Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/332 E. 2020/616 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/336
KARAR NO:2020/617

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:31/05/2019
KARAR TARİHİ:07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … A.Ş. ile 02.06.2016 tarihinde … (…) projeleri kapsamında dosyaların hazırlanması ve gerekli izinlerin alınması için sözleşme yaptıklarını, sözleşmeye göre üzerlerine düşen edimi yerine getirdiklerini, … … projesi ile ilgili dosyası getirtildiğinde sözleşmeye göre üzerlerine düşen edimleri yaptıklarının anlaşılacağını, üstlendikleri işlerden 13.07.2018 tarih ve … sayılı … … Müdürlüğünün yazısı ile rüzgâr ölçüm direği başvurusunun uygun görülmediğini, 13.07.2018 tarih ve … sayılı … … Müdürlüğünün bir diğer yazısı ile de yapılacak … ile ilgili olarak … Genel Müdürlüğüne görüş sorulduğunu buradan … faaliyetinin gerçekleştirilmesinin uygun görülmediği yanıtının verilmesi üzerine de dosyanın işlemden kaldırıldığı cevabının verildiğini, bu nedenlerle sözleşmeye göre kesin izin başvurusu yapma olanağının kalmadığını, sözleşmeye göre davalının kendilerine 18.560,00 TL avans ödemesi yaptığını, davalı tarafa dört adet fatura kestiklerini, sözleşmeye göre bakiye sözleşme ücretinin ödenmediğini, toplam bakiye sözleşmesel ücret alacaklarının 24.605,30 TL olduğunu, bu alacakları için …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edilmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde şirketlerine 675 sayılı KHK kapsamında kayyım ataması yapıldığını ve kayyımlık görevinin de …’ye verildiğini bu nedenle davacının şirkete yönelik alacaklarla ilgili olarak …’ye başvuruda bulunmasının dava önkoşulu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da davacı şirketin kendilerinden hiç bir hak ve alacaklarının bulunmadığını, davacı şirketin üzerine düşen kesin izinlerin alınması edimini yerine getirmediğini, davacı şirketin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle kendilerinin davacı şirketten alacaklı durumda olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taraflar arasında yapılan 02.06.2016 tarihli sözleşme, tarafların ticari defterleri, fatura ve ödeme belgeleri, … Müdürlüğü … projesi belgeleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taraflar arasında yapılan 02.06.2016 tarihli sözleşme, tarafların ticari defterleri, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesine göre; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Davalı tarafın davalı şirkete 675 sayılı KHK kapsamında kayyım ataması yapıldığı ve kayyımlık görevinin de …’ye verildiğini itirazı üzerine …’ye yazı yazılarak davalı şirket ile ilgili olarak bilgi istenilmiş, davalı şirketin alacakları ile ilgili olarak …’ye başvuruda bulunulması durumunda ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuştur. …’den gelen 24.01.2020 tarihli yazı cevabında davalı şirketin yeni yönetim kurulunun oluşturulduğu, …’nin davalı şirketin aktif ve pasiflerini devralmasının söz konusu olmadığını, davalı şirketin kendi hak ve borçlarını takip etme yetkisine sahip durumda olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle davalı vekilinin itirazı kabul edilmeyerek davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502’ye göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.” Taraflar arasında yapılan 02.06.2016 tarihli sözleşmenin “İşin Adı” başlıklı 3.1 maddesinde “Ömerli … Projesi kapsamında; (…) Rüzgâr Ölçüm Direği Orman Kesin İzin Dosyası tanzimi ve takibi, (…) … Orman Ön İzin Dosyası dosya tanzimi ve takibi, (…) Sondaj İzin Dosyası tanzimi ve takibi, (…) … Orman Kesin İzin Dosyası tanzimi ve takibi,” düzenlemesi getirilmiş; “İşin Niteliği, Türü ve Miktarı” başlıklı 3.3 maddesinden sonra gelmek üzere sırasıyla, rüzgâr ölçüm direği için gerekli orman izninin alınması, orman ön izninin alınması, sondaj izninin alınması orman kesin izninin alınması işleri düzenlenmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşme vekâlet almaksızın iş görme sözleşmesi niteliğinde olup 6098 sayılı TBK m. 502 ve devamı maddeleri hükümlerine bağlıdır.
Davaya konu … projesinin dosyasının gönderilmesi için … Müdürlüğüne yazı yazılmış ve gelen … projesi dosyası mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır. Dosyanın incelenmesi sonucunda 13.07.2018 tarih ve 1512395 sayılı … … Müdürlüğünün davalı şirkete gönderdiği yazısı ile yapılacak … ile ilgili olarak … Genel Müdürlüğüne görüş sorulduğu buradan … faaliyetinin gerçekleştirilmesinin uygun görülmediği yanıtının verilmesi üzerine de dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık davacının davalıyla yaptığı sözleşme kapsamında verdiği hizmetin karşılığı olarak ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. 6098 sayılı TBK m. 502’ye göre vekâlet ve iş görme sözleşmelerinde “Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Türü ve Bedeli” başlıklı 6’ncı maddesinde de alınacak ücretler belirlenmiştir. Buna göre davacı taraf verdiği hizmet karşılığında tahsil edemediği hizmet bedelini davalı taraftan isteme hakkına sahiptir. Ancak bunun için vekil ya da iş gören sıfatıyla sözleşmede kendisine yüklenen edimleri yerine getirmiş olması gerekmektedir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Türü ve Bedeli” başlıklı 6’ncı maddesinde; “Bu sözleşme birim fiyat üzerinden sözleşme olup sözleşme ekinde yer alan birim fiyatlara ve iş kapsamlarına dayalı olarak işin tamamı için yüklenici tarafından teklif edilmiştir. (…) Rüzgâr Ölçüm Direği için gerekli orman izninin alınması işinin bedeli 3.200,00 TL/Proje, ilave her ölçüm direği için 640,00 TL/Adet olup dosya bedeli 4 direk için 5.120,00 TL ve kurum görüşlerinin temini için toplam 3.000,00 TL olmak üzere 8.120,00 TL’dir. (…) Orman ön izninin alınması işinin toplam bedeli 20.000,00 TL’dir. (…) Sondaj izninin alınması işinin toplam bedeli 9.000,00 TL’dir. (…) Orman kesin izninin alınması işinin toplam bedeli 30.000,00 TL’dir. İş bitiminde iş kalemi miktarı yeniden hesaplanacak, belirtilen birim fiyatlar üzerinden ödenecek miktar hesaplanarak işin bitimini takiben 15 gün içerisinde yüklenicinin bildireceği hesaba nakden ödenecektir.” hükmü düzenlenmiştir.
Sözleşmede davacının yükümlülüğü olarak belirlenen işler olarak iki ana başlık altında iki ayrı edim yükümlülüğü getirilmiştir. Bunlardan birincisi sözleşmenin 3.1 maddesinde yazılı olan … projesi kapsamında dosyaların tanzimi ve takibi ikincisi ise sözleşmenin 3.3 maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan orman ön izinlerinin ve kesin izinlerinin alınması işidir.
Sözleşmenin ücretle ilgili 6’ncı maddesi bir bütün olarak incelendiğinde sözleşmede davacıya getirilen iki ana edim yükümlülüğü için ayrı ayrı iki ayrı ücretin belirlenmediği anlaşılmaktadır. Örneğin orman ön izninin alınması işinin toplam bedeli 20.000,00 TL olarak belirlenmiştir ancak sözleşmenin 3.1 maddesinde yazılı olan … Orman Ön İzin Dosyası dosya tanzimi ve takibi için ayrıca ücret belirlenmemiştir. Aynı durum sözleşmenin 3.1 maddesindeki Ömerli … Projesi kapsamında; (…) Rüzgâr Ölçüm Direği Orman Kesin İzin Dosyası tanzimi ve takibi, Sondaj İzin Dosyası tanzimi ve takibi, … Orman Kesin İzin Dosyası tanzimi ve takibi işleri içinde geçerlidir.
Dolayısıyla davacının sözleşmenin 6’ncı maddesine göre ücreti hak edebilmesi sözleşmenin 3.3 maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan orman ön izinlerinin ve kesin izinlerinin alınması ile mümkün olacaktır. Davacının delilleri içinde bulunan ve mahkememiz yazısı ile … Müdürlüğü tarafından gönderilen davaya konu … projesinin dosyası incelendiğinde davacının davalı ile yaptığı 02.06.2016 tarihli sözleşme kapsamında hazırlayarak … Müdürlüğüne sunduğu … projesinin … Genel Müdürlüğünün projeye onay vermediği ve bu nedenle de … faaliyetinin gerçekleştirilmesinin uygun görülmediği anlaşılmaktadır. … … Müdürlüğü 13.07.2018 tarih ve 1512395 sayılı yazısı ile bu durumu davalı şirkete bildirmiş olup aynı yazıda davacı şirketin hazırladığı … projesi dosyasının işlemden kaldırıldığı da bildirilmiştir. Bu durumu davacı şirket dava dilekçesinde kendisi de kabul etmektedir.
Yukarıda incelemesini yaptığımız taraflar arasındaki 02.06.2016 tarihli sözleşmenin, sözleşmenin davacı şirkete edim yükümlülüğü getiren 3.1 maddesi ile 3.3 maddesi ve devamı maddeleri ile sözleşme bedelini düzenleyen 6’ncı maddesi birlikte ele alındığında davacının ücrete hak kazanabilmesi davacının hazırladığı … projesi sonucunda orman ön izinlerinin ve kesin izinlerinin alınması ile mümkün olacaktır. Gerek davacının dosyaya delil olarak sunduğu gerekse mahkememizce dosya içerisine getirtilen … Müdürlüğü … projesi dosyasından anlaşılmaktadır ki davacı şirket sözleşmeden kaynaklanan orman ön izinlerinin ve kesin izinlerinin alınması edimini yerine getirememiştir.
… Müdürlüğü tarafından … projesi dosyasının işlemden kaldırılması davacı ve davalı şirketin kusurundan kaynaklanan bir durum oluşturmamakta, … projesinin yapılacağı alanda … yapılmasına … Genel Müdürlüğünün projeye onay vermemesinden kaynaklanmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 136’ya göre; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” Taraflar arasındaki sözleşme karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğinde olması ve ifa imkânsızlığından da borçlunun sorumluluğunun bulunmaması nedeniyle davacı bu durumda henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybedecektir. Ancak genel hükümlere göre sözleşme gereği yaptığı zorunlu masrafları davacı taraftan isteme hakkına sahiptir. Davacı şirketin ise dava dilekçesinde böyle bir talebi bulunmamaktadır. Bu gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı şirketin davalı tarafla yapmış bulunduğu sözleşmeye göre ücrete hak kazanmasına neden olacak olan durumun gerekli izinlerin alınması olduğunu bilebilecek durumda olmasına karşın davalı şirket aleyhine icra takibine başlamış olması iyiniyetli görülmeyerek davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-%20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 454,77-TL harçtan mahsubu ile artan 400,37-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.994,44-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/10/2020

Katip …

Hakim …