Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/463 E. 2020/649 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/463
KARAR NO:2020/649

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:22/07/2019
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … …’e fatura karşılığı mal sattıklarını, faturaların toplam bedelinin 8.412,53 TL olduğunu, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, borçlu davalının 456,56 TL tutarlı malı iade ettiğini, icra dosyasına da 2.233,00 TL ödeme yaptığını, kalan 5.724,00 TL’ye de itiraz ettiğini, bu nedenle itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … … vekili verdiği cevap dilekçesinde, resmi yollarla yapılan ödemeler ve ürün iadeleri sebebiyle davacı şirkete borçlarının bulunmadığını, dosyaya sunulan faturaların daha önceden kendilerine teslim edilen ancak faturaları uzun süre davacı tarafından düzenlenmeyen ürünlerle ilgili olduğunu, bu faturaların mal tesliminden çok sonra düzenlendiğini, ancak bu arada gönderilen ürünlerin bozuk ve satışı güç ürünlerden oluşması nedeniyle iade edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tarafların ticari defterlerini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, havale ve çek kayıtlarını, ürün teslimatına ilişkin belgeleri, tarafların ticari defterlerini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Bu maddeye göre dava konusu faturalara ilişkin malları alan davalının malların kendisine teslimi ile birlikte bedel ödeme borcunu yerine getirme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmediklerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 16.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının kayıtlarına göre davacının davalıdan 5.960,78 TL alacaklı olduğu, davalının 2.233,00 TL ödeme ve 454,56 TL mal iadesi düşüldükten sonra davacının 3.273,22 TL alacaklı olduğu, davalının sunduğu kayıtlara göre de davalının davacıya 8.412,09 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Her iki taraf defterlerindeki farkın açıklanması için dosya tekrar bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 29.07.2020 tarihli ikinci bilirkişi raporunda davacı defterlerinde davalıdan tahsil edilen tutar olarak yer alan faturaların davalı defterlerinde bulunmadığı, davacının davalıdan 5.960,78 TL alacaklı olduğu, davalının icra takibinden sonra yaptığı 2.233,00 TL tutarlı ödeme ile 454,56 TL tutarlı mal iadesinin düşülmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davalının yaptığı ödeme ve mal iadesi düşüldükten sonra geriye birinci rapordaki gibi 3.273,22 TL alacak kalmaktadır. Dolayısıyla davalı taraf ödeme yaptığı bir kısım faturaları kendi ticari defterlerine işlememiş olup bu faturalar davacı defterlerinde kayıtlı bulunmaktadır.
Her iki raporda da hesaplama davacının icra takibi öncesi bakiye alacağının davacı kayıtlarına göre 5.960,78 TL olduğu kabul edilerek yapılmıştır. İcra takibine itiraz sonucu davacı 5.724,00 TL üzerinden itirazın iptali davasını açmıştır.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerindeki kayıtların bir kısmının davalı defterlerinde bulunmaması nedeniyle davacı defterlerinin daha sağlıklı tutulduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davacı defterleri davacı lehine delil hükmündedir. Davacının kendi defterlerinde daha az alacaklı gözükmesine karşın davalı defterlerinde yazılı olan tutar üzerinden icra takibi başlatmıştır. Hazırlanan 29.07.2020 tarihli bilirkişi raporu ile iki taraf defterleri arasındaki farkın nedeni ortaya konulduğundan ve davacı taraf defterlerindeki kayıtların tam ve eksiksiz tutulduğu anlaşıldığından davacı taraf defterleri hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 8.412,53 TL asıl alacak ve 7.69,57 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 9.182,10 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak faturaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın asıl alacak yönünden 3.273,22 TL olarak kısmen kabulüne karar verilerek takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden davanın kısmen reddine yönelik olarak hüküm kurulmuştur.
Davalının kendi ticari defterlerine göre de borçlu olduğunun tespit edilmesi ve davalının bu durumu bilebilecek durumda olması nedeniyle icra takibine yaptığı itiraz iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.
Davacının kendi ticari defterlerine göre ne kadar alacaklı olduğunu bilebilecek durumda olmasına karşın kendi defterlerinde yazılı olan miktardan daha fazla miktarda icra takibi başlatmış olması iyiniyetli görülmediğinden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 3.273,22-TL üzerinden aynı koşullarla devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 3.273,22-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 5.908,88-TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 223,59-TL nispi karar harcının peşin alınan 97,76-TL harçtan mahsubu ile eksik 125,83-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.638,40-TL ( 1.450,00-TL BK ücreti, 188,40-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 936,90-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 148,56-TL ( 44,40-TL BH, 97,76-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …’ya 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 754,83 TL’nin davalıdan, 565,17 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.273,22-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.450,78-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır