Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/590 E. 2023/869 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/590
KARAR NO :2023/869

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:21/04/2011

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN2012/22 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:14/02/2012
KARAR TARİHİ:14/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı şirketin ortak şirketi olan … İnş. … Müh. San. ve Tic.Ltd.Şti. arasında 19.06.2008 tarihinde Malzeme Alım İşlerine Ait Tip Sözleşmesi imzalandığını, yapılan sözleşme uyarınca 19.06.2008 tarihinde boş olan davacı şirketin kaşeli ve imzalı 530.000,00 TL bedelli bononun, satılacak malzemelerin güvencesi olarak teminat senedi vasfı ile davalı şirketin ortaklarının diğer şirketi olan … İnş. … Müh. San.ve Tic.Ltd.Şti.’ne teslim edildiğini, söz konusu durumun taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.4. madde sinde aynen ifade edildiğini, bu hususa binaen müvekkiline sözleşmenin 5.2.maddesinde beyan edilen 460.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacılar tarafından teminat olarak verilen bononun, davalı şirketin yan şirketi olan ve icra takibinde borçlu olarak gösterilen … İnş. … Müh. San.ve Tic.Ltd.Şti. tarafından, davalı … şirketine borca binaen verilmiş gibi gösterilmek sureti ile ciro edilerek, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasından icra takibi başlatıldığını, icra takibine …,İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas numaralı dosyası ile tedbir talepli olarak itiraz edildiğini, davalının yapmış olduğu hukuka aykın eylemler sebebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Hazırlık dosyası ile şikayette bulunulduğunu, müvekkillerinin davalı tarafa veya icra takibinde diğer borçlu olarak görünen … şirketine herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı ile dava dışı … Şirketi tarafından gerçekleştirilen bu işlemin, tamamen bedelsiz senetten menfaat etme amacı güden, kanuna karşı hile niteliğinde bir eylem olduğunu, her iki şirketin yetkililerinin … ve … olduğunu, bu şahısların baba-oğul olduklarını, yapılan icra takibinin ve ciro silsilesinin tamamen muvazaalı olduğunu, icra takibine konu edilen bononun sonradan tanzim edilerek doldurulduğunu, bunun en bariz kanıtının da; davacı müvekkilinin 11.01.2010 tarihi itibarıyla … şirketi İle herhangi bir ticari alışverişte bulunmamış olması, bononun tanzim tarihî itibanyla para birimi olarak YTL’nin kullanılmıyor olması olduğunu, bonodaki cirolarda yer alan her iki şirketin yetkilisinin ve atılan imzalann birebir aynı olduğunu, birbiri ile birinci derecede bağlantısı olan iki şirketin aynı imza yetkilisi tarafından birinden diğerine borçlandırılmasının hayatın olağan akışına ve teamüllere aykırı olduğunu, her iki şirketin ortaklarının aynı olması ve kardeş şirket vasfındaki bir şirketten diğerine muvazaalı işlem yapıldığını belirterek, davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve davalının %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili, davalı şirketin ortaklarının aynı zamanda icra takibine konu senedin lehdarı … inş. … Müh, San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de ortakları olduklarını, bu durumun davacılar tarafından muvazaa iddialarına kanıt oJarak gösterildiğini, oysa müvekkili davalı şirket ile … inş. Lld. Şti. arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu vc icra takibine konu senetteki cironun, aralarındaki bu ticari ilişkinin gereği olarak yapıldığını, davalı müvekkili ile davacılar arasında herhangi bir ticari ilişkinin de bulunmadığını, bu sebeple davanın, … İnş. … Müh. San. vc Tic. Ltd. Şti. ne yöneltilmesi gerekirken ayrı bir tüzel kişiliğe sahip 3.şahıs olan davalı şirkete husumet yöneltilmesinin haksız, usul ve yasalara aykırı olduğunu, bu sebeple davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacılar ile … Ltd. Şti. arasında akdedilen 19.06.2008 tarihli sözleşmenin 5.2 maddesine konu senedin, icra takibine konu olan senet olmadığını, bahsi geçen sözleşmeden dolayı, davacı şirketin … Ltd. Şti.’ne 32.582,97 TL borcunun bulunduğunu, icra takibine konu 11.01.2010 tanzim tarihli 14.06.2010 vade tarihli senedin ise, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davacı …’e 17.10.2008 tarihinde satılan ve fakat karşılıklı güven ilişkisi gereği ve ticari ilişkinin devam etmesi nedeni ile bedeli ödenmeyen … Mah. … ada 10 parsel A Blok 8..kat 34 ve 36 numaralı iki adet dairenin satışı karşılığında verildiğini, iki dairenin toplam bedelinin 309.060,00 TL olduğunu, tapularda düzenlenen resmi senetlerde satış bedelleri çok düşük gösterildiğini, ancak gerçekte böyle olmadığını, dava dışı … Ltd. Şti’nin icra takibine konu senedi, aralarında ticari ilişki bulunan ve bu nedenle borçlu olduğu müvekkili şirkete ciro ederek verdiğini, davalı müvekkili şirket ile dava dışı şirketin ortaklarının aynı olmasının aralarında bir ticari ilişkinin bulunmadığına veya muvazaalı bir ilişkinin olduğuna delil teşkil etmeyeceğini davalı müvekkilinin, alacaklı olduğu … İnş. … Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden ciro yolu ile senedi aldığını ve 530.000,00 TL bedelli senedin borç miktarı olan 345.000,00 TL’lik kısmını İcraya koyduğunu, davacıların senet bedelini ödediklerini ispat etmesi gerektiğini, dava konusu senedin davacılar ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında akdedilen 19.06.2008 tarihli sözleşmenin 5.2 maddesine konu senet olmadığını, takip konusu bononun teminat niteliğinde olmadığını belirterek, davanın reddi ile ….İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından başlatılan takibin devamına, davacılar aleyhine % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davadaki gerekçelerle davacıların davalı … İnşaat Ltd. Şti.’ne …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına konu 11/01/2010 tanzim 14/06/2010 vade tarihli 530.000TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş olup cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … E. Sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
…. Sulh Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edildiği, dosyanın …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası olduğu ve …. Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyanın uyap üzeriden celp edildiği, verilen kararın kesinleşmiş olduğu görüldü.
İstanbul CBS Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na müzekkere yazılarak ../… Esas sayılı dosya aslı celp edilmitir.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosya aslı celp edilmiştir.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyanın fotokopisi celp edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanarak davalının savunmasına konu tapu kayıtları celp edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Asıl ve birleşen dava, ….İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu 11/01/2010 tanzim tarihli 14/06/2010 vade tarihli 530.000TL bedelli bonodan dolayı davalılara İİK’nun 72.madde hükmüne göre borçlu olmadığının tespitin istemine ilişkindir.
Davacı taraf iddialarında, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilen 530.000,00 TL bedelli senedi, davacı şirket ile birleşen davalı …. Ltd.Şti. arasında imzalanan 19/06/2008 tarihli sözleşmenin 5.4.maddesine istinaden birleşen davanın davalısı ….Ltd. Şti’ye teminat olarak verildiğini ayrıca bono bedeline karşılık olarak ödemelerde bulunduğunu iddia ederek davalıya borçlu olunmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Ltd. Şti ise beyanlarında; icra takibine konu senedin 19/06/2008 tarihli sözleşmeye istinaden alınan senet olmadığını, icra takibine konu 11/01/2010 tanzim tarihli 14/06/2010 vade tarihli senedin … Ltd. Şti. tarafından davacı …’e 17/10/2008 tarihinde satılan ve fakat karşılıklı güven ilişkisi gereği ve ticari ilişkinin devam etmesi nedeni ile bedeli ödenmeyen … Mah. 8983 ada 10 parsel A Blok 8.Kat 34 ve 36 numaralı iki adet dairenin satışı karşılığında verilen ikinci bir senet olduğunu savunmaktadır.
….İcra Müdürlüğü … Esas Dosyasında davalı ….Ltd.Şti. tarafından, davacılar ….Ltd.Şti. ile … ve birleşen davalı … Ltd.Şti. aleyhine 11/01/2010 tanzim, 14/06/2010 vadeli 530.000,00 TL bedelli senede dayanarak 345.000,00 TL asıl alacak üzerinden 418.485,00 TL’nin tahsili için kambiyo takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
İddia ve savunma doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Mahkememizce 16/11/2016 tarihinde; toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davacı ile davalı … Ltd. Şti. arasında düzenlenen 19/06/2008 tarihli sözleşmenin 5.4 maddesine göre davacıların birlikte düzenledikleri 11/01/2010 tanzim 14/06/2010 vade tarihli 530.000-TL bedelli bonoyu davalı … Ltd. Şti’ ne verdikleri, davalı … Ltd. Şti’ nin dava ve takip konusu senedin bu teminat senedi olmadığı, ikinci bir senet olduğunun savunulduğu, davalı … Ltd. Şti tarafından davalı …’a 530.000,00 TL tutarında bir senet ciro edilmesine rağmen, davalıların defterlerinde 345.000,00 TL’lik işlem olarak kaydedildiği, davaya konu senedin tanzim tarihi 01/01/2011 tarihi itibarıyla …’ın …’a 166.953,88 TL tutarında borçlu olduğu, senedin … tarafından …’a ciro edildiği 15/01/2011 tarihi itibarıyla …’ın …’a 158.663,88 TL borçlu olduğu, senedin ciro edilerek verilmesinden sonra …’ın Uygunlara olan borcunun 503.663,88 TL’sına yükseldiği, 530.000,00 TL tutarında senet alınmasına rağmen bunun davalıların muhasebe kayıtlarına 345.000,00 TL olarak kaydedilmesi işleminin muhasebe tekniğine uygun olmadığı, davalı savunmasına göre verilen ikinci bononun kanıtlanamadığı, dava konusu bononun sözleşme kapsamında verilen teminat senedi olduğu, dava konusu 530.000,00 TL bedelli senedin gerek davacı şirketin, gerekse davalı şirketlerin ticari defter kayıtlarında yer almadığı, saptanmakla , gerçek bir alışverişe dayanmaksızın davalı … Ltd. Şti tarafından davalı … Ltd.Şti.’ne ciro edilen ve taraf defterlerinde yer almayan bonodan dolayı davacıların …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu alacaktan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıların sözleşme ve daire satışından dolayı defterlerine göre davalı … Ltd. Şti. Borcu belirlenmiş ise de davalı teminat senedinin iade edildiğini beyan ettiğinden ve takas mahsup talebi olmadığından …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına konu 11/01/2010 tanzim 14/06/2010 vade tarihli 530.000-TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine dair asıl ve birleşen davanın kabulüne, kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olup; taraf vekillerinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2017/… Esas 2019/… Karar sayılı ilamı ile; “Takip ve dava konusu bono ile ilgili olarak bedelsiz senedi takibe koymak suçundan ….Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığı, yargılama sonunda beraat kararı verildiği, ancak Yargıtay 15.Ceza Dairesi’nce 04/07/2018 tarihinde 2015/… Esas, 2018/… Karar sayılı ilamla beraat kararının bozulmasına karar verildiği görülmüştür. TBK’nun 74.maddesi uyarınca ceza mahkemesince maddi vakıanın sübutuna ilişkin kararlar hukuk hakimini bağlar. Bu durumda mahkemece anılan sulh ceza mahkemesi dosyasının sonucunun beklenerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçeleriyle verilen karar kaldırılarak dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Asıl dava takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup; birleşen davanın ise senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından asıl davada takip çıkışı, birleşen davada senet bedeli üzerinden eksik harç tamamlatılmıştır.
Takip ve dava konusu senedin 11/01/2010 tanzim, 14/06/2010 vade tarihli, 530.000,00 TL bedelli, malen kaydıyla düzenlenmiş, keşidecisinin davacılar, lehtarın ise davalı … Ltd. Şti olduğu, … Ltd. Şti tarafından ise senedin diğer davalı şirkete ciro edildiği görülmüştür.
Davalı … Ltd. Şti ile davacı şirket arasında 19/06/2008 tarihinde düzenlenen malzeme alım işlerine ait tip sözleşme başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; davacı şirketin satıcı, davalı … Ltd. Şti’nin ise alıcı olarak yer aldığı, sözleşmenin 5.2 maddesi uyarınca ilk ödeme işe başlama sözleşme tarihinden sonra banka havalesi ile 460.000,00 TL ödeneceği, 5.4 maddesi ise 5.2 ‘ye göre ilk ödemeye karşılık 530.000,00 YTL satıcıdan çek veya senet alınacaktır şeklinde hüküm bulunduğu görülmüştür.
Davalılar arasında düzenlenen 21/07/2009 tarihli malzeme işlerine ait sözleşme başlıklı belgede; davalı … Ltd. Şti’nin alıcı, davalı … şirketinin ise satıcı olarak yer aldığı, iş bedelinin sözleşmenin 5.1 maddesinde 343.896,84 YTL olarak gösterildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 15/11/2013 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; dava konusu senedin davacı şirket kayıtlarında yer almadığı, davacı şirketin takdiri delil olma özelliği taşıyan defterlerine göre 31/12/2010 tarihi itibariyle davalı … Ltd. Şti’nin 6.101,43 TL davacıdan alacaklı olduğu, davalı … Ltd. Şti kayıtlarına göre ise bu davalının dava konusu senedi tanzim ve vade tarihleri itibariyle davacıdan alacağı ya da borcu olmadığı, birleşen davanın davalısı … Ltd. Şti’nin 15/01/2011 tarihinde 345.000,00 TL bedelli senet aldığı, senedin alındığı tarihte davalı şirketin birleşen dosya davalısı … Ltd. Şti’nden alacağı olmadığı, aksine 158.663,88 TL borcu olduğu, senedin alınmasıyla birleşen davanın davalısı … şirketine olan borcun 503.663,88 TL’ye yükseldiği, birleşen davada … Ltd. Şti kayıtlarına göre davacı … …’ın 2008 tarihinde satışı yapılan 2 adet daire bedelinin 2011 yılına devir kayıtlarıyla intikal ettirildiği, davalı … Ltd. Şti kayıtlarında 345.000,00 TL bedelli olarak görünen senedin 309.060,00 TL’lik kısmının davacı …’ın hesabından mahsup edildiği, gerek asıl davalının gerekse birleşen dava davalısının kayıtlarına göre dava konusu senedin miktarı olan 530.000,00 TL bedelli senet kaydının bulunmadığı, dava konusu bononun 19/06/2008 tarihli sözleşmenin 5.4 maddesinde belirtilen teminat amacıyla düzenlenen senet olduğu, davalı … şirketinin bonoyu diğer davalıdan devralırken bile bile davacıların zararına hareket edip etmediğinin mahkemenin takdirinde olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 24/06/2014 tarihli farklı bir bilirkişi heyeti raporunda ise; tüm tarafların defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğine haiz olmadığı, dava konusu senedin hem davacı hem de davalıların kayıtlarında yer almadığı, dava konusu senedin tanzim tarihi olan 11/01/2010 tarihinde birleşen davalı … şirketi kayıtlarında davacı …’ın 114.530,00 TL borcunun göründüğü, diğer davacı şirketin ise 32.582,97 TL borcunun göründüğü, toplam borcun 147.112,97 TL borcu olduğu, bu durumda bu borcun gerçekten varlığı kabul edilse dahi davacıların … şirketine 147.112,97 TL’lik borç için 530.000,00 TL bedelinde senet vermiş olduğunun kabul edilemeyeceği, 15/01/2011 tarihi itibariyle senedi ciro eden … şirketinin davalı … şirketine borcu olmadığı, aksine … şirketinin 158.663,88 TL borçlu olduğu, senedin cirosundan sonra …’ın borcunun 503.663,88 TL’ye yükseldiği, bu ödemeye karşılık herhangi bir mal alınmadığı gibi bir iş de yapılmadığı, ciro tarihinden 2 yıl sonra bile 31/12/2012 tarihinde … şirketinin … şirketine 483.448,85 TL borcunun görülmeye devam ettiği, davalı … şirketinin diğer davalıya 530.000,00 TL’lik senet ciro etmesine rağmen bunu 345.000,00 TL olarak işlem olarak kaydetmesinin usulsüz olduğu, davalı …’ın da bu senedi kayıtlarda 345.000,00 TL olarak kaydetmesinin usulsüz olduğu, dava konusu bononun 19/06/2008 tarihli sözleşmenin 5.4 maddesinde belirtilen teminat amacıyla düzenlenen senet olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 05/04/2016 tarihli ek raporda ise; Pendik’teki 2 adet dairenin … şirketi tarafından 17/10/2008 tarihinde davacı …’e 40.000,00 TL’ye satıldığı, satış bedelinin tamamının nakden alındığının anlaşıldığı, dava konusu senedin ise düzenleme tarihinin 11/01/2010 olup satım tarihinden 1 yıl 4 ay gibi bir süre olması karşısında kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararında bahsi geçen …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı …’in katılan, dava dışı … ve …’un ise sanık olarak yargılandığı, suçun bedelsiz senedi kullanma suçu olduğu, yargılama sonunda sanıkların eylemlerinin hukuki mahiyette olduğu, eylemleri işledikleri sabit olmadığı gerekçesiyle 11/06/2013 günü beraatlerine karar verildiği, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 04/07/2018 tarihli bozma ilamında; “Katılan ile sanıklar arasında ticari bir ilişki bulunduğu, katılan ile sanıkların yetkilisi bulunduğu şirket arasında 19/06/2008 tarihli malzeme alım işlerine ait sözleşmenin imzalandığı, düzenlenen bu sözleşme uyarınca 530.000 TL bedelli senedin katılan tarafından imzalanarak güvence olarak sanıkların yetkilisi bulunduğu şirkete verildiği, katılanın sanıklara sözleşmeden doğan borcu olan 460.000 TL parayı süresinde ödediği halde sanıkların katılan tarafından kendilerine teminat amacıyla verilen 530.000 TL bedelli senedin bedelini tahsil amacıyla katılan aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtikleri ve bu şekilde üzerlerine atılı bedelsiz senedi kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; sanıkların aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmedikleri, sanık …’in katılana 2 adet daire verdiğini, katılanın bunun karşılığında kendisine inşaat malzemeleri vereceğini ve bu ilişki nedeniyle de ayrıca 530.000 TL’lik başka bir senet aldığını ancak katılanın edimini yerine getirmediğini, icraya verilen senedin bu senet olduğunu belirttiği ve dosya içinde onaysız örneği bulunan 19/06/2008 düzenleme tarihli 530.000 TL bedelli senet üzerinde teminat için verildiğinin belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için öncelikle katılanın dosyada bulunan her iki senet örneğine ilişkin beyanları alınıp, ikinci senedin kendisi tarafından verilip verilmediği ve varsa senet aslı araştırılıp, bulunması halinde onaylı örneği, sanık savunmasında geçtiği haliyle katılana 2 daire devredilip devredilmediği konusundaki bilgi ve belgeler ile …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının onaylı bir örneği dosyaya alınıp, tüm delillier toplandıktan sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi kanuna aykırı olup hükmün bozulmasına” karar verilmiş ve bozma ilamı sonrası …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda sanıkların üzerlerine atılı bedelsiz senedi kullanma suçunu işledikleri anlaşılmakla cezalandırılmalarına 01/03/2022 tarihinde karar verildiği kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 06/03/2023 tarihli ilamı ile onamaya ilişkin tebliğnameye aykırı olarak zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ve bu şekilde kesinleşme yapılarak dosyanın sonuçlandığı görülmüştür.
Her ne kadar daha önce mahkememiz kararını kaldıran İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararında ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği belirtilmiş ve ceza dosyasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de; gerek ceza dosyasının içeriğindeki beyan ve delillerin gerekse de dosyamız içerisindeki iddia savunma ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda davacılar asıl ve birleşen dava yönünden davalarında haklı görülmüşlerdir.
Nitekim …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında sanıklar … ve …’un birleşen dosya davalısı … İnşaat’ın yetkilileri ve ortakları ayrıca davalı … …’in yetkilisi ve müdürü oldukları gibi aynı zamanda baba oğul oldukları, sanık …’un bozma öncesi …. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30/04/2013 tarihli celsesindeki beyanında; ” müştekiye ticari ilişkimiz nedeni ile 2 daire ve 530.000 TL bedelli 2 ayrı senet aldık, biz bu senetleri teminat olarak almıştık, biz teminat olarak aldığımız senetlerden birini müştekiye iade ettik, alacağımıza istinaden aldığımız senedi iade etmedik, bize gerçek borcu 345.000 TL dir, biz alacaklarımızı 345.000 TL üzerinden devam ettik, bize olan borcunu da ödememiştir, zaten müşteki bize olan borcunu ödememek için bu şekilde suçlamalar da bulunmuştur, bu çeklerin ve senetlerin gerçekliğine dair kazanılmış davalarımız da vardır, beraatimi istiyorum , kesinlikle bedelsiz senedin tekrar tahsili yoktur, benim şirketimin 35 yıllık geçmişi vardır , icra takibi de 345.000 TL üzerinden yapılmıştır ” şeklinde savunma yaptığı, yine sanık …’un aynı celsedeki beyanında; “diğer sanık … de hem babam hemde ortağımdır, biz kurallara ve yasalara uygun ticaret yapmaktayız, biz zaten müştekiye alacağımız olan 345.000 TL lik icra takibi yaptık, müşteki borcunu vermemek için bizi tehdit etti, bu şekilde hakkımızda asılsız iftiralarda bulunmuştur, babamın beyanlarına da aynen katılıyorum, beraatimi istiyorum, atılı suçlamaları kabul etmiyorum ” şeklinde savunma yaptığı; bozma ilamı sonrasında …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının 25/06/2019 tarihli celsesindeki sanık … savunmasında, “Yargıtay Bozma İlamı’na bir diyeceğim yoktur, ben ve oğlum olay tarihinde mütehatlik yapıyorduk, …’de 72 dairelik bir inşaat yapmak istedik, inşaat malzemelerini katılandan aldık, katılanda iş bitiminde kendisinden 30.000TL civarında alacağımız olduğu ortaya çıktı, 530.000TL lik teminat senedini de kendisine iade ettik, daha sonra yine bir başka inşaata malzeme alıp verme konusunda kendisi ile konuştuk kendisi bize mal vereceğini karşılığında da Kurtköy de yapıp bitirdiğimiz 72 daireden ikisinin tapusun istediğini söyledi, biz de kendisine tapudan satış yaptık, ancak bu arada katılanın fabrikalar ile ticari ilişkisi bozulduğu için kendisine mal göndermemeye başladılar, dolayısı ile biz de kendisinden mal alamadık, bunu üzerine katılan ile malı alamayıp dairelerin de satışını kendisine verdiğimizde mali durumu bozuk olduğu için 530.000TL lik yeni bir senet imzalandı, ancak katılan borcunu ödeyemeyeceğini bize bizzat söyledi ve bizden süre istedi, bu sırada da satışı kendisine yapılmış olan ve henüz karşılığı malzeme vermediği 2 daireyi üçüncü kişilere sattığını öğrendik, kendisi ile cari hesabımızdaki 345.000TL asıl alacağımıza ilişkin olarak bunu tahsil edebilmek için 530.000TL lik sonraki senedi işleme koyduk, bu senet aslı icra dosyasındadır, daha önceki ticari ilişkiye istinaden verip katılana iade ettiğimiz teminat senedinin bende kalan bir adet fotokopisini soruşturma dosyasına ibraz etmiştim, aslı katılandadır, yaklaşık 30 yıllık bir inşaat firmasıyız, bugüne kadar böyle bir dava ile ilk defa karşı karşıyayım” şeklinde savunma yaptığı anlaşılmıştır.
Davalı … ve birleşen dosya davalısı … Şirketi’nin ortağı olan …’un ceza dosyasındaki ifadesinde, yapmış olduğu inşaata ilişkin malzemelerin davacıdan alındığı ve bu kapsamda davacıdan alınan teminat senedinin kendisine iade edildiği ve sonrasında davacıdan tekrar mal alımı yapılıp karşılığında davacının 2 adet daire teklifi kabul edilerek dairelerin teslim edildiği ancak davacıdan malı alamayıp dairelerin de satışını kendisine verdiklerinden davacıya yapılan tapu satışı nedeniyle yeni bir senet alındığının beyan edildiği görülmüştür. Davalının savunmasına dayanak ettiği 2. senedin verildiği ispatlanamadığı gibi ifadenin içeriğinden dahi bu senedin tapu devrine rağmen malzeme temin edilmemesi nedeniyle teminat olarak alındığının beyan edildiği ortadadır. Kaldı ki davalı savunmasına konu senedi dosyaya sunmadığı ve bu konuda ispata elverişli bir delil ibraz etmediği gibi ikinci bir bono verildiği iddiası da, davacının kabulünde olmadığından ve Pendik’te bulunan 2 adet dairenin davacı …’e satılıp satış bedelinin nakden alındığı bizzat tapu senedinden anlaşıldığından taraflar arasında dosyaya sunulan tek bononun asıl dosyada ve birleşen dosyada davaya konu edilen 11/01/2010 düzenleme tarihli bono olduğu ve bononun da gerek 19/06/2008 tarihli sözleşmenin 5.4. maddesi gerekse de ceza dosyasındaki ifadelerden teminat senedi niteliğinde olduğu; her ne kadar ceza dosyasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de; vakıanın oluşuna dair sübut kapsamında mahkemece sanıkların cezalandırılmasına dair karar verildiği ve tebliğnamede de onama görüşünde olunduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde davaya ve birleşen davaya konu senetten dolayı davacıların davalı ve birleşen davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Asıl dosya takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olup İİK 72/5. maddesi gereğince davalı alacaklı takibinde kötü niyetli bulunduğundan davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. Birleşen dosya yönünden dava takibe ilişkin olmayıp senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti davasında birleşen dosya davalısı tarafından yapılmış bir takip bulunmadığından kötü niyet tazminatına ilişkin icra takibi bulunması şartı gerçekleşmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Asıl davanın KABULÜ ile;
1-Davacıların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu alacaktan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile; 167.394,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
B)Mahkememiz dosyası ile birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi”nin … Esas sayılı dava yönünden davanın KABULÜ ile;
1-Davacıların davaya konu 11.01.2010 düzenleme, 14.06.2010 vade tarihli 530.000,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacıların kötü niyet tazminat talebinin reddine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 28.586,71 TL nispi karar harcının peşin alınan 5.144,25 TL ve tamamlama harcı ile alınan 2.002,12 TL olmak üzere toplam 7.146,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 21.440,04 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 64.587,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-Davacı tarafından yatırılan 7.167,97 TL ( 18,40 TL BH, 2,90 VH, 5.144,55 peşin harç, 2.002,12 TL tamamlama harcı) harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-25/01/2017 tarih, … Harç No’lu Harç Tahsil Müzekkeresi ile davalı … … … İnş Yapı Malz San ve Tic Ltd Şti’den tahsil için yazılan 18.443,75 TL harcın tahsil edilip edilmediğine ilişkin ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak tahsil edilmedi ise harç tahsil müzekkeresinin infaz edilmeksizin iadesinin istenilmesine; tahsil edilmiş ise derhal mahkememize bildirilerek yatırılan miktarlar mahsup edilmek suretiyle yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 36.204,30TL nispi karar harcının peşin alınan 5.123,25 TL ve tamamlama ile alınan 3.927,00 TL olmak üzere toplam 9.050,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27.154,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 80.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-Davacılar tarafından yatırılan 9.074,70 TL ( 21,15 TL BH, 3,30 VH, 5.123,25 PH, 3.927,00 TL tamamlama harcı) harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
-25/01/2017 tarih, … Harç No’lu Harç Tahsil Müzekkeresi ile davalı …’den tahsil için yazılan 18.443,75 TL harcın tahsil edilip edilmediğine ilişkin ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak tahsil edilmedi ise harç tahsil müzekkeresinin infaz edilmeksizin iadesinin istenilmesine; tahsil edilmiş ise derhal mahkememize bildirilerek yatırılan miktarlar mahsup edilmek suretiyle yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
-Asıl ve birleşen dava yönünden davacılar tarafından yapılan 2.721,20 TL yargılama giderinin asıl ve birleşen dosya davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, davalı ve birleşen dosya davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçesi ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır