Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/515 E. 2021/641 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/515
KARAR NO:2021/641

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ :09/08/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, …Ticaretin sahibi … ile aralarında ticari ilişki olduğunu, …’in ölmesi üzerine borçlunun mirasçısı olan davalı … hakkında …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalının itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, fatura ve sevk irsaliyelerini, tarafların ticari defterlerini, mirasçılık belgesini, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, davalı 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Davacının dosyaya sunduğu faturalar incelendiğinde davacının davalı murisine tuğla satışı yaptığı bu nedenle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin alım satım sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu maddeye göre taraflar arasındaki mal alım satımına ilişkin fatura bedelinin davalının malların kendisine teslimi ile birlikte davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Davacının alacaklı olup olmadığının ve davalının yapmış olduğu ödeme varsa miktarının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve davacının bulunduğu … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır. …. Asliye Hukuk Mahkemesince hazırlatılan 21.09.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda davacının 2009, 2010 ve 2011 yılı defterlerinin kapanış onaylarının yapılmamış olduğu bu nedenle de 2009 yılı için borç alacak bilgisinin görülemediği, 2009, 2010, 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait kebir defterinin kayıt altına alınmadığı, icra takibine konu faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalardan ikisinde irsaliye bulunduğu ve nakliyeci tarafından imzalanmış olduğu, diğerlerinde ise irsaliye bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için de … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış ancak davalı tarafa çıkartılan tebligatlar iade dönmüştür. Davalı tarafın yeni adresinin tespit edilmesi üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesine tekrar talimat yazılmıştır. Davalı tarafa … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ticari defterlerini sunması için davetiye gönderildiği halde davalı taraf ticari defterlerini talimat mahkemesine sunmamıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Hazırlanan 21.09.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda davaya konu faturaların davacı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmişse de davacı tarafın defterlerinin kapanış onaylarının yapılmadığı ve kebir defterinin de kayıt altına alınmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulmadığı bu nedenle de 6100 HMK m. 222/II’ye göre davacı lehine delil olma niteliğinde olmadığı anlaşılmakta olup davacı tarafın ticari defterleri hükme esas alınmamıştır.
Davacı tarafın kendi defterlerinde kayıt altına aldığı dava konusu faturalardan sadece ikisinde irsaliye bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu irsaliyeler üzerinde de nakliyecinin imzası bulunduğu ancak davalı murisinin ya da yetkilendirdiği birinin imzasının bulunmadığı anlaşılmakla irsaliyeli faturalara dayalı malların ve faturaların davalı murisine teslim edildiği davacı tarafından kanıtlanamamıştır. İrsaliyesi bulunmayan faturaların ve bu faturalara bağlı malların ise davalı murisine teslim edildiğine ilişkin davacı taraf başkaca bir delil sunamadığından bu faturalar da delil olarak kabul edilmemiştir.
6098 sayılı TBK m. 207/I’e göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Davacı davalı murisine sattığı malların bedellerinin tarafına ödenmediğini belirterek mal teslimi borcu ile malların bedellerinin ödenmesi borcunun aynı anda ifa edilmediğini ileri sürmektedir. Bu durumda kanıt yükü 6100 sayılı HMK m. 190’a göre davacı üzerinde olup davacı gerek dayandığı kendi ticari defterleri ile gerekse dosyaya delil olarak sunduğu faturalar ile davasını kanıtlayamadığından davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 108,62-TL harçtan mahsubu ile artan ‭49,32‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır