Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/487 E. 2020/149 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/487
KARAR NO : 2020/149

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/12/2009
KARAR TARİHİ : 12/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı …’nin davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirkete ait soğuk hava deposunun bir yıl süre ile yangın rizokolarına karşı 25.12.2000 tarihli poliçe ile 30.183.064 USD mutabakatlı bedel üzerinden sigortalındığını, 7.12.2001 tarihinde sigortalı binada çıkan yangın nedeniyle hasara uğradığı bildirildiğini, ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, ekspertiz sonucu sigortalı taşınmaza biçilen değerin gerçek değerinin daha az olduğunun anlaşıldığını, yangının kasten çıkarıldığına ilişkin kanıtlar olduğundan tazminatın ödenmediğini, bunun üzerine davalı şirkete Hatay …İcra Dairesinin … sayılı dosyasından poliçedeki bedel üzerinden icra takibine başladığını, Hatay …Asliye Hukuk mahkemesinin … sayılı dosyasından müvekkili hakkında itirazın iptali davası açıldığını ve teminat alınmaksızın mahkemece 28.11.2002 tarihinde müvekkiline bankalardaki, reasürans şirketlerindeki ve hazine müsteşarlığındaki her türlü mevduat ve alacakları üzerine dava değeri olan 53.845.903 TL tutarı kadar ihtiyata tedbir konulduğunu ve uygulandığını, Hatay …Asliye Hukuk Mahkemesinin tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin bloke edilep el değiştirmesi önlenen toplam mevduatının 16.12.2002 tarihi itibarıyle 1.649.145,12 TL 68.447.25 USD ve 25.000 Euro olduğunu, mahkemece 16.04.2003 tarihinde davanın kabulüne ve tedbirin devamına karar verildiğini, Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyasından sigorta tazminatı almak için kasten yangın çıkarmak suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu, poliçe Bursa’da düzenlendiğinden Bursa …Ağır Ceza Mahkemesinin… sayılı dosyasından nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığını, Hatay 1.Asliye Hukuk Mahkemesi kararının Yargıtay 11.H.D.2004/1820-4014 sayılı ilamı ile bozulduğunu ve 2004/433 esas nosu alınan dosyada 13.09.2004 tarihinde ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini, Hatay Ağır Ceza Mahkemesinin 14.08.2005 tarihli ilamında davalı …’nin sigortalı binayı yaktığı veya yaktırdığının sabit olduğunu, Bursa …Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2006 tarihli kararında davalı …’nin nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiğini belirterek, haksız ihtiyati tedbirden doğan zararının ve BK.41 ve devamı maddeleri uyarınca davalılardan tazmini gerektiğini, Hatay …Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.04.2003 tarihli ilamı nedeniyle 2.150.659,41 TL ilam harcının 23.12.2003 tarihinde maliyeye ödendiğini, harcın 30.11.2004 tarihinde geri alınabildiğini bu süre zarfından bu meblağın kullanma hakkından yoksun kalan müvekkilinin avans faizi oranına göre zararının 1.050.573,86 TL olduğunu, davalıların 30.11.2004 tarihinde temerrüde düştüklerinden dava tarihine kadar işlemiş fazi ile birlikte toplam 2.224.194,39 TL alacaklı olduklarını, temyiz harcının yatırılması nedeniyle uğranılan zararın toplam 626.928,98 TL, ihtiyati tedbir nedeniyle mevduatlarının kullanılmaması nedeniyle uğradıkları zararın toplam 3.666.063,81 TL olduğunu belirterek, toplam ana para ve işlemiş faiz olmak üzere 6.517.187,19 TL zararlarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsiline karar verilmesini dava ve talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; Hatay mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davalı …’nin kişisel sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbir dolayısıyla davacının zararının bulunmadığını, faiz oranlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık, Davacı yanın ihtiyati tedbir kararı nedeniyle uğradığı zararın davalı yanlardan tahsili istemine ilişkin olduğu görüldü.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli tüm inceleme ve araştırmalar yapılmış 27/02/2014 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 07/07/2014 tarihli bilirkişi raporundan özetle; davacının ihtiyati tedbirden dolayı oluşan zararının bloke edilen paradan dolayı 1.716.213,48 TL ana para, 2.507.223,28 TL dava tarihi itibarıyle faiz olmak üzere 4.223.436,76 TL, karar ve ilam harcından dolayı oluşan zararının 1.226.078,60 TL ana para, 1.868.577,33 TL dava tarihi itibarıyle faiz olmak üzere toplam 3.094.655,93 TL ve temyiz harcından dolayı oluşan zararının 296.123,04 TL ana para ve 407.586,96 TL dava tarihi itibarıyle faiz olmak üzere toplam 703.710 TL olarak belirlenerek toplam zararının 8.021.802,69 TL olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi 22.01.2015 tarihli ek raporundan özetle; davacının bloke konulan paraların nemalandırılarak muhafaza edilmesi nedeniyle bu talep yönünden davacının zarara uğrayıp uğramadığının tespit edilemediğini, ancak karar ilam harcı ve temyiz harcından dolayı oluşan toplam zararının kök raporda belirlendiği üzere toplam 3.798.365,93 TL olduğunu belirlemişlerdir.
Mahkememizin… Esas, … karar sayılı ve 30/03/2015 tarihli gerekçeli kararından özetle ” bilirkişi raporu ve davacının talebi doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmeyle önceki kiracıya ait faturalar ve kaçak elektrik bedelinin taksitlendirmeye dahil edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; icra takibine itirazın 20.000,00 TL yönünden iptaline, takip tarihinden değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle bu miktar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine ve kabul edilen alacağın % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığı 2016/15098 Esas 2017/2834 Karar sayılı 11/05/2017 tarihli ilamında ; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı …’ye yönelik tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın anılan davalı yönünden onanmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı şirket vekilinin temyizlerinin incelenmesine gelince dava, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Kural olarak, ihtiyati tedbir isteyen tarafın bu tedbiri haksız olarak koydurduğu anlaşılırsa, karşı taraf veya üçüncü kişi, bu haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğradıkları zararın ödenmesini, ihtiyati tedbir koydurmuş olan taraftan ayrı bir tazminat davası ile isteyebilir. Haksız ihtiyati tedbir koydurtmuş olan tarafın bundan doğan zararla sorumlu tutulabilmesi için, ihtiyati tedbiri kötüniyetle istemiş ve koydurmuş olması veya bunda her hangi bir ihmalinin bulunması şart değildir. İhtiyati tedbir haksız ve bundan da bir zarar doğmuş ise, bu haksız ihtiyati tedbiri koydurtmuş olan taraf, kusurlu olmasa bile bundan zarar gören karşı tarafa veya üçüncü kişiye tazminat ödemekle yükümlüdür. Zira haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat sorumluluğu kusursuz sorumluluktur.(Emsal 11.HD. 21.05.2008 tarih 2008/4415E., 2008/6680K.sayılı ilamı) Somut olayda, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı vekili, davalı şirkete ait soğuk hava deposunun yangın rizikolarına karşı sigorta örtüsü altına alındığını, 07.12.2001 tarihinde depoda çıkan yangın nedeniyle sigorta bedeli talep edildiğini, yapılan incelemeler sonucunda dolandırıldığını anlayan müvekkilinin sigorta bedelini ödememesi üzerine müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, takibe itiraz edilmesi üzerine davalı tarafça müvekkiline karşı Hatay … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ihtiyati tedbir talepli itirazın iptali davası açıldığını, anılan mahkemece müvekkilinin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, Hatay … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın kısmen edilmesi üzerine müvekkilince ilam harcı ve temyiz harcı ödenmek suretiyle temyiz edilip Yargıtay’ca müvekkili lehine bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiğini, Hatay …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.04.2003 tarihli ilamı nedeniyle 2.150.659,41 TL ilam harcının 23.12.2003 tarihinde maliyeye ödendiğini, harcın 30.11.2004 tarihinde geri alınabildiğini bu süre zarfında bu meblağın kullanma hakkından yoksun kalan müvekkilinin avans faizi oranına göre zararının 1.050.573,86 TL olduğunu, davalılar 30.11.2004 tarihinde temerrüde düştüklerinden dava tarihine kadar işlemiş fazi ile birlikte toplam 2.224.194,39 TL alacaklı olduğunu, anılan kararı temyiz etmek için de temyiz harcı yatırılması nedeniyle uğranılan zararın toplam 626.928,98 TL olduğunu, ihtiyati tedbir nedeniyle mevduatlarının kullanılmaması nedeniyle uğradıkları zararın toplam 3.666.063,81 TL olduğunu ileri sürmüş olup mahkemece, bloke edilen para nemalandırılarak muhafaza edildiğinden davacının bundan dolayı zararı bulunmadığı, ancak davacının mahkeme ilam harcı ve temyiz harcından dolayı toplam 3.798.365,93 TL zararının bulunduğu gerekçesiyle davacının mevduatlarını kullanılmaması nedeniyle talep ettiği bu kalem yönünden talebinin reddine, ilam harcı ve temyiz harcından dolayı davalı şirket yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup davacı vekili mevduatının kullanılamamasına yönelik kalem yönünden temyiz talebinde bulunmamıştır. Açıklanan ilke uyarınca haksız ihtiyati tedbir halinde zarar doğmuş ise, bu haksız ihtiyati tedbiri koydurtmuş olan taraf, kusurlu olmasa bile bundan zarar gören karşı tarafa veya üçüncü kişiye tazminat ödemekle yükümlü olacak ise de somut uyuşmazlıkta dava konusu edilen, haksız ihtiyati tedbir nedeniyle zarar olmayıp taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında hükmedilen karardan dolayı ödenmek zorunda kalınan ilam harcı ve temyiz harcına yönelik olması nedeniyle işbu davada talep edilmesinin mümkün bulunmamasına göre mahkemece ilam harcı ve temyiz harcına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılacak tazminat davasının şartları, haksız bir ihtiyati tedbir kararının verilmiş olması ve zarar olarak belirtilebilir. Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılacak tazminat davasının şartlarından biri olan zarar ihtiyati tedbir kararının alınmasıyla, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasıyla yahut uygulanmamış bile olsa tedbirin uygulanmaması ya da kaldırılması için teminat gösterilmesiyle doğar. Zarar gören, karşı taraf olabileceği gibi bir üçüncü kişi de olabilir. Haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açılan tazminat davasında, davacının zararını ispat etmesi şarttır.Zararı belirlerken, davacının ihtiyati tedbir kararının verilmesinden sonraki malvarlığı ile ihtiyati tedbir kararının verilmemiş olması halinde malvarlığının durumu karşılaştırılacaktır. Uygulanmış bulunan ihtiyati tedbir bakımından ödenmesi gereken zararın, ihtiyati tedbir kararının yerine getirildiği tarih ile ihtiyati tedbir kararının kalktığı tarih arasındaki dönemde meydana gelen zarar olduğu söylenebilir. Bu halde tedbirin kalktığı tarihten sonra meydana gelen zararlardan dolayı sorumluluk söz konusu değildir. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere Yargıtayın bozma kararına uyularak davalı … Tic. A.Ş. yönünden somut olayda dava konusu edilen ihtiyati tedbir nedeniyle zararın oluşmadığı, taraflar arasında görülen itirazın iptali davası nedeniyle ödenen ilam harcı ve temyiz harcına yönelik talebin bu davada talep edilemeyeceği anlaşıldığından davanın … A.Ş. yönünden reddine karar verilmiş olup diğer davalı … yönünnnden mahkememiz kararı onanmış olduğundan bu konuda karara verilmesine yer olmadığı belirtilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı … yönünden Mahkememiz kararı onanmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına,
2-Diğer davalı … Tic. A.Ş. Yönünden davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 54,40-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.350,00 -TL harçtan mahsubu ile artan 1.295,60 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Bozmadan önce verilen … Esas … Karar sayılı 30/03/2015 tarihli karar nedeniyle bakiye 5.481,00 TL harcın tahsili için yazılan 10/03/2016 tarih ve 2016/79 harç tahsil nolu müzekkereye konu 5.481,00 TL harcın tahsil edildiğine ilişkin makbuzun ibrazı halinde davalı …. Tic. A. Ş.’ye iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …. Tic. A. Ş. tarafından yapılan toplam 1.132,35TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …. Tic. A. Ş.’ye verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m.13/4 gereğince hesap olunan maktu 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır