Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/341 E. 2021/588 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/341
KARAR NO:2021/588

DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ:10/06/2019
KARAR TARİHİ:29/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi …’in olay tarihinde sevk ve idaresinde bulunan zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi olmayan… plaka sayılı Traktör ile 19/08/2018 tarihinde seyir halindeyken … … … yolunun 3,1 kilometresine geldiğinde traktörün yolun sağına doğru yoldan sapması sonrasında sağ tarafın şarampolde sağ yanı üzerine devrilerek ters dönmesi neticesinde traktörün altında kalarak öldüğünü, dosyada bulunan mevcut kaza tespit raporuna göre müvekkilinin eşinin direksiyon hakimiyetini kaybederek şeridinden ayrılması ve yolun sağında bulunan şarampole aracın devrilmesine neden olduğundan 2918 sayılı kanunun 52/1-A (kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlerine, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak) kuralını ihlal ettiğinden kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin eşini elim kaza sonucu kaybetmekten dolayı tarifsiz acı duyduğunu ve ömür boyu da duyacağını, müvekkilinin yaşadığı acı ve üzüntünün telafisinin mümkün olmamakla birlikte hakkaniyet ilkesi gereği mahrum kaldığı desteğin zararının telafisi gerektiğini, …’in müeessif kaza sonucu ölmeseydi ailesinin geçimine katkıda bulunacağını, bu sebeple Mahkemece dosyanın aktüer bilirkişiye verilerek müvekkilinin alabileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasını, davalı kurum tarafından dava açılmasına sebebiyet verdiği için kazadan dolayı sorumluluğu ve faiz sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle faizin başlangıç tarihinin belirttikleri üzere olay tarihinden hesaplanması gerektiğini, aksi düşünce oluşması halinde ise davalı kuruma müracaat edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiğini, müvekkilinin dava ve harç giderlerini karşılayabilme imkanı bulunmadığını, bu hususta Mahkeme tarafından yapılacak sosyal ve ekonomik araştırma sonrası da bu sonuca varılacağını, davanın bu nedenle adli yardım talebiyle açıldığını kaldı ki davalı tarafın kurum olup dava sonunda hükmedilecek harç ve yargılama giderlerinin tahsil edilememesi gibi bir durum söz konusu olmayacağından adli yardım talebinin değerlendirildikten sonra dikkate alınmasını, izah edilen nedenlerle davalı kurum aleyhine dava açmak zaruretinin hasıl olduğunu, belirsiz alacak davası kapsamında olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili eş … için 1.000TL destekten yoksunluk tazminatının (davalı kurum azami poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla) olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı kurudan tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı kuruma yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yargılamaya konu tazminat talebinin hukuki dayanağının, sözleşmeden değil, kanundan Kaynaklandığını, bu nedenle davacıların, üçüncü kişi sıfatını haiz olmasının mümkün olmadığından bahisle … hesabı’ndan tazminat talep etme hakları bulunmadığını, kaldı ki destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin trafik sigortası teminatı kapsamında da olmadığını, nitekim bu hususun gerek trafik sigortası genel şartlarında, gerekse karayolları trafik kanunu’nda yapılan değişiklikler ile yasal olarak da düzenlendiğini, öte yandan … hesabı tarafından davacılara tazminat ödemesi yapıldığı takdirde, zarara sebebiyet veren sürücünün mirasçıları olmalarından dolayı, yapılan ödeme oranında … hesabı tarafından kendilerine rücu edileceğini, bu nedenle davacıların alacaklı – borçlu sıfatlarının birleştiğini, hak sahiplerinin, … Hesabı’na başvuru haklarını, taraflar arası akdedilmiş bir sigorta sözleşmesinden değil, kanundan aldıklarını, keza … hesabının da hak sahiplerine ödemelerini, tarafların sözleşmeden doğan borcunun ifası olarak değil, … hesabı yönetmeliği’nin 14. maddesinde belirtilen “hesap tarafından gerekli inceleme yapıldıktan sonra, tazminat miktarında ve hak sahiplerinde tereddüt bulunmadığı takdirde belirlenen miktar, hak sahiplerine ödenir.” şeklindeki hükmü uyarınca gerçekleştirdiğini, somut olayda ise hak sahiplerine ödemelerini, sözleşmeden kaynaklı değil, kanundan doğan yükümlülüğünü yerine getirmekle yapan ve kazaya sebebiyet veren araçların işleteninin veya sürücüsünün zararlarını karşılamayan … Hesabı’nın, sözleşmeden doğmayan bir borçtan dolayı, YHGK’nın ilgili kararlarında belirtmiş olduğu “üçüncü kişi” sıfatını haiz olmayan davacılara ödeme yapma yükümlülüğü de bulunmadığını, huzurdaki davada müvekkili kurum aleyhine hüküm tesis edilir ve müvekkili kurumun davacılara tazminat ödemesine karar verilirse; gerçekleşecek olan ödemenin tahsili için müteveffa sürücünün kusuru oranında, müvekkili … Hesabı’nın, müteveffanın mirasçısı olan davacılardan tahsili gerekeceğini, Sürücünün mirasçıları olmaları sebebiyle, rücu etmesinin söz konusu olacağını, tazminat ödenecek ve daha sonra tahsil edilecek şahısların aynı kişiler olması, fiilen Borçlar Kanunu’nun 135. Maddesinde öngörülen sonucu doğurmakta ve alacaklı-borçlu sıfatları birleşeceğini, her ne kadar, davacıların, huzurdaki başvuruyu, zarar gören 3. şahıs olarak yapmış olsalar dahi, kendilerine yapılacak ödeme oranında, kazaya sebebiyet veren sürücünün mirasçıları olmalarından ötürü … Hesabı Md. 16 uyarınca tekrar mirasçı sıfatları nedeni ile … Hesabı tarafından rücu edileceğini, bu yönüyle rücu anlamında diğer özel sigorta şirketleri ile eş değer tutulmasının mümkün olmadığını, vefat eden sürücünün desteğinden yoksun kalan tarafından, sürücünün kusuru oranında ileri sürülen işbu destekten yoksun kalma tazminat isteminin, … Hesabı yönünden reddinin gerektiğini, tüm bu hususlardan da anlaşılacağı üzere alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmiş olup müvekkili … Hesabı’nın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, yapılacak yargılamada, müvekkili kurum aleyhine hüküm kurulması halinde, müvekkili kurumun ancak sorumluluğunu üstlendiği aracın kusuru oranında sorumluluğu bulunacağını, zarar görenin tam kusurlu olması halinde ise davacının tazminat talep hakkı bulunmadığını, Yargıtay’ın da kabul ettiği üzere bilirkişi raporları, çözümü özel ve teknik bilgiye dayanan konularda ve uzman bilirkişilerce yapılmalı ve bu doğrultuda kusur oranına ilişkin raporlar Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınarak tespit edilecek hukuki duruma göre karar verilmesi gerektiğini, işbu sebeple; Yargıtay’ın benimsediği görüşler doğrultusunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur durumuna ilişkin rapor alınmasını ve bu doğrultuda hüküm kurulmasını, davacı yanın dava dilekçesinde müteveffanın eşi lehine tazminat hesaplamasını talep ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müteveffanın eşi olan davacıya ayrılan destek payının oranının, başka destek olunacak kişiler olup olmamasına göre değişeceğini, bu sebeple müteveffanın nüfus kayıt örneğinin Sayın Mahkeme dosyası içerisine alınarak, müteveffanın varsa anne/babası ve çocuklarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, … Hesabı’nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılama neticesine aleyhe hüküm kurulması halinde, … Hesabı’nın sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle vefat hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı olduğunu, 19.08.2018 tarihinde meydana geldiği belirtilen kazaya ilişkin vefat ve maluliyet halinde teminat limiti kişi başına 360.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, aleyhlerine karar verilmesi durumunda … Hesabı’nın sorumluluğunun kaza tarihindeki poliçedeki teminat limitini aşamayacağını, davacı tarafın kaza tarihten itibaren faiz talebinin haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, davacı vekili tarafından destekten yoksun kalma tazminat talebi için yapılan başvuru üzerine dava konusu olayın müvekkili kurumun teminatı kapsamında olmadığından (teminat dışı olması sebebiyle) talebin karşılanmasının mümkün olmadığının bildirildiğini, hal böyleyken müvekkili … Hesabı’nın herhangi bir sorumluluğu bulunmamakta olup … Hesabı’nın temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceğini, öte yandan, söz konusu zararın haksız fiilden kaynaklanması, … Hesabı’nın kuruluş amacı ve faaliyeti gereği ticari bir şirket olmaması ve davacı ya da söz konusu kazaya ilişkin herhangi bir kimse ile arasında ticari bir münasebet bulunmaması nedeniyle … Hesabı aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, işbu sebeple; Sayın Mahkeme tarafından … Hesabı aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; 19/08/2018 tarihinde müteveffa …’in sevk ve idaresindeki traktörün yaptığı tek taraflı kazada vefat ettiği, murisi olan davacının ZMMS poliçesi bulunmadığından destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan talep ettiği, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğnudan ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; dava konusu hasar dosyası, kaza yerini gösterir fotoğraflar, ifade tutanakları Mahkeme dosyasına sunulmuştur.
… SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya ait SGK kayıtları celp edilmiştir.
… Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu… plakalı aracın trafik kayıtları celp edilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının sosyal ekonomik durum tespitinin yapılması istenilmiştir.
… Hesabına müzekkere yazılarak dava konusu hasar dosyası celp edilmiştir.
… CBS’ye müzekkere yazılarak … Soruşturma sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, 03/07/2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle; dosyada bulunan veriler ile birlikte keşif mahalli kaza yeri tetkik ve incelenmesinde bu kazanın oluşumunda… plakalı traktörün sürücüsü … tehlikeli virajlı ve eğimli yolda araç kullanma ile ilgili dikkat ve özeni göstermediği ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak; madde 52 – sürücüler; kavşaklara yaklaşırken dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar, kuralını ihlal ettiği, bu kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı traktör sürücüsü …’in bu kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, 26/11/2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda özetle; kaza tarihinde yolda banket olmadığı, kaza tarihinde yolda çalışma olmadığı, sürücünün bu bölgede ikamet etmesi nedeni ile yolun geometrik özelliğini bilmesine rağmen gereken dikkat ve özeni göstermediği, ilgili kural ihlali ile kazada tam kusurlu olduğu, araca ait teker izlerinin kaza raporunun kroki kısmında gösterildiğinin görüldüğü, kaza raporunun ilk sayfasında yolun tehlikeli viraj ve eğimli olduğunun işaretlendiği ancak krokide gösterilmediği, soruşturma dosyasındaki hususlar ile görüş ve kanaatleri aynı olduğundan farazi bir rapor yerine somut delilere ve tetkiklere dayanarak kusur dağılımının kök rapordaki ile aynen devam ettiği, kaza yerinde traktörün devrildiği yere 89m.kala sollama yasağı trafik levhasının olduğu, kaza raporunun kroki kısmında işaretlendiğinin görüldüğü,… plakalı traktör sürücüsü …, bu kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı vekili; 19/08/2018 tarihli tek taraflı kaza nedeniyle müvekkilinin desteği …’in vefat ettiğini, müvekilinin destekten yoksun kaldığını müteveffanın kullandığı traktörün kaza tarihinde zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunmadığından davalı … Hesabı’na başvurulduğunu, sonuç alınamadığını, kazanın meydana gelmesinde yol şartlarının etkili olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Hesabı vekili talebin reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık ölümlü kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce kaza yeri mahkemesine talimat yazılarak kaza yerinde keşif yapılıp bilirkişi raporunun tanzimi sağlanmış, bilirkişinin 03/07/2020 tarihli kök raporu ve 26/11/2020 tarihli ek raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacının desteğinin, ZMMS sigorta poliçesi bulunmayan aracın sürücüsü iken gerçekleşen tek taraflı kazada kendi kusuru sonucunda öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Talep edilen destek zararı, ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarardır. Bu hâlde üzerinde durulması gereken en önemli husus, araç şoförünün (desteğin) kazanın meydana gelmesinde tam veya kısmi kusurlu olmasının, üçüncü kişi durumunda bulunan desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.
BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir.
Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.
Somut olayda objektif iyi niyet kurallarına (TMK m.2) göre davacının murisinin %100 kusuruyla meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeni ile davacının talep ettiği destekten yoksunluk tazminatından davalı … hesabının sorumlu olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30 TL maktu karar harcının peşin alınan 68,31TL harçtan mahsubu ile artan 90,1TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan HASAN TURGUT’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır