Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2020/830 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/576
KARAR NO :2020/830

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 01/11/2019
KARAR TARİHİ: 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı ….A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … Ltd. Şti. ile aralarındaki mal alım satımına ilişkin 2.148,00 Euro ve 2.891,00 GBP doğmuş alacaklarının bulunduğunu, bu nedenle …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bu nedenle de alacak davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … Ltd. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı tarafa borçlarının bulunmadığını, davacı tarafın malların teslim edildiğini ve faturaların da taraflarına tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü bulunduğunu, faturalar nedeniyle temerrüte düşürülmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tarafların ticari defterlerini ve faturaları delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını ve ticari defterlerini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatmış ancak davalının itirazının üzerinden bir geçmesine karşın itirazın iptali davası açmadığı için alacak davası açmak yoluna gitmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Taraflar arasındaki faturaların içeriğinden taraflar arasında alım satım sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu maddeye göre taraflar dava konusu faturalara ilişkin ürünlerin satışı esnasında malların teslimi ve bedelini ödeme yükümlülüğü altındadırlar.
Dosyaya sunulan faturalar incelendiğinde faturaların açık fatura olduğu ve üzerinde de irsaliye numaraları bulunduğu görülmektedir.
Davacı tarafın davaya konu icra takibinden kaynaklı alacağının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf usulüne uygun davetiye ile istenmesine karşın defterlerini mahkememize sunmamıştır.
Hazırlanan 15.09.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın dosyaya sunduğu faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davanın açıldığı 01.11.2019 tarihine göre davacının davalı taraftan 2.148,37 Euro ve 2.891,00 GBP alacaklı olduğu, 2.148,37 Euro bedelli ve 13.02.2018 tarihli fatura içeriği mallara ilişkin 13.02.2018 tarih ve 501521 sayılı irsaliye düzenlendiği, irsaliye üzerinde de soyadı okunmayan “Anıl” isimli birinin imzasının bulunduğu, 2.891,00 GBP bedelli ve 14.02.2018 tarihli fatura içeriği mallara ilişkin 14.02.2018 tarih ve 501521 sayılı irsaliye düzenlendiği, irsaliye üzerinde de soyadı okunmayan “Anıl” isimli birinin imzasının bulunduğu, davacının davalı taraftan 2018 – 2019 yıllarında tahsilat yapmadığı tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.
Hazırlanan bilirkişi raporu ile davalının 6098 sayılı TBK m. 207’ye göre satın aldığı malların bedelini davacı tarafa ödemediği anlaşıldığından bu gerekçelerle davacı defterlerine göre davacının 2.148,00 Euro ve 2.891,00 GBP alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf her iki alacağını da fatura tarihlerindeki TL karşılığı olarak talep etmiştir. 13.02.2018 tarihli fatura tarihine göre Euro / TL karşılığı 4,67 TL olup 2.148,00 Euro; 10.031,16 TL yapmaktadır. (2.148,00 Euro x 13.02.2018 tarihli fatura tarihine göre Euro / TL karşılığı 4,67 TL = 10.031,16);14.02.2018 tarihli fatura tarihine göre GBP / TL karşılığı 5,25 TL olup 2.891,00 GBP; 15.177,75 TL yapmaktadır. (2.891,00 GBP x 14.02.2018 tarihli fatura tarihine göre GBP / TL karşılığı 5,25 TL = 15.177,75 TL) Her iki alacak toplamı ise 25.208,91 TL yapmaktadır. (10.031,16 TL + 15.177,75 TL = 25.208,91 TL) Bu hesaplama basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve yapılan hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ikinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Davacı ise 35.045,08 TL talepte bulunmuştur. Bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında toplam 5.039,00 Euro asıl alacak ve 196,52 Euro işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da takibin açıklama kısmında “28.01.2019 2.148,37 Euro ve 28.01.2019 2.891,00 Euro iki adet cari hesap” açıklaması yazılmıştır. Rakamlar dava konusu alacak miktarları ile uyuşmakta ancak döviz cinslerinden sadece Euro olan dava değeri ile uyuşmakta GBP olan uyuşmamaktadır. İcra takibinde “cari hesap” açıklamasının yazılı olması nedeniyle takibin ticari defterlere dayandığı kabul edilmiş bu nedenle de icra takibine konu alacaklarla mahkememize konu alacakların aynı olduğu ancak icra takibinde maddi hata yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir. Davalı aleyhine icra takibine başlanılmış olması Yargıtay’ın da yerleşik uygulamalarıyla davalı tarafın temerrüte düşürülmesi için yeterli olup takip tarihi olan 11.04.2019 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş ve bu tarihten itibaren davacının talebi gibi ticari faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-25.208,91-TL’nin 11/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.722,02-TL nispi karar harcının peşin alınan 598,49-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.123,53-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 801,50-TL ( 700,00-TL BK ücreti, 101,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 576,54-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 649,29-TL ( 44,40-TL BH, 598,49-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/11/2020

Katip …

Hakim …