Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2020/441 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/155
KARAR NO:2020/441

DAVA TARİHİ:13/07/2017
KARAR TARİHİ:07/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili verdiği yargılamanın iadesi konulu dilekçesinde; mahkememizin gerekçe kısmındaki paragrafların birbiriyle çeliştiğini, bunun için tavzih dilekçesi verdiklerini ancak mahkememizin gerekçeli kararını değiştirmediğini, davaya konu aracın kasko sigortası ile sigortalı bulunduğunu, araç sahibinin aracını yetkili serviste veya özel serviste tamir ettirme konusunda seçimlik hakkının bulunduğunu, mahkememizin de adı geçen anlaşmalı servisler klozuna yer verdiğini ancak kasko sözleşmesinin varlığına aykırı olarak sigorta şirketinin meydana gelen hasardan sorumluluğu bulunmadığına hükmettiğini, bu kararın araç sahibinin kasko sözleşmesi yapmasındaki hukuki yararı tamamen ortadan kaldırdığını, böylece araç malikinin ve alacağı temlik alan davacının mağdur edildiğini, mahkememizin gerekçeli kararında çelişkili ifadeler bulunduğunu belirterek hangi gerekçeye göre karar verildiğinin belli olmadığını, gerekçeli kararda kazanın sigorta şirketine bildirilmediği, bu nedenle de sigortanın ödeme yapma zorunluluğunun bulunmadığına ilişkin kısım bulunduğunu, … …i kayıtlarında kazanın bildirildiğinin gözüktüğünü, bu gerekçelerle yargılamanın yeniden yapılmasını talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle yargılamanın yenilenmesi talebinin süresi içinde olmadığı itirazında bulunmuştur. Yargılamanın yenilenmesi talebinin esasına ilişkin olarak 6100 sayılı HMK m. 377’de yazılı olan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiç birinin bulunmadığını, önceki kararın gerekçesinin hukuka uygun olup olmadığının yargılamanın iadesi sebepleri içinde yer almadığını, davacının tazminata konu alacaklarının da zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 374 ve devamı maddelerine göre yargılamanın iadesi davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, delil sunmamıştır.
Davalı taraf delil sunmamıştır.
Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 374 ve devamı maddelerine göre yargılamanın iadesi davasıdır.
Yargılamanın iadesi davalarında ön inceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 379’a göre yapılır. Buna göre; “Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.” Bu madde kapsamında yapılan ön inceleme sonucunda yapılan tespitler aşağıdaki gibidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 374’e göre; “Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” Yargılamanın iadesi talep edilen 2018 / 1014 Esas sayılı dosya incelendiğinde kararın karar tarihinde kesin olarak verildiği ve aynı gün kesinleştiği tespit edilmiştir.
Davalı taraf hak düşürücü süre itirazında bulunmuş olup gerek davalı tarafın itirazı gerekse 6100 sayılı HMK m. 379/I-a uyarınca mahkememizce kendiliğinden bu itiraz yönünden de inceleme yapılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 377’de “Yargılamanın iadesi süresi; a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olduğunun öğrenildiği, b) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörülen hâllerde, kararın davalıya veya gerçek vekil veya temsilciye tebliğ edildiği; alacaklı veya davalı yerine geçenlerin karardan usulen haberdar olduğu, c) Yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı, ç) 375 inci maddenin birinci fıkrasının (d), (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde, ceza mahkûmiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği veya ceza kovuşturmasına başlanamadığı yahut soruşturmanın sonuçsuz kaldığı, d) Karara esas alınan ilamın bozularak kesin hüküm şeklinde tamamen ortadan kalkmasından haberdar olunduğu, e) 375 inci maddenin birinci fıkrasının  (i) bendinde yazılı sebepten dolayı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararının tebliğ edildiği, tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır. 375 inci maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde yazılan sebepten dolayı yargılamanın yenilenmesi süresi ilama ilişkin zamanaşımı süresi kadardır.” hükmü ile yargılamanın iadesi süreleri düzenlenmiştir. Davacı taraf HMK m. 375’de yazılı olan yargılamanın iadesi sebeplerinden hangisine dayandığını dava dilekçesinde açıkça belirtmiş olmaması nedeniyle mahkememizin önceki kararının kesinleştiği 12.11.2019 tarihine göre üç aylık sürenin hesaplanması sonucunda bu sürenin henüz dolmadığı anlaşılmakla davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 375’de yargılamanın iadesi sebepleri olarak; “a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması. b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması. c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması. ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması. d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması. e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması. f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması. g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması. ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması. h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması. ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması. i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.” gösterilmiştir.
Davacı tarafın dilekçesi incelendiğinde davacının 6100 sayılı HMK m. 375’de yer alan yargılamanın iadesi nedenlerinden hiç birine dayanmadığı ve bu nedenlere ilişkin bir açıklama da yapmadığı, delil de göstermediği anlaşılmakla davanın esasına girilmeksizin 6100 sayılı HMK m. 379/II’ye göre davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davanın esasına girilmeden davanın reddine yönelik olarak hüküm kurulmuş olması nedeniyle davalı tarafın zamanaşımı defi konusunda karar verilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının REDDİNE,
2-Davanın 6100 sayılı HMK madde 379/2’ye göre REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 61,48-TL ve 1,00-TL ıslah harcında mahsubu ile artan 8,08-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 50,00-TL (tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.07/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır