nedenle de itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini, kazanın sigortalı aracın malzeme getirdiği esnada toprakarme çalışması yapılırken gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, adresinin Mersin olması nedeniyle yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da davacının sigortaladığı aracın kendi kullandığı iş makinesine çarptığını, kendi kullandığı iş makinesinin azami hızının 20 – 30 km olduğunu, bu hızda çalışırken kusurlu olmasının mümkün olmadığını, kendisinin kusurlu olduğuna ilişkin de bir delil bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, kendi adreslerinin … olması nedeniyle yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da kazanın meydana geldiği yerin … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, icra takibinin 6.779,79 TL olarak başlatıldığını, davacının ise 12.949,70 TL ödediğini belirterek dava açtığını, bu nedenle de itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini, kazanın sigortalı aracın malzeme getirdiği esnada toprakarme çalışması yapılırken gerçekleştiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, kazanın meydana geldiği yerin … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, kendilerinin kusurunun bulunmadığını, icra takibinin 6.779,79 TL olarak başlatıldığını, davacının ise 12.949,70 TL ödediğini belirterek dava açtığını, bu nedenle de itirazın iptali davasının değerinin en fazla 6.779,79 TL olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, haksız fiillerde haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin yetkili olması nedeniyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin sorumluluk alanında gerçekleştiğini, bu nedenle kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, kazaya karışan araçlar yönünden işleten sıfatına sahip olmadıklarını, kazada kusurlarının bulunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigortacının halefiyet yoluyla ödediği hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin başlattığı icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, sigorta poliçesini, ekspertiz raporunu, ödeme dekontunu ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. Şirket ana sözleşmesini, diğer davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından hazırlanan kaza araştırma raporunu, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, kaza görüntülerini, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen davalı … … A.Ş., kaza araştırma raporunu, fotoğrafları, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, kaza görüntülerini, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen davalılar … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş., kaza tutanağını, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
…İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından davaya dahil edilen davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre sigortacının halefiyet yoluyla ödediği hasar bedelinin tahsili istemine ilişkin başlattığı icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
Davacı davasını … A.Ş., … A.Ş., … ve …İnşaatı Adi Ortaklığına karşı açmış olup davalı olarak gösterdiği …İnşaatı Adi Ortaklığının tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle davacı tarafa bu adi ortaklığı oluşturan şirketleri davaya davalı olarak dahil etmesi için süre verilmiş, davalıda bu adi ortaklığı oluşturan … … A.Ş., … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi davaya dahil etmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup bütün davalılar için hazırlanmış olan arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davalıların diğer itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Davalılardan …, … … A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş. yetkisizlik itirazında bulunmuştur. Davacı davayı 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalısına halef olarak açtığı için kendi sigortalısının dava açabileceği yetkili mahkemeye göre yetkisizlik itirazı değerlendirilecektir. Dava iki aracın çarpışmasından kaynaklı haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar sebebiyle ödenen tazminatın rücu istemine ilişkindir. Dolayısıyla yetkili mahkemenin belirlenmesinde haksız fiilden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 6100 sayılı HMK m. 16 ve genel yetkiyi düzenleyen aynı yasanın 6’ncı maddesi uygulanacaktır. Genel yetkiyi düzenleyen 6’ncı madde davalının yerleşim yeri mahkemesini, haksız fiilden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 16’ncı madde ise haksız fiilin gerçekleştiği yer, zararın gerçekleştiği yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesini yetkili kılmaktadır. Her iki madde de öngörülen yetki düzenlemesi davacıya seçimlik hak tanımakta olup kesin yetki söz konusu değildir. Davalılardan … A.Ş. ve … A.Ş.’nin yerleşim yeri İstanbul Sarıyer olması ve mahkememizin yetki alanında kalması nedeniyle davalıların yetkisizlik itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalılar … A.Ş., … A.Ş., … … A.Ş., … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. husumet itirazında bulunmuştur. Davaya konu kazaya karışan iş makinesinin davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait olduğu konusunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Diğer davalılar … A.Ş., … A.Ş., … … A.Ş., … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş. kazaya karışan iş makinesinin 2918 sayılı KTK m. 85’e göre sahibi olmamalarına ve dolayısıyla da işleten sıfatına sahip olmamalarına karşın kazanın meydana geldiği yerde yol yapım çalışmasını üstlenmiş olmaları ve iş sahasının mal ve can güvenliğinden kaynaklı 6098 sayılı TBK m. 71’e göre tehlike sorumluluklarının bulunması nedeniyle husumet itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalılardan … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. zamanaşımı definde bulunmuştur. Zamanaşamı süresi davacı sigorta şirketinin kendi sigortalısının zarar sorumlusuna karşı açacağı dava türünün bağlı olduğu dava türüne göre belirlenecektir. Dava konusu olay haksız fiil olması nedeniyle 6098 sayılı TBK m. 72’ye göre iki yıllık zamanaşımı süresine bağlıdır. Davacının dava açma süresi sigorta tazminatını ödediği tarihten itibaren başlayacaktır. Dava konusu olay 03.09.2018 tarihinde olmuş, davacı sigorta tazminatı ödemesini ise 02.10.2018 tarihinde yapmıştır. İki yıllık zamanaşımı süresi ise 02.10.2020 tarihinde dolmaktadır. Dava ise 03.03.2020 tarihinde açılmış olup zamanaşımı süresi henüz dolmadığından davalı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Davacı sigorta şirketi yaptığı hasar bedelini dosyaya sunduğu ödeme dekontu ile kanıtlamakta olup bu madde kapsamında kendi sigortalısının yerine geçerek kazada sorumluluğu bulunanlara ya da kazada sorumluluğu bulunanların sigortacılarına halefiyet nedeniyle dava açma hakkına sahip olmuştur.
Davalıların ise meydana gelen kaza sonucu oluşan hasardan hukuken sorumlu olabilmesi için kazaya karışan … plakalı aracın inşaat risk sigortası ile yani bu makinenin iştigal alanı ile ilgili bir faaliyet esnasında meydana gelebilecek riskler için sigortalanmış olması ya da kazanın karayolu sayılan bir yerde meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Mahkememiz tarafından yazılan yazı üzerine davacı sigorta şirketi tarafından gönderilen … plakalı aracın sigorta poliçesinin incelenmesi sonucunda söz konusu aracın sigortasının genişletilmiş kasko sigortası olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacı sigorta şirketinin sigorta poliçesi meydana gelen kaza eğer karayolu sayılan yerlerden değilse zararı kapsamayacaktır.
Karayolu ve karayolu sayılan yerlerin nasıl tespit edileceği konusunda Yargıtay HGK 2011 / … Esas ve 2011 / … Karar sayılı içtihadında aşağıdaki tespitlerde bulunmuştur. Yargıtay HGK kararında; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2.maddesinde hiçbir ayrık durum gösterilmeden kural olarak; bu Kanunun, karayollarında meydana gelen trafik olaylarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirgindir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2.maddesinde hiçbir ayrık durum gösterilmeden kural olarak; bu Kanunun, karayollarında meydana gelen trafik olaylarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirgindir. Diğer bir deyişle, kamunun yararlandığı tüm yollar kara yolu tanımı içindedir; köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur. Karayolunun sınırı, kamulaştırılmış, kamuya terk ve tahsis edilmiş karayolunda özel mülkle olan sınır çizgisine kadardır. Karayolu dışındaki alanların yalnız trafik için faydalanılan yerlerden olması gerekmez; kamuya açık olması yeterlidir. Ancak, bunun dışında sayılan (park, bahçe gibi) yerlerde gerçekleşen zararlarda işletenin KTK’nun 85/1. maddeye göre sorumlu olabilmesi için bu yerlerden taşıt trafiği için faydalanılması gerekir. Trafiğe kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmamalı, karayolunda olduğu gibi, gelip gitme amacıyla kullanılmış olması yeterli sayılmalıdır (Çetin Aşçıoğlu, Trafik Kazalarından Doğan Hukuk ve Ceza Sorumlulukları, 2. Bası, Ankara 2008, s. 58, 59). Karayolunun taşıt trafiğine açık veya kapalı olmasının önemi yoktur; ayrıca Kanunun uygulanması için, karayolu olarak kabul edilen yerlerin zeminin asfalt, beton veya toprak olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu, kural olarak, karayollarında ve Kanunun ikinci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen yerlerde uygulanacaktır. Örneğin, deniz ve göllerdeki araba vapurlarında, gerek kontrollü, gerek kontrolsüz hemzemin geçitlerde, bir kamu kurumunun araçlara ayrılan park yeri veya bahçesinde, iki kara parçasını birbirine bağlayan köprülerde, bir işyerinin, otelin veya okulun park yerlerinde, hava alanlarının uçak pistleri dışında kalan ve motorlu araçların kullanılması için ayrılan yerlerde, otobanlarla, otobanların gişelerinde, otobüs terminalleri gibi yerlerde meydana gelen kazalarda Karayolları Trafik Kanunu uygulanacaktır. (Ayşe Havutçu- EmreGökyayla, Karayolları Trafik Kanununa Göre Hukuki Sorumluluk, Ankara 1999, s. 19).” tespitinde bulunmuştur.
Davacı vekili dava dilekçesinin birinci sayfasında “Davalılar … A.Ş., … A.Ş., … ve …İnşaatı Adi Ortaklığının sorumluluğundaki otoyol çalışması sırasında silindir iş makinesi operatörünün sevk ve idaresindeki silindir iş makinesinin 03.09.2018 tarihinde sürücünün kusurlu hareketi sonucu, trafik kazası meydana gelmiştir.” açıklamasında bulunmuştur. 6100 sayılı HMK m. 189’a göre; “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.” Davacı vekili dava konusu kazanın otoyol inşaatı esnasında meydana geldiğini kabul etmektedir. Davalıların tamamı da kazanın otoyol inşaatı esnasında ve toprakarme çalışması esnasında meydana geldiğini belirtmekte olup kazanın otoyol inşaatı esnasında meydana geldiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafın kabulünde olan ve davalı tarafında itiraz etmediği bu durum sebebiyle 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi ilkesi uyarınca kazanın meydana geldiği yerde keşif yapılması yoluna gidilmemiştir.
Gerek tarafların uyuşan beyanları gerekse Yargıtay HGK kararında belirlenen ilkeler çerçevesinde kazanın meydana geldiği yerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 2’ye göre karayolu ya da karayolu sayılan yerlerden olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketinin yaptığı sigorta poliçesinin de kasko sigortası olduğu anlaşıldığından karayolu ya da karayolu sayılan yerde meydana gelmeyen bir kaza için davacı sigorta şirketinin hasar bedeli ödeme yükümlülüğü bulunmadığından davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre kendi sigortalısına ödediği hasar bedelini halefiyet yoluyla davalılardan talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalılar …,… İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş, … İnş. San. Ve Tic. A.Ş, … İnş. San. Ve Tic. A.Ş ve … İnş. San. Ve Tic. A.Ş’nin yetkisizlik itirazının REDDİNE,
2-Davalılar … A.Ş, … A.Ş, … İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş, … İnş. Sanayi ve Ticaret A.Ş, … İnş. San. Ve Tic. A.Ş, … İnş. San. Ve Tic. A.Ş ve … İnş. San. Ve Tic. A.Ş, … San ve Tic. A.Ş’nin husumet itirazının REDDİNE,
3-Davalı … İnş. Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin zamanaşımı definin REDDİNE,
4-Bütün davalılar yönünden davanın REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 115,79-TL harçtan mahsubu ile artan 56,49-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILAR; …, … ANONİM ŞİRKETİ, …İNŞAATI ADİ ORTAKLIĞI TİCARİ İŞLETMESİ, … İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ, … … ANONİM ŞİRKETİ, …’A VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
9-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı vekili Av…. ve Davalı … vekili Av. …, Davalı …, …, … vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2021

Katip …

Hakim …