Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/511 E. 2020/590 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/511
KARAR NO:2020/590

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:08/08/2019
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Ltd. Şti. ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, buna dayalı olarak 14.468,60 TL tutarlı alacaklarının olduğunu, alacaklarının taraflarına ödenmesi için … Noterliğinin 29.03.2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesinin gönderdiklerini, alacağın ödenmemesi üzerine de … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … Ltd. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle yetki itirazında bulunmuş ve … mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da davacı ile aralarında borç doğuracak bir hukuki ilişkilerinin bulunmadığını, davacının bir sözleşme ya da fatura sunmadığını, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, … Noterliğinin … tarih ve … sayılı ihtarnamesini, tanık beyanını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, ticari defterlerini, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tanık beyanını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş olup yetki itirazının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 89/I’e göre para alacaklarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilecek olması ve 6100 sayılı HMK m. 10’a göre sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili mahkeme olması kuralı gereği reddine karar verilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Bu maddeye göre dava konusu faturalara ilişkin malları alan davalının malların kendisine teslimi ile birlikte bedel ödeme borcunu yerine getirme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmediklerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve tarafların defterlerinin incelenmesi ve rapor hazırlanması için dosya mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf ise usulüne uygun şekilde ticari defterlerini sunması istenildiği halde kendi ticari defterlerini mahkememize sunmamıştır.
Hazırlanan 04.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihi olan 20.05.2019 tarihine göre davacı defterlerinde davacının davalıdan 10.213,36 TL alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf iki asıl alacak talebinde bulunmuştur. Birinci asıl alacak talebi 10.213,53 TL ve 260,51 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 10.474,04 TL olup bu miktar hazırlanan 04.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edilmiştir. İkinci alacak talebi ise 3.865,95 TL ve 98,61 TL asıl alacağın faizi olmak üzere 3.964,56 TL olup bu miktar davacı defterlerinde tespit edilmemiştir. Bu nedenle asıl alacak talebi 10.213,53 TL ve 260,51 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 10.474,04 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. İkinci alacak talebi olan 3.865,95 TL ve 98,61 TL asıl alacağın faizi olmak üzere 3.964,56 TL’nin ise reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı asıl alacak talebi 10.213,53 TL ve 260,51 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 10.474,04 TL alacak talebinde bulunmuştur. Davacı taraf davaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarnameyi dosyaya sunmuştur. Bu nedenle icra dosyasında talep ettiği faizin de kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalı tarafın kendi ticari defterlerine delil olarak dayanmış olmasına karşın mahkememizce usulüne uygun şekilde ticari defterlerini sunması istenildiği halde mahkememize sunmaması ve davacı ticari defterlerine göre davacı tarafa borçlu olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle icra takibine yaptığı itiraz iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre ne kadar alacaklı olduğunu bilebilecek durumda olmasına karşı alacaklı olduğu miktardan daha fazla miktarda icra takibi gerçekleştirmiş olması nedeniyle iyiniyetli görülmeyerek davalı lehine reddedilen miktar üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 10.213,53-TL asıl alacak ve 260,51-TL asıl alacak faizi toplamı olan 10.474,04-TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren faiz işletilmesine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 10.474,04-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 3.964,56-TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 715,48-TL nispi karar harcının peşin alınan 174,39-TL harçtan mahsubu ile eksik 541,09-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 837,11-TL ( 700,00-TL BK ücreti, 137,10-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 607,25-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’e 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 957,50 TL’nin davalıdan, 362,45 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 225,19-TL ( 44,40-TL BH, 174,39-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır