Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2020/782 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/475
KARAR NO:2020/782

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:26/07/2019
KARAR TARİHİ:16/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde dava dışı … Ticaret Ltd. Şti. ile Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi yaptıklarını, davalının her iki sözleşmeye de müteselsil kefil olduğunu ve davalı ile müteselsil kefalet sözleşmesi imzaladıklarını, dava dışı şirketin borçlarını ödememesi üzerine müteselsil kefil durumunda bulunan davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … ve … sayılı dosyalarından iki ayrı icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın itirazda bulunması üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde krediyi kullanan şirketin ortaklığından 2015 yılında ayrıldığını, bu nedenle de şirketin borçlarından sorumlu olamayacağını, kendi dönemindeki borçlarının da ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre müteselsil kefaletten kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, Genel Kredi Sözleşmesini ve Ticari Kart Sözleşmesini, …. İcra Dairesinin … ve … sayılı dosyalarını, hesap ekstrelerini, banka kayıtlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, Davalı 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 586’ya göre müteselsil kefaletten kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

Davacı ile dava dışı … Ticaret Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi adında iki sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeler 6098 sayılı TBK m. 386’ya göre tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Davacı banka bu sözleşmeler kapsamında dava dışı şirkete kullandırılan krediler için davalının müteselsil kefil olduğunu belirterek borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını belirtmiştir. Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … ve … sayılı dosyaları incelendiğinde hangi icra dosyasının hangi kredi sözleşmesinden kaynaklı kefalet için başlatıldığının belli olmadığı anlaşıldığından davacı tarafa bu durumu açıklaması için süre verilmiştir. Davacı vekili mahkememize sunduğu 14.10.2020 tarihli dilekçesinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasının 01.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı kefalet için …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasının da 01.12.2016 tarihli Ticari Kart Sözleşmesinden kaynaklı kefalet için başlatıldığı bilgisini vermiştir.

6098 sayılı TBK m. 581’e göre; “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” Aynı yasanın 586’ncı maddesine göre de “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” Davacı taraf davalı ile yapılan sözleşmenin müteselsil kefalet sözleşmesi olduğunu belirtmektedir. 6098 sayılı TBK m. 586’ya göre alacaklının doğrudan müteselsil kefil durumunda bulunan kişiye takipte bulunma hakkı bulunmaktadır. Dolayısıyla dosya içerisine alınan sözleşmeler davalının kefil olup olmadığı ve kefaletinin müteselsil kefalet olup olmadığı kapsamında değerlendirilecektir.
Davacı banka ile dava dışı şirket arasında biri 28.11.2013 diğeri 01.12.2016 tarihinde olmak üzere iki tane Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi yapılmıştır.
Davacı bankanın talepte bulunduğu miktarın hesaplanması için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 03.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda …. İcra Dairesinin … ve 25916 sayılı dosyasına konu 01.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesinde davalının kefaletinin yer almadığı, dava dışı …’ın kefaletinin bulunduğu, kefaleti bulunmadığı için davalının kullandırılan bu kredilerden ötürü sorumluluğunun da bulunmadığı tespit edilmiştir.
…. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu 01.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmede ve ekinde davalının kefaletinin yer almadığı görülmektedir. Dolayısıyla davacı bankanın kefil sıfatı taşımayan davalıya karşı 6098 sayılı TBK m. 586’ya dayanarak icra takibi yapmasında hukuki yararı bulunmadığından bu icra dosyası yönünden açılmış olan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
…. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına konu 01.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmede ve ekinde davalının kefaletinin yer almadığı görülmektedir. Dolayısıyla davacı bankanın kefil sıfatı taşımayan davalıya karşı 6098 sayılı TBK m. 586’ya dayanarak icra takibi yapmasında hukuki yararı bulunmadığından bu icra dosyası yönünden açılmış olan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davaya konu … İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası için açılmış olan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davaya konu …. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası için açılmış olan itirazın iptali davasının REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 380,04-TL harçtan mahsubu ile artan 325,64-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.719,94-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’a 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2020

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır