Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/566 E. 2021/285 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/566
KARAR NO:2021/285

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:21/03/2014
KARAR TARİHİ:30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından 8.300,97 TL bedelli cari hesap alacağına ilişkin takip başlatıldığını, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen paranın istirdadına ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile birlikte deri sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacı ile deri ticareti yaptığını, davacıya deri emtiası satılıp teslim edildiğini, faturaya konu emtia bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep olunmuştur.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının takip dosyalarında talep edilen bedel kadar davalıya borçlu olmadığının tespitine isteminden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
…. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas ve … sayılı dosyaları celp edilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı şirketin 2009 yılına ait KDV beyannameleri ve BA-BS formları celp edilmiştir.
… SGK’ya müzekkere yazılarak 10/12/2009-18/12/2009 tarihlerinde …’in davacı … …. A.Ş çalışanı olup olmadığı hususları sorulmuştur.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 02/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı vekilince 21.09.2012 tarihinde başlatılan takipte 01.01.2012 tarihli cari hesap alacağı nedeniyle 7.372,18TL asıl alacak, 928,79TL işlemiş faiz talep edildiği, takibin kesinleştiği, dosya borcunun 08.12.2014 tarihinde ödendiği, davacı defterlerinde cari hesap alacağına dayanak gösterilen davalı faturaları ile ilgili kayda rastlanmadığı, rapor içerisinde açıklandığı üzere, BA formlarında beyan edilen tutara davalı şirket faturalarının dahil olup olmadığı yönünde bir tespit yapılmayacağı, davalı defterlerine göre, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 7.372,18TL borçlu olduğu, cari hesap alacağına dayanak faturaların davacı şirkete tebliğ edildiğini gösterir herhangi bir belgenin ibraz edilmediği, faturaların dayanağı irsaliyelerle cins ve miktar olarak uyumlu olduğu, irsaliyelerde imzası bulunan …’in davacı şirket yetkilisi ya da çalışanı olduğunun tespiti halinde, irsaliye içeriği malların davacı şirkete teslim edildiği sonucuna varılacağı, cari hesap alacağına dayanak faturaların Aralık ayına ait olduğu, dosyada bu dönemde davacı şirket çalışanının olup olmadığının, çalışa varsa isimlerinin tespitini sağlayacak belge ve bilginin bulunmadığı, davalı şirket işlemiş faiz talebinin dayanağı olabilecek herhangi bir belgenin sunulmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
16/11/2015 tarihli celsede davalı tanıklarının dinlenmesine karar verilmiş olmakla;
Tanık …; ” 2011 yılına kadar … de çalışıyordum. Üretim Müdürü olarak görev yapıyordum. …’nin bize malları geliyordu. Biz de gelen siparişlere göre derileri üretip kendilerine teslim ediyorduk. Derileri fason olarak üretiyorduk. 2008 – 2009 – 2010 yıllarında çalıştık. Bizzat ürünü üretip biz teslim ediyorduk. … davacı firmanın çalışanıdır. Ürün onaylanmadan teslimat yapmıyorduk” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …; “2007 yılında … de kendime fason mal yaptım. Sonra … ye geçtim. Danışmanlık yapmaya başladım. 2011 yılında ayrıldım. … ‘ın … den sipariş verdiğini malın yapıldığını biliyorum. Yapılırken gördüm teslimatta ben yoktum. Benim gördüğüm kemerlik deri yapılmıştı. 2009 yılı gibi olabilir başkaca bilgim yoktur dedi. …’i tanımıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davacı şirket yetkilisinin isticvabına karar verilmiş; davacı asil şirket yetkisi …, 28/03/2016 tarihli duruşmada; ”Biz davalıdan mal alıyorduk, bir kısım mallar geldi, bir kısım mallar gelmedi, gelmeyen mallardan dolayı para talep ettiler, gelen ihbarnameyi fabrikam kapalı olduğu için kiracım haber vermemiş, itiraz edemedik, ettiğimizde zaman geçmişti, faturaların hiçbirini görmedim, teslim ettikleri adamı da tanımıyorum, 9 yıl önceki olayı tam hatırlamıyorum, ne kadar süre ticari ilişkimiz olduğunu hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce davanın 16/05/2016 tarihinde reddine karar verilmiş olup; davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/… Esas 2019/… Karar sayılı 11.02.2019 tarihli ilamıyla; “Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı, isticvabında davalı tarafından gönderilen bir kısım malların teslim alındığını, ancak davaya konu malların teslim alınmadığını belirtmiştir. Davalı tarafından, dosyaya sunulan, davacı tarafından teslim alınmadığı belirtilen mallara ilişkin, sevk irsaliyesi altında isim ve imza bulunmaktadır. Mahkemece bu kişinin davacının çalışanı olmadığı SGK kayıtlarında tespit edildiği belirtilmiş ise de ülkemizdeki sigortasız çalışmanın yaygın olduğu gözetilerek bu konuda öncelikle davacı asilin isticvabı sağlanarak sevk irsaliyesinde ismi bulunan kişinin davacının çalışanı olup olmadığının sorulması, yine bu kişinin davacıya ait işyerinde sigortasız işçi olarak çalışıp çalışmadığı konusunda davalı delilleri de sorularak gerektiğinde sevk irsaliyesinde adı bulunan …’in çağrılarak davacıya ait işyerinde çalışıp çalışmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahmemece eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ” gerekçeleriyle bozularak Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
14/07/2020 tarihli celsede davalı tanığının dinlenmesine karar verilmiş olmakla;
Tanık … beyanında; “Ben davacı şirkette 2008-2009 tarihine kadar 2 sene sigortalı çalıştım, benim çalıştığım dönemde İsmail isimli bir işçi vardı ancak soy ismini bilmiyorum, bu tanıdığım İsmail sigortalı mıydı değil miydi bilmiyorum. Benim çalıştığım dönemde pek çok işçi çalışıyordu, yevmiyeli çalışanda vardı. Benim 2009 tarihinden itibaren şirketle ilişiğim kesilmiştir. Beni fabrika kapandığı için 2009 yılında işten çıkardılar, sonrasında da bildiğim kadarıyla fabrika kapanmıştır, çalışanı yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
09/10/2020 tarihli ara karar ile davalı tanığı …’ın HMK 240/3 madde gereğince dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili, davalının davacı aleyhine başlattığı cari hesap alacağı açıklamalı icra takibinden davacının henüz haberdar olduğunu, davacının davalıya herhangi bir borcunun ve sözkonusu cari hesaba dair hesap mutabakatının da olmadığını, davacıya yönelik herhangi bir ihtar olmamasına rağmen takip talebinde faiz istenildiğini, faiz talep edilebilmesi için temerrüde düşürülmenin gerektiğini belirterek davacının davalıya icra dosyasında borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen paraların tahsil tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte tahsiline, davalının kötüniyet tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında deri ticareti olduğu, davalı tarafından davacıya deri emtiasının satıldığı ve teslim edildiği, davacının teslim aldığı emtia konusu malların bedelini ödemediği, davalının alacağının fatura, irsaliye, ticari defter ve her türlü delille sabit olduğu, davanın davalının alacağını geciktirmek maksadıyla kötüniyetli açıldığı savunmasıyla davanın reddi ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı şirket yetkilisi, isticvabında davalı tarafından gönderilen bir kısım malların teslim alındığını, ancak davaya konu malların teslim alınmadığını savunmaktadır. Dinlenen davalı tanığı … ve … beyanlarında; davacı ile 2008-2010 yıllarında çalıştıklarını, ürünleri kendilerinin teslim ettiğini açıklamıştır. Davalı tarafından, dosyaya sunulan, davacı tarafından teslim alınmadığı belirtilen mallara ilişkin sevk irsaliyesi altında …’in isim ve imzası bulunmaktadır. Mahkememizce verilen hükmün, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince bozulmasından sonra davacı şirket yetkilisinin, sevk irsaliyesinde ismi bulunan kişinin davacının çalışanı olup olmadığı hususunda isticvabına karar verilmiştir. Davacı asil, ihtaratlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya katılmamıştır. Bu hususta dinlenen davalı tanığı …, 2008,2009 yıllarında davacı şirkette çalıştığını, İsmail isminde, soyisimini hatırlamadığı bir çalışanın olduğunu beyan etmiştir.
Her ne kadar davacı taraf, şirketin faaliyetinin 22/10/2009 tarihinde sona erdiğini, davalının malları teslim ettiğini iddia ettiği tarihin, bu tarihten sonra olduğunu iddia etmiş ise de; şirketin faaliyetinin belirtilen tarihte sona erdiğine dair resmi belge mevcut değildir. Davalı tanığının beyanından da anlaşılacağı üzere sigortasız çalışanların olduğu sabit iken, davacının delil olarak sunduğu SGK’nın ”…faaliyeti olmadığından sigortalı çalışması tespit edilemedi” şeklindeki yazısına itibar edilmemiştir.
İddia, savunma , dosya içeriği deliller, tanık anlatımları, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket yetkilisinin anlatımı da dikkate alındığında, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı yanca sunulan irsaliye ve fatura konusu malın davacının çalışanı olan İsmail’e teslim edildiğinin kanıtlandığı, bu bağlamda davacının, davalı defterlerinde kayıtlı bulunan alacaktan sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 141,80TL harçtan mahsubu ile artan 82,50TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır