Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2020/276 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/238
KARAR NO : 2020/232

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/10/2013
KARAR TARİHİ : 04/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22/02/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin murisi …’un vefat ettiğini, aracın ZMMS poliçesi olömadığını, başvuru üzerine 30/01/2013 tarihinde toplam 64.771 TL ödeme yapıldığını, ödemenin cüzi olduğunu , davacının murisin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, davacı … için 600.00 TL , davacı …’ için 200.00 TL, davacı …’ için 200.00 TL.nin davalının ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ibranamenin geçerli olduğunu, olayda murisin tam kusurlu olduğundan destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddinin gerektiğini, alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden davanın reddinin gerektiğini, tüm zararın müvekkili tarafından karşılandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle malul kalan davacıya maddi tazminat ödenmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememiz 06/05/2014 tarihli ara kararı ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde davacının müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı bedelin varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
05/08/2014 tarihli bilirkişi raporundan özetle; 22.10.2012 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden …’un geride kalan davacı hak sahiplerinin davalı …’nın sorumluluğunda olduğunu, destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve Gerçek maddi zararın davacı Eş …’un nihai ve gerçek maddi zararının 16.587,04 TL olduğunu davacı Kızı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 21.007,56 TL olduğunu, davacı Kızı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 24-259,00 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı yanca rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi gönderilmiştir.
Mahkememiz 20/10/2014 tarihli ara kararı gereğince davalı yanın itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmiştir.
06/05/2015 tarihli bilirkişi ek raporundan özetle; 22.10.2012 tarihinde meydana gelen Trafik kazası sonucu vefat eden …’un geride kalan davacı hak sahiplerinin destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve Gerçek maddi zararın davacı Eş …’un nihai ve gerçek maddi zararının 14.101,48 TL olduğunu davacı Kızı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 18.328,52 TL olduğunu, davacı Kızı …’un nihai ve gerçek maddi zararının 21.119,64 TL olduğu görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği davacı yanın ek rapora karşı itiraz dilekçesi sunduğu görüldü.
Mahkememiz 15/06/2015 tarihli ara kararı gereğince kök ve ek raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için bilirkişi ek raporu alınmasına karar verilmiştir.
20/10/2014 tarihli ara karar ve davalı yan itirazları doğrultusunda hazırlanan 06/04/2015 tarihli ek raporda kazanın meydana geldiği 22/10/2012 tarihinden itibaren ödemenin yapıldığı 29/01/2013 tarihine kadar uygulanan yasal asgari ücretlere göre ödemenin yapıldığı tarihe kadar uygulanan yasal asgari ücretlere göre müteveffanın kazançları belirlenerek davacı hak sahiplerinin destekten yoksunluk tazminatının hesaplandığını, her iki rapor arasındaki farklılığın yasal asgari ücretler ve ödemenin yapıldığı tarihteki verilere göre kazanç tespitinden kaynaklandığını bunun bir çelişki olmadığını, 05/08/2014 tarihli kök rapor ve 06/04/2015 tarihli ek raporlarda değişikliğin gerekmediği görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi ek raporunun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görüldü.
Davacı vekili 19/08/2014 tarihli ıslah dilekçesinde; yapılan bilirkişi incelemesi ile müvekkilleri için alınması gerekli destekten yoksun kalma tazminatının, … için 16.587,04 TL, … için 24.259.00 TL, … için 21.007.86 TL olduğunun tespit edildiğini, dava değerini arttırdıklarını açıklamış, bu miktar üzerinden nispi harcını tamamlamıştır.
Mahkememizin …Esas, … karar sayılı ve 06/06/2016 tarihli kararından özetle;” İddia, savunma, dosya içeriği delil ve belgeler, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının murisi …’un 22/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiği, geriye mirasçı olarak kalan davacı eşi ve kızlarının desteğinden yoksun kaldığı, davalı … karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabileceği, ölenin yaşı, buna bağlı destek süresi ve geliri dikkate alındığında davacı davacı eş …’un nihai ve gerçek maddi zararının 14.101.48-TL, davacı kızı … ‘un nihai ve gerçek maddi zararının 21.119.64 TL, davacı kızı …’ un nihai ve gerçek maddi zararının18.328.32 TL olduğu anlaşılmakla , davacıların bu miktar destekten yoksun kalma alacağının , davalı kuruma başvuru tarihi 28/11/2012 tarihinin 8 iş günü sonrası 10/12/2012 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği saptandığından, bu tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekmiştir.” kararı verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığı 2016/14690 Esas 2019/377 Karar sayılı 21/01/2019 tarihli ilamında özetle; hükmün gerekçe kısmında davalının yasal faizden sorumlu tutulduğu belirtildiği halde, hüküm fıkrasında avans faizinden sorumluluğa karar verilmesi suretiyle, kararın gerekçesi ile sonucu arasında çelişki yaratıldığının görüldüğünü, bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderildiği davalıya husumet yöneltilmesine yol açan aracın tescilsiz motorsiklet olması itibariyle ticari araç olarak kabulü mümkün olmadığından, davalının yasal faizden sorumlu olacağı da dikkate alınmak suretiyle bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Destekten yoksun kalma tazminatı,TBK m. 53/f.1-b.3 ‘te haksız fiilin ölümle sonuçlanması durumunda istenebilecek zarar kalemleri düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsa bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.01.2013 gün ve 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar sayılı ilamları uyarınca)
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/14690E 2019/377 K 21/01/2019 tarihli bozma kararına uyularak İddia, savunma, dosya içeriği delil ve belgeler, davalının *e-imzalıdır *e-imzalıdır davadan önce davalılara ödediği bedel ile davacıların talep edebileceği gerçek zarar fahiş olduğu için alınan kök bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının murisi …’un 22/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiği, geriye mirasçı olarak kalan davacı eşi ve kızlarının desteğinden yoksun kaldığı, davalı … karşısında 3. kişi olarak tazminat talebinde bulunabileceği, ölenin yaşı, buna bağlı destek süresi ve geliri dikkate alındığında davacı davacı eş …’un nihai ve gerçek maddi zararının 16.587,04 -TL, davacı kızı … ‘un nihai ve gerçek maddi zararının 24.259,00 TL, davacı kızı …’ un nihai ve gerçek maddi zararının 21.007,86- TL olduğu anlaşılmakla , davacıların bu miktar destekten yoksun kalma alacağının, kazaya karışan aracın tescilsiz motorsiklet olması nedeniyle davacının avans faiz talebi kabul edilmeyerek davalı kuruma başvuru tarihi 28/11/2012 tarihinin 8 iş günü sonrası 10/12/2012 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği saptandığından, bu tarihten itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı …’un 16.587,04 TL davacı …’un 24.259,00 TL, davacı …’un 21.007,86 TL alacağının 10/12/2012 tarihinden itibaren yasal faizi yürütülmek sureti ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.225,239 TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile alınan 232,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.022,939 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.841,01-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.061,7-TL’nin (24,30 TL BVH, 5,20 TL VH, 24,20 TL PH, 208,00 IH, 200,00-TL tebliğler, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır