Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/311 E. 2021/162 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/311
KARAR NO:2021/162

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:23/05/2019
KARAR TARİHİ:24/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin davalıdan ödenmemiş faturalar nedeniyle 9.601,41 TL alacaklı bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takibin durduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya cari hesap borcu bulunmadığını, davacı yana cari hesap sözleşmesini ibraz etmek üzere süre verilmesini aksi halde davaya konu takibin cari hesap alacağına yönelik açılmış bulunmakla taraflar arasında geçerli bir cari hesap bulunmadığı ve itirazın iptali davasının takiple sıkı sıkıya bağlılığı gereği taraflar arasındaki borç doğurucu diğer işlemlerin inceleme konusu yapılamayacağı ve sonuç olarak müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 14/10/2020 tarihli ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
20/11/2020 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacı taraf davalıdan faturaya dayalı bakiye alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile 08.04.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile 9.601,41 TL asıl alacak üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği, davalının, icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacımn davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için huzurdaki davayı açtığı, taraflar arasında ticari ilişkileri düzenleyen mevcut bir sözleşme tarafımıza ibraz edilmediği, davacının ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 9.601,41 TL alacağı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 9.070,41 TL borcu olduğunun tespit edildiği, ibraz edilen bilgi ve belgelere göre davacının …. İcra Müdürlüğünün … Esas numarası ile davalı aleyhine yaptığı icra takibinde davalıdan 9.070,41 TL alacağı olduğu, mevcut dosya kapsamında davalının 9.070,41 TL tutarı kadar icra dosyasına yaptığı itirazın ispata muhtaç olduğu, takip tarihinden önce temerrüt şartlarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
Alınan bilirkişi raporu usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edilmiş, davalı yanın itirazları hakkında alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dava, İİK mad. 67’ye dayalı olup davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı tarafın 9.601,41 TL asıl alacak, 477,05 TL İşlemiş faiz ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 avans faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İİK’nın 66. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İİK mad. 67’de öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.Bu kapsamda usul ve yasaya uygun denetime elverişli talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davalı ve davacı tarafların uyuşmazlık dönemine ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak süresinde yaptırılımış olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla HMK M.222 VE 6102 s. TTK M.64/3 uyarınca ticari defterlerin delil niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır, yapılan mali hesaplamalara göre davacının ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 9.601,41 TL alacağı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 9.070,41TL borcu olduğu, ticari defterlerde bakiye fark tutarı 531,00 TL olup farkın nedeni davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 30/03/2019 tarihli 11107 ve 11108 Nolu faturaların davacı ticari defterlerinde yer almamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriğide hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelikbir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir. Davalı tarafça faturalara karşı yasal süresi içinde yapılmış herhangi bir itirazının dosya kapsamında ve ticari defter kayıtlarında bulunmadığı da dikkate alınarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 9.601,41 TL alacağı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya 9.070,41TL borcu olduğu, ticari defterlerde bakiye fark tutarı 601,80 TL olup farkın nedeni davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 30/03/2019 tarihli 11107 ve 11108 Nolu faturaların davacı ticari defterlerinde yer almamasından kaynaklandığı, davacının ticari defter kayıtları arasındaki fark nedeniyle alacaklı olduğunu başkaca delillerle ispatlayamadığı, davacının dava konusu cari hesap ve faturalar nedeniyle ticari defter kayıtlarına göre HMK mad. 222 uyarınca incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil ve davalı aleyhine delil oluşturduğunun kabulü ile 9.070,41TL olarak davalıdan alacaklı olduğunun kanıtlandığı anlaşılmış olup dava dilekçesinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığı dikkate alınarak 9.070,41Tl asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tarafların tacir ve yapılan işin ticari olması nedeniyle takip dosyasındaki taleple bağlı kalınarak yıllık %19,50 faiz işletilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 9.070,41 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %19,50 avans faizi işletilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.814,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 619,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 163,97 TL harcın mahsubu ile eksik 455,63 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.008,05 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 214,77 TL ( 163,97 TL PH, 44,40 TL BH, 6,40 TL VH olmak üzere ) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 898,00 TL ( 750,00 TL BK, 148,00 TL Müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin, davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 808,18 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır