Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/387
KARAR NO : 2020/44
DAVA : TESPİT
DAVA TARİHİ : 25/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı…A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …’nın şirketlerine ait çağrı merkezinde müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, sözleşmesini haksız olarak feshettiğini ve iş yerine gelmeyerek işten ayrıldığını, 15.03.2019 tarihinde davalının kendi @ posta adresinden şirket yönetici ve çalışanlarına @ posta gönderdiğini, bu @ posta da şirketi karaladığını, itibarını zedelediğini, küçük düşürücü sözlerde bulunduğunu, şirketle ilgili asılsız iddialarda bulunduğunu ve “Gelişmeleri bilmek isteyen sosyal medyadan beni takip edebilir” diyerek benzer davranışları sürdüreceğini açıkça ifade ettiğini, bu nedenle davalının bu tür eylemlerinin her türlü sosyal medyada durdurulması için haksız rekabetin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, yazılan @ postanın eleştiri niteliğinde olduğunu, davacı şirketin müşterilerine, kamuoyuna ya da tüketicilere gönderilmediğini, şirket çalışanları olarak bilinen kapalı bir guruba gönderildiğini, bu nedenle de haksız rekabetin koşullarının oluşmadığını, davacı şirketi karalamadığını, iş sözleşmesinin sona erme sürecini anlattığını, bu nedenlerle de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 56/I-b maddesine göre haksız rekabetin meni davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, davalı tarafından gönderilen 15.03.2019 tarihli @ postayı ve … Noterliğinin 20.03.2019 tarih ve …sayılı ihtarnameyi delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, … Noterliğinin 01.03.2019 tarih ve… sayılı iş sözleşmesini fesih ihbarnamesini, İstanbul … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasını, yemin delilini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 56/I-b maddesine göre haksız rekabetin meni davasıdır.
Davaya konu davalı tarafından gönderilen 15.03.2019 tarihli @ posta incelendiğinde; @ postanın davalının kendi @ posta adresinden liste@….com adresine dolayısıyla da çok sayıda davacı şirket çalışanına gönderildiği anlaşılmaktadır. @ postanın hedef kitlesinin davacı şirket yönetici ve çalışanları olduğu, davacı şirketin müşteri kitlesi ile tüketiciler olmadığı dolayısıyla rakip şirketler karşısında kendisini zayıflatacak ve müşteri kitlesinin kaybına neden olacak bir durum olmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle davaya konu @ postanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55 ve devamı maddelerinde yazılı haksız rekabet eylemleri kapsamına girmediği anlaşılmıştır.
Davaya konu @ postanın içeriği incelendiğinde; davalının çalışma ortamındaki iş arkadaşlarının çalışma yöntemleri ve tutumundan rahatsızlıklarını anlattığı, bu durumu davacı şirket yöneticilerine aktardığı, davacı şirket yöneticilerinden ise olumsuz cevaplar aldığı, bu nedenle de işten kendisinin ayrılmak zorunda kaldığı ve tazminatını alamadığını, anlattığı görülmektedir. Davaya konu @ posta bu yönüyle davalının iş yaşantısında yaşadığı sorunlara yönelik eleştiri niteliğinde açıklamalar olup haksız rekabete yönelik eylem niteliğinde değildir.
Davalı davaya konu @ postada “…koskoca Matriks bir çalışanının haklarını ödemekten imtina edecek bir kurum değil, hiç öyle olmadığını da biliyorum. Konu iki yöneticinin yaptıkları hatanın arkasında durma çabaları sonucu ortaya çıkan çirkin tablo. Yalnız bu iki yönetici resmi olarak Matriksi temsil ettiklerini unutuyorlar sanırım. Şuanda Matriks benden 10.000,00 TL tazminat istiyor resmi olarak, düşünebiliyor musunuz? Matriks ismini düşürdükleri durumu?” ifadelerine yer verdiği ve bu ifadelerde davacı şirketi karalamaya yönelik bir ifade bulunmadığı tam tersine davacı şirketin tanınmış ismine yakışmayacak davranışlarda bulunan iki yöneticisine yönelik eleştiri getirildiği görüldüğü anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eleştirinin hedefinin davacı şirket değil davacı şirketin yöneticileri olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu eleştirilerin davacı şirket yöneticilerini hedef almasının da haksız rekabet oluşturması için eleştirilerin davacı şirketin rakip şirketler karşısında kendisini zayıflatacak ve müşteri kitlesinin kaybına neden olacak sonuçlar doğurması gerekmektedir ki davacı taraf şirket yöneticilerine yönelik dava konusu @ postada ki eleştirilerin bu tür sonuçları olduğunu kanıtlayacak bir delili dosyaya sunabilmiş değildir. Bu nedenle @ postada yer alan bu ifadeler nedeniyle de haksız rekabet kurallarının ihlali söz konusu değildir.
Davaya konu @ postanın hedef kitlesi davacı şirketin çalışanları ve yöneticileridir. Bu nedenle @ postanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-b-2 ve 3 bendine göre @ postanın haksız rekabet eylemi kapsamında olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-b-2 ve 3’e göre; “2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak, 3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,” başlıca haksız rekabet halleri olarak kabul edilmiştir.
Davaya konu @ postada davalının şirket çalışanlarının ya da şirket yöneticilerinin işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltmeye ve bu durumdan yarar sağlamaya yönelik ifadeler bulunmamaktadır. Aynı şekilde davacı şirketin üretim ya da iş sırlarının ifşa edildiğini gösterir bir ifade de bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalının gönderdiği @ postanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-b-2 ve 3’e göre; haksız rekabet kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında dava açıldıktan sonra davalı tarafın facebook hesabından yaptığı paylaşımları davanın açılmasından sonra gerçekleşmiş olmasını gerekçe göstererek dosyaya delil olarak sunmuştur. İncelenen facebook paylaşımlarında da 6102 sayılı TTK m. 55 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan haksız rekabet hükümlerini ihlal eden bir durum bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 44,40-TL harçtan mahsubu ile eksik 10,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
*e-imzalıdır
Hakim …
*e-imzalıdır