Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/457 E. 2020/648 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/457
KARAR NO:2020/648

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:30/12/2013
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, dava dışı … A.Ş.’ye ait emtiaları sigortaladıklarını, dava dışı bu firma ile davalı … arasında asansör yapım sözleşmesinin yapıldığını, asansörün kurulacağı kuyuya yağmur suyunun dolması nedeniyle dava dışı sigortalıları … A.Ş.’ye ait asansörlerin hasar gördüğünü, hasar bedeli olarak kendi sigortalılarına 18.01.2013 tarihinde 6.519,86 USD karşılığı olarak 11.416,27 TL ödeme yaptıklarını, ödeme tarihinden itibaren işleyen 678,11 TL faiz ile birlikte toplam 12.094,68 TL’nin taraflarına ödenmesi için …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı şirketin itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını ve % 20 oranında icra inkâr tazminatı talep ettiklerini belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ya göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla sigorta tazminatı alacağı davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, sigorta poliçesini, Asansör Temin ve Tesis İşi Sözleşmesini, ekspertiz raporunu, ödeme dekontunu delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ya göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla sigorta tazminatı alacağı davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu madde kapsamında iki dava koşulu bulunmaktadır. Bunlardan birincisi sigorta şirketinin kendi sigortalısına sigorta tazminatı ödemiş olması, ikincisi de kendi sigortalısının zararın doğmasına neden olan olay nedeniyle dava açma hakkında sahip olmasıdır.
Davacı … şirketi yapmış olduğu sigorta tazminatı ödemesini dosyaya sunduğu banka dekontuyla kanıtlamaktadır. Meydana gelen olayda davalıya asansör yapım işini üstlenen sigortalı dava dışı … A.Ş.’ye ait asansör ekipmanları iş bitmeden önce yağmur suyu nedeniyle zarar görmüş olup meydana gelen zararda davalının kusuru varsa 6098 sayılı TBK m. 49’a göre haksız fiil sorumluluğu nedeniyle dava açmakta hukuki yararı olacaktır. Bu nedenle sigorta tazminatını ödeyen davacı … şirketi 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre dava dışı sigortalının haklarına halef olacağından davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunacaktır.
Dava konusu olayda kusur durumunun tespit için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. 11.01.2016 tarihli makine mühendisi bilirkişi raporunda yağış nedeniyle meydana gelen zarardan davalının sorumlu olmadığını, toplam zararın ise 12.094,68 TL olduğunu tespit etmiştir.
Hazırlanan 12.04.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise meydana gelen zarardan davalı ile dava dışı sigortalının birlikte sorumlu oldukları davalının sorumluluğunun % 40, dava dışı sigortalının sorumluluğunun ise % 60 oranında olduğu, bu oranlara göre davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının 4.566,50 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosyanın görevsizlik nedeniyle Yargıtay’dan bozularak dönmesi sonrasında dosya tekrar mahkememizce makine mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişilerden oluşan heyete verilmiş ve bilirkişilerden; daha önce hazırlanmış olan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, … Genel Şartnamesi hükümlerinin dava konusu olayda uygulanıp uygulanmayacağının tespiti, … Genel Şartnamesinin uygulanması durumunda meydana gelen hasardan kimin ne oranda kusurlu olduğunun tespiti ve kusur miktarının değerinin tespiti istenilmiştir.
Hazırlanan 14.09.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; yağmur sularının inşaat çatı kısmına toplandığı ve giderlerden suların tahliye olamaması nedeniyle bu alanda toplandığının belirlendiği, çatı teras kısmında açık olan boşluk kısımlara yağmur sularının dolması akabinde yağmur sularının bu kısımda yoğunlaşarak beton zemine işlediği, zemine işleyen suların asansör beton kuyu kısmından kabin ve elektronik kısımlara sirayet ettiği, dolayısıyla dava konusu olayın meydana gelmesinde dava dışı sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilerek dosyada bulunan ve çelişkisi giderilmesi istenilen önceki raporlardan 19.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin yerinde olduğu, davalının % 100 oranında kusurlu olduğu, zararın 11.416,27 TL olduğu, … Genel Şartnamesinin kamu ihalelerinde uygulanmakta olduğu, özel sözleşmelerde uygulanması için sözleşmede hüküm bulunması gerektiği, davalı ile dava dışı sigortalı arasında yapılan sözleşmede bu şartnamenin uygulanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK m. 49’a göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Bu madde kapsamında dava konusu olay sonucunda davacının sigortalısı nezdinde bir zarar oluştuğu, zarara davalının kusurlu hareketinin neden olduğu, zarar ile davalının kusurlu hareketi arasında uygun nedensellik bağının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle sigorta tazminatın ödeyen davacı … şirketinin 6102 sayılı TTK m. 1472 kapsamında kendi sigortalısının haklarına halef olarak ödediği sigorta tazminatı için dav açmakta ya da doğrudan icra takibi yapmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Hazırlanan 19.01.2014 ve 14.09.2020 tarihli bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde tam kusurlu olan davalının davacın sigorta şirketinin kendi sigortalısına ödediği sigorta tazminatından 6098 sayılı TBK m. 49 ve 6102 sayılı TTK m. 1472 uyarınca hukuken sorumlu olduğu anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 11.416,27 TL asıl alacak ve 678,41 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 12.094,68 TL alacak talebinde bulunmuştur. Davacı faiz talebinin başlangıç tarihini icra dosyasında sigorta tazminatını ödeme tarihi olan 18.01.2013 olarak kabul etmiş ve bu tarihten itibaren faiz işletmiştir. Bu nedenle davalı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 117’ye göre icra takibi ile temerrüte düşmüş olup takip tarihinden itibaren faiz talebi kabul edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının görevsizlik kararı ile geldiği …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararında davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 4.566,50 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmişse de mahkememiz dosyasının temyiz incelemesinin yapıldığı Yargıtay 11. HD’nin 2017 / 2073 Esas; 2018 / 7622 Karar sayılı kararında sadece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15.03.1972 gün ve 1968/1-277-176, 01.03.1995 gün ve 1995/7-641-117, 23.01.2002 gün ve 2001/1-1010-2002/1, 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı yerleşik kararları doğrultusunda görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hata gibi usul kurallarının kamu düzeni ile doğrudan bağlantılı olması nedeniyle Yargıtay 11. HD’nin verdiği görevsizlik kararı taraflar yararına usulü kazanılmış hak oluşturmayacağından yapılan yargılama sonucunda ortaya çıkan maddi gerçeğe göre görevsizlik kararı veren …. Asliye Hukuk Mahkemesinin önceki kararından farklı hüküm oluşturulmuştur.
Dava konusu sigorta tazminatı alacağının yargılamayı gerektirir nitelikte olması ve bilirkişi incelemesinden sonra sigorta tazminatı miktarının tespit edilebilir olması nedeniyle davacı tarafın talep konusu alacağının likit olmadığı anlaşılmakla davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmemiştir.
Dosyanın Yargıtay’dan görev konusunda bozma kararı verilerek mahkememize gelmesi nedeniyle davanın açıldığı tarihe göre arabuluculuk ön koşulu aranmamıştır.
Yargıtay’ın bozma kararının davanın esasına ilişkin olmaması ve usulle ilgili olması nedeniyle kanun yolu olarak Yargıtay değil Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 826,19-TL nispi karar harcından peşin alınan 146,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 680,03-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.035,40-TL’nin ( 24,30-TL BVH, 3,75-TL VH, 146,15-TL Peşin Harç, 461,20-TL Tebliğ ve Posta, 3.400,00-TL BK) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır