Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/31 E. 2021/564 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/31
KARAR NO :2021/564

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:21/02/2013
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde; davalı …’nun davacı … şirketinin acentesi olduğunu ve …. Noterliğinin 28.01.2002 tarih ve … sayılı işlemi ile onaylanan özel vekâletname ile sözleşme düzenlemesine ve prim tahsil etmesine yetki verildiğini, davalının davacı adına tahsil ettiği primleri zamanında davacı şirkete ödemediğini, acentelik sözleşmesine ve şirket genelge ve yazılı talimatlarına uygun davranmadığı için 19.03.2007 tarihinde acentelik sözleşmesinin feshedilerek verilen vekâletin iptal edildiğini, vadesi gelen borcun 15 gün içinde ödenmesi, vadesi gelmeyenlerin ise vadelerinde ödenmesi, aksi halde teminatların nakde çevrileceğinin ve kanuni yollara başvurulacağının…. Noterliğinin 28.06.2010 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile davalıya bildirildiğini, ancak alacağın ödenmediğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, masraf ve vekâlet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 112’ye göre acentenin ödeme borcu nedeniyle başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

YARGITAY …. HUKUK DAİRESİNİN BOZMA KARARI:

Yargıtay …. Hukuk Dairesi, “Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu alacak tutarının dayanağı olan açık poliçeler listesinin, üçer aylık dönemlerde yapılması kanuni zorunluluk olan hesap mutabakatlarının, acentaya ait 2007-2010 yılları arasındaki yardımcı defter kayıtlarının, dava tarihi itibarıyla şüpheli alacak karşılığı hesabının bakiyesi ve yıl bazında detaylı hesap hareketlerinin, acentadan alınması gereken teminat ve bu teminatın akıbeti ile ilgili bilgilerin dosya da mevcut olmadığı ve davacı tarafından istenilmesine rağmen temin edilmediği belirtilmiş olup, mahkemece eksik bilgi ve belge düzenlenmiş olan rapora itibar edilerek karar verilmiştir. Ancak, mahkemece, anılan eksiklikler tamamlandıktan sonra dava konusu alacak miktarının tespiti için poliçe bazında değerlendirme yapılması, yeterli olmaması halinde davalının registro defterlerinin incelenmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde hüküm kurulması doğru görülmediği gibi davalı tarafından davacıya dava konusu alacak için verildiği ileri sürülen teminat mektubunun içeriği ve dava konusu ile ilgili olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.

YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:

Yargıtay …. HD’nin bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir.

Yargıtay’ın bozma kararına uygun şekilde mahkememizin 24.09.2019 tarihli duruşmasında alınan ara kararla taraflara dava konusu alacak tutarının dayanağı olan açık poliçeler listesinin, üçer aylık dönemlerde yapılması kanuni zorunluluk olan hesap mutabakatlarının, acentaya ait 2007-2010 yılları arasındaki yardımcı defter kayıtlarının, dava tarihi itibarıyla şüpheli alacak karşılığı hesabının bakiyesi ve yıl bazında detaylı hesap hareketlerinin ve registro defterlerinin sunulması için süre verilmiştir.

Davacı … şirketi ile yapılan yazışmalar sonucunda taraflar arasında yapılmış ve taraflarca imzalanmış mutabakat metinleri olmadığı, hesap mutabakatı olarak sunulan metinlerin imzalı olmadığı anlaşılmıştır. Diğer bütün belgeler dosya içerisine alındıktan sonra dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

Hazırlanan 10.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında yapılmış ve taraflarca imzalanmış mutabakat metinlerinin olmadığı, davalı acentenin davacı … şirketine 5.922,15 TL borcunun bulunduğu, davalı tarafından verilen 10.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacı tarafından 04.03.2016 tarihinde nakde çevrilerek tahsil edildiği, davacı kayıtlarına göre davalının davacıya 10.744,49 TL borcunun bulunduğu ancak bunun sadece 5.922,15 TL’sinin sigortacılık faaliyetinden kaynaklı borç olduğu kalanının avukatlık masrafı ve mahkeme masrafına ilişkin olduğu, taraflar arasında olası bir uyuşmazlıkta yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yansıtılacağına ilişkin bir sözleşme hükmü bulunmadığı, 10.000,00 TL bedelli teminat mektubunun tahsili ile davacının 4.077,85 TL fazla tahsilat yaptığı tespit edilmiştir.

6102 sayılı TTK m. 109’a göre; “Acente, sözleşme uyarınca kendisine bırakılan bölge ve ticaret dalı içinde, müvekkilinin işlerini görmekle ve menfaatlerini korumakla yükümlüdür.” Bu madde kapsamında davalı acentenin davacı … şirketi adına tahsil ettiği paraları zamanında müvekkiline gönderme borcu bulunmaktadır. TTK m. 112’ye göre; “Acente, müvekkiline ait olan parayı göndermekle veya teslim etmekle yükümlü olup da bunu yapmazsa, yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren faiz ödemek ve gerekirse ayrıca tazminat vermek zorundadır.” Hazırlanan bilirkişi raporunda davalı acentenin davacıdan aldığı vekâlet ile yürüttüğü sigortacılık faaliyeti sonucunda 5.922,15 TL borcunun bulunduğu ve bu paranın da davacıyı verdiği 10.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davacı tarafından 04.03.2016 tarihinde nakde çevrilerek tahsil edildiği, dolayısıyla da davalı acentenin davacı … şirketine sigorta faaliyeti nedeniyle bir borcunun kalmadığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu olayda tartışılması gereken ikinci konu davacının alacak kalemi olarak kendi kayıtlarında tuttuğu mahkeme masrafları ile avukatlık masraflarını davalı tarafa yansıtıp, bu masrafları teminat mektubundan tahsil edip edemeyeceğidir.

Bir dava sonuçlandığında davayı kaybeden tarafın 6100 sayılı HMK m. 327’ye göre yargılama giderlerinden sorumlu olacağı açıktır. Henüz sonuçlanmamış bir davanın yargılama giderlerinin davalının teminat mektubundan tahsili yoluna gidilmesinde davacı yönünden hukuka uygun bir yön bulunmamaktadır. Bu durum yargılama giderleri içinde yer alan karşı vekâlet ücreti için de geçerlidir.

Davacının kendi avukatı ile yaptığı sözleşmesel avukatlık ücretini davalıya yansıtabilmesi de yine öncelikle açılmış olan davanın sonuçlanmasına, ödenen avukatlık ücretinin serbest meslek makbuzu ile kanıtlanmasına ve avukatlık ücretinin de bu dava için ödendiğinin kanıtlanmasına bağlıdır. Ancak bütün bunlar için yargılamanın davacı lehine sonuçlanması ve kesinleşmesi zorunludur. Dolayısıyla teminat mektubunun nakde çevrilmesi ile fazladan tahsil edilen 4.077,85 TL’nin mahkeme masrafları ve avukatlık ücretini kapsıyor olması ve davacının da bu alacak kalemlerini talep etmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 72,60-TL harçtan mahsubu ile artan 13,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam (100,00-TL tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’a temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır