Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/353 E. 2021/542 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/353 Esas
KARAR NO : 2021/542

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/06/2019
KARAR TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait … plakalı aracın 09.12.2018 tarihinde has arlanmış olup yanma sebebiyle ağır hasar oluştuğunu, müvekkiline ait aracın davalı şirket ne/.dındc kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, hasar sonrasında müvekkilinin davalıya müracaat ettiğim ve hasar dosyasının açıldığını, 13.03,2019 tarihinde başvurunun reddedildiğini çünkü aracın bakımsızlık ve yağsızlık sebebiyle yandığının belirtildiğini ancak bu kanaate nasıl ulaşlıklarını anlayamadıklarım, hasarın aracın u! ıımııduiı 7 ay sonra gerçekleştiğini ve rutin bakımının bile gelmediğini, bu nedenle başvurunun reddinin haksız olduğunu, ekspertiz incelemesi sonucunda araçta tespit edilen parça bedelinin KDV dahil toplam 756.391,05 TE olduğunu, aracı vc faturayı alabilmek için müvekkilinin bedeli ödemek zorunda kaldığım, dava açabilmek için arabuluculuk kurumuna gidildiğini ancak davalı şirketin katılmadığım, poliçe genel şartlara göre aracın perle çıktığım, sovtaj bedelinin aracın hasar tarihindeki piyasa rayicinin işlenmiş faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, kasko sigorta poliçesi kapsamında hasar tazminatının tazmini davası niteliğindedir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … Sigorta hasar dosyası, … A.Ş. Cevabi yazısı celp edilmiş, tazminatın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 03/07/2020 tarihli raporda ” Dava konusu araçtaki yangın olayının kasko sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığı ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, 15/01/2021 tarihli ek raporda “Dava konusu araçtaki yangın olayının kasko sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığı ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı tarafın itirazları doğrultusunda dosya ATK Araç Teknik Kontrol Laboratuar Dairesine gönderilmiş ise de 22/03/2021 tarihli raporda ” meydana gelen olayın kazası trafik kazası olmadığı, konusu itibarı ile Kurumumuz bünyesinde bulunan ihtisas dairelerimizin görev alanı dışında kaldığı görüldüğünden, olay hakkında herhangi bir değerlendirme yapılamamıştır ” görüşü bildirilmiştir.
HMK nun 1. maddesi “(1)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır.
6102 Sayılı TTK nun 4. maddesinde ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumu düzenlenmiştir. TTK nun 4. maddesine göre; Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Yine tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; TTK ndan, TMK nun 962–969. maddelerinden, TBK nun 202, 203, 444, 447, 487–501, 515–519, 532–545, 547–554, 555–560 ve 561–580. maddelerinden, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuattan, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerden ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.
TTK nun 5. maddesinde de ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi kurumundan hareket ederek asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu dava ve işler düzenlenmiştir. TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Yine özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
TTK’nın 4. maddesi incelendiğinde, üç grup ticarî davanın bulunduğu, ayrımın 1- Mutlak Ticari Davalar, 2- Havale, Vedia ve Fikir ve Sanat Eserlerine İlişkin Haklardan Doğan ve Bir Ticarî İşletmeyi İlgilendiren Davalar 3- Nispi Ticari Davalar olarak yapılabileceği, tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davaların (mutlak ticarî davalar); ticarî sayılması için en azından bir ticarî işletmeyi ilgilendirmesi gereken davalar ve her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar (nispî ticarî davalar) olarak nitelendirilebileceği, Mutlak Ticarî Davaların, 6102 Sayılı TTK’ nın 4/1.a bendinden f’ bendine kadar sayılan hususlardan doğan davalar ile özel kanun hükümleri gereği (Mutlak) ticarî sayılan davalar olarak ikiye ayrılabileceği, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın belirtildiği gibi bu tür davaların mutlak ticarî dava sayılacağı ve Ticaret Mahkemelerinin görevine gireceği, havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan uyuşmazlığın ticarî dava sayılabilmesi için, uyuşmazlığın, taraflardan birinin ticarî işletmesiyle ilgili olması koşulu aranmayacağı (TTK 4.1, son cümle), nispi ticari davalar ile ilgili olarak ise; TTK 4/1 Maddesinde yer alan hükme göre “her iki tarafın da ticarî işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının” ticarî dava sayılacağı, taraflardan yalnız birinin ticarî işletmesi ile ilgili olarak yasada sayılanlar dışında sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların, ticarî davaya vücut vermeyeceği, taraflardan birinin ticarî işletmesini ilgilendiren bu tür sözleşmelerin, her ne kadar TTK 19.2 uyarınca diğer taraf için de ticarî iş sayılırsa da, bu durumun, davanın TTK 4/l’e göre (nispî) ticarî dava sayılmasını gerektirmeyeceği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı,
Aynı yasanın 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, Geçici 1/1 Maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder.” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu hükümleri somut olayla birlikte değerlendirildiğinde; davalının yanma neticesinde ağır hasarlandığını iddia ettiği… plakalı aracın tescil kayıtlarına göre hususi araç olduğu, zaten 16/07/2020 tarihli dilekçesinde davacının,aracı oğlunun kullanımında olduğunu beyan ettiği, aracın ticari olmadığı gibi ticari amaçla da kullanılmadığı, ticari ve mesleki amaç ile hareket etmemesi nedeni ile anılan yasanın 3/1-k Maddesine göre tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, 3/1-ı maddesine göre tüketici ile ticari amaçla hareket eden kamu-özel gerçek veya tüzel kişileri arasında kurulan sözleşmesinin tüketici işlemi olarak tanımlandığı, 73/1 Maddesinde tüketici işlemine ilişkin davaralara Tüketici Mahkemeleri tarafından bakılacağının hüküm altına alındığı, göreve ilişkin kuralı daha da tartışmasız hale getiren 83/2 Maddesi hükmü ile de “diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi” 6502 Sayılı Yasanın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağının açıkça belirtildiği, sonuç olarak tüketici olan davalının kasko sigortalı aracının ticari olmadığı ve ticari amaçla kullanılmadığı açılan davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması nedeni ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dava dilekçesinin görev yönünden Usulden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Talep halinde ve karar kesinleştiğinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMELERİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Artan gider avansının dosyasına aktarılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip