Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/160 E. 2021/1017 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/160
KARAR NO:2021/1017

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:02/03/2020
KARAR TARİHİ:14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında … Noterliği’nin 10.05.2012 tarih ve … yevmiye no.lu finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, Mezkûr sözleşme çerçevesinde müvekkillerden … … adına her ay düzenli olarak KDV dahil 2.765 USD … Bankası A.Ş. … … Şubesi …/… no.lu USD hesabına(IBAN:…) “… MAK. CNC DİK İŞLEM TAKSİDİ” açıklaması ile ödeme yapıldığını, 21.04.2016 Tarihli 2.765 USD bedelli ödeme dekontu ile 30.05.2016 tarihli 2.765 USD bedelli ödeme dekontu davaya konu 10.04.2016 ve 10.05.2016 tarihli bonoların ödeme karşılığı olduğunu, dolar kurunda meydana gelen olağanüstü artışlar ile ekonomik kriz ortamı birleştiğinde bazı taksit ödemelerinde aksamalar meydana geldiğini ve müvekkillerinin iyi niyetle ile ödemelerini gerçekleştirdiğini, davalı taraf ile görüşmeler devam etmekte iken davalı taraf haksız ve hukuka aykırı bir biçimde müvekkillerinden teminat amacıyla alınmış olan bonoları … 37. İcra Müd. …/… Esas sayılı dosyası aracılığıyla işleme koyduğunu, müvekkillerinin işletmeleri için gerekli … makinasının finansmanının sağlanması amacıyla davalı şirketten USD cinsinden finansman kullanmış, ödeme planında yer alan taksitlerin hesaba yatırıldıktan sonra … adına fatura düzenlendiğini ve kendilerine faturalar teslim ettiklerini, ödemelerde istem dışı gelişen gecikmeler nedeniyle ilgili sözleşmeye dayanılarak temerrüt faizleri işletilmiş ve bildirilen faizlerde yine müvekkilleri tarafından davalı tarafa ödendiğini, tüm ödemelere rağmen uygulanan faizlere yeniden faiz uygulanılması yani bileşik faiz denilebilecek uygulama ile müvekkilimizin borcu bir türlü sonlandırılmadığını ve sürekli taciz altında bırakıldığını, beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek … 37. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı İcra dosyasına konu 2.620 USD Bedelli, 10.02.2016, 10.03.2016, 10.04.2016 ve 10.05.2016 tarihli dört adet senedin teminat senedi olduğunun tespitine, teminat senedi ile Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline ve söz konusu senetlerden dolayı müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senetlerin teminat senedi olduğu ve bu sebeple icra takibine konu olamayacağı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddialarının asılsız olduğunu, takibe konu bonolara bakıldığında bonoların üzerinde teminat için verildiğine dair hiçbir ifade olmadığını, diğer taraftan davacı tarafların, senetlerin sözleşme borcuna karşılık verildiğini iddia etmekte ise de; sözleşmenin ödeme planını oluşturan … 36. Noterliği 27 temmuz 2012 tarih … yevmiye nolu kati ödeme planı ile finansal kiralama sözleşmesinin ödemeleri belirlendiğini, senet tutarları ve tarihleri ile ödeme planının uyuşmadığının görüldüğünü, taraflar arasında düzenlenen finansal kiralama sözleşmesinde ya da ayrıca yazılı bir belgede de bu bonoların teminat için verilmesi kararlaştırılmadığını, bu durumda Yargıtay HGK kararından da açıkça görüleceği üzere icra takibi yapılmasına engel bir durum söz konusu olmadığını, itirazın reddedilmesi gerektiğini, karşı tarafın dekont sunduğu ve ödeme iddia ettiği borçlar finansal kiralama sözleşmesine ait borçlar olduğunu, Finansal kiralama sözleşmesi borcu içeriğinden de görüleceği üzere kira+ sigorta+ faiz+ gecikme olması halinde temerrüt+ kdv+ masraf+ vekalet ücreti gibi kalemlerin bütününden oluştuğunu, davacılar tarafından sunulan bedeller finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan borçlarından mahsup edildiğini, davacılar da kira bedellerini dahi zamanında yatırmadıklarını ikrar ettiklerini, açıkça hangi alacak kalemi için yapıldığı belirtilmeyen ödemelerin takibe konu senetler için yapıldığını iddia etmenin yalnızca borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu ve davacıların kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, … 37. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 12/10/2020 tarihli celse kararı ile dosyanın finansal kiralama uzmanı bilirkişiye verilerek dosya içerisine alınan … Bankası hesap dökümleri de incelenmek suretiyle; davacının davalı tarafa finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığının, davacının davalı tarafa finansal kiralama sözleşmesinden ötürü borcu varsa miktarının tespitinin, davacının davalı tarafa finansal kiralama sözleşmesinden ötürü borcu varsa takip tarihine kadar işlemiş faizinin hesaplanarak rapor aldırılmasına karar verilmiş,
26/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı finansal kiralama şirketi ile davacı kiracı ve diğer davacı kefil arasında akdedilen 1446 numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesine dayalı olarak gerçekleşen tüm finansal kiralama işlemlerinin 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde finansal kiralama teamül ve kurallarına uygun olarak yapıldığı, muhasebeleştirildiği, kayıt edildiği, raporlandığı ve belgelerin saklandığı, davacı kiracının davalı finansal kiralama şirketine 1446 numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan 24.10.2018 takip tarihi itibariyle toplam 5.010,72-USD tutarında finansal kiralama borcu bulunduğu, davalı finansal kiralama şirketi tarafından davacıların imzasına havi olduğu dava konusu kambiyo senetleri üzerinden, vade tarihleri dikkate alınarak faiz işletmek suretiyle davacılar aleyhine 10.480,00-USD asıl alacak+1.623,25-USD işlemiş faiz + 31,44-USD %0.30 komisyon olmak toplam 12.134,69-USD üzerinden takip başlatıldığı görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 13/04/2021 tarihli ara karar ile tarafların itirazları doğrultusunda ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın tekrar bilirkişiye verilerek, bilirkişiden; Hazırlanan 26.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacıların sigorta pirim borçlarının bulunduğu tespiti yapıldıktan sonra “masraf borcu” adı altında 8.618,65 TL daha sigorta borçlarının bulunduğu tespit edildiği anlaşılmakla iki sigorta pirim borcunun niteliğinin açıklanarak ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,26/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; Kök Raporda tespit edilen vadesi geçmiş kira bedeli, vadesi geçmiş sigorta prim bedeli, vadesi geçmiş masraf tutarları, gecikmeye düşen finansal kiralama borçlarından kaynaklı doğan temerrüt bedelleri konusunda herhangi bir hesaplama hatası bulunmadığını, Davacı kiracı …’in davalı finansal kiralama şirketine … numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan 24.10.2018 takip tarihi itibariyle toplam 5.010,72-USD tutarında finansal kiralama borcu bulunduğu, davacı …’in müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla tespit edilen 5.010,72-USD tutarındaki finansal kiralama borcunun tamamından sorumlu bulunduğu, Davacı kiracı tarafından 24.10.2018 takip tarihini müteakiben 30.11.2018 tarihinde 500,00-USD tutarında ödeme yapıldığı, tespit edilen 5.010,72-USD tutarındaki finansal kiralama borcundan 500,00-USD kısmi ödeme tutarı mahsup edildiğinde, 30.11.2018 tarihi itibariyle 4.510,72-USD tutarında finansal kiralama anapara borcu kaldığı, inceleme ve tespitler neticesinde; Davacı kiracının davalı finansal kiralama şirketine … numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan 24.10.2018 takip tarihi itibariyle toplam 5.010,72-USD tutarında finansal kiralama borcu bulunduğu, davalı finansal kiralama şirketi tarafından davacıların imzasına havi dava konusu kambiyo senetleri üzerinden, vade tarihleri dikkate alınarak faiz işletmek suretiyle davacılar aleyhine 10.480,00-USD asıl alacak+1.623,25-USD işlemiş faiz+ 31,44-USD %0.30 komisyon olmak toplam 12.134,69-USD üzerinden takip başlatıldığı, taraflar arasında akdedilen … no.lu Finansal Kiralama Sözleşmesi ile birlikte düzenlenen Ödeme Geçici Ödeme Planında; 45.Kira 10.02.2016 vadeli-KDV dahil 2.619,72-USD tutarlı, 46.Kira 10.03.2016 vadeli-KDV dahil 2.619,72-USD tutarlı,
47.Kira 08.04.2016 vadeli-KDV dahil 2.619,72-USD tutarlı, 48.Kira 10.05.2016 vadeli-KDV dahil 2.619,72-USD tutarlı olarak düzenlendiği ve takibe konu bono vadeleri ile belirtilen kira vadelerinin örtüştüğü, taraflar arasında akdedilen … no.lu Finansal Kiralama Sözleşmesi Ödeme Kesin Ödeme Planında ise; 44.Kira 15.02.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı, 45.Kira 15.03.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı, 46.Kira 15.04.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı, 47.Kira 13.05.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı,
48.Kira 15.06.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı, 49.Kira 15.07.2016 vadeli-KDV dahil 2.765,00-USD tutarlı,
50.Kira 16.07.2016 vadeli-KDV dahil 472,00-USD tutarlı olarak revize edildiği, davalı finansal kiralama şirketinin kısmi borç tahsilatında seçimlik hakkını vadesi geçmiş kira borcundan, vadesi geçmiş sigorta prim borcundan, masraf borcundan, gecikmeye düşen finansal kiralama borçlarından doğan temerrüt borcundan kullanma hakkı bulunduğundan, uyuşmazlık konusu bonoların 24.10.2018 tarihli tespit edilen tüm finansal kiralama borçlarını kapsayacağı görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce 23/06/2021 tarihli celsede dosyanın yeniden aynı bilirkişiye tevdi ile bilirkişi raporunun ikinci sayfasında sözleşme masraf borcu olarak tablo olarak belirtilmiş olan masraflardan geciken finansal kiralama borçları için tahakkuk eden ve kiracıya faturalandırılmış, ancak ödenmemiş olduğu tespit edilen 3.540,00-TL’nin ve bunun temerrüt faizinin hesaplanarak ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
19/07/2021 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda; Mahkemenin 23.06.2021 tarihli ara kararı doğrultusunda yapılan ayrıştırma ve hesaplama neticesinde 3.540,00-TL’ye işleyen temerrüt faizi bedelinin 1.465,17-TL olduğu, davacı kiracı …’in davalı finansal kiralama şirketine 1446 numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinden doğan 24.10.2018 takip tarihi itibariyle toplam 3.413,68-USD tutarında finansal kiralama borcu bulunduğu, davacı …’in müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla tespit edilen 3.413,68-USD tutarındaki finansal kiralama
borcunun tamamından sorumlu bulunduğu, davacı kiracı tarafından 24.10.2018 takip tarihini müteakiben 30.11.2018 tarihinde
500,00-USD tutarında ödeme yapıldığı, tespit edilen 3.413,68-USD tutarındaki finansal kiralama borcundan 500,00-USD kısmi ödeme tutarı mahsup edildiğinde, 30.11.2018 tarihi itibariyle 2.913,68-USD tutarında finansal kiralama anapara borcu kaldığı görüşünü bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı kambiyo senetlerine mahsus icra takibi nedeniyle 2004 sayılı icra iflas kanunu madde 72’ye göre açılmış menfi tespit davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu”nun 15/09/2020 tarih 2017/12-269 esas ve 2020/591 karar sayılı ilamında; “….Hukuk Genel Kurulunun 11.04.2018 tarihli ve 2017/19-819 E., 2018/771 K. sayılı kararında da benimsendiği üzere, 6762 sayılı TTK’nın 688. Maddesinde belirtilen şekli koşulların yanında taraflar bononun ihdas nedeni (malen/nakden ya da teminat kaydı ile alındığını), uyuşmazlık durumunda aralarındaki anlaşmaya göre yetkili olacak mahkeme, faiz gibi bononun geçerliliğine etki etmeyecek ihtiyari unsurları belirleyerek senede ekleyebilirler. Sıralanan şekil şartlarından da anlaşıldığı üzere, kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Taraflar bu ibareleri ticaret hayatındaki olası bir uyuşmazlık durumunda ispat hukukunda karşılaşabilecekleri zorlukları daha kolay aşmak amacıyla ihtiyari olarak kayıt altına almaktadırlar. Yoksa elbette ki bu kayıtlar bağımsız borç ikrarı içeren senetlerin niteliğine etki etmez. Bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir. Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Örneğin “hisse devrinin teminatıdır”, “… ile imzalanan sözleşmenin teminatıdır”, “eseri … tarihinde tamamlayamamam hâlinde ödeyeceğim”, “inşaat bitiminde ödenecektir” şeklindeki kayıtlar. Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılan bu gibi hâllerde bono kayıtsız (koşulsuz) borç vaadi içermediği için hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; düzenleyen tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu hâlde TTK’nun 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca senet metninden anlaşılan (hükümsüzlük) defi vardır. Bu defi mutlak defi olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 tarihli ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 tarihli ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 tarihli ve 2010/19-67 E., 2010/99 K.; 28.03.2018 tarihli ve 2017/12-1140 E., 2018/563 K. sayılı ile 11.02.2020 tarihli ve 2017/12-743 E., 2020/129 K. kararlarında da benimsendiği üzere bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nın 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir. Bononun teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılamadığı hâllerde borçlu bu iddiasını İİK’nın 168/5 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz olarak ileri sürebilir. Bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği iddiası kişisel defi olup, TTK’nın 778/a bendinin göndermesi ile uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kişisel defiler temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi hâlinde bu definin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz (Ülgen, H./ Helvacı, M./ Kendigelen, A.,/Kaya, A.; Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2015, s.148). Borçlunun takibe konu bononun teminat bonosu olduğu şeklindeki beyanı borca itiraz niteliğindedir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku 2. C. İstanbul 1997, s. 1715).
Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise İİK’nın 169/a maddesi kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. Senedin sözleşme kapsamında verildiğinin kanıtlanması veya bu hususun tarafların kabulünde olduğu ancak sözleşmede açıkça senedin teminat olarak verildiğinin belirtilmediği hâllerde ise; senedin sözleşme kapsamında teminat amacıyla mı yoksa ifa amacıyla mı verildiği gündeme gelir. Bir “teminat bonosu”ndan söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir. Öğretide verilen örneklerde, örneğin bir müteahhidin inşaatı zamanında bitirememesi durumunda ödemek zorunluluğunda kalacağı cezai şart karşılığında verdiği bono bir teminat bonosu olduğu gibi, satın alınıp, bedeli ödenmekle birlikte tapuda henüz devri yapılmadığı için satın alan kişinin adına tescil edilemeyen bir taşınmazın bedeline ilişkin olarak düzenlenip alıcıya verilen ve devir gerçekleştikten sonra karşılıksız kalacağı öngörülen bir bono da bu niteliktedir. Aynı şekilde, kiracının, kiralanana vereceği muhtemel zararların teminatı olarak kiralayana verdiği bono da bu anlamda bir teminat bonosudur (Türk, A.: Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2005, Cilt 7, s. 329, 330). …” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı yanca … 37. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı İcra dosyasına konu 2.620 USD Bedelli, 10.02.2016, 10.03.2016, 10.04.2016 ve 10.05.2016 tarihli dört adet senedin teminat senedi olduğunun tespitine, teminat senedi ile Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline ve söz konusu senetlerden dolayı davacıların borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş ise de; davacıların takip dayanağı bonoların teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasının uyuşmazlığa konu bonolardan ve taraflar asındaki finansal kiralama sözleşmesinden anlaşılamadığı görülmekle; davanın reddine karar verilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 1.293,06-TL harçtan mahsubu ile artan 1.233,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACILARA İADESİNE,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 10.643,19-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2021

Katip …

Hakim …