Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/322 E. 2021/323 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/322
KARAR NO:2021/323

DAVA :Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:27/05/2019
KARAR TARİHİ:08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilimiz …, geçirdiği beyan kanaması sonucu bilincini yitirmesi üzerine, Türk Medeni Kanunu 405 inci madde gereğince, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.02.2018 gün … E. 2018/… K. sayılı İlamı ile kısıtlanmış ve eşi Müvekkilimiz … vasi olarak atanmıştır. …. Sulh Hukuk Mahkemesince … esas sayılı vesayet dosyasında verilen 21/01/2019 tarih 5 no.lu Ek Karar ile “Vasi …’in, kısıtlının hissedarı bulunduğu şirketlerin genel kumlunda kısıtlıyı temsil etmek üzere talep etmiş olduğu yetki ve İzne ilişkin talebinin vesayet karan ile yerine getirilebileceği belirtilerek bu hususta karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmişim Bu yetkiye istinaden, Müvekkil …’i temsilen … A.Ş.’nin 2018 yılı olağan genel kurul toplantısına katılan Müvekkil …, yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş ve …. Noterlîği’nden 29/03/2019 tarih … yevmiye no ile tasdikli 29/03/2019 tarihli 2018 yılı olağan genel kurul kararının tescili İstemiyle … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvuruda bulunmuştur. … Ticaret Sicil Müdürlüğü 23/05/2019 tarih …/…-… sayılı karan ile tescil istemim reddetmiş, ret karanmn e-imzalı bir örneği aynı gün eki tescil başvuru evrakı ile birlikte elden teslim alınmıştır. Genel Kurul Toplantı Tutanağı’nda belirtildiği üzere, toplantı Şirketin yönetim kurulu başkanı … tarafından açılmış, aynca yönetim kurulu Üyeleri … ve … de asaleten toplantıda hazır bulunmuştur. Aşağıda detaylı olarak açıklandığı üzere, yönetim kurulu hamiline yazılı pay senetlerine zilyet olduklarını ispat edemeyen kişileri genel kurul toplamışına kaülacaklar listesine dahil ederek görevi kötüye kullanmış ve Müvekkilimizin vasisi bulunduğu …’in pay sahipliği haklarım gasbetmeye kalkışmıştır. Toplantı başkanınca bu hukuksuz uygulamaya geçit verilmeyerek yasaya uygun bir şekilde tanzim edilen hazır bulunanlar listesi esas alınarak genel kurul toplantısına devam olunması üzerine, yönetim kurulu üyeleri bu noktada toplantıyı terk etmiştir. Kaldı ki, TTK 408 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, tek pay sahipli anonim şirketlerde bu pay sahibi genel kurulun tüm yetkilerine sahiptir ve tek pay sahibi sıfatıyla genel kurula katılabileceği ve oy kullanabileceğini belirterek buna uygun şekilde bîr hazır bulunanlar listesi düzenlemiş ve toplantının devamında da bu listeyi esas alarak müzakere ve oylamaları yürütmüştür. Toplantı tutanağı metninden açıkça anlaşıldığı üzere payların türünün değiştirilerek hamiline yazılı payların nama yazılı hale getirilmesine yönelik hiçbir irade beyanı bulunmamaktadır. Nitekim toplantı tutanağının 9 uncu maddesinde sadece geçmiş yıl karlarından ilave edilerek iç kaynaklardan sermaye artırımı yapılmasından bahsedilmekte ve de esas sözleşme tadil metnine “…A.Ş.’nin 22.03.2016 Tarihinde Yapılan 2015 Yılı Genel Kurul Toplantısında Kabul Edilen Sermaye Artırımına Ait Esas Sözleşme Tadil Metni” başlığı altında yer verildiği görülmektedir. Kaldı ki, bahse konu Genel Kurul kararının tescil ve ilanını müteakip, artırılan 2*895.000 TL sermayeyi temsil etmek üzere yeni 2, Tertip hamiline yazılı pay senetleri bastırılarak dönemin Yönetim Kurulu Başkanı … ve Yönetim Kurulu Üyesi … tarafından imzalanarak tedavüle sokulmuştur. Bu husus da açıkça göstermektedir ki Şirketin ne temel karar organı olan genel kurulu ne de yönetim organı olan yönetim kurulunda hamiline yazılı payların nama yazılı paylara dönüştürülmesine dair bir irade yoktur. Sermaye aıtınmı dolayısıyla yapılan esas sözleşme tadilatı ve keyfiyetin tescilinde genel kurul toplantı başkanı bakanlık temsilcisi ve ticaret sicil müdürlüğü personelinin kusurlu hareketi neticesinde payların türünü ihtiva etmeyecek şekilde tedvin edilen sermaye başlıklı maddenin yeni halinin bu şekliyle tescil olunması hiçbir suretle hamiline yazılı payların nama yazılı paylara dönüştürüldüğü şeklinde yorumlanamaz. Hal böyle iken tescil talebinin reddi kararında, Şirketin pay sahipliğine ilişkin sözde tereddütlü noktayı bertaraf edecek bir belgenin başvuruya eklenmediği belirtilmekte ve bu durum bir tescil engeli kabul edilmektedir. Yukarıda yapılmış olatı açıklamalar ışığında* halihazırda Şirketin paylarının hamiline yazılı olduğu, kısıtlı …’in bu payları temsılen bastırılan pay senetlerinin tümünün zilyedi ve dolayısıyla Şirketin tek pay sahibi olduğu aşikar ve her türtü tartışmadan uzak olup, Ticaret Sicil Müdürlüğünün bu konudaki yersiz tereddüdünü giderebilmek için herhangi bir belge sunma imkanı yoktur. En nihayetinde Şirketin paylarının türü, hamiline mi yoksa nama mı yazılı olduğu, konusunda bir değerlendirme yapılarak sonucuna varılması ve buna göre tescil talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Hamiline yazılı paylar ve bu paylan temsilen bastırılan pay senetleri konusunda, bizatihi Ticaret Sicil Müdürlüğünün de rolü ve sorumluluğu bulunan* usule ilişkin bir takım tali eksikliklerin söz kotlusu olması payların hamiline yazılı olduğu, Şirket genel kurulunun İradesinin bu doğrultuda olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz* Yukarıda arz ve izah edilen itiraz gerekçelerimiz nazara alınarak; … Ticaret Sicil Müdürlüğümün tescil başvurusunun reddine dair kararının iptaline, talebimiz doğrultusunda başvuru konusu genel kurul kararının tesciline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkil … Ticaret Sicil Müdürlüğü, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemez. Nitekim, bu husus, Türk Ticaret Kanunu m.32’de, “..Sicil müdürü teşdi için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin; emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” denilmek suretiyle ifade edilmiştir. Buna göre, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir; aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddeder. Bilindiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.407/f.2 ve bu hükme ilişkin ikincil Mevzuat kapsamında, 28.11.2012’de ( 28481 sayılı) Resmi Cazete’de yayımlanan “Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik’’m.17’de; yönetim kurulu üyelerinden birinin, genel kurul toplantısında hazır bulunmasının şart olduğu ve yine, genel kurul toplantı tutanağının da, mezkur Yönetmelik m.16 gereğince, yönetim kurulu tarafından hazırlandıktan sonra, toplantıda hazır bulunan yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından imzalanması gerektiği düzenlenmiştir.Mezkur kanun hükmü emredici mahiyette olduğu halde; huzurdaki davaya konu genel kurulun, yönetim kurulu üyelerinden birinin katılımı olmadan yapıldığı ve dolayısıyla, yönetim kurulu üyelerinden herhangi birinin imzası genel kurula ilişkin hazirun cetvelinde bulunmadığı gibi, hazirun cetvelinin de yönetim kurulu tarafından hazırlanmadığı, tescil incelemesi sırasında saptanmış ve bunlar da tescil başvurusunun, Müvekkil tarafından hukuka uygun biçimde reddi gerekçesini oluşturmuştur.Gerçekten de; mezkur m.407/f.2’de, “Murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantılarında hazır bulunmaları şarttır. Diğer yönetim kurulu üyeleri genel kurul toplantısına katılabilirler.” denilmek suretiyle, yönetim kurulu üyelerinden birinin katılımı zorunlu tutulduğu halde, dava konusu genel kurulda, şirketin yönetim kurulu üyelerinden hiçbiri toplantıya katılmamış ve toplantı, mevcut yönetim kurulu üyelerinden biri bulunmaksızın gerçekleşmiştir.açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … Ticaret Sicil Müdürlüğünden itiraza uğrayan karar evrakları toplantı tutanakları ve sicil kayıtları celp edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden aldırılan 11/03/2020 tarihli raporda ” TTK. m. 407/2 hükmünün gerekçesi dikkate alındığında, yönetim kurulu üyelerinin genel kurul toplantısına katılmamadan veya somut olayda olduğu gibi toplantı tutanağı imzalamadan toplantıyı terk etmeleri nedeniyle genel kurul kararlarının geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği,Bu bakımdan TTK. m, 407/2 hükmü uyarınca, genel kurulda bir yönetim kurulu üyesinin bulunmaması nedeniyle kararların geçersiz olduğu, bu nedenle tescil edilmelerinin mümkün olmadığı yönündeki davalının red gerekçesinin yerinde olmadığı, Davacının, şirketin neredeyse bütün hisselerine sahip olması sonucu toplantı ve karar alma yeter sayılarını tek başına yerine getirmesi, yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin sora ermiş olması nedeniyle zorunlu olarak genel kurulun toplanarak yeni yönetim kurutu üyelerini seçmesinin gerekmesi, aksi taktirde, şirketin organsız kalarak infisah riskini taşıması gibi hususlar dikkate alındığında da; dava konusu karatın tescil edilmesinin hakkaniyete, şirketin, orakların ve alacaklıların da yararına olacağı ” görüşü bildirilmiştir.
Açılan dava, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kararına itiraz istemine ilişkin olup … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23/05/2019 tarihli ve… kararının iptali talep edilmektedir.
…A.Ş.’nin 2018 yılına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tescili talebi … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce reddedilmiş, red kararının gerekçesini TTK 407/2 Mad. Göre muahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin toplantıda hazır olmaması ve tutanağın bu yönetim kurulu üyesince imzalanmamış olması gösterilmiş olup ayrıca düzeltilebilecek tescil engelleri belirtilmiştir. Davacı kısıtlı … …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E-K sayılı ilamı ile vesayet altına alınmış olup vesayet mahkemesine sunulan 09.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda … A.Ş. Şirketine ait hamiline yazılı her payı 10 TL kıymetinde 330.000 adet senet bulunduğunun tespit edildiği, bu tespitin haricinde de mahkememizce yaptırılan şirket kayıt ve defterlerin incelenmesinde davacının şirket çoğunluk hissesine sahip hakim hissedarı olduğunun sabit olduğu, davacı kısıtlının 2015 yılına ait genel kurul toplantısında yönetim kuruluna seçildiği, 3 yıllık görev süresinin hem davacı hem de diğer yönetim kurulu üyeleri için 22.03.2019 tarih itibariyle sona erdiği, şirketin organsız kaldığı, 2018 yılına ilişkin 29.03.2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında görev süresi sona eren yönetim kurulu başkanınca toplantının açılmasına ve diğer yönetim kurulu üyelerinin hazır olmasına rağmen hazirun cetveli il ilgili yaşanan uyuşmazlık sonucu yönetim kurulu üyelerinin toplantıyı terkettikleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar TTK 407/2 Md. Göre ” Muahhas üyelerle en az bir yönetim kurul üyesinin genel kurul toplantısında hazır bulunması şarttır” hükmünü ihtiva etmesine rağmen yönetim kurulu üyelerinin kendilerine kanunen yüklenen görevi yerine getirmeyerek toplantıyı terk etmek suretiyle hakkın kötüye kullanımına yol açtıkları, şirketin organsız kalma halinin mevcut olup genel kurul toplantısının hayati öneme sahip olmasına rağmen görevin yerine getirilmemesinin genel kurul kararlarının geçerliliğine etki etmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23.05.2019 tarihli 113894 sayılı red kararının gerekçesinin yerinde olmadığı, düzeltilebilecek tescil engellerinin de daha sonradan ikmalinin mümkün olup ve dahi sonradan yargılama devam ederken şirketin 16.12.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısını da gerçekleştirdiği dikkate alındığında açıklanan gerekçeler doğrultusunda yapılan itirazın kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca kısa kararda yapılan maddi hatalara ilişkin davacı vekilince sunulan tahsis talebi gözönüne alınarak rakamsal hatalar düzeltilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 23/05/2019 tarihli … sayılı red kararının kaldırılarak … sicil nosunda kayıtlı … A.Ş.’nin 29/03/2019 tarihli 2018 yılına ait Genel Kurul Toplantısında alınan kararların TESCİLİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 14,90TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 1.927,80 TL’nin (44,40 TL Başvurma Harcı, 6,40-TL vekalet harcı, 44,40 TL Peşin Harç, 1.600 TL bilirkişi ücreti, 232,60 TL tebliğler) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/04/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …