Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/113 E. 2020/823 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/113
KARAR NO:2020/823

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/02/2020
KARAR TARİHİ:25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, bu satış bedellerinden 2.666,68 TL fatura alacağının bulunduğunu, düzenlenen faturalara davalı tarafından itirazda bulunulmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerine katılınmadığını, davalının haksız itirazın reddi ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi usulüne uygun davalı yana tebliğ edilmişse de davalı tarafından mahkememiz dosyasına herhangi bir beyan veya mazeret dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 01/07/2020 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davacının alacağının ve varlığının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
25/08/2020 tarihli raporunda bilirkişi; Davacı taraf davalıdan faturaya dayalı bakiye alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile 19.09.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile 2,666,68 TL asıl alacak üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği; davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki davayı açtığını, davacı, ….İcra Müdürlüğünün … dosyasına konu ettiği ve cari hesaba dayanak teşkil eden faturaların ticari defterlerine usulüne uygun olarak kayıt ettiği, takip Tarihi itibariyle davalıdan 2.666,68 TL alacağı olduğunu, taraflar arasında Ticari ilişkileri düzenleyen mevcut bir sözleşme tarafımıza ibraz edilmediğini, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının …. İcra Müdürlüğünün … dosya numarası ile davalı aleyhine yaptığı icra takibinde davalıdan 2.666,68 TL alacağı olduğu, ancak davalının bu tutar kadar borcu olmadığı yönünde itirazları olması halinde somut bilgi ve belgelerini ( ticari defterler , fatura ödeme belgeleri vb.) ibraz etmesi gerektiği, mevcut dosya kapsamında davalının 2.666,68 TL tutarı kadar yaptığı itirazın ispata muhtaç olduğu, takip tarihinden ünce temerrüt şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 2.666,68 TL asıl alacak ve asıl alacağa yıllık %19,75 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf cari hesaptan alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise cevap dilekçesi sunmayarak bütün hususları inkar etmiş durumdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu e-faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce 01/07/2020 tarihli celsesinde tarafların uyumazlık konusu döneme ait ticari defterlerini yerinde inceleme gün mahkememizce seçilen bilirkişiye sunmaları aksi halde HMK m.222/5 gereğince defter ibrazından vazgeçmiş sayılacağı hususunun davacıya duruşmada ihtar edildiği, davalı tarafa da ihtaratlı duruşma tutanağının 04/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın yerinde inceleme günü uyumazlık konusu döneme ait ticari defterlerini sunmadığı anlaşılmış olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasına davalıların yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.666,68 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,5 avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 533,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 182,16 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 127,76 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.666,68 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 884,60 TL ( 54,40 TL PH, 54,40 TL BH, 7,80 TL VH, 700,00 TL BK, 68,00 TL tebliğ ve müzekkereler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır