Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/505 E. 2021/621 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/505
KARAR NO:2021/621

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ :07/08/2019
KARAR TARİHİ:05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Müdürlüğünün yazılım cihazlarının kurulumunu yaptıklarını, davalıya üç tane fatura düzenleyerek gönderdiklerini, faturaların ihtarname ekinde iade edildiğini, bu faturalardan sadece 20.000,00 TL bedelli olanı ödediklerini, faturaların ödenmemesi üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de icra inkâr tazminatı talepli olarak itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … Müdürlüğü adına Milli Eğitim Bakanlığı vekili verdiği cevap dilekçesinde, faturalarla verilen teklifin uyuşmadığını, davacının gönderdiği ürünlerin arıza yaptığını, kurulumu yapılan ürünlerin garanti belgelerinin olmadığını, bazı cihazların da kurulumunun yapılmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesi ile aynı yasa m. 502’ye göre iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, davalının yaptığı ödeme dekontunu, ihtarnameleri, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, sözleşmeyi, dekontları, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesi ile aynı yasa m. 502’ye göre iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Davacı davalı olarak taraf ehliyeti olmayan … Müdürlüğünü göstermiş olup 6100 sayılı HMK m. 124’e göre Milli Eğitim Bakanlığını davalı olarak göstermesi için davacıya süre verilmiş, Milli Eğitim Bakanlığının davalı olarak gösterilmesinden sonra yargılamaya devam edilmiştir. … Müdürlüğünün taraf ehliyetinin bulunmaması ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olması nedeniyle de lehine yargılama giderine hükmedilmemiştir.

6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” Aynı yasanın 502’nci maddesine göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır. Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Mahkememizin 10.02.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında davalı Milli eğitim Bakanlığından davaya konu cihazların alımına ilişkin şartname, teklif, ihale ve bunlara ilişkin bütün belgeler ve eğer varsa sözleşmelerin sunulması istenilmiştir. Dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde taraflar arasında alım satım sözleşmesi ile iş görme sözleşmesi niteliğinde karma nitelikli hukuki ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf bu karma sözleşme çerçevesinde alacaklı olduğunu belirttiği miktarı talep etmektedir.

Davaya konu …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası incelendiğinde davacının üç ayrı fatura için toplam 67.591,59 TL tutarlı takip yaptığı ancak itirazın iptalini 47.591,59 TL üzerinden talep ettiği anlaşılmaktadır.

Davalı tarafın davaya konu fatura bedellerini ödememe gerekçesi olarak ileri sürdüğü sebepler satışı ve kurulumu yapılan ürünlerin ayıplı olduğu itirazı üzerine dayanmaktadır. Bu durumda alıcı durumunda olan davalının 6098 sayılı TBK m. 227’ye göre aşağıdaki seçimlik hakları bulunmaktadır. “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” Davalı açılmış bir davada 6098 sayılı TBK m. 227’de ki haklarını defi olarak ileri sürme hakkına sahiptir.

Davalı tarafın cevap dilekçesi incelendiğinde, davacının ifa ettiği kısma yönelik olarak 20.000,00 TL ödeme yapıldığı, ifa edilmeyen kısma yönelik ise ödeme yükümlülüklerinin olmadığını belirterek borçlarının bulunmadığı açıklaması yapıldığı görülmektedir. Davalının cevap dilekçesinde ileri sürdüğü defi 6098 sayılı TBK m. 227’de ki seçimlik haklardan satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme hakkı kapsamındadır.

Tarafların itirazlarının incelenebilmesi için 10.02.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında 6100 sayılı HMK m. 288’e göre elektrik ve elektronik mühendisi eşliğinde keşif yapılamasına karar verilmiştir. Bilirkişiden, davaya konu cihazların faturalardaki cihaz olup olmadığının, davalı tarafın teklifi ile davalıya teslim edilen cihazların birbiri ile uyuşup uyuşmadığının, cihazların garanti belgelerinin bulunup bulunmadığının, cihazların kurulumunun yapılıp yapılmadığının, cihazların çalışır durumda olup olmadığının, cihazların kullanım kapasitesinin davalı tarafın teklifindeki kullanım kapasitesini karşılayıp karşılamadığının ve verilen hizmetin açık ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığının tespiti istenilmiştir.

Mahkememizce 02.10.2020 tarihinde … Okulunda keşif yapıldıktan sonra hazırlanan 02.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda cihazlardan biri haricinde tamamının garanti belgesinin bulunmadığı, bir cihazın kurulum bedelinin davalı tarafından verilen tekliften farklı olduğu, cihazlardan birinin faturadaki cihazdan farklı olduğu, bunun da davacı lehine 2.416,06 USD fiyat farkı yarattığı, cihazların kurulum ve montajının yapılmış olduğu, kurulumu yapılan cihazların kapasiteyi karşıladığı, dört tane cihazın çalışmadığı, yapılan işin bu haliyle tarafların kararlaştırdığı unsurları taşımadıkları ve ayıplı olduğu tespit edilmiştir.

Tarafların bilirkişi raporuna itirazları üzerine aynı bilirkişiden ek rapor istenilmiş ve hazırlanan 09.02.2021 tarihli ek raporda cihazlardan birinin iç tesisatta kullanılması sebebiyle görülemediği, 25.03.2019 tarihli revize teklifte imza bulunmaması nedeniyle değerlendirme yapılmadığı, balans cihazının arızalandığı için söküldüğü konusunda keşif esnasında her iki tarafında mutabık kaldıkları, 11.04.2019 tarihli revize teklifin dosyada bulunmadığı, cihazların kapasitelerinin birbiriyle uyuştuğu, cihazların aynı anda 192 adet kablosuz cihazı destekleyen kapasiteye sahip olduğu, … kablolarının dağınık ve demonte durumunda olduğu ancak her iki tarafında keşif esnasında nitelik ve adette mutabık kaldıkları tespit edilmiştir.

Hazırlanan her iki raporda da işin mevcut hali ile değerinin tespitinin yapılmamış olması nedeniyle aynı bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 06.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda teslim edilen cihaz bedelinin 34.504,00 TL olduğu, hizmet bedelinin ise 10.787,80 TL olduğu, teslim edilen cihaz bedeli olan 34.504,00 TL’den davalının yaptığı 20.000,00 TL ödemenin düşülmesinden sonra geriye 14.787,80 TL kaldığı tespit edilmiştir.

6098 sayılı TBK m. 506/II ve III’e göre; “Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” Hazırlanan bilirkişi raporları ile davalının ayıplı hizmet verdiği, dolayısıyla işini sadakat ve özenle yürütmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının ayıplı olarak verdiği hizmetin bedeli olan 10.787,80 TL’yi davalı taraftan talep edemeyeceği kabul edilerek bu talebinin reddine karar verilmiştir.

TBK m. 512’ye göre; “Vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir.” Vekâlet verenin fesih hakkını kullanması durumunda davalının fesih tarihine kadar yaptığı işlerin karşılığını talep etmeye hakkı bulunmakla birlikte davalının fesih iradesi davacının ayıplı hizmet vermesi sebebine dayanmaktadır. Hazırlanan 06.04.2021 tarihli bilirkişi raporu ile teslim edilen cihaz bedeli olan 34.504,00 TL’den davalının yaptığı 20.000,00 TL ödemenin düşülmesinden sonra geriye 14.787,80 TL kaldığı tespit edilmiştir. Hazırlanan 02.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda … … isimli cihazın çalışmadığı, buna bağlı olarak da iki cihazında çalışır durumda olmadığı tespit edilmiştir. Hazırlanan 06.04.2021 tarihli son bilirkişi raporunda da … … isimli cihazın değerinin 11.696,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Çalışmayan … … cihaz bedeli olan 11.696,00 TL’nin davalının bakiye 14.787,80 TL borcundan düşülmesinden sonra geriye 3.091,80 TL kalmaktadır. Davalının TBK m. 227/I-2’ye göre talep ettiği satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme definin kabulü ile davacının davasının 3.091,80 TL üzerinden kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf mahkememizin 05.07.2021 tarihli son duruşmasında çalışmadığı tespit edilen cihazların kendilerine iadesine karar verilmesini talep etmişse de dava dilekçesinde böyle bir talepte bulunmamış olmaları ve davalının ileri sürdüğü definde satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme defi olması nedeniyle davacının bu talebi kabul edilmemiştir.
Davalının davacıdan satın aldığı cihazları iade etmediğini bildiği halde ve satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme defini ileri sürdüğünde de bu cihaz bedellerinin bedellerini ödemek zorunda olduğunu bildiği halde icra takibinin tamamına itiraz etmesi iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davacının ağır kusurlu ya da kötüniyetli olarak hareket ettiğine ilişkin delil bulunmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 3.091,80-TL üzerinden aynı koşullarla devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 3.091,80-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 474,79-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam ‭1.865,3‬0-TL ( 700,00-TL BK ücreti, 550,40-TL tebliğler ve posta, 230,00-TL Keşif yol ücreti, 384,90-TL keşif harcı ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 121,24-TL’nin davalı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.091,80-TL vekalet ücretinin davalı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.584,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI’NA VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır