Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/350 E. 2021/541 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/350
KARAR NO : 2021/541

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 18/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket’in Finans Müdürü (Mali İşler Müdürü (…) …’ye ait olan “…” e-posta adresinin özellikle yanıltıcı olması amacıyla aynen taklit edilmiş olup, yalnızca fark edilemeyecek şekilde değiştirilerek …” (“Sahte E-posta Adresi”) e-posta adresinden Müvekkiline bir e-posta gönderilmek suretiyle dolandırıcılık suçu işlendiğini, şüphelinin, sahte E -Posta Adresi aracılığıyla …’ın Genel Müdürü olan …’a e-posta göndererek Müvekkil Şirket adına …Şirketi’nin hesabından “…A.Ş.” hesabına acilen 213.915.00-Euro tutarında bir ödeme yapması talimatını verdiğini, ödemenin gerçekleşmesi öncesinde sahte E-posta Adresi’nden …’a 213.915,00-Euro tutarını içeren sahte bir fatura da gönderildiğini, bu faturanın ekte sunulduğunu, …’dan geldiği düşünülen bu e-posta ve sahte olduğu sonradan anlaşılan sahte fatura dikkate alınmış olduğunu, Müvekkili tarafından unvanı sözde …A. Ş. olan ve sözde Türkiye’de faaliyet gösteren şirket hesabına 22 Ağustos 2017 tarihinde 213.915,00-Euro tutarında ödeme yapılması yönünde transfer talimatı davalı bankaya aracı banka … kanalıyla iletildiğini, ödemenin, davalı bankada sahte bilgilerle açıldığı anlaşılan sahte hesaba yapıldığını, para transferinin gerçekleştiği günün ertesi gününde, Rebecca Sbarpe tarafından bu e-posta yazışmaları öğrenildiğini ve Müvekkil Şirket’in e-posta adresi üzerinden internet dolandırıcılığına maruz kaldığı fark edildiğini, Müvekkil Şirket’in bir dolandırıcılık eylemine maruz kaldığı fark edildikten sonra Müvekkilinin bu işlemi geri almaya çalıştığını ve Davalı Banka nezdinde açılan dolandırıcılık amaçlı Sahte Hesaba yapılan para transferinin iadesi için Davalı Banka ile iletişime geçtiğini, ancak Şirket’in çabaları sonuçsuz kaldığını, ayrıca Şirket adına ödemeyi yapan Şirket’in ana şirketi olan …Şirketi, bu dolandırıcılığı derhal sırasıyla …’ne ve …Polisi’ne bildirdiğini, Müvekkil Şirket tarafından davalı bankaya … 25.Noterliği’nden … yevmiye numaralı ve …tarihli ihtarname gönderilerek paranın iadesi talep edildiğini, davalı banka tarafından söz konusu ihtarname tebliğ alınmış olmasına rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, 4 Aralık 2017 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyuruşunda bulunulduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı …soruşturma numaralı dosyası kapsamında ilgili suça ilişkin soruşturma yürütüldüğünü, … Arabuluculuk Bürosu’na …. tarihinde uyuşmazlığın çözümü amacıyla başvurulmuş ancak 16.04.2019 tarihinde yapılan görüşmede davalı banka ile dava konusu üzerinde anlaşılamadığını beyan ederek davalı bankanın dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlali nedeni ile Müvekkili’nin uğramış olduğu zarar olan 213.915,-Euro’nun fiilin gerçekleştiği tarihten fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının Euro para birimi ile açılmış ve bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemlerin davacı tarafın basiretli tacir sıfatına uygun olmayan kusur ve davranışları neticesinde ve kendi rızasıyla meydana geldiğini, dava konusu işlemlerin müvekkilinin sistemleri üzerinden değil, bizatihi davacı tarafın kendi içerisindeki işlemler neticesinde kendi bankası aracılığıyla gerçekleştirildiğini, dava konusu transfer işlemine sebep olan elektronik postanın …’dan geldiği düşünüldüğünü, sahte olduğunun farkına varılmadığını, ertesi gün farkına varıldığında ise transfer işlemi gerçekleştiğini, hâl böyleyken kendi kusuruna ve sorumsuzluğuna rağmen davacı tarafından müvekkiline kusur izafe edilmesi hukuken kabul edilemez nitelikte olduğunu, Yargıtay içtihatlarının tetkiki ile görüldüğü üzere, kişinin kendi kusuru sebebiyle bir işlemin yapılması halinde söz konusu işlem sebebiyle üçüncü kişilere kusur izafe edilemeyeceğini, bu bakımdan davacı tarafın kendi içerisindeki faaliyetlerinde gerekli özen ve sorumluluğu göstermeksizin para transferini gerçekleştirdiği dikkate alındığında müvekkiline herhangi bir şekilde kusur izafe edilemeyeceğini, davacı tarafın gerçekleştirdiği hatalı işlemin neticesine katlanmakla yükümlü olduğu izahtan vareste olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacı tarafın iddiasının doğru olduğu kabul edilse dâhi, davacı tarafın basiretli tacir sıfatını haiz olarak özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi sebebiyle dava konusu transfer işlemi ile bankanın yükümlülükleri arasındaki illiyet bağı ortadan kalktığını, illiyet bağının ortadan kalkması halinde bankanın özenine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılamayacak olup, davanın reddine karar verilmesi gerekeceğini, müvekkilinin dava konusu transfer işleminin gerçekleştirildiği hesabı ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak açtığını, bununla birlikte transfer edilen tutarın iadesi ancak yargı tarafından tesis edilebilecek karar ile mümkün olabildiğini, aksi takdirde müvekkil bankanın 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na aykırı olarak işlem yapmış olacağını, bununla birlikte müvekkil bankanın temin edilen bilgiler doğrultusunda anılan hesap üzerine bloke koyduğunu, dolayısıyla müvekkil bankanın herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu para transferi işleminin yapıldığı hesabı MASAK mevzuatı ve diğer sair mevzuata uygun olarak kimlik tespiti de dâhil olmak üzere gerekli tüm denetimleri eksiksiz olarak gerçekleştirerek açtığını, nitekim müvekkil banka nezdinde açılan hesabın bireysel bir hesap olup, ticari hesap niteliğinde olmadığını, davacı tarafından transfer işlemi gerçekleştirildikten sonra … ve … mercileri tarafından yürütülen soruşturmalara ilişkin belgeler ile müvekkillinin bilgilendirilerek ücretin iadesi talep edildiğini, ancak bu belgelerin tedbir niteliğinde veya paranın iadesini içeren kesinleşmiş bir Mahkeme kararı niteliğinde olmadığını, dolayısıyla müvekkil banka tarafından anılan tutarın iadesi mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkil bankaya konuya ilişkin başvurulduğunda müvekkilinin herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek adına transfer işleminin gerçekleştirildiği hesaba bloke koyduğunu, ancak davacı tarafından müvekkil bankanın bilgilendirildiği tarihe kadar hesaptan belirli bir miktar para çekildiğini, zira transfer edilen 213.915,00 Euro’nun müvekkil bankaya geldiği tarihten davacı tarafın bankayı bilgilendirdiği tarihe kadar 21.674,78 Euro tutarında işlem gerçekleştirildiğini, hâli hazırda 192.240,22 Euro’nun hesapta olduğunu, blokede bulunduğunu, dolayısıyla davacı tarafın mesnetsiz iddiaları kabul edilemez nitelikte olduğunu, nitekim davacı tarafın … işlemi de dahil olmak üzere iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin 5411 sayılı Kanun, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, yönetmelikler ve MASAK mevzuatı ile diğer mevzuata uygun olarak tüm işlemleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı tarafın iddialarının hukuka aykırı olduğu izahtan vareste olduğunu, hâl böyleyken davacı tarafından haksız ve hukuki mesnetten yoksun olarak ikame edilen işbu davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, haksız ve hukuk mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … CBS … Soruşturma sayılı dosyası, … bankası cevabi yazısı celp edilmiş, 22/08/2017 tarihinde “… ” yoluyla gerçekleştirilen para transferi işleminde davalı bankanın kusuru bulunup bulunmadığı, kendi üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, alacağın iadesinin mümkün olup olmadığı yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 16/04/2020 tarihli raporda ” Dava konusu para transfer işleminde; gönderici tarafın girdiği alıcı banka hesap bilgileri ile para transferinin yapıldığı hesap bilgilerinin iban numarası dışında özellikle ismin tam olarak örtüşmemesi, davalı bankanın bu yönde herhangi bir doğrulama yapmadan, yani gönderici banka üzerinden bu durumu teyit ettirmeden söz konusu işlemin şüpheli işlem olarak değerlendirilmeyip işlemin onaylanmasına izin verdiği, Dava konusu ile ilgili 22/08/2017 tarihinde ’’… “yoluyla gerçekleştirilen para transferi işleminde, davalı bankanın kusuru olduğu, kendi üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmediği, alacağın iadesinin mümkün olduğu.” görüşü bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi için yeni bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, alınan 11/01/2021 tarihli ek raporda ” Dava konusu olayda, davacı tarafından davalı banka müşterisine gönderilen IBAN bilgisinin ve alıcıya ait isimlerin doğru ve işlemin sıhhati açısından yeterli olduğu, alıcıya ait isim bilgisinden sonra yer alan üç harfin transfer işlemini şüpheli hale sokmayacağı, 2. Yerleşik bankacılık teamüllerine göre, davalı bankaya dava konusu işlem ile ilgili olarak bir kusur yüklenemeyeceği, davalı bankanın kendisine yapılan bildirim sonrası müşterisine ait hesaplara bloke koyduğu, davalının yaptığı işlemin bankacılık kurallarına uygun olduğu, kendi üzerine düşen dikkat ve özeni gösterdiği, 3. Davalının müşterisi adına olan Euro hesabındaki kalan bakiye kadar kısmını (192.240,22 EURO) Sayın Mahkemenin hükmü ile davacıya iade edebileceği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde,açılan dava,meydana gelen haksız fiil çerçevesinde davalı bankanın ağır kusuru nedeniyle verdiği zararın tazmini istemine ilişkindir. Dolandırıcılık eylemi ile davacı şirketin finans müdürü olan … ‘nin e-posta adresinin taklidi suretiyle yeni bir e-posta adresi oluşturularak şirketin genel müdürüne e-mail gönderilmiş ve “… A.Ş. “hesabına 213.915 Euro ödeme yapılması talimatı verilmiş, bu talimata istinaden davacı şirkete … Bank aracı banka olmak üzere davalı bankaya transfer talimatı verilmiş ve … yoluyla işlem 22/08/2017 tarihinde gerçekleştirilmiştir.Aynı gün 900 Euro ve bir sonraki gün 2.500 Euro çekilmiş, yapılan ihbar ile 192.240,22 Euro’ya bloke konulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu gerçekleşen bu haksız eylem çerçevesinde davalı bankanın kusurlu olup olmadığı hususudur. Uluslararası Finans ve Bankacılık alanında uzman bilirkişinin dahil olduğu bilirkişi heyetinden alınan raporda da oldukça ayrıntılı olarak açıklandığı üzere … aracılığı ile para gönderirken Alıcı Bilgisi, Alıcı Banka,Swift kodu ve Akcı İBAN numarasına ihtiyaç olduğu,transfer talimatında yer alan İBAN no ile transferin gerçekleştirildiği İBAN no’nun aynı olmasına rağmen Transfer Talimatında Alıcı Bilgisi John Derbant hesabına gönderildiği, fakat normalde Alıcı tarafından gönderilen algoritma ile sistem belli bir uyuşmazlık tespit ettiğinde uyarı verip gönderiyi otomatik olarak reddetmesi gerekirken baştaki ilk iki kelime olanJohn Derbant kısmı ile İBAN numarasının uyuşması ve Alıcı bilgisinde yer alan sondaki 2 veya 3 harfin farklı olmasının sistemin işlemi sonlandırması için yeterli olmadığı, bunun nedeninin de farklı dillerdeki farklı yazı karakterlerinin olması ve yine Türkiye’deki şirket unvanlarının uzun olup…mesajında bunun tamamının yer almasının mümkün olmaması gibi nedenlerle işlemin şüpheli işlem olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, davalının bankacılık teamcüllerine uygun davranmış olduğu, davalıya bu işlem nedeniyle bir kusur yüklenemeyeceği anlaşılmıştır. Davalı banka yasa ve teammüller çerçevesinde hareket etmiş olduğundan doğan zarardan sorumlu olamayacağından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca davalı banka nezdinde bloke konulan ve mülkiyeti davacı tarafa ait olan bedel yönünden karar kesinleştiğinde davacıya iadesine yönünde hüküm kurmak gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
Davalı tarafça iade edileceği belirtilen ve sahtecilik işlemine konu bankacılık işlemi nedeniyle bloke altında tutulan mülkiyeti davacı tarafa ait 192.240,22-EURO ‘nun davacı tarafa karar kesinleştiğinde iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 24.083,65 TL harçtan mahsubu ile artan 24.024,35 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 82.158,96 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.400,00 TL (bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/06/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …