Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/725 E. 2022/708 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/725 Esas
KARAR NO:2022/708

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:12/06/2018
KARAR TARİHİ:15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ ın davalı alacaklı …’e ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile dava konusu takip dosyasının iptaline, davanın … …. … Eğit. Hizm.Paz.Ltd.Şti’ye ihbarına, davalı … ile üçüncü şahıs … …. … Eğit. Hizm.Paz.Ltd.Şti’ nin dava konusu takip tutarının %20′ sinden az olmamak üzere müvekkili lehine tazminata mahkum edilmesine, İİK 72/3 hükmünce takip dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf senet alacaklısı gözüken kişinin müvekkilinin eski çalıştığı iş yeri yetkililerinin bir tanıdığı olduğu, şirket adresinde bulunan ama resmi olarak şirket çalışanı olmayan bir kişi olduğunu iddia ettiği, ancak müvekkilin davacı ile herhangi bir işçi – işveren ilişkisi bulunmadığını davacı … …. Eğit. Hizm. Paz. Ltd Şti iş akdi nedeni ile bu iki senedi imzalayıp verdiğini iddia ettiğini ancak müvekkil davacının işvereni olmadığını … şirketi ile bir bağlantısı olup olmaması da önemli olmadığını müvekkil 3. Şahıs olup, davacı ile … şirketi arasında ki iş ilişkisi ile hiç bir ilgisi ve bilgisi bulunmadığını, diğer bir değişle müvekkil şahıs davacı ile … şirketi arasındaki ilişkiden bağımsız 3. Kişi olduğu, davacının … şirketindeki çalışma sırasında senetlerin tanzim edildiğini ve kendisine teslim edilen eşyalar ve eğitimler verildiği için bu senetlerin alındığını iddia ettiğini fakat bu iddiaların müvekkili ile hiç bir ilgisi ve alakası olmadığını ve iddia edilen hususlar ile müvekkile verilen senetlerin hiç bir ilgisi olmadığını, İşçi işveren iddialarının aksine davacı ilgili senetleri müvekkile olan borcundan dolayı verdiğini, davacı taraf sadece itiraz etmek ve ihtimale binaen ödeme emri ile takip talebinin ve ödeme emrinin farklı olması durumunda bu duruma itiraz ettiğini de belirtmiş olduğu, fakat ödeme emri ile takip talebi arasında bir faklılık veya değişiklik bulunmamakta olup, davacının bu itirazı yine yersiz olduğunu, davacı taraf senet alacaklısı gözüken kişi ile dava dışı … şirketi avukatlarının aynı olduğunu belirttiği, ancak bunun huzurda ki dava ile nasıl bir ilgisi olduğunu anlaşılmadığı tarafılarınca farklı ve bağımsız kişilerin ve/veya şirketlerin avukatlığını yapmak onları fiili veya organik bağını olduğunu asla göstermeyeceği, bu durum borçlunun müvekkile borçlu olmadığını göstermeyeceği, borçlu borç senedini imzalayıp borcunun karşılığı olarak müvekkile verdiği, müvekkil ile … arasında bir ilişkinin olup olmaması borcu ortadan kaldırmayacağı, borçlu borcundan mütevellit kambiyo senedi tanzim etmiş ve müvekkile verdiğini ve bunu ödemekle yükümlü olduğunu ve bu husular doğrultusunda davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, dosyanın İmza uyuşmazlığına ilişkin bononun düzenleme tarihi, alacaklı adının senetteki diğer unsurlarla aynı elin ürünü olup olmadığı, farklı tarihlerde ekleme ile tahrifat yapılıp yapılmadığı hususunda rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
09/08/2021 tarihli ATK maluliyet raporunda; 30/03/2018 ödeme tarihli senette;
“… ” isim yazısı 1. kalem, Borçlu adres yazısı, borçlu imzaları, imzaların üstündeki ” … ” yazısı 2. kalem,- ” 30.03.2018 “, ” CUMA ” ve ” 10000,00 ” ibareleri 3. Kalem diğer yazılar 4. kalem ile oluşturulmuş oldukları, 30/04/2018 ödeme tarihli senette, Borçlu adres yazısı ve imzaları birinci kalem, diğer yazılar farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ile oluşturulmuş oldukları, İnceleme konusu senetlerde kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu senetlerde yer alan yazıların yaşı hakkında zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği, Senetlerdeki yazıların aynı el ürünü olup olmadığı hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi için; senedi yazması muhtemel kişilere huzurda inceleme konusu senet kendilerine gösterilmeden senet içeriğinin aynı tip harflerle büyük küçük harflere dikkat edilerek dikte suretiyle ve normal yazma hızıyla birçok kez yazdırılması ile elde edilecek tutanakların temin edilerek mevcutlarla birlikte gönderilmesi hususlarını bildirir kanaat raporu olduğu görüşüne varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ….İcra Müdürlüğü … Esas icra dosyasından kaynaklı menfi tespit davasıdır.
”Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağı gibi “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette yer alan kaydın aksine bir iddia ileri sürülmesi hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Yani bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. Somut olayda taraflar arasındaki davaya konu bononun yazılı konut satışına konu sözleşmeye istinaden, söz konusu anlaşmanın teminatı olarak davalıya verildiği iddia edilmiş, davalı tarafça bu iddia kabul edilmemiştir. Söz konusu bononun davacı tarafından davalı lehine düzenlendiği ve bonoda “nakten” kaydının bulunduğu anlaşıldığına göre davacı borçlu bononun teminat amacıyla verildiğini 4721 sayılı TMK. 6. ile 6100 sayılı ve HMK. 190. maddesi uyarınca ispat yükümlülüğü altında olup dosya kapsamında davacı tarafça senedin teminat senedi olduğu yazılı delille ispat edilmemiştir.”( … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin 27/10/2022 tarih, 2020/70 esas ve 2022/1422 karar sayılı ilamı)
”Temel borç ilişkisindeki bir edimin teminatı olarak düzenlenen kambiyo senetlerinde, teminat ettikleri husus gerçekleşinceye kadar geçici bedelsizlik, gerçekleşince kesin bedelsizlik söz konusudur. Eğer teminat ettikleri husus gerçekleşmez … senette bedelsizlik ortadan kalkacaktır. Bu itibarla kambiyo senedinin teminat amacıyla düzenlenmesi hâlinde borçlu, senet lehtarın elindeyse (ciro görmemişse), teminatı talep etme şartlarının oluşmadığını (riskin gerçekleşmediğini) ya da alacaklının senedin teminatını oluşturduğu borç miktarını aşan bir talepte bulunduğunu kişisel def’i olarak öne sürebilir. Senet ciro edilmişse hamil senedin teminat senedi olduğunu biliyor ve borçlunun zararına hareket ediyorsa, anılan def’inin hamile karşı da öne sürülmesi mümkündür. Hemen belirtilmelidir ki, kambiyo senedinin üzerinde teminat kaydı var …, ancak neyin teminatı olduğu belirtilmemiş …; bu kayıt kambiyo senedinin mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Buna karşılık senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan veya ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda senedin mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2021 tarihli ve 2017/11-40 E. 2021/542 K. sayılı kararında da değinilmiştir.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/10/2021tarih 2017/(15)6-2142 esas ve 2021/1181 karar sayılı ilamı)
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; uyuşmazlığa konu senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş … de; Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette yer alan kaydın aksine bir iddia ileri sürülmesi hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Yani bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. İspat yükü kendisinde olan davacı yanca bu hususta yazılı bilgi ve belge sunmadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70 TL maktu karar harcının peşin alınan 345,54 TL harçtan mahsubu ile artan 264,84‬TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan (9.200,00 TL) nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip …

Hakim …