Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 E. 2020/862 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/46
KARAR NO:2020/862

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:23/02/2015
KARAR TARİHİ:11/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı şirketle aralarında perakende satış sözleşmesine istinaden davalıdan elektrik tedarik ettiği, davalı şirket tarafından düzenlenen faturalarla tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, kayıp enerji fonu ile TRT payı tutarlarının, BTV’nin ve bu bedellere ilişkin KDV tutarının davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereği davaya bakmaya yetkili yerin … Mahkemeleri olduğu, davanın yetkisiz yerde açıldığı, yapılan tahsilatların yasal zorunluluktan kaynaklandığından bahisle öncelikle yetki itirazlarının kabulünü, ve davanın esastan reddini istemiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen 05/04/2013 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmeleri kapsamında tahsil edilen kayıp kaçak bedeli, kayıp enerji fonu ile TRT payı tutarlarının, BTV’nin ve bu bedellere ilişkin KDV tutarının davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Dava, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar sayılı 18/04/2017 Yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi olunarak esas sırasına kaydolunmuştur.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 05/02/2020 tarihli ara karar ile ön incelemede tespit edilen uyuşmazlık noktaları ve tarafların alacak miktarının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
29/03/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; 6719 sayılı kanunla değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17.6.ç. Maddesinde; “Kayıp/Kaçak oranları, EPDK hedef oranlarını geçmemek şartıyla Kayıp/Kaçak bedellerinin tarifelerde yer alarak tüketicilere yansıtılacağı hükümleri yer aldığını, yine 6719 sayılı kanunun Geçici 20. Maddesinde;“Sözü geçen bedellerle ilgili olarak açılmış olan davalar hakkında 17. Madde hükümleri uygulanacağı” yani kanunda yapılan değişikliklerin geriye doğru da uygulanacağı hükümleri de yer aldığını, buna göre, Kayıp/Kaçak oranları, EPDK hedef oranlarını geçerse Kayıp/Kaçak bedelleri tarifelerde yer alamaz ve tüketicilere yansıtılamayacağını, Kanunda yapılan değişiklikler geriye doğru da uygulanacağından tahsil edilen Kayıp/Kaçak bedelleri, Kayıp/Kaçak oranları, EPDK hedef oranlarını aştıysa tüketicilere iade edileceğini, dava konusu somut olayda gerçekleşen Kayıp/Kaçak oranları, EPDK hedef oranlarını geçtiğinden, 6719 sayılı kanunla değiştirilen 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17.6.ç. ve 6719 sayılı kanunun Geçici 20. Maddesine göre; davacı …., davalı …Ş.’den Kayıp/Kaçak bedellerini talep edebileceğini, bu nedenle, davacı … ’nin, davalı …Ş.’den talep edebileceği Kayıp/Kaçak bedeli 58.873,23 TL olduğu kanaatine varıldığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, aboneden tahsil edilen kayıp kaçak ve diğer bir kısım bedellerinin haksız tahsil edildiği iddiası ile istirdadı talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının dava tarihinin 23/02/2015 olduğu … Asliye Ticaret Mahkemesi … E … K 18/04/2017tarihli Yetkisizlik kararıyla mahkememize tevzi edildiği, Yargılama sırasında 17.06.2016 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bend ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilerek,Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü, geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir. Görüldüğü üzere, 6719 sayılı Kanunun 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine eklenen 10. bend ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedeller konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirmiş; hem de, geçici 20. maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, Kanunun 17/06/2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş, dava konusu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 26. maddesi hükmüne göre; hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başkasına karar veremez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural; sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturan her bir alacak kaleminin dayanağını oluşturan vakıalar yönünden de uygulanır.
Somut olayda; davacı, davaya konu kayıp-kaçak bedellerin alınmasının yasal olmadığının yargı mercilerince verilen kararlar ile belirlendiğini ileri sürerek, işbu davayı açmıştır. Diğer bir anlatımla, kayıp-kaçak bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen tarifelere göre alınması gerekenden fazla alındığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır. Yargılama sırasında da vakıalar yönünden davasını ıslah etmemiştir. Yapılan ıslah miktara ilişkindir. Bu nedenle mahkemece yerindelik denetimi doğuracak şekilde hedef kayıp kaçak oranlarını aşan kısım yönünden yargılama yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/5200 E. – 2019/115 K.2018/7702 E-2019/4792 K…sayılı ilamları da bu doğrultudadır.
Davalının husumete ilişkin yapılan değerlendirmede ise, davalının tedarikçi sıfatını haiz olduğu, davacıdan tahsil edilen kayıp- kaçak bedelinin iadesi bakımından somut olayda pasif husumet ehliyeti bulunduğu, bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliklerinin, dava konusu hakkın özünü ortadan kaldırdığı açıktır. Diğer bir anlatımla, geçmişe etkili yeni yasa nedeniyle dava konusuz kalmıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. sayılı ilamında belirttiği üzere, “Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve maktu vekalet ücretine” hükmedilmesi gerekir. Bu sebeple mahkemece “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi ve HMK 331/1 maddesi uyarınca yargılama gideri ve maktu vekalet ücretinin haksız tarafa yükletilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, esas hakkında; “dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının yaptığı yargılama gideri ile karar tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, dair karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40TL maktu karar harcının, peşin ve ıslah ile alınan toplam 1.010,84 TL harçtan mahsubu ile artan 956,44 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan maktu 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.057,20 TL ( 54,40 TL KH, 27,70 TL BH, 4,10 TL VH, 750,00 TL BK, 221,00 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır