Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/117 E. 2021/447 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/117
KARAR NO:2021/447

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … başvuru formunun 28/04/2003 tarihinde imzalanarak, … Aş’ye ait … ve … nolu poliçelerin düzenlendiğini, poliçelerin aylık ödemesinin toplam 80 dolar ve 10 yıl süreli olduğunu, prim taksitlerinin …’ nin … Şubesindeki hesabından otomatik olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, … … Aş’deki … paliçe hak ve yükümlülüklerinin davalı … Aş’ye geçtiğini, birikimli hayat poliçe primlerinin ödenmemesi sebebiyle 31/03/2006 tarihinde iptal olduğunu ve ödenen yaklaşık 2720 USD’nin iade edilmediğini, birikimli hayat poliçelerinin prim ödemelerinin yapılmadığı iddiasıyla davalı tarafından iptal edilmesi ve talep edilmesine rağmen ödenen primlerin de iade edilmediği bu nedenle iptal tarihine kadar ödenen poliçe primlerinin iptal tarihi 31/03/2006 tarihinden itibaren haksız fiil faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zaman aşımına uğradığını, davanın zaman aşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini, dava … hukukundan kaynaklandığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, iş bölümü itirazının kabulü ile davanın görev yönünden reddine davacının talep ve iddiaları haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan esasdan reddini savunmuştur.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; … başvuru formunun 28/04/2003 tarihinde imzalanarak, … Aş’ye ait … ve … nolu poliçelerin düzenlendiğini, poliçelerin aylık ödemesinin toplam 80 dolar ve 10 yıl süreli olduğunu, prim taksitlerinin …’ nin … Şubesindeki hesabından otomatik olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, … … Aş’deki … paliçe hak ve yükümlülüklerinin davalı … Aş’ye geçtiğini, birikimli hayat poliçe primlerinin ödenmemesi sebebiyle 31/03/2006 tarihinde iptal olduğunu ve ödenen yaklaşık 2720 USD’nin iade edilmediğini, birikimli hayat poliçelerinin prim ödemelerinin yapılmadığı iddiasıyla davalı tarafından iptal edilmesi ve talep edilmesine rağmen ödenen primlerin de iade edilmediği bu nedenle iptal tarihine kadar ödenen poliçe primlerinin iptal tarihi 31/03/2006 tarihinden itibaren haksız fiil faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talepli olduğundan ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde davalı ile yapılan e-posta yazışmaları ve …, … nolu poliçe başvuru formları Mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 27/01/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait hayat … poliçelerinin iptal edilmesinde önce davalı … şirketince davacıya bildirim yapılması TTK ve poliçe genel şartlarında da belirtildiği gibi bir yükümlülüktür. Buna karşılık davacı da … primlerini ödemekle yükümlü olup ödemelerini yaptığı kredi kartının son kullanım tarihinden sonraki primlerin ödenemeyeceğini bildiği halde ödemeye devam etmemiştir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta tarafların yarı yarıya kusurlu olduklarının tespit edildiği, davacı poliçelerin iptal tarihine kadar 2.480,00 USD karşılığında 3.331,63TL ödemiştir. Davalı … şirketinin davacının ödemiş olduğu prim tutarının kusur oranına isabeten 1.665,81TL’sini 31.03.2006 temerrüt tarihinden itibaren iade etmekle yükümlü bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili, 11/04/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; 27.01.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı tarafından ödenen primlerin 2.480,00USD (Amerikan Doları) olarak tespit edildiği, bu nedenle dava dilekçesinin netice ve talebini; 2.480,00USD’nin haksız fesih tarihi olan 31.03.2006 tarihinden itibaren döviz faizleri ve dava masraflarıyla birlikte ödeme günündeki kur üzerinden Türk parası olarak davalı tarafından davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizce davanın 28/06/2016 tarihinde kabulüne karar verilmiş olup; taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/18280 Esas 2019/8566 Karar sayılı 26/09/2019 tarihli ilamıyla “Somut uyuşmazlıkta, mahkeme tarafından hükmün gerekçesinde “… her iki tarafında müterafik kusurlu olduğu kabul edilmiş ve davalı … Şirketinin davacının ödemiş olduğu prim tutarının kusur oranına isabet eden 2.480,00.-USD’nin yarısı olan 1.240,00.-USD karşılığı 1.665,81.-TL’sini iade etmekle yükümlü bulunduğu kabul edilmiştir.” yazıldığı halde hükümde “…2.400,00.-USD’nin tahsiline…” denilerek gerekçeli kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle bozulmuş, Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiş ve Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.

Mahkememizce bozma sonrası verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 07/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı … şirketinin davacı …’nun … primlerini 2005 Kasım tarihinden sonra prim borçlarını ödememeye başlaması üzerine TTK 1297 maddesi amir hükmü gereğince noter eliyle veya taahhütlü mektupla ihtar edip bir aylık süre verildiğine ilişkin herhangi bir ihtarda bulunmadığı, bu nedenle her iki … poliçesinin iptal edilmesinin hukuken hükümsüz olması gerektiği hususundaki kanaatimin sayın hakimliğin takdirinde olduğu, davacının her iki poliçenin iptal tarihine kadar 2.480 ABD doları karşılığında ödemede bulunduğu, davacının faiz ve diğer taleplerinin sayın hakimliğinizin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, 28/04/2003 tarihinde … A.Ş. nezdinde … poliçelerinin düzenlendiğini, poliçelerin aylık ödemesinin toplam 80 USD ve 10 yıl süreli olduğunu, prim taksitlerinin …’nin … Şubesindeki hesabından otomatik olarak yapılmasının kararlaştırıldığını, … … A.Ş.’deki … poliçe hak ve yükümlülüklerinin davalı …Ş.’ye geçtiğini, birikimli hayat poliçe primlerinin ödenmediği iddiasıyla 31.03.2006 tarihinde iptal olduğunu ve ödenen yaklaşık 2720 USD’nin iade edilmediğini, birikimli hayat poliçelerinin prim ödemelerinin yapılmadığı iddiasıyla davalı tarafından iptal edilmesi ve talep edilmesine rağmen ödenen primlerin de iade edilmediğini beyan ederek iptal tarihine kadar ödenen poliçe primlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Dava, hayat sigortası sözleşmesi kapsamında ödenen primlerin iadesi istemine ilişkindir.
Dava konusu hayat sigortaları, davacı … için davalı … şirketince tanzim edilen iki adet vefat teminatını içeren birikimli hayat sigortası poliçeleridir.
… ve … nolu her iki poliçe de 15.05.2003 – 15.03.2013 tarihleri için onar yıllık olup her biri 480 USD olmak üzere toplam 960 USD’dir.
Davalı … şirketi, primlerin ödenmemesi gerekçesiyle her iki … poliçesini de 31.03.2006 tarihinde iptal etmiştir.
Davacı tarafın dava dilekçesine eklediği başvuru formunda, prim taksitlerinin bankanın … şubesindeki hesaptan otomatik olarak ödeneceği belirtilmiş ve imza altına alınmıştır. Mevcut durumda her iki poliçe taksitlerine ilişkin olmak üzere 80 USD taksit ödemesi, davacının kredi kartından alınmıştır.
Davacıya ait kredi kartının son kullanım tarihi 2005 yılının 11.ayı olup … … numaralı poliçeler için en son 18.11.2005 tarihinde 40 USD karşılığı 54,42TL’lik tutar tahsil edilmiştir.
… şirketi, poliçe primlerinin bu tarihten sonra ödenmemesi üzerine 31.03.2006 tarihinde poliçeleri iptal etmiş ve birikimli hayat sigortalarının sigortalının en az üç yıllık prim ödemesi yapması şartına binaen 31 ay süren ödemelerin 4 ay eksik ödeme yapıldıktan sonra ödeme yapılmaması nedeniyle iptalinden dolayı prim iade taleplerini reddetmiştir.
Dava konusu ihtilafın yaşandığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu 1297.maddesi gereğince; “Bir yıldan uzun süreli can sigortalarında … ettiren kimse, … primini 1295.madde gereğince vermemiş veya prim tescil edilmiş yahut taksitlere bağlanmış olduğu halde işbu primi veya herhangi bir taksiti vadenin bitiminde ödenmemiş ise sigortacı, kendisinin veya akit sıfatıyla hareket eden vekilinin yazı ile sigortacıya bildirilmiş son ikametgah veya meskenine resmi bir ihtarname veya taahhütlü mektup gönderecek bir ay içinde söz konusu ücret veya taksiti ödemez ise sigortanın feshedilmiş olacağını ihtar eder. Bu sürenin bitiminde borç ödenmemiş ise sözleşme fesedilmiş olur.”
Hayat sigortası genel şartlarının C.10.maddesinde de; “Tebliğ ve ihbarlar düzenlenmiş olup bu maddeye göre sigortalı ve … ettirenin bildirimleri, … şirketinin merkezine noter eliyle veya taahhütlü mektupla yapılır. Sigortacının bildirimleri de … ettirenin ve sigortalının poliçede gösterilen adresine aynı surette yapılır. Bu adreslerin değişmiş olması halinde ise, … ettiren bunu … şirketine bildirmek zorundadır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Dosyanın incelenmesinden TTK 1297.maddesi amir hükmüne rağmen davalının, sigortalısı davacıya noter eliyle veya taahütlü mektupla ihtar edip bir aylık süre verildiğine ilişkin herhangi bir ihtarname bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı … şirketinin davacı …’nun … primlerini 2005 Kasım tarihinden sonra prim borçlarını ödememeye başlaması üzerine TTK 1297 maddesi amir hükmü gereğince noter eliyle veya taahhütlü mektupla ihtar edip bir aylık süre verildiğine ilişkin herhangi bir ihtarda bulunmadığı, bu nedenle her iki … poliçesinin iptal edilmesinin hukuken hükümsüz olduğu kanaatine varılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 99/3 (TBK’nın 83/3) maddesi gereğince; “Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmü getirilmiştir. HGK’nın 10/04/2013 tarihli 2012/12-… E. 2013/… K.sayılı kararında; “Alacaklının, Borçlar Kanunu’nun 83 ve TTK’nın 623. maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir” denilmiştir.
Davacı vekili 11/04/2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 2.480,00USD’nin haksız fesih tarihi olan 31.03.2006 tarihinden itibaren döviz faizleri ve dava masraflarıyla birlikte ödeme günündeki kur üzerinden Türk parası olarak davalı tarafından davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacının her iki poliçenin iptal tarihine kadar ödediği 2.480 USD’nin faizi ile birlikte ödeme tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası olarak davacıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-2.480,00 Amerikan Doları’nın 31.03.2006 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca USD cinsi 1 yıllık mevduat hesabına uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan alınması gerekli 1.155,05TL karar harcından peşin alınan 83,70TL harcın mahsubu ile eksik 1.071,36TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Bozmadan önce verilen …/… Esas …/… Karar sayılı 28/06/2016 tarihli karar nedeniyle bakiye 210,56TL harcın tahsili için yazılan 01/08/2016 tarih ve …/… harç tahsil nolu müzekkereye konu 210,56TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde yatıran tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 2.312,30TL ( 11,30 BVH, 4,30TL VSH, 83,70TL Peşin Harç, 800,00TL bilirkişi ücreti, 1.413,00TL posta ve tebliğler, ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır