Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/631 E. 2020/483 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/631
KARAR NO : 2020/483

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Bankası A.Ş ve müvekkili arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin 20.10.2010 tarihinde düzenlendiğini, bu tarihten 12.08.2014 tarihine kadar müvekkili ve oğlunun; kredi borçlusu …Tic. Ltd. Şti. … Ltd. Şti.nin ortakları olduğunu, 12.08.2014 tarihinde müvekkilinin ve oğlunun şirketteki hisselerinin tamamının dava dışı …’e devrettiklerini, devirle birlikte şirket ünvanıda … TİCARET LTD.ŞTİ. olarak değiştiğini, devirin 27.08.2014 gün 8640 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nde de yayınlandığını, müvekkili ve oğlunun şirketin hissedarları olması dolayısı ile, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladıklarını, müvekkilinin devirden önce, şirket adına kendileri tarafından açılmış davalı bankadaki tüm hesapları ve şirkete ait kredi kartlarını kapattırdığını, buna ilişkin davalı bankaya yazılı talimat ve taleplerde bulunduklarını, müvekkillerin devirden önce şirketin imzaya yetkili kişileri olarak; şirket ile davalı banka arasındaki ilişkiye son verdiklerini, bu esnada bankaya olan tüm borçlarını da ödediklerini, müvekkillerinin sıfır bakiye ve davalı banka ile ilişkilerini keserek hisselerini devrettiklerini, müvekkillerinin dava dışı 3. Şahıs …’e devrettikleri şirketin, kendi dönemlerinden sonra doğmuş borçları için sorumlu tutulmasının hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Davalı bankanın kredi kartı şifrelerini şirketi devir alan 3.şahıs …’e bankacılık kurallarına aykırı bir şekilde verdiğini, Genel Kredi Sözleşmesi 2010 yılında imzalandığını, kredi borçlusu şirketin ise 30.04.2014 tarihinde tasfiye kararı aldığını, bu nedenle müvekkillerin devirden önce hesapları ve kredi kartlarını kapatma iradeleri ile aynı zamanda kefaletten döneme iradelerini de ortaya koyduklarını, şirketin devir esnasında tasfiyeden çıkarıldığını, davaya konu borcun 2015 yılına ait bir borç olduğunu, dolayısı ile müvekkilinin henüz borç doğmadan 2014 yılında kefillikten döndüğünü, bu nedenlerle banka tarafından müvekkillerin hukuki sorumlulukları olmamasına rağmen icra tehdidi nedeniyle dava dışı 3. Şahıs …’in yaptığı harcamalara ilişkin ödeme yapmak zorunda bırakıldıklarını, davalı bankanın hukuka aykırı, hizmet kusurundan kaynaklanan haksız işlemleri nedeniyle müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla … 27. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına ödenmiş tutarın esas olmak üzere; şimdilik 1000 TL maddi tazminat ile davalı bankanın müvekkilim aleyhine haksız olarak başlatmış olduğu icra takibinin ve tüm süreç boyunca müvekkilinin maruz kaldığı stres ve manevi elemine ilişkin 5000 TL manevi tazminatın davalı bankadan tahsili ile müvekkiline ödenmesi için iş bu davayı ikame etmek zaruretinin hasıl olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, GKS den kaynaklı alacaklı olunduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk, madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava dilekçesinden davacı yanın arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, verilen süreye rağmen arabuluculuk tutanağını dosyaya ibraz etmediği ve dava konusu alacak talebi bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu anlaşılmakla; davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 54,40TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40TL harcın mahsubu ile eksik kalan 10,00TL harcın davacıda tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde istinaf kanun yolu olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır