Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/583 E. 2021/457 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/583
KARAR NO :2021/457

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/11/2019
KARAR TARİHİ:02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında davalı şirketin kurumsal kimlik tasarımlarının hazırlanması konusunda 50.000,00 TL + K.DV bedeli üzerinden anlaşıldığı, davalı tarafından peşin ödenen 23.600.00 Tl/ ye karşılık 04.10.2017 tarihinde … no.lu 23.600,00 TL’ nin fatura edildiği, yapılan görüşmeler neticesinde video ve fotoğraf çekimlerinin talep edildiği, davalının talepleri doğrultusunda işin teslimine müteakip ödenmesi gereken bedelin 26.940,00 TL olarak günceîlendiği, güncellenen tutar karşılığı 22.06.2018 Tarihinde … no.lu faturanın tanzim edildiğini, davalı firma tarafından 20.02.2018 Tarihinde 8.000,00 TL Ödeme yapıldığı, 18.940,00 TL, borcu kaldığı, kalan bakiye alacağının tahsili amacıyla ….İcra Müdürlüğü’nün … notu dosyasında takibe geçildiği, icra takibine davalının itirazı ile takibin durduğunu beyan ederek davalı-borçlunun …. İcra Müdürlüğü … Esas dosyasında itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının mahkemeye sunmuş delillerin itirazda bulunulan takibe karşı iptal niteliği taşıyan delillerden olmadığını, ödeme emrine dayanak yapılan fatura alacağının varlığını ispat etmediğini, VUK Madde 229 hükmüne göre; ” Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, ayrıca faturanın sözleşmenin kurulması aşamasıyla ilgili bir belge olmadığı için tek başına bir borç ilişkisinin varlığını ispat etmediğini beyan ederek haksız olarak açılan davanın reddine, davacının %20′ den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine,
yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 07/10/2020 tarihli ara karar ile davacı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, taraf iddialarının yerindeliği davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına, talimat raporu ibraz olunduktan sonra, talimat raporuda değerledirilerek iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile davalının uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
18/12/2020 tarihli talimat raporunda bilirkişi; Davacı … … Şti.’nin itilafa konu 2018 yılına ait Muavin Defter Kayıtları ile ilgili olarak; davalı ile olan hesap hareketlerini ALICILAR/ 120.01. A131 Hesap Kodunda, … A.Ş. hesap adında davalıya düzenlemiş olduğu faturayı hesabın borcuna, yapmış olduğu tahsilatı hesabın alacağına kayıt etmek suretiyle takip etmekte olduğu, 20.02.2018 Tarihinde davalının yapmış olduğu 8.000,00 TL ödemeyi 20.02.2018 Tarihinde … yevmiye madde ile kayıtlarına aldığı, itilafa konu 22.06.2018 Tarihinde davalıya düzenlemiş olduğu faturayı 30.06.2018 Tarihinde … yevmiye madde ile 26.940,00 TL olarak defter kayıtlarına aldığı, faturadan oluşan 26.940,00 TL alacağından yapmış olduğu 8.000,00 TL tahsilatı düşmek suretiyle defter kayıtlarında davalıdan 18.940,00 TL Alacak bakiyesinin mevcut olduğu, yapılan inceleme sonucu görüldüğünü, davacının incelenen 2018 yılına ait defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin delil niteliği taşıdığı HMK 222 hükmü gözetilerek takdirin mahkememize ait olduğu, İtilafa konu 22.06.2018 Tarihinde davalıya düzenlemiş olduğu faturayı 30.06.2018 Tarihinde … yevmiye madde ile 26.940,00 TL olarak defter kayıtlarına aldığı, 20.02.2018 Tarihinde davalının yapmış olduğu 8.000,00 TL tahsilatı düşmek suretiyle defter Kayıtlarında davalıdan 18.940,00 TL Alacak: bakiyesinin mevcut olduğu, tarafların itilafa konu faturayı BA-BS Kayıtlarında beyan ettiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
10/03/2021 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı ve davalı BA-BS bildirimlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, mahkememizce bilirkişiye verilen inceleme görevini yerine getirebilmek için davalı vekili ile yapılan görüşmede davalı vekili tarafından Ageless şirketine ve yetkililerine ulaşamadığı, dolayısıyla herhangi bir ticari defter sunulamayacağı bilgisi verildiğinden inceleme yapılamadığını beyan etmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 18.940,00 TL asıl alacak tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf ürün satışı nedeniyle düzenlenen faturalar ve cari hesaptan kaynaklı alacaklı olduğunu ileri sürmüş, davalı ise faturanın tek başına alacak için yeterli olmadığını , borcun olmadığını ileri sürmüştür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturalara süresinde itiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde … Asliye Ticaret Mahkemesi Talimat Mahkemesi yoluyla yaptırılan inceleme sonucu alınan 18/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. 07/10/2020 tarihli duruşmanın 7 nolu ara kararı uyarınca davalı tarafın uyuşmazlık defterlerinin incelenmesi yönünde HMK m.222 ihtaratlı arar karar uyarınca bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ancak davalı taraf dosya kapsamında uyuşmazlığa konu ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesinde sunmadığı gibi alınan bilirkişi raporuna karşı da herhangi beyan ve itirazda bulunmamış olup davalı tarafça, davacının alacağını hükümden düşürecek bir belge veya başkaca delil sunulmamıştır.
Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Usulüne uygun denetime elverişlli bilirkişi incelemesinnde davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, 18/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile yapılan mali hesaplamalara göre davacının davalıya 2018 yılında toplam 26.940,00TL bedelli adet 22/06/2018 tarihli fatura düzenlediği , 20/02/2018 tarihinde davalının 8.000,00TL ödeme de bulunduğu ve ticari defterlerine kaydettiği, dosyaya celbedilen … … Vergi Dairesi Müdürlüğü ve … … Vergi Dairesi Müdürlüğü BA-BS formlarının incelendiğinde taraflar arasında karşılıklı mal ve hizmet satımının olduğunun belirlendiği, davacının uyuşmazlık dönemine ait ticari defterlerine göre davacının davalıdan 2018 yılından devreden 18.940,00TL bakiyenin bulunduğu dolayısıyla taraflar arasınnda cari hesap ilişkisinin bulunduğu, taraflar arasında faturaların düzenlendiği ve cari hesap ilişkisinde bir kısım ödemelerin olduğu, davcının dava dilekçesinde faturalar nedeniyle 18.940,00TL TL alacak talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Ticari defter kayıtlarına göre dava konusu faturalar nedeniyle davacı tarafın dava dilekçesinde sadece asıl alacak yönünden talebi olduğundan taleple bağlı kalınarak 18.940,00TL alacağının oluştuğu, anlaşılmış olup taraflar tacir olduğundan avans faiz işletilerek hesaplanan bu bedeller üzerinden açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 18.940,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 3.788,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.293,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 228,75 TL harcın mahsubu ile eksik 1.065,04 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucuya 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 2.585,05 TL ( 228,75 TL PH, 44,40 TL BH, 6,40 TL VH, 1.600,00 TL Bilirkişi Ücreti, 705,50 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) gider avansının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır