Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/513 E. 2021/794 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/513
KARAR NO:2021/794

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:09/08/2019
KARAR TARİHİ:06/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 27/04/2016 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre müvekkilinin; davalının Bandırma’da bulunan fabrikasının kamera ve ilgili cihazlarının kurulumu ve kablolama işlemlerinin gerçekleştirilmesi işini üstlendiğini, işin bedeli olarak ise davalının 59.000,00-USD ödeyeceğini, ürünün teslim edildiğini ancak bakiye ödemenin 3 yıldan beri yapılmadığını; müvekkilinin sözleşmede belirtilen işleri sözleşmeye uygun olarak 4-6 hafta arası tamamlayarak teslim ettiğini; sözleşmenin 16. maddesinde belirtilen sürenin sonunda herhangi bir aykırı durum yaşanmadığı halde 55.000,00-USD’lik kismi ödeme yapıldığını ve sözleşmenin ilgili maddesine aykırı davranıldığını; davalının belirtilen süreçlerin tamamlanmasından sonra bazı ürünlerde arıza oluştuğu gerekçesi ile ödeme yapmayacağını belirttiğini ancak bahsi geçen iddiaların, ürün tesliminden çok uzun bir süre sonra teri sürüldüğünü; kabul anlamına gelmemek kaydıyla, cihazların bulunduğu gübre fabrikasında asit ve kimyasallar sebebiyle ürünlerin söz konusu çevresel etkiler nedeniyle bozulmuş olabileceğini, fakat bu durumun müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını zira müvekkilinin davalıya teslim ettiği ürünlerin davalı tarafından talep edildiğini, ayıplı bir ürün tesliminin söz konusu olmadığını, buna rağmen müvekkilinin iyiniyet göstergesi olarak arıza yaşanan cihazlarla ilgili servis hizmeti vermiş ise de bakiye alacağın 3 yılı aşkın süredir tahsil edilemediğini; taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk yoluna yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, icra takibine konu bakiye alacağa ilişkin davalının haksız, gerçeğe aykırı ve dayanaksız şekilde itiraz ettiğini beyan etmiş; …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takip tutarın işlemiş faizi ile davalıdan tahsilini, icra inkar tazminatı olarak en az %20 tazminatın müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı şirket arasında 27/04/2016 tarihinde müvekkili şirketin fabrika sahasında anahtar teslim gerçekleştirilecek olan … …Projesi için anahtar teslim sözleşmenin imzalandığın. müvekkili tarafından yapılan kontroller neticesinde davacının sözleşmenin 2. maddesinde kararlaştırılan sürelerde yapmakla yükümlü olduğu projeleri tamamlayıp teslim etmediğini, teslim edildiği ifade edilen projelerde de önemli eksikliklerin bulunduğunu tespit ettiğini, devamla davacıya yükümlülükleri müteaddit defa yazılı ve sözlü olarak hatırlatılıp ek süre verilmesine rağmen davacının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, son olarak müvekkili tarafından iyiniyetli olarak arabuluculuk görüşmesi sırasında da süre verildiğini; elektronik posta yazışmaları uyarınca tarafların, işbu davaya konu ettiği alacağının projenin teminatı olarak müvekkili şirketin uhdesinde kalacağının kararlaştırıldığını, buna rağmen davacının …. İcra Müdürtüğünün … Esas sayılı dosyasında haksız ve kötü niyetli olarak Icra takibi başlattığını beyarı etmiş; müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun olmaması sebebiyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca edimlerin gereği gibi ifa edildiği ve bakiye alacak bulunduğu iddiasıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın18.231,86 TL asıl alacak, 5.474,72 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 23.796,58 TL alacağın ve asıl alacağa yıllık %19,5 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 18.03.2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde, taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
07.12.2020 tarihli raporunda bilirkişi heyeti; Tarafların ticari defter kayıt ve belgelerine göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 18.321,86-TL borçlu olduğu, taraflara ait kayıtların bu konuda mutabık olduğu; dosyada yer alan içeriklerinden anlaşıldığı üzere davacı tarafın, sözleşmede yer alanı kamera sistemini çalışır durumda teslim ettiği, cihazların bakımı ile ilgili gerekli girişimlerde bulunduğu ve arıza çıkaran bir kısım ürünlerin de garanti süreçlerini takip ettiği, 27/04/2016 tarihinde imzalanan sözleşmede teminata ilişkin bir hükmün bulunmadığı ancak 07/10/2016 tarihinde gerçekleşen e-mail yazışmaları ile tarafların, 4.000-$’ın teminat olarak davacıda kalacağı yönünde sözleşmede değişiklik yaptıkları, bu hususun herhangi bir itiraz olmaksızın kabul edildiği; açıklanan nedenlerle 4.000-$’ın teminat olarak nitelenebileceği, sözleşmede gerçekleşen değişiklik uyarınca teminat bedelinin 2 yıl sonra ödenmesi gerektiği ve takip tarihi itibariyle; gerek sözleşmenin akdedildiği tarihin, gerek sözleşmeye göre ifanm gerçekleşmesi gereken en uzun süre olan 6 haftanın bittiği tarihin ve gerekse mezkur değişikliğin gerçekleştirildiği e-mail tarihinin üzerinden 2 yıldan daha uzun bir zaman geçtiği, dolayısıyla 4.000-$ tutarındaki teminatın davacıya ödenmesi gerektiği, davalının savunmasının, ödemezlik def’t niteliğinde olduğu, eksiklik olarak ifade edtlen hususların esasen ayıp niteliğinde olduğu, davalının; davacının ayıplı ifasına dayanarak ödemezlik defini ileri süremeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, tarafların bilirkişi raporuna itirazları mahkememizce 06.10.2021 tarihli ara karar ile alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olması nedeniyle reddedilmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca edimlerin gereği gibi ifa edildiği iddiasıyla bakiye alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali isteminden ibarettir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir.
Usulüne uygun denetime elverişli 07/12/2020 tarihli bilirkişi incelemesinde davacı ve davalı şirketin uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı davalı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılmış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır.Davacının ticari defterlerindeki kayıtlarına göre davalı taraftan 18.321,86TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerindeki kayıtlarına göre davacı tarafa 18.321,86TL alacaklı olduğu, buna göre tarafların ticari kayıtlarının birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür.
Davalı tarafça sözleşmede eksikliklerin bulunduğu, davacı tarafça talep edilen bedelin teminat olarak kendisinde tuttuğunu ve ödemezlik defini ileri sürmüştür. Dosya kapsamında sunulan maillerde davalı tarafça ayıp ihtarında bulunulduğu, teknik müdahale ve iki senelik garanti kapsamında sorunların giderilmesinin talep edildiği, davacı taraf yetkilisince kameralarla ilgili sorunlarla ilgilenildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 27/04/2016 TARİHLİ Sözleşmenin 16. Maddesinde “Sistemin kabulü ve tesellümü tüm ekipmanların ve fonksiyonlarının çalışırlığı test edildikten ve canlı uygulamada 15 gün süre ile izlendikten sonra, izlemenin yapıldığı, 15. Günün sonunda … tarafından ödeme peşin olarak yapılacaktır” şeklinde düzenlendiği, 07/10/2016 tarihli maillerde tarafların 4.000,00$ lık faturayı projenin teminatı olarak 2 yıl sonra davacıya ödenmesi konusunda yeni bir sözleşme akdettikleri anlaşılmakla, mailler zincirin incelendiğinde davalı tarafça sözleşmeye konu sistemin 15 günlük test aşaması geçtikten sonraki ayıpların garanti kapsamında giderilmesinin talep edildiği görülmüştür.
07/12/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda teknik incelemeye göre sistemin kurulduğu yerin gübre fabrikası olması nedeniyle ortamdaki nemi çıkan gaz ve kimyasalların kameraların bozulmasına, elektronik cihazların arıza çıkarmasına etken olduğunu, davacının sözleşme gereği işlemlerini teknik olarak yerine getirildiği tespiti yapılmıştır.
Davalının projelerin gereği gibi tamamlanmadığı ,eksik ifada bulması nedeniyle teminat olarak alınan bakiye bedelin ödenmediği savunmasında bulunmuştur. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde borçlu kendi borcunu ifa etmemiş olmasına rağmen alacağını talep ediyorsa diğer borçlunun borcunu ifa etmekten kaçınabilmesine ödemezlik def’i denilmektedir.Davacının savunması ödemezlik defi kapsamında olup kamera sistemindeki ayıptan doğan sorumluluk satıcı konumundaki davacının ikinci sırada yan yükümlülüğü ve yan borçlarından dolayı ödemezlik definde bulunamayacağı, ayıp halindeki seçimlik haklara başvurulması gerektiği, Sözleşmenin 2. Maddesine göre davacının söz konusu projeyi en geç 4 ile 6 hafta arasında anahtar teslimi prensibi doğrultusunda , bütün ekipman ve fonksiyonları ile birlikte çalışır şekilde davalıya teslim edeceğinin kararlaştırıldığı, 07/10/2016 tarihli maillerde tarafların 4.000,00$ lık faturayı projenin teminatı olarak 2 yıl sonra davacıya ödenmesi konusundaki sözleşmede belirlendiği, buna göre sözleşmelerde belirlenen sürülerin takip tarihi itibariyle dolduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre hesaplanan 18.321,86TL alacağını ispatladığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca, asıl alacak miktarı teknik inceleme sonucu belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatı reddedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış davalının olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 18.321,86 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,5 avans faizi işletilmesine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 1.251,57 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 193,92 TL harcın mahsubu ile eksik 1.057,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.926,12 TL ( 193,92 TL PH, 44,40 TL BH, 6,40 TL VH, 2.550,00 TL bilirkişi ücreti, 131,40 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu İsmail KAYAR’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümlerine göre davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır