Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/634 E. 2022/832 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/634
KARAR NO :2022/832

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:26/11/2019
KARAR TARİHİ:20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ilk 22/02/2001 tarihinde yetkili servis ve yetkili satıcılık olarak sözleşme imzalandığını, en son 01/01/2007 tarihinde sözleşme imzalandığını ancak davalı şirket tarafından 03/05/2019 tarihli ihtarname ile davacı şirkete affedilecek herhangi bir kusur olmaksızın her iki sözleşmeyi 28/09/2019 tarihinde sonlanacağını bildirerek, haksız ve tek taraflı olarak feshedildiğini, taraflar arasında imzalanan yetkili servis sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı ve haksız feshinden dolayı portföy yani denkleştirme tazminatının şimdilik belirlenen miktar olan 10.000,00 TL fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davalıdan tahsilini, taraflar arasında imzalanan yetkili satıcılık sözleşmelerinin davalı tarafından tek taraflı ve haksız feshinden dolayı portföy tazminatının şimdilik belirlenebilen 10.000,00 TL fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davalıdan tahsilini, her iki sözleşmeye aykırılıklar nedeniyle uğranılan zararların tazmini için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik belirlenebilen miktar olan 10.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 01/01/2007 tarihinde yetkili servis sözleşmesinin imzalandığını, karşı tarafın denkleştirme tazminatı isteyen bilmek için tarafları arasında bir acentelik sözleşmesi veya tek satıcılık ile tek satıcılık benzeri tekel hakkı veren bir sözleşme olmasının gerektiğini, Davacı mukim olduğu konya’da tek yedek parça yetkili satıcısı veya tek yetkili servis olarak hizmet vermediğini, Bu sebeple davacının konya’da bir tekel hakkı olmadığının açık olduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmede davalı tarafın sözleşmeyi feshi hukuka uygun olduğu için davalının fesihten kaynaklanan maddi tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, Maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasında imzalanan yetkili servis ve yetkili satıcılık sözleşmelerinin davalı tarafından feshinin haklı olup olmadığı, davacının portföy tazminatı talep edip edemeyeceği, davalının sözleşmeye aykırı davranışları sebebi ile davacının zarara uğrayıp uğramadığı ve zararın miktarından ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… Otomotiv Pazarlama A.ş. Ye müzekkere yazılarak … ile imzalanan 01/01/2007 tarihli yetkili servis sözleşmesi ve yetkili satıcılık sözleşmesi aslının veya onaylı sureti celp edilmiştir.
…Tic. San. Ltd. Şti’ne müzekkere yazılarak avalının yetkili servisi olup olmadığınız ve … programını kullanıp kullanmadığınız ve bu programın kullanımın zorunlu olup olmadığı bilgisi celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 12/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Talimat raporunda davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin açılış taktiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de olduğu ve süresinde yaptırıldığı görülmüştür ifadelerinin mevcut olduğu, davalı taraf ticari defterlerini mali ve kaydı olarak usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu tespit edilerek kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olabileceği, davalı taraf ticari defter kayıtlarında cari hesapların sıfır bakiye verdiği ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden borçlu alacaklı olmadığının görüldüğü mahkemece davacı taraf nezdinde yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin raporda da herhangi bir borç alacak ilişkisinden bahsedilmediği davacı şirketin dava dilekçesinde de herhangi bir cari hesap alacağından bahsetmediği, taraflar arasında 01/01/2007 tarihli yetkili servis ve yetkili satıcılık sözleşmelerinin imzalandığı ve bu sözleşmelerde davacı yetkili servis ve satıcıya münhasırlık yetkisi yani tekel hakkı tanınmadığı, yetkili servis sözleşmesi 2 yıllık, yetkili satıcılık sözleşmesi 3 aylık fesih ihbar süresinin öngörüldüğü, davalının ‘’ 2 yıllık feshi ihbar bildirimimizdir” Konu başlıklı ihbarname de sözleşmelerin 2 yıllık fesih ihbar süresine uyularak feshedildiğini davacıya bildirildiği, bu kapsamda davalının söz konusu sözleşmelerde öngörülen fesih ihbar sürelerine uyularak sözleşmeyi feshettiğini söylenebileceğini ancak sözleşmenin ihbar feshinin haksız fesih niteliğinde olup olmadığı takdirinin mahkemeye ait olduğu, yetkili servis ve satıcılık sözleşmesinde portföy tazminatı istenebilmesi için tekel hakkı tanınması şartının getirildiği, taraflar arasındaki yetkili servis ve satıcılık sözleşmelerinde ise davacıya münhasırlık yani tekel hakkının tanımadığından davacının portföy tazminatı isteme şartlarının oluşmadığının söylenebileceği, davacı şirketin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık ortalama komisyon tutarının 338.392,90 TL olarak hesaplandığı davalı şirket nezdinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde davalı şirketin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık ortalama komisyon tutarının 416.608,22 TL olarak hesaplandığı, davacının haksız fesih sebebiyle uğradığını iddia ettiği zarar kalemlerinin yetkili servis ve satıcılık kapsamında yapılacak ticari faaliyet için yapılması gereken olağan masraflar olarak değerlendirilebileceği, imzalanan sözleşmelerde reklam ve tanıtım masraflarının davacı tarafından ödeneceği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 03/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı şirketin 28/09/2019 tarihinden sonra dava tarihi olan 26/11/2019 tarihine kadar almış olduğu yedek parçaları %5 fazla bedel ödeyerek aldığın kabulüyle yapılan hesaplama sonucunda davacı şirketin 28/09/2019-26/11/2019 tarihleri arasında almış olduğu yedek parçalardan dolayı fazla ödemiş olduğu bedelin 31.739,91 TL olması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 03/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; 12/07/2021 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüş ve kanaatleri korudukları, nihai değerlendirmenin takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Taraflar arasında 01/01/2007 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesi ile Yetkili Satıcılık Sözleşmesi (Yedek Parça) olmak üzere iki ayrı sözleşme ilişkisi olduğu, bu sözleşmelerin davalı şirket tarafından fesih edildiği, davacının fesihten dolayı maddi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
01/01/2007 tarihli Yetkili Servis Sözleşmesinin 10. maddesinde sözleşmenin sona ermesi düzenlenmiş olup, madde 10 da, “işbu sözleşme, en az iki yıl önceden taraflardan herhangi biri tarafından gerekçeli olarak noter
kanalıyla diğer tarafa ihbar edilmek kaydıyla her zaman feshedilebilecektir.” şeklinde iki yıllık fesih ihbar süresi öngörülmüştür.
01/01/2007 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin 12. Maddesinde, “sözleşmenin sona erme şekli “işbu sözleşme, en az 3 ay önceden taraflardan herhangi biri tarafından gerekçeli olarak noter kanalıyla diğer tarafa ihbar edilmek kaydıyla her zaman feshedilebilecektir.” denilerek, üç aylık fesih ihbar süresi öngörülmüştür. Davalı tarafından davacıya gönderilen Beşiktaş 19.Noterliğine ait 03/05/2017 tarih 10946 yevmiye nolu “iki yıllık feshi ihbar bildirimimizdir” konu başlıklı ihbarnamede; “… dağıtım sistemi, dağıtım sözleşmeleri ve kıstaslarının rekabet kurumu 2005/4 sayılı tebliğine ve o yıllardaki Pazar şartlarına uygun olarak hazırlanmış olduğunu, aradan geçen 10 senede pazarda, iş yapma şeklinde ve …’ un Pazar hedeflerinde değişiklikler olduğunu, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin belirsiz süreli sözleşmeler ile düzenlendiğini, gerek taraflar arasındaki sözleşmeler ve gerekse konuyu düzenleyen 2005/4 ve yeni yürürlüğe giren 2017/3 sayılı tebliğler gereği feshi ihbar süresinin iki yıl olduğunu, açıklanan nedenlerle … A.Ş. ile olan Yetkili Servis ve Yetkili Yedek Parça Satıcılığına ilişkin bayilik sözleşmelerinin ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren iki yıl geçmekle hüküm ifade etmek üzere, iki yıllık feshi ihbar ile feshedilmiş olduğunun noter nezdinde ihtar ederiz” denilerek sözleşmeler feshedilmiştir.
Mahkememizce alınan 12/07/2021 tarihli gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporunda; Talimat raporunda davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin açılış taktiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin de olduğu ve süresinde yaptırıldığı görülmüştür ifadelerinin mevcut olduğu, davalı taraf ticari defterlerini mali ve kaydı olarak usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu tespit edilerek kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin kendi lehlerine delil olma niteliğine ilişkin değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olabileceği, davalı taraf ticari defter kayıtlarında cari hesapların sıfır bakiye verdiği ve tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden borçlu alacaklı olmadığının görüldüğü mahkemece davacı taraf nezdinde yaptırılan bilirkişi incelemesine ilişkin raporda da herhangi bir borç alacak ilişkisinden bahsedilmediği davacı şirketin dava dilekçesinde de herhangi bir cari hesap alacağından bahsetmediği, taraflar arasında 01/01/2007 tarihli yetkili servis ve yetkili satıcılık sözleşmelerinin imzalandığı ve bu sözleşmelerde davacı yetkili servis ve satıcıya münhasırlık yetkisi yani tekel hakkı tanınmadığı, yetkili servis sözleşmesi 2 yıllık, yetkili satıcılık sözleşmesi 3 aylık fesih ihbar süresinin öngörüldüğü, davalının ‘’ 2 yıllık feshi ihbar bildirimimizdir” Konu başlıklı ihbarname de sözleşmelerin 2 yıllık fesih ihbar süresine uyularak feshedildiğini davacıya bildirildiği, bu kapsamda davalının söz konusu sözleşmelerde öngörülen fesih ihbar sürelerine uyularak sözleşmeyi feshettiğini söylenebileceğini ancak sözleşmenin ihbar feshinin haksız fesih niteliğinde olup olmadığı takdirinin mahkemeye ait olduğu, yetkili servis ve satıcılık sözleşmesinde portföy tazminatı istenebilmesi için tekel hakkı tanınması şartının getirildiği, taraflar arasındaki yetkili servis ve satıcılık sözleşmelerinde ise davacıya münhasırlık yani tekel hakkının tanımadığından davacının portföy tazminatı isteme şartlarının oluşmadığının söylenebileceği, davacı şirketin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık ortalama komisyon tutarının 338.392,90 TL olarak hesaplandığı davalı şirket nezdinde gerçekleştirilen inceleme neticesinde davalı şirketin son 5 yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık ortalama komisyon tutarının 416.608,22 TL olarak hesaplandığı, davacının haksız fesih sebebiyle uğradığını iddia ettiği zarar kalemlerinin yetkili servis ve satıcılık kapsamında yapılacak ticari faaliyet için yapılması gereken olağan masraflar olarak değerlendirilebileceği, imzalanan sözleşmelerde reklam ve tanıtım masraflarının davacı tarafından ödeneceği belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup, imzalamış oldukları sözleşmede 3 aylık ve 2 yıllık fesih sürelerine uyarak ihbarda bulunarak sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkına sahip olduğunun hükme bağlanmış olması, davalının, davacıya noter kanalıyla ihbarda bulunarak sözleşmede belirtilen sürelere uyarak sözleşmeleri fesh etmiş olması nedeniyle davacının haksız fesih nedeniyle davalıdan tazminat ve zararlarını isteyemeyeceği, taraf defterlerinde yapılan incelemede davacının davalıdan alacağının olmadığı tespit edilmiş olduğundan ve davalının haksız feshi söz konusu olmadığından davacının maddi tazminat davasının reddine, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A)Davacının Davasının REDDİNE;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70.TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 431,63 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır