Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/389 E. 2021/7 K. 11.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/389
KARAR NO:2021/7

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:25/06/2019
KARAR TARİHİ:11/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … Ticaret A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …’ın kendilerinden ilaç satın aldığını ancak bedelini ödemediğini, bunun üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, tarafların ticari defterlerini, faturaları, İlaç Takip Sistemi kayıtlarını, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelmesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve davamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” Davacı taraf davalı tarafa ilaç satışı yaptığını ve bedelinin tarafına ödenmediğini ileri sürmektedir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki niteliği itibariyle alım satım sözleşmesi niteliğindedir. Aynı maddeye göre sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.

Davacı taraf dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 49.896,55 TL asıl alacak talebinde bulunmuş işlemiş faiz talebinde bulunmamıştır.

Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve her iki tarafın da ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Her iki taraftan da ticari defterleri usulüne uygun şekilde istenildiği halde davalı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmamıştır. Hazırlanan 17.03.2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davacının takip tarihi olan 28.05.2018 tarihine göre davalıdan 49.896,55 TL alacaklı olduğu, davacının sunduğu faturaların tamamının davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Davacı defterlerinin bu maddeye uygun şekilde tutulduğu anlaşılmakla davacı defterlerinin kendisi lehine delil hükmünde olduğu kabul edilmiş ve bu kayıtlar hükme esas alınmıştır.

Faturalara konu ilaçların davalı tarafa teslim edilip edilmediğinin tespit için eczacı bilirkişi tarafından İlaç Takip Sistemi üzerinden inceleme yapılması için 21.05.2020 tarihinde ara karar oluşturulmuştur. Bilirkişiden davacı ve davalının ilaç takip sistemi üzerinde inceleme yapılarak dosya içindeki faturalara konu ilaçların davacı tarafından davalıya teslim edilip edilmediğinin tespiti ve dosya içindeki faturalara konu ilaçların davacı tarafından davalıya teslimi yapıldıysa ne kadarının tesliminin yapıldığının ve miktarını ne kadar olduğunun tespiti istenilmiştir. Hazırlanan 09.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının sunduğu ilaç kare kodlarını içeren CD içinde yer alan ilaçların İlaç Takip Sistemi üzerinden yapılan sorgulaması sonucunda 96 kalem 239 kutu ilacın irsaliyeler ve dava konusu faturalarla ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle de bu ilaçların hesaplamaya dahil edilmedikleri, 12.693,51 TL bedelli, 295 kalem ve 1348 kutu ilacın ise davalı eczane adına kayıtlı olmadığı, davacı taraf ticari defterlerine göre davacının alacaklı olduğu 49.896,55 TL’den davalı adına kayıtlı olmayan 12.693,51 TL tutarlı ilaç bedellerinin düşülmesi sonucunda geriye 37.203,04 TL kaldığı ve davacının alacağının 37.203,04 TL olduğu tespit edilmiştir.

6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak davacı defterlerindeki kayıtların aksi yine davacının delil olarak sunduğu İlaç Takip Sistemi üzerinde yapılan inceleme sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu nedenle İlaç Takip Sisteminde davalı eczane adına kayıtlı olmadığı tespit edilen 12.693,51 TL bedelli, 295 kalem ve 1348 kutu ilaca ilişkin davacı taraf ticari defter kayıtları hükme esas alınmamıştır.

6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Davalı taraf bu maddeye göre satın aldığı ilaçların bedelini ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin bir belge ya da delili dosyaya sunamadığından davalı adına kayıtlı olmayan 12.693,51 TL tutarlı ilaç bedellerinin düşülmesi sonucunda geriye kalan 37.203,04 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Alacağın faturaya dayanması ve likit olması, davalının davacı taraftan ne kadar ilaç aldığını ve ne kadarının bedelini ödemediğini bilebilecek durumda olmasına karşın icra takibinin tamamına itiraz etmesi iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin on birinci fıkrası yargılama giderleri ve vekâlet ücreti konusunda “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmünü getirmiştir. Dosyaya sunulan Arabuluculuk Son Tutanağı incelendiğinde davalı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinin tamamı davalı üzerinde bırakılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 37.203,04-TL üzerinden aynı koşullarda devamına,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 37.203,04-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşılmakla, davanın reddedilen kısmı için yargılama giderlerinin 6325 sayılı kanun madde 18/a’ya göre davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.541,34-TL nispi karar harcının peşin alınan 852,11-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.689,23-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.489,30-TL ( 2.200,00-TL BK ücreti, 289,30-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.856,03-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 902,91-TL ( 44,40-TL BH, 852,11-TL PH, 6,40-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.580,46-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan Ahmet Sait Ceylan’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 984,20 TL’nin davalıdan, 335,80-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır