Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/649 E. 2021/877 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/649
KARAR NO:2021/877

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:02/12/2019
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Filistinde ticaret yapan bir yerel tacir olduğunu, zaman zaman Türkiye ve diğer ülkelerden mal ithal edip ülkesinde sattığını, davalı … firmasıyla Kasım 2018’de … marka otomobil yağlarının satın alınmasında anlaşmış olduklarını, ödemeyi Türkiye’deki aracılar aracılığıyla gerçekleştirdiğini, davacının 20.688 Amerikan Doları karşılığında … marka otomobil yağlarının …’deki … şehrine teslimatı konusunda davalıyla anlaşmış olduklarını, davalı şirket tarafından düzenlenerek imza-kaşe edilen proforma (ön teklif) faturasında teslim edilecek malın davacının sözleşme kapsamında tarafına yüklenen edimi yerine getirdiğini 20.688 Amerikan Doları’nı davalı şirkete ödeyerek davalı şirketin malı teslim etmesini beklediğini, Sözleşmede kararlaştırılan malın davalı tarafından tesliminin hiçbir şekilde gerçekleşmediğini, bunun üzerine davalı şirket malın 12.04.2019 tarihinde teslim edileceğini taahhüt eden bir belge imza-kaşe ederek davacıya teslim ettiğini, 08.04.2019 tarihli 2 adet Arapça belgede “… … şirketi Sayın …’den 1390- 2019 numaralı ilk faturaya dayanarak …’deki … limanına kadar olan taşıma ve kargo ücretini de kapsayan 20.788 Amerikan Doları meblağı teslim almıştır. Şirket mali sorunlar nedeniyle malı teslim etmekte gecikmiştir ve mallar 12/04/2019 tarihinde teslim edilmek üzere hazırlanacaktır. Teslim belirlenen zamanda yapılmadığı takdirde üzerinde anlaşılan meblağın iadesi kararlaştırılır. 08/04/2019” ifadelerinin yer aldığını, teslim edilen belgede 20.688 Amerikan Doları’nın davacıdan alındığı ve karşılığında 1390-2019 numaralı proforma faturada belirlenen malların teslim edileceği, malların en geç 12.04.2019 tarihinde teslim edilmediği takdirde alınan bedelin geri iade edileceğinin taahhüt edildiğini, davacının kendisine davalı şirket tarafından verilen taahhüde rağmen bir türlü malın teslimini alamadığını ve bundan dolayı ticareti sekteye uğradığını, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimi yerine getirmemesinden dolayı davacının hem maddi hem manevi olarak telafisi güç zarara uğradığını, ödemenin dayalıya yapıldığı Kasım 2018 tarihinden itibaren tam | sene geçtiğini, buna rağmen davacının mağdur edilmeye devam edildiğini, davalı şirket malın teslimini 24.04.2019 tarihinde hala yapamadığı için davacının ısrarı üzerine davacının gözünü boyamak için … Bankası’na hitaben Döviz Transfer Talep Formu doldurduğunu ve davacıya … üzerinden gönderdiğini, ne var ki davalı şirketin bu formu … Bankası’na vermediği için transferin hiçbir şekilde gerçekleşmediğini, Davacının 02.07.2019 tarihinde bu sorunu çözmek için İstanbul’a geldiğini ve 09.07.2019 tarihine kadar İstanbul’da konakladığını, 7 günlük konaklama için toplamda 1.684,44 TL’ödeme yapıldığım, davacının Türkiye’ye gidiş-dönüş uçak biletleri, noterlik ücretleri de dahil sorunun çözülmesi için ciddi masraflar yaptığını, tüm bunların kusurlu davalı şirket tarafından davacının uğratıldığı zararlar olduğunu, davacının bu süre zarfında problemin çözümü için 08.07.2019 tarihinde … 56. Noterliğinde … Yevmiye Numaralı vekaletname ile tarafını yetkilendirdiğini ve 09.07.2019 tarihinde vekili tarafınca davalı şirket yetkilisi … ile görüşüldüğünü ve 4.000 Amerikan Doları geri ödemenin davalı şirket yetkilisinden alınarak kalan tutar için vadelendirme yapıldığına dair ekteki sözleşme düzenlenerek davalı şirket ile davacıyı temsilen vekili arasında imza altına alındığını, Davalı şirketle davacı arasında düzenlenen ödeme planına göre davalı şirketin kalan 16.788,00 Amerikan Doları tutarın 8.000,00 Amerikan Doları kısmını 23.08.2019 tarihinde, 8.788,00 Amerikan Doları kısmını ise 23.09.2019 tarihinde ödemeyi taahhüt ettiğini, ne var ki ödeme günü geldiğinde davalı şirketin ödemeyi gerçekleştirmediğini, davacıyı oyalamaya devam ettiğini, bunun üzerine davalı şirkete karşı 17.10.2019 tarihinde dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, davalı şirketle yapılan resmi arabuluculuk görüşmelerinin 22.11.2019 tarihinde düzenlenen son görüşmeye davalı şirket yetkilisinin katılmadığını ve arabuluculuk görüşmeleri sonlanarak 22.11.2019 tarihinde Arb. … tarafından Son Tutanak düzenlendiğini ve taraflarınca imza altına alındığını, bu tutanağın düzenlendiği tarih itibariyle dava şâdrtı olan arabuluculuk sürecinin sonlandığını ve taraflarına dava hakkı doğduğunu, arabuluculuk son görüşmeye katılmayan davalı şirketin kusurlu bulunarak huzurdaki davanın sonucuna bakılmaksızın yargılama giderleri ile ücret-i vekalet kusurlu olan davalı şirkete yüklenmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından taahhüt edilen malın teslim edilmemesi yahut alınan paranın iade edilmemesinden dolayı davacının ticari yaşamının son derece olumsuz etkilendiğini ve davacının iflasın eşiğine geldiğini, davalı şirketin sözleşmeye aykırı hareketinden dolayı davacının uğradığı maddi-manevi zararların tazminini işbu ticari alacak davasında talep ettiklerini, ayrıça davalı şirket tarafından vadesinde ödenmeyen borçlara vade tarihlerinden itibaren huzurdaki davada karar tarihine kadar işleyen ticari temerrüt faizinin hesaplanarak hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, huzurdaki dava kapsamında 16.788 Amerikan Doları anapara alacağı, bu tutara işleyen faizler, davacının uğradığı maddi-manevi zararlar ile davacının yaptığı tüm harcamaların davalı şirketten talep edildiğini, verilecek olan hükümde anapara haricinde anaparaya işleyen faizler ile davacının uğradığı maddi ve manevi zararların davacıya ödenmesine 16.788 Amerikan Doları’nın karar tarihine kadar vade tarihi itibariyle işleyen ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine, davacının davalı şirketin sözleşmeye aykırı eylemleri sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararın tespit edilerek davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin hem arabuluculuk son görüşmeye katılmayarak kusurlu sayılan hem de davacıya karşı borcuna aykırı davranan kusurlu davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle dava dilekçesinde davacı tarafın adresi yazılı olmayıp HMK ya göre zorunlu olan bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa süre tanınmasını talep ettiklerini, verilen süre içinde eksikliğin giderilmemesi halinde ise dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı tarafın yabancı ülke vatandaşı olup dava dilekçesinde …’de ticaret yaptığının belirtildiğini, ancak hangi ülke vatandaşı olduğunun net olarak yazılmadığını, ilk olarak bu hususun davacı tarafa açıklattırılması gerektiğini, davacı tarafın uyruğunun tespitinden sonra vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında mütekabiliyet anlaşması bulunup bulunmadığının araştırılması ve mütekabiliyet bulunmadığı takdirde teminat şartının yerine getirilmesi için davacı tarafa süre tanınmasi gerektiğini, tanınan süre içinde teminat koşulunun yerine getirilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, öte yandan davacı taraf … vatandaşı ise, bildikleri kadarıyla … ile Türkiye arasında herhangi bir mütekabiliyet anlaşması bulunmadığını, bu nedenle davanın esasına girilmeden Önce bu eksikliğin mutlak suretle giderilmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre teminat hususu kamu düzeninden olup teminat sorunu giderilmeksizin mahkemenin işin esasına girebilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında dava dilekçesinde tam olarak doğru ifade edilmemiş olmamasına rağmen ticari bir ilişki bulunduğunun doğru olduğunu ancak ödeme konusunda tam olarak anlaşılamaması nedeniyle dava konusu uyuşmazlığın meydana geldiğini, bu nedenle her iki tarafın ticari defter ve kayıtları Üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, Bilirkişi incelemesi sonucu alacağın mevcut olup olmadığı ve net miktarın belirlenebileceğini, Davacı tarafça ticari alacağının ödenmemiş olması nedeniyle zarara uğramış olduğu iddia edilerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, ticari bir alacağın ödenmemesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunulabilmesinin kanunlara ve hukuk sistemine aykırı olduğunu, esasen zaten davacı tarafın alacağa faiz talebinde bulunmuş olup bu faizin de alacağın eç tahsilinden kaynaklı zarar olduğunu, bu nedenle faiz dışında başkaca maddi ve manevi zarar talebinin hukuk sistemine uygun olmadığını, Davacı tarafın, bu alacağın tahsili için Türkiye’ye geldiğini ve masraf yaptığını iddia ederek bu masrafları da talep etmiş ise de bu talebin de hukuka aykırı olduğunu, öncelikle davacının bu masrafları gerçekten bu iş için harcadığını yazılı belge ile ispat etmesi getektiğini, bu belgelerin resmi olması ve ticari işletmesinin kayıtlarına girmiş olması gerektiğini, ayrıca bu hususu ispat ettiği varsayılsa dahi, dava giderlerine dahil edilebilecek masrafların hukuk sisteminde belirli olup, avukata vekalet vermek için bir yerden bir yere gitmek, orada konaklamak, noterde vekaletname ücreti ödemek gibi masrafların maddi tazminat talebine konu edilemeyeceği gibi dava gideri olarak da kabul edilemeyeceğini, bu nedenle bu taleplerin reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinin konu bölümünde dava değerine TL cinsinden ifade etmiş olmasına rağmen sonuç ve talep bölümünde ise Amerikan doları cinsinden talepte bulunduğunu, bu nedenle davacının talebini netleştirmesi gerektiğini, öte yandan davacı tarafın Amerikan dolarına ticari temerrüt faizi talep etmiş olup bu talebin fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, bu talebin de reddine karar verilmesini istediklerini, davacı tarafın arabuluculuk görüşmelerinde son oturuma katılmamış olmaları nedeni ile yargılama giderlerinin taraflarına yükletilmesi gerektiğini iddia ettiğini, oysa HUAK madde 18’e göre taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan tarafın, son tutanakta belirtildiğini ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulduğunu, kanunlara göre son toplantıyla değil ilk toplantıya katılmayan tarafın haklı çıksa dahi yargılama masraflarından sorumlu tutulacağını, taraflarınca ilk toplantıya iştirak edilmiş olup bu hususun son tutanakta da belirtildiğini, bu nedenle davacı vekilinin beyanlarının hukuki bir dayanağı bulunmadığını beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6098 sayılı TBK madde ve 207 maddesine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 22/03/2021 tarihli celsede davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının inceleme günü verilerek HMK madde 222’ye göre Mahkememize sunması istenilmiş, söz konusu ara karar davalı tarafa tebliğ edilmiş ve inceleme gününde davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını hazır etmemiştir.
Mahkememizce 30/03/2021 tarihli ara karar ile dosya içerisinde bulunan yabancı dilde bulunan evrakların arapça ve ingilizce dilinde tercümesinin yapılması için bilirkişiye verilmesine karar verilmiş, proforma fatura ve davalı şirket tarafından davacıya verilen belgeler ile döviz transfer talep formu tercüme ettirilmiştir.
03/06/2021 tarihli ingilizce tercüman tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; … fatura numaralı, 08/04/2019 fatura tarihli Proforma Faturaya konu fabrikada teslim edilen toplam miktarın 19.438,47 Amerikan Doları olduğu görülmüştür.
29/06/2021 tarihli arapça tercüman tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; Davalı Şirket Tarafından Davacıya Verilen Belgeler; “… … Şirketi, …’nun şirketinden … no’lu proforma faturaya göre 20.788.-$ Amerikan doları almıştır. Bu alınan miktar …’deki … limanına yapılacak nakliye ve navlun ücretlerini içerir. Şirket, finansal zorluklar nedeniyle ürünlerin teslimatını geciktirmiştir. Mal teslimatı mümkün olan en kısa sürede sağlanacaktır.” şeklinde tercüme edilmiş, Döviz Transfer Talep Formu; “… Filtre Medeni Yağlar Yedek Parça Şirketi, …’nun şirketinden … no’lu proforma faturaya göre 20.788.-$ Amerikan doları almıştır. Bu alınan miktar, …’deki … limanına yapılacak nakliye ve navlun ücretlerini içerir. Şirket, finansal zorluklar nedeniyle ürünlerin teslimatını geciktirmiştir. Ürünler 12/04/2019 Cuma günü teslimata hazır olacaktır. Teslimatın zamanında yapılmaması durumunda, üzerinde mutabık kalınan miktarın geri iade tarihi belirlenecektir.08/04/2019” şeklinde tercüme edilmiştir.
Mahkememizce 15/09/2021 tarihli celsede dosyanın SMM bilirkişiye tevdi ile, alacak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere rapor hazırlamasına karar verilmiş,
11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf Av. … İle … … İth. İhr. Ve Tic. Ltd, Şti. Yetkilisi … arasında, davalı tarafından düzenlenen Proforma faturaya istinaden, davacı tarafından ödenmiş olan 20.788 Amerikan dolarının iadesine ilişkin, 8.000 USD’nin 23.08.2019 tarihinde, 8.788 USD’nin 23.09.2019 tarihinde ödeneceğil şeklinde anlaşmaya varıldığı, dosya içerisinde toplamı 16.788 USD olan ödemelerin yapıldığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı, davacı tarafından toplamı 1.949,00 TL bedelli, giriş tarihi 02.07.2019- çıkış tarihi 09.07.2019 olan 2 adet konaklama faturası sunulduğu, davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olup olmadığının Mahkemenin takdirinde olduğu görüşünü bildirmiştir.
Davacı vekili 21/10/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırmış ve ıslah harcını yatırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK 207 maddesine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dava konusu uyuşmazlıkta davacı yan yabancı uyruklu olup; davalı yanın teminat ilişkin yapılan itirazının değerlendirilmesinde; Yabancı gerçek veya tüzel kişilere, Türkiye’de dava açmak veya icra takibi başlatmak istemeleri halinde teminat yatırma zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluk Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un teminat başlıklı md. 48 kapsamında düzenlenmiş olup; MÖHUK md. 48 gereğince; “(1) Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. (2)Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mevzuatımızda teminat gösterme yükümlülüğü, Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun dışında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’unda da düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun teminat gösterilecek hâller başlıklı 84. Maddesi ve devamı maddeleri gereğince; “(1) Aşağıdaki hâllerde davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat gösterilir: a) Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması, davacı yanında davaya müdahil olarak katılması veya takip yapması. b) Davacının daha önceden iflasına karar verilmiş, hakkında konkordato veya uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırma işlemlerinin başlatılmış bulunması; borç ödemeden aciz belgesinin varlığı gibi sebeplerle, ödeme güçlüğü içinde bulunduğunun belgelenmesi. (2) Davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması hâlinde de mahkeme teminat gösterilmesine karar verir. (3) Mecburi dava ve takip arkadaşlığında teminat gösterme yükümlülüğü, bu yükümlülüğün tüm davacılar bakımından mevcut olması hâlinde doğar.” şeklinde düzenlenmiştir. HMK kapsamında öngörülen teminat yükümlülüğü yabancılar ile sınırlı değildir. HMK kapsamında, Türkiye’de mutat meskeni bulunmayan Türk vatandaşları ve ödeme güçlüğü içinde bulunduğu tespit edilen davacılar içinde teminat gösterme yükümlülüğü getirilmiştir.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne görülmekte olan dava nedeniyle, … ile Ülkemiz arasında teminattan muafiyete ilişkin hukukî veya fiilî mütekabiliyet bulunup bulunmadığı hususunda görüş sorulmuş olup; cevabi yazında; … davacının mensup olduğu veya ikamet ettiği ülke ile Türkiye arasında teminattan muafiyeti öngören ikili veya çok taraflı bir sözleşme varsa, ilgili yabancı uyruklu veya Türkiye’de ikametgâhı olmayan kişi teminat yatırmayacaktır. Ülkemiz ile … arasında teminattan muafiyeti öngören ikili bir adlî yardımlaşma sözleşmesi bulunmadığı gibi, … Türkiye’nin taraf olduğu Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne de taraf değildir. Fiilî mütekabiliyete ilişkin olarak, Dışişleri Bakanlığı’ndan başka bir vesile ile alınan 15.01.2019 tarihli ve … sayılı yazıda, … Adalet Bakanlığı yetkilileri ile yapılan görüşmede, Ülkemiz ile … arasında teminattan muafiyet bulunmadığı, … Mahkemelerinde Türk vatandaşlarına, … vatandaşlarına uygulanan prosedürün aynısının uygulandığının öğrenildiği ifade edilmiştir. Yine konunun intikal ettirildiği anılan Bakanlıktan alınan 04.09.2019 tarihli ve … sayılı yazıda ise, … Devlet Başkanlığı Kararnameleri ile üzerinde bir takım değişiklikler yapılan Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun, yabancıların (dolayısıyla Türk vatandaşlarının da) …’de dava açmaları, açılmış davaya müdahale etmeleri ve icra takibinde bulunmaları halinde teminat göstermekle yükümlü olmalarına ilişkin herhangi bir hüküm içermediğinin … Başsavcılığı yetkililerince bildirildiği kaydedilmektedir…. Şeklindedir. Bu açıklamalar ışığında; davacı yana takdiren teminat yatırmaktan muafiyet tanınmasına karar verilmiştir.
Davanın esasına ilişkin yapılan incelemede; Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 22/03/2021 tarihli celsede davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının inceleme günü verilerek HMK madde 222’ye göre Mahkememize sunması istenilmiş, söz konusu ara karar davalı tarafa tebliğ edilmiş ve inceleme gününde davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını hazır etmemiştir. Mahkememizce 30/03/2021 tarihli ara karar ile dosya içerisinde bulunan yabancı dilde bulunan evrakların arapça ve ingilizce dilinde tercümesinin yapılması için bilirkişiye verilmesine karar verilmiş, proforma fatura ve davalı şirket tarafından davacıya verilen belgeler ile döviz transfer talep formu tercüme ettirilmiştir.Mahkememizce 15/09/2021 tarihli celsede dosyanın SMM bilirkişiye tevdi ile, alacak ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek üzere rapor hazırlamasına karar verilmiş,11/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf Av. … İle … … İth. İhr. Ve Tic. Ltd, Şti. Yetkilisi … arasında, davalı tarafından düzenlenen Proforma faturaya istinaden, davacı tarafından ödenmiş olan 20.788 Amerikan dolarının iadesine ilişkin, 8.000 USD’nin 23.08.2019 tarihinde, 8.788 USD’nin 23.09.2019 tarihinde ödeneceği şeklinde anlaşmaya varıldığı, dosya içerisinde toplamı 16.788 USD olan ödemelerin yapıldığına dair herhangi bir bilgi veya belgenin bulunmadığı hususu bildirilmiştir. Yargılamanın sürüncemede kalmaması amacıyla faiz hesaplaması mahkememizce yapılmıştır. Davalı yanca dosyaya sunulan bilgi ve belgelere istinaden ödeme olgusunu ispat edemediğinden; davacının alacak ve maddi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulü ile, 16.788 USD karşılığı 95.976,45-TL’nin asıl alacağa, taraflar arasında yapılan protokol gereğince 8.000 USD’nin 23.08.2019 tarihinde, 8.788 USD’nin 23.09.2019 tarihinde ödeneceği şeklinde anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla; 8.000 USD için 23.08.2019 tarihinde, 8.788 USD için 23.09.2019 tarihinde temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabul edilmiştir. 8.000 USD için 23.08.2019 tarihindeki kur üzerinden 5.7478 TL, 8.788 USD için 23.09.2019 tarihinde kur üzerinden 5.6889 TL hesaplama yapılmış olup; dava tarihi itibariyle işlemiş faiz hesaplanmıştır.
“23.08.2019 8.000 USD x KUR; 5.7478 TL = 45.982,40 TL
23.09.2019 8.788 USD x KUR; 5.6889 TL = 49.994,05 TL
TTK MD. 1530 uyarınca 2019 faiz oranı; 21,25
Dava tarihi; 02.12.2019
23.08.2019 tarihi için 21,25 faiz oranı/365 gün x 707 gün =18.926,79 TL
23.09.2019 tarihi için 21,25 faiz oranı/365 gün x 677 gün =19.704,84 TL olmak üzere toplam 38.631,63 TL işlemiş faiz”
8.000 USD için 23/08/2019 tarihinden itibaren (18.926,79-TL) 8.788 USD için 23/09/2019 tarihinden itibaren (19.704,84-TL) işlemiş faiz olmak üzere toplam 134.608,08-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, mahkememizin 3. Celse 3 nolu ara kararı gereğince davacı vekilince konaklama masraflarına ilişkin delilleri dava dilekçesi ekinde sunmadığından işbu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı kaldı ki yapılan masrafların dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yapılmış konaklama masrafı olduğunun ispat edilemediği bu haliyle fazlaya ilişkin istemin reddiyle yine davacı yanca uyuşmazlık nedeniyle duyulan acı elem yani manevi zarar olgusu ispat edilemediğinden manevi tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının alacak ve maddi tazminat talebi yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜ ile, 16.788 USD karşılığı 95.976,45-TL’nin 8.000 USD için 23/08/2019 tarihinden itibaren (18.926,79-TL) 8.788 USD için 23/09/2019 tarihinden itibaren (19.704,84-TL) toplam 134.608,08-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 9.195,08-TL nispi karar harcının peşin ve ıslah ile alınan toplam 2.874,91-TL harçtan mahsubu ile eksik 6.320,17-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davalı tarafın arabuluculuk ilk görüşmesine katıldığı anlaşılmakla: Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.212,42-TL’nin davalıdan, 107,58-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.119,60-TL ( 1.950,00-TL BK ücreti, 169,60-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.946,79-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 2.925,71-TL ( 44,40-TL BH, 1.836,37-TL PH, 1.038,54-TL IH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.737,77-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.949,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Manevi tazminat yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/11/2021

Katip …

Hakim …