Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/110 E. 2021/381 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/110
KARAR NO:2021/381

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/02/2020
KARAR TARİHİ:26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … ile genel kredi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında … ve … sayılı kredilerin kullandırıldığını, diğer davalı …’nin de sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine …. Noterliğinin 11.03.2019 tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile davalılara ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine de davalılar hakkında …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu davalıların bu takibe itiraz ettiğini, bu gerekçelerle icra inkâr tazminatı talepli olarak itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALILARIN TALEBİ:
Davalılar … ve … vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle yetkisizlik itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemenin Büyükçekmece mahkemeleri olduğunu belirtmiş, görevsizlik itirazında da bulunarak tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da uygulanan faiz miktarının yüksek olduğunu, kullanılan kredinin tüketici kredisi olması nedeniyle bu oranlarda faiz uygulanamayacağını, davacı bankanın müvekkillerine tek tip sözleşmeyi imzalattığını, sözleşmenin müvekkilleri ile müzakere edilmeden imzalandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncünden kaynaklı alacak ve m. 586’ya göre müteselsil kefalet için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasını, genel kredi sözleşmesini, …. Noterliğinin 11.03.2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameyi ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalılar, genel kredi sözleşmesini, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386 ve devamı maddelerine göre tüketim ödüncünden kaynaklı alacak ve m. 586’ya göre müteselsil kefalet için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davalının yetkisizlik ve görevsizlik itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 13.4 maddesinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu yazılı olması nedeniyle davalının yetkisizlik itirazının 6100 sayılı HMK m. 17’ye göre reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi olduğu 3.2.1 maddesinde de bu sözleşme kapsamında davalıya kredili ticari mevduat hesabı kullandırılabileceği belirlenmiş olup kullandırılan kredilerin tüketici kredisi olmadığı anlaşılmakla davalıların görevsizlik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre; “Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Tüketim ödüncü sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren nitelikte sözleşme olup tüketim ödüncünü alan taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte aldığı ödüncü iade etme yükümlülüğü altındadır. Davacı bankanın davalıya verdiği tüketim ödüncü niteliğindeki kredinin geri ödendiğini ispat yükü davalı tarafta olup davalı taraf aldığı kredi borcunu ödediğini yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacı bankanın davaya konu genel kredi sözleşmesi kapsamında başlattığı …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından ne kadar alacağının bulunduğunun tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre konusunda uzman bankacı bilirkişi ile inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 19.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı bankanın 226219 sayılı kredi için toplam 11.683,26 TL, 274748 sayılı kredi için 31.005,10 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386’ya göre tüketim ödüncünü alan borçlu aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlenir. Davalı almış olduğu tüketim ödüncünün tamamını ödediğini 6100 sayılı HMK m. 200’e göre yazılı belgelerle kanıtlayamamıştır.
Dosya içine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı takip dosyası incelendiğinde asıl alacak, faiz ve faizin BSMV gideri ile ihtarname gideri toplamı miktarının 44.000,59 TL olduğu görülmektedir. Davacı banka genel kredi sözleşmesine konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafa hesap kat ihtarnamesi göndererek temerrüte düşürmüş olup bu nedenle davacı bankanın asıl alacakla birlikte takip tarihine kadar işlemiş faizi de talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu gerekçelerle davanın davalı … yönünden 660,00 TL ihtiyati haciz vekâlet ücreti ve 109,45 TL ihtiyati haciz masrafı ile birlikte toplam 43.457,81 TL üzerinden kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı …’nin davacı bankadan ne kadar kredi çektiğini ve bu kredinin ne kadarını ödediğini bilebilecek durumda olmasına karşın icra takibine itirazda bulunması iyiniyetli görülmeyerek davalı … aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Diğer davalı … davacı banka ile davalı … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Dosya içerisine alınan genel kredi sözleşmesinden bu durum anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” Dosya içerisindeki genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmenin eki kefalet hükümlerinden davalı …’nin müteselsil kefil olduğu anlaşılmakla davacı bankanın 6098 sayılı TBK m. 586’ya göre doğrudan kefili takip etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Davacı banka dosyaya sunduğu hesap kat ihtarnamesi ile asıl borçlunun TBK m. 586’ya göre ifada geciktiğini kanıtlamaktadır. Dolayısıyla davalı kefil … hakkında açılmış olan itirazın iptali davasının da asıl borçlunun borcunu ödememiş olması dikkate alınarak 43.457,81 TL üzerinden kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı … kefil olduğu genel kredi sözleşmesine göre bu sözleşmeye konu borcun ödenmemesi durumunda müteselsil kefil olarak borçtan sorumlu olduğunu bilebilecek durumda olması ve asıl borçlu ile birlikte kendisi aleyhine de icra takibi başlatıldığında hukuken borçtan sorumlu olduğu halde takibe haksız olarak itirazda bulunduğunun anlaşılması nedeniyle davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Reddedilen kısım yönünden davacı bankanın kötüniyetinin ya da ağır kusurunun bulunduğuna ilişkin somut kanıt bulunmadığından davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin … sayılı kredi yönünden 8.813,08 TL asıl alacak, 2.733,51 TL işlemiş faiz, 136,67 TL BSMV olmak üzere toplam 11.683,26 TL; 274748 sayılı kredi yönünden 25.465,68 TL asıl alacak, 5.275,64 TL işlemiş faiz, 263,78 TL BSMV olmak üzere toplam 31.005,10 TL; 660,00 TL ihtiyati haciz vekâlet ücreti, 109,45 TL ihtiyati haciz masrafı, Toplamı 43.457,81 TL üzerinden itirazın iptaline ve takibin aynı koşullar ile devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 43.457,81 TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.968,60-TL nispi karar harcının peşin alınan 531,43-TL harçtan mahsubu ile eksik 2.437,17-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.360,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.360,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.343,28-TL’nin davalılardan, 16,72-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 943,00-TL (750,00-TL BK ücreti, 193,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 931,37-TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 593,63-TL ( 54,40-TL BH, 531,43-TL PH, 7,80-TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.449,52-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 542,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALILARA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸