Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/537 E. 2020/867 K. 14.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/537
KARAR NO:2020/867

DAVA:TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:28/08/2019
KARAR TARİHİ:14/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … aracılığı ile diğer davalı … A.Ş.’den makine kiraladıklarını, kiralanan makinenin kendilerine ait iş sahasına teslim edilmek üzere diğer davalı … A.Ş. tarafından götürülürken aracın devrilmesi sonucunda 19.05.2018 tarihinde hasarlandığını, makine onarılıncaya kadar başka makine kiralamak zorunda kaldıklarını, ikinci kez kiralanan makine için 97.343,99 TL ödediklerini, ikinci kez makine kiralanmasından kaynaklı meydana gelen zararın ödenmesi için davalılara …. Noterliğinin 29.05.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, iş makinesinin kendilerine teslim edilmemesi nedeniyle ödenen kira bedeli nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:

Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, … adında başka bir tüzel kişilik bulunmadığını, sözleşmeye göre meydana gelen zarardan kendilerinin hukuki sorumluluğunun bulunmadığını, davacının davaya konu aracı … A.Ş.’ye sigortalattığını, bu sigorta şirketinin de 151.572,59 Euro ödeme yaptığını, kaza sonrasında hasar bedelini de davacının aldığını, bu nedenle zararının karşılandığını, davacının oranıma başlaması için 27.09.2018 tarihinde 20.000,00 Euro, hasar ödemesi için 08.04.2019 tarihinde 108.451,41 Euro ve 26.04.2019 tarihinde 23.121,18 Euro ödeme yapıldığını, davacının fazla hasarı söz konusu ise bunu diğer davalı olan … A.Ş.’den istemesi gerektiğini, finansal kiralama sözleşmesinin 12’inci maddesine göre bütün tazminatlardan davacının sorumlu olduğunu, davacının onarım süresince başka bir makine kiralamış olmasından kendilerinin sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde 6102 sayılı TTK m. 855’e göre zamanaşımı süresi definde bulunmuştur. Davanın esasına ilişkin olarak da davacının mal sigortacısı olan … A.Ş.’nin davaya dahil edilmesi gerektiğini, kazanın sürücünün hatasından değil sürücü dışındaki başka etkenlerden kaynaklandığını, bir zarar hesaplanacaksa bunun 6102 sayılı TTK m. 882’ye göre özel çekme hakkına göre hesaplanması gerektiğini, davacının sigortasının zararı karşıladığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar nedeniyle tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, … Sigorta Poliçesini, Yurt İçi Taşıyıcının Sorumluluğu Sigorta Poliçesini, finansal kiralama sözleşmesini, …. Noterliğinin 29.05.2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı … A.Ş., ekspertiz raporunu, … A.Ş. Sigorta Poliçesini, ödeme dekontlarını, finansal kiralama sözleşmesini delil olarak sunmuştur.

Davalı … A.Ş., Yurt İçi Taşıyıcının Sorumluluğu Sigorta Poliçesini, hasar dosyasını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Davacı üç ayrı davalıya karşı dava açmışsa da davalılardan davalı … diğer davalı … A.Ş. ile aynı şirket olduğu anlaşıldığından … davalı olmaktan çıkartılmıştır.

… A.Ş. ve … A.Ş.’ya yazı yazılarak dava konusu kaza ile ilgili hasar dosyalarının gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevaplarında … A.Ş. hasar dosyasının olmadığını bildirmiş, … A.Ş. ise hasar dosyasını mahkememize göndermiştir.

Mahkememizin 24.12.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinden hasarlı aracın tamir edilip edilmediğinin, tamir edildiyse tamirin ne zaman gerçekleştirildiğinin ve dava konusu aracın nerede bulunduğunun bildirilmesi istenilmiştir. Davacı vekilinin verdiği 06.01.2020 tarihli dilekçesinde dava konusu makinenin tamirinin 31.01.2019 tarihinde bittiği, aracın … olduğu bildirilmiştir.

Davacı finansal kiralama sözleşmesi ile kiraladığı iş makinesinin kendilerine ait iş sahasına getirilirken bu iş makinesini taşıyan aracın kaza yapması sonucunda hasarlanması ve onarılıncaya kadar başka makine kiralaması nedeniyle başka makine kiralamasından kaynaklı zararının karşılanmasını talep etmektedir. Davacının tazminat talebinin her bir davalı yönünden ayrı ayrı hukuki değerlendirmesinin yapılması gerekmektedir.

Davalı … A.Ş. yönünden davacının tazminat isteminin hukuki değerlendirmesi aşağıdaki gibidir.

Davacı ile davalı … A.Ş. arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin “Kiralayanın Sorumlu Olmadığı Haller” başlıklı 9’uncu maddesinin (b) bedinde “Özel şartlar bölümünde Ek – 1 özel bir düzenleme bulunmadığı takdirde işbirliği yaptığı kuruluşların ve üçüncü şahısların her türlü kusurlu ve kusursuz davranışları ile elinde olmayan nedenlerden doğabilecek her tür ve kategorideki zararlardan” sorumlu olmadığı belirlenmiştir. Sözleşmenin bu maddesinin yollama yaptığı “Ek – 1 Özel Şartlar” bölümünün “Kiralanan ve Kiracıya ilişkin Taahhütler” başlıklı (L) bendinin 3’üncü fıkrasında “Kiracı, kiralananı kendisinin seçtiği ve beğendiğini, kiralananın satışına / imaline ilişkin tüm esaslı noktaları satıcı / imalatçı ile arasında kararlaştırıldığını, bu nedenle, malın teslimi / imali tarihi, kurulumu işletmeye alınması da dahil olmak üzere, süresi ne olursa olsun meydana gelebilecek gecikmelerden, eksiklik ve aksaklıklardan kiralayanın her ne nam altında olursa olsun bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu hususlarla ilgili olarak kiralayanı ibra ettiğini kabul ve taahhüt etmiştir.” düzenlemesi yapılmıştır. Sözleşmenin “Zilyetliğin Devri” başlıklı 35’inci maddesinde de “Kiralananın zilyetliği, satıcı ile gerçekleştirilen tesellüm işlemlerini müteakip kiracının tesellüm ve kabul belgesini veya bu belge yerine kaim olmak üzere sevk irsaliyesi vs. bir belgeyi imzalaması ve kiralayana ibraz etmesinden sonra kiracıya devredilmiş sayılacaktır.” düzenlemesi getirilmiştir. Finansal Kiralama sözleşmesindeki bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde davalı … A.Ş.’nin zarar gören makinenin kiralayanı sıfatıyla üçüncü şahısların her türlü kusurlu ve kusursuz davranışlarının neden oldukları zararlardan sorumlu olmadıkları, kiralanan malın satıcıdan beğenilip teslim alınması aşamasının kiracı durumunda olan davacının sorumluluğunda olduğu ve bu nedenle de meydana gelebilecek gecikmelerden ötürü de sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin “Zilyetliğin Devri” başlıklı 35’inci maddesinde zarar gören makinenin zilyetliğinin devrinin kiracının tesellüm ve kabul belgesini veya bu belge yerine geçen sevk irsaliyesi ve benzeri bir belgeyi kiralayana vermesinden sonra gerçekleşeceği kabul edilmişse de sözleşmedeki bu madde diğer iki maddede yer alan kiralayan sıfatı taşıyan davalı … A.Ş.’nin makinenin geç tesliminden kaynaklı zarar sorumluluğunu doğurmamaktadır. Çünkü davalı … A.Ş.’nin sorumlu olmayacağına ilişkin sözleşme maddeleri zilyetliğin devri öncesi ya da sonrası ayrımına gitmeden düzenlenmiştir. Ayrıca davalı … A.Ş. davaya konu hasarlanan aracın tesellüm ve kabul belgesini de delil olarak sunmuştur. Dolayısıyla hasarlanan aracın zilyetliği kaza esnasında davacıya geçmiş durumdadır. Bu gerekçelerle davalı … A.Ş. yönünden davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davalı … A.Ş. yönünden davacının tazminat isteminin hukuki değerlendirmesi aşağıdaki gibidir.

Dosya içerisine alınan trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde kaza yapan ve davaya konu makinenin hasarlanmasına neden olan … plakalı aracın sahibinin davalı … A.Ş. olduğu gözükmektedir. Bu durumda davalı … A.Ş.’nin meydana gelen kaza nedeniyle doğan hukuki sorumluluğu hem 6102 sayılı TTK m. 875 ve devamı maddelerine göre taşıyıcının sorumluluğu kapsamına hem de 2918 sayılı KTK m. 85’e göre işletenin sorumluluğu kapsamına girmektedir.

6098 sayılı TBK m. 60’a göre “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir.” Dava konusu olayda davalı … A.Ş.’nin sorumluluğu yoluna gidilmesi için davacı taraf 6102 sayılı TTK ve 2918 sayılı KTK hükümleri arasında bir tercihte bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK m. 33’e göre; “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” Buna göre yargıç yalnız dilekçelerde belirtilmiş istem ve savunma dayanaklarını değil, fakat iddia edilmiş vakıalara göre varlığı anlaşılan hukuki istem ve savunma dayanaklarını da nazara almak zorundadır. Yargıç Türk hukukunun hangi kuralının olayda uygulanacağını ve o kuralın anlamını, gereğini resen belirleyecektir. (Bilge Umar; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi; s. 150)

Davalı … A.Ş. 6102 sayılı TTK m. 855’e göre zamanaşımı süresi definde bulunmuş olup zamanaşımı süresi olarak 6102 sayılı TTK m. 855’de yer alan bir yıllık sürenin mi uygulanacağı yoksa 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 109/I ve II’ye göre iki yıllık sürenin mi uygulanacağı da yine 6098 sayılı TBK m. 60’a göre belirlenecektir.

6102 sayılı TTK m. 855’e göre; “(1)Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar. (2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar. (3) Rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunmuş olması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerde ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten itibaren işlemeye başlar. (4) Gönderen veya gönderilen, taşıyıcıya karşı olan haklarını, bir yıl içinde 18 inci maddenin üçüncü fıkrasına uygun şekilde istemiş olmaları şartıyla, def’i olarak her zaman ileri sürebilirler. (5) Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı; a) Eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse, b) Yolcu geç ulaşmışsa, taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar. (6) 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki zamanaşımı hükümleri saklıdır.” Dava konusu uyuşmazlık taşınan eşyanın hasara uğraması ve geç teliminden kaynaklandığı için bu maddeye göre zamanaşımı süresi üç yıldır. Bu madde aynı zamanda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki zamanaşımı hükümlerini de saklı tutmuştur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 109/I ve II’ye göre; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Bu madde hükmünü göre de zamanaşımı süresi iki yıldır. Dava konusu kaza 19.05.2018 tarihinde meydana gelmiş olup dava ise 28.08.2019 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla hem 6102 sayılı TTK m. 855/V-I-a’daki üç yıllık hem de 2918 sayılı KTK m. 109/I’de ki iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davalı … A.Ş.’nin zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.

6098 sayılı TBK m. 60’a göre zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebinin tespiti ise aşağıdaki gibidir.

2918 sayılı KTK m. 85/I’e göre; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Bu maddeye göre dava konusu makinenin hasarlanmasına neden olan trafik kazasını yapan … plakalı aracın sahibi davalı … A.Ş. olduğu için işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan davalı … A.Ş.’nin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.

2918 sayılı KTK m. 90/I’e göre; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. Davacının talebi hasarlanan makinenin onarımda geçen sürede başka makine kiralanması nedeniyle uğradığı zararının tazmin edilmesidir. Davacının bu talebine ilişkin olarak 2918 sayılı KTK’nda bir hüküm bulunmadığından 2918 sayılı KTK m. 90/I, 2’inci cümlenin yollamasıyla 6098 sayılı TBK hükümleri uygulanacaktır. Bu durumda 6098 sayılı TBK m. 49’da yer alan haksız fiil hükümlerinin incelenmesi gerekmektedir.

6098 sayılı TBK m. 49’a göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bu maddeye göre kusur ve zararla birlikte kusurlu davranış ile zararlandırıcı eylem arasındaki uygun nedensellik bağının kurulması gerekmektedir. Zararın tespiti bilirkişi incelemesi ile yapıldıktan sonra 6098 sayılı TBK m. 51’de yer alan “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre kusur durumunu dikkate alarak tazminat miktarı belirlenecektir. Belirlenecek tazminatın indirilmesi konusunda 6098 sayılı TBK m. 52’de “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” düzenlemesi getirilmiş olup tazminat miktarı konusunda bir üst sınır ya da oran düzenlenmemiştir.

6102 sayılı TTK m. 875/I’e göre; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Bu maddede ve devamında düzenlenmiş olan taşıyıcının özeni başlıklı TTK m. 876’da taşıyıcının özen göstermesi durumunda sorumluluktan kurtulabileceği, TTK m. 878’de de sorumluluktan özel kurtuluş halleri düzenlenmiştir. Sorumluluktan kurtuluş halleri yönünden 6102 sayılı TTK’nın 6098 sayılı TBK haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre daha geniş durumlar öngördüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle 6098 sayılı TBK m. 49 davacı açısından daha iyi giderim imkânı sağlayan sağlamaktadır.

6102 sayılı TTK m. 880 taşınan eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminatın nasıl hesaplanacağını düzenlemektedir. Bu madde kapsamındaki hesaplamaların nasıl ve hangi miktarlar üzerinden yapılacağı da TTK m. 882’de belirli sınırlamalar dahilinde tespit edilmiştir. Dava içerisine alınan belgelerden anlaşılmaktadır ki hasarlanan makinenin hasar bedeli ve onarım bedeli sigorta şirketleri ve diğer davalı … A.Ş. tarafından karşılanmış olan davacının bu konuda bir talebi bulunmamaktadır. Davacının talebi hasarlanan makinenin kullanılamadığı dönemde başka makine kiralanmasından ötürü meydana gelen zararın ödenmesidir. Bu zarar türü 6102 sayılı TTK m. 880’de düzenlenmiş değildir. Ancak TTK m. 880’de düzenlenmeyen zarar türleri ile ilgili olarak “Diğer Giderlerin Tazmini” başlıklı TTK m. 883’e göre; “Taşıyıcı, zıya veya hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir. Bu maddeye göre de TTK m. 880 kapsamına girmeyen diğer giderler taşıma ücretinin geri verilmesi taşıma ile ilgili vergiler, resimler ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderler olarak sınırlı sayı ilkesine göre sayılmış olup dava konusu olayda olduğu gibi taşınan makinenin onarımda geçen süre için başka makine kiralanması sebebiyle uğranılan zarar kalemi bu madde de sayılmamıştır. Ayrıca bütün bu zararlarla ilgili olarak TTK m. 884’de diğer zararlardan sorumluluğun en yüksek tutarının hesaplanan tazminatın üç katı olabileceği belirlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın bu hükümlerinin 6098 sayılı TBK m. 49 ve devamı maddeleri ile karşılaştırdığımızda haksız fiil hükümlerinin davacı açısından daha iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebi durumunda olduğu görülmektedir. Bu nedenle davanın hukuki nitelendirmesi 6098 sayılı TBK m. 49’a göre haksız fiil nedeniyle tazminat davası olarak yapılmış ve buna göre inceleme yapılmıştır.

Yargılama devam ederken davacı vekili mahkememize verdiği 11.02.2020 tarihli ıslah dilekçesiyle dava değerini 97.343,99 TL’ye çıkartmıştır.

Mahkememizin 24.12.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dosyanın makine mühendisi bilirkişiye verilerek; davalı … A.Ş.’nin hasar ödemesi için davacıya yaptığı son ödeme tarihi olan 26.04.2019 tarihinden sonra dava konusu makinenin tamir süresinin ne kadar tuttuğu, tamir masrafının ne kadar tuttuğu ve makinenin kira parasının ne kadar tuttuğunun hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiştir.

Hazırlanan 03.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda hasar bedelinin 780.280,63 TL olduğu, onarım süresinin 4 ay 18 gün olduğu, günlük kira bedelinin ise 1.833,33 TL/gün olduğu tespit edilmiştir. Ancak tespit edilen günlük kira bedeli üzerinden 4 ay 18 günlük oranım süresine karşılık gelen kira bedeli hesaplaması yapılmamıştır. Bu nedenle aynı bilirkişiden ek rapor istenilmiştir.

Hazırlanan 02.10.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda 4 ay 18 günlük onarım süresi için günlük kiralama bedelinin 1.833,33 TL/gün üzerinden 252.999,54 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacının talebi ise dava dilekçesinde 1.000,00 TL, 11.02.2020 tarihli ıslah dilekçesinde ise 96.343,99 TL olmak üzere toplam 97.343,99 TL’dir.

Davaya konu hasarlanan makinenin davalı … A.Ş.’ye ait … plakalı araç ile taşınırken meydana gelen trafik kazası sonucunda hasarlandığı konusunda bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Dosya içerisinde bulunan trafik kazası tespit tutanağı ve eki krokiden kazanın tek taraflı kaza olduğu ve davalı şirketin aracının virajı alamayarak yan yattığı dolayısıyla zarar ile kusurlu eylem arasında uygun nedensellik bağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hazırlanan 03.06.2020 ve 02.10.2020 tarihli bilirkişi raporları ile de davacının hasarlanan makineyi onarımda geçen 4 ay 18 gün kullanamadığı ve bu süre içinde başka bir makine kiraladığı, bu makinenin kiralanmasından kaynaklı zararının da 258.499,53 TL olabileceği tespit edilmiştir. Dolayısıyla 6098 sayılı TBK m. 49’a göre haksız fiilin kusur, zarar ve uygun nedensellik bağına ilişkin koşullarının tamamının oluştuğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 26 taleple bağlılık ilkesine göre davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi karar verilmiştir.

Davacı ile davalı … A.Ş. arasında dava konusu makinenin taşınması konusunda yazılı olmayan anlaşma yapılmış olması ve her iki taraf içinde yapılan bu anlaşmanın ticari iş niteliğinde olması nedeniyle davacının ticari faiz talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacının talep ettiği tazminatın davayı açarken kiraladığı başka makinenin kira faturalarını dosyaya sunmak suretiyle davanın açıldığı tarihte miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesi olanağı bulunduğundan davacının davası mahkememizce 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre belirsiz alacak davası olarak değerlendirilmemiştir. 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre haksız fiillerde temerrüt tarihi haksız fiilin gerçekleştiği tarih olması nedeniyle davacının davayı açarken gösterdiği dava değeri olan 1.000,00 TL için kazanın meydana geldiği 19.05.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, kalan 96.343,99 TL için ise davacının ıslah tarihi olan 11.02.2020 tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Davacı vekilinin 10.05.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talebinin ise reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı … A.Ş. Yönünden davanın REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. Yönünden davanın KABULÜNE,
A-6100 sayılı HMK madde 26 talepte bağlılık ilkesine göre 1.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 19/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
B-6100 sayılı HMK madde 26 talepte bağlılık ilkesine göre 96.343,99-TL’nin davacının ıslah tarihi olan 11/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının faizin 10/05/2018 tarihinden itibaren başlatılması talebinin REDDİNE,
4-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 6.649,56-TL nispi karar harcının peşin ve ıslah harcından alınan ‭1.689,81‬-TL harçtan mahsubu ile eksik 4.959,75‬-TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 950,40-TL ( 700,00-TL BK ücreti, 250,40-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.740,61‬-TL ( 1.645,41-TL ıslah harcı, 44,40-TL BH, 44,40-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.197,68 -TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.197,68 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI … A.Ş.’YE VERİLMESİNE,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davalı … A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/12/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır