Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/654 E. 2021/303 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/654
KARAR NO :2021/303

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:04/12/2019
KARAR TARİHİ:05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile 15.01.2018 tarihinde bayilik sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeye dayalı olarak davalı şirketten doğmuş alacaklı bulunduğunu, alacaklarının tahsili için …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 15.01.2018 tarihli bayilik sözleşmesini, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, ticari defterlerini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 102 ve davamı maddelerine göre acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
6102 sayılı TTK m. 102’ye göre; “Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.” Taraflar arasında yapılan 15.01.2018 tarihli bayilik sözleşmesinin “Lisans, İzin ve Ruhsatlar” başlıklı 2’nci ve “Bayilik Faaliyeti” başlıklı 3’üncü maddeleri incelendiğinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin acentelik ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın başlattığı …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında alacak konusu cari alacak olarak belirtilmişse de dava dosyasına her birinde “istasyon otomasyon ve işletim bedeli” açıklaması yazılı on tane faturayı delil olarak sunmuştur.
6100 sayılı HMK m. 266’ya göre; dosyanın bilgisayar uzmanı, mali müşavir ve EPDK uzmanı bilirkişiye verilerek, davacının talep ettiği otomasyon ve işletim bedelinin ne olduğu konusunda teknik açıklama yapmalarının istenilmesine, otomasyon ve işletim bedelinin piyasa koşullarında ne kadar olabileceğinin tespiti, tarafların ticari defterleri incelenmek suretiyle otomasyon ve işletim bedeli adı altında bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti, otomasyon ve işletim bedeli adı altında bir ödeme yapıldıysa miktarının aylık ne kadar olduğunun tespiti istenilmiştir.
Hazırlanan 14.12.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihine göre 10.454,80 TL alacaklı gözüktüğü, bu miktarın tamamının istasyon otomasyon ve işletim bedeli alacağı olduğu, istasyon otomasyon ve işletimi için belli bir ücret alınmasının normal olduğu ve düzenlenen faturalardaki aylık 850,00 TL ve 890,00 TL bedelin güncel olduğu tespit edilmiştir. Hazırlanan raporda EPDK uzmanının belirttiği mevzuat hükümlerinin istasyon otomasyon ve işletim bedelleri ile ilgisinin olmaması, istenen bedellerin güncelliğinin hangi piyasa koşullarına göre tespit edildiğinin raporda yazılı olmaması nedeniyle rapor hükme esas alınmamıştır.
EPDK’nın 26.09.2019 tarih ve 8851 sayılı Dağıtıcı ve Bayi Marjlarının Paylaşımına İlişkin Kararının “Bayilik Lisansı Sahiplerine Yansıtılamayacak Maliyetler” başlıklı 5’inci maddesinde “Ulusal stok maliyeti, ulusal marker ve dağıtıcı marker maliyeti, ithalat veya dağıtıcılar arası ticaret yoluyla temin gibi kaynaklardan alım ile rafineri çıkış fiyatları arasındaki farklılıklardan kaynaklanabilecek ilave maliyetler, farklılaştırılmış ürünlere ilişkin katkı maliyeti, harmanlama maliyeti, otomasyon kurulum ve işletim maliyeti gibi ilgili mevzuata göre dağıtıcı sorumluluğunda olan veya bayiye teslimden önceki aşamalarda gerçekleştirilen iş ve işlemlere ilişkin maliyetler herhangi bir ad altında bayilere ayrıca yansıtılamaz.” düzenlemesi getirilmiştir. Buna göre akaryakıt şirketlerinin kendi bayilerinden 26.09.2019 tarihinden sonra istasyon otomasyon ve işletim bedeli almaları hukuken mümkün değildir. Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme 15.01.2018 başlangıç tarihli olması sebebiyle davacı ancak sözleşmede hüküm bulunması durumunda 26.09.2019 tarihine kadar istasyon otomasyon ve işletim bedeli talep edebilecektir. Davacının dosyaya sunduğu faturalar incelendiğinde talep ettiği istasyon otomasyon ve işletim bedellerinin 31.01.2018 ile 31.10.2018 tarihleri arasında olduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacı sözleşmede hüküm bulunması durumunda davalıdan istasyon otomasyon ve işletim bedeli talep edebilecektir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 11.11.2 maddesinde “Bayi … tarafından belirlenecek aylık bakım, onarım ve uydu kullanım ücretini her bir ilgili ayın son günü tarihli olarak …’nun düzenleyeceği fatura karşılığında KDV dahil tatarı, en geç takip eden ayın onuncu gününde ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt etmiştir.” düzenlemesi getirilmiştir. Dolayısıyla sözleşmede istasyon otomasyon ve işletim bedeli ödeneceği kararlaştırılmış ancak miktar belirlenmemiştir. Ücretin davacı tarafından belirleneceği kararlaştırılmıştır.
Sözleşmede yazılı olan bu madde davacının bütün bayileriyle yaptığı tip sözleşme olması nedeniyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 20’de yer alan “Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.” hükmüne göre genel işlem koşulu niteliğindedir. Bu nedenle sözleşmenin bu maddesinde yer alan “… tarafından belirlenecek” ifadesinin genel işlem koşulu olarak kabul edilerek yorumlanması gerekmektedir.
Davacının başka bayilerle yaptığı sözleşme metinlerinin birbiriyle tamamının aynı olmaması da sözleşmedeki bu hükmün genel işlem koşulu olmasını etkilememektedir. Çünkü TBK m. 20/II’ye göre; “Aynı amaçla düzenlenen sözleşmelerin metinlerinin özdeş olmaması, bu sözleşmelerin içerdiği hükümlerin, genel işlem koşulu sayılmasını engellemez.” Bu madde hükmüne göre sözleşmelerdeki küçük farklılıklar sözleşme hükmündeki genel işlem koşullarını etkilemeyecektir.
Davalının sözleşmeyi imzalamış olması ve hatta sözleşmenin bütün maddelerini davacı ile müzakere ederek imzalamış olması da sözleşmedeki bu hükmün genel işlem koşulu olmasına bir etki etmeyecektir. Çünkü TBK m. 20/III’e göre; “Genel işlem koşulları içeren sözleşmeye veya ayrı bir sözleşmeye konulan bu koşulların her birinin tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmaz.” Genel işlem koşullarını dava konusu olayla ilgili en önemli ilkesi ise genel işlem koşullarının kanunla verilen izinle yapılan işlerde de uygulanacak olmasıdır. TBK m. 20/IV’e göre; “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır.” Davacı …Ş.’nin kanunla verilen izinle akaryakıt alanında çalışıyor olması yaptığı sözlemeye koyduğu hükümlerin genel işlem koşulu olmasını engellemeyecektir.
6098 sayılı TBK m. 21’e göre; Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.” Davaya konu sözleşmenin 11.11.2 maddesinin içeriğinin davacının menfaatine aykırı olduğu açıktır. Çünkü istasyon otomasyon ve işletim bedelinin tek taraflı olarak davacı tarafından belirlenmesi davalının menfaatine aykırıdır. Ayrıca bu maddenin uygulanmasının sonuçları hakkında açıkça davalı tarafın bilgilendirildiği konusunda bir belge dosya içerisinde bulunmamaktadır.
Bu durumda davacının davalı ile yaptığı sözleşmenin 11.11.2 maddesinde yer alan istasyon otomasyon ve işletim bedeli ödeneceğine ilişkin hükmün geçerli olduğu ancak sözleşmede yer alan “… tarafından belirlenecek” ifadesinin 6098 sayılı TBK m. 20 ve devamı maddelerine göre genel işlem koşulu niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı yasanın 21’inci maddesine göre “… tarafından belirlenecek” ifadesinin yazılmamış sayılmasına karar verilmesi ve istasyon otomasyon ve işletim bedelinin piyasa koşullarına göre belirlenerek taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle mahkememizin 01.02.2021 tarihli duruşmasında alınan kararla Türkiye’de faaliyet gösteren bütün akaryakıt şirketlerine yazı yazılarak akaryakıt istasyonlarından “İstasyon Otomasyon ve İşletim Bedeli” olarak aldıkları ücretin sorulmasına karar verilmiştir. Akaryakıt şirketlerinden gelen yazı cevaplarında dava dışı … A.Ş. otomasyon bedeli olarak 350,00 TL + KDV aldıklarını belirtmiş, diğer akaryakıt şirketleri ise yukarıda açıkladığımız EPDK’nın 26.09.2019 tarih ve 8851 sayılı Dağıtıcı ve Bayi Marjlarının Paylaşımına İlişkin Kararı uyarınca otomasyon maliyetini bayilere yansıtmadıklarını, bu nedenle de istasyon otomasyon ve işletim bedeli almadıklarını bildirmişlerdir. Dolayısıyla piyasada istasyon otomasyon ve işletim bedeli alan iki akaryakıt firması bulunmakta olup bunlardan biri davacı olup aylık 850,00 TL + KDV ücret almakta diğeri ise dosyamıza cevap veren dava dışı … A.Ş. olup 350,00 TL + KDV almaktadır.
Gelen yazı cevaplarından davacının talep ettiği istasyon otomasyon ve işletim bedelinin piyasa koşullarının çok üzerinde olduğu anlaşılmakla davacının aylık 350,00 TL + KDV miktarı üzerinden talepte bulunabileceği, bunun miktarının da on aylık istasyon otomasyon ve işletim bedeli karşılığı olarak 4.130,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. (istasyon otomasyon ve işletim bedeli 350,00 TL x % 18 KDV = 63,00 TL KDV bedeli) ; (istasyon otomasyon ve işletim bedeli 350,00 TL + KDV bedeli 63,00 TL = 413,00 TL KDV dahil istasyon otomasyon ve işletim bedeli) ; (KDV dahil istasyon otomasyon ve işletim bedeli 413,00 TL x 10 ay = 4.130,00 TL Toplam KDV dahil istasyon otomasyon ve işletim bedeli) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve yapılan hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne ve itirazın 4.130,00 TL üzerinden iptaline yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Taraflar arasında yapılan sözleşmede istasyon otomasyon ve işletim bedelinin düzenlenmemiş olması ve bedelin yargılama sonucunda tespit edilmiş olması nedeniyle alacağın likit olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 4.130,00-TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren aynı koşullarda devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 282,12-TL nispi karar harcının peşin alınan 126,27-TL harçtan mahsubu ile eksik 155,85-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan…’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 118/A-13’e göre davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı kanun madde 18/A’ya göre davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.781,00-TL ( 2.250,00-TL BK ücreti, 531,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 177,07-TL ( 44,40-TL BH, 126,27-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸