Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/300 E. 2020/316 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/300
KARAR NO : 2020/316

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …A.Ş.’nin Mardin şubesi aracılığı ile kardeşi …’a … marka cep telefonu gönderdiğini, kargo içeriğine de kargonun telefon olduğunun ve markasının belirtildiğini, kargonun adrese teslim olarak gönderilmesine karşın kargonun … olduğunu söyleyen ve T.C. kimlik numarası … ile uyuşmayan … T.C. kimlik numaralı başka birine kimlik kontrolü yapılmadan teslim edildiğini, söz onusu telefon için 1.980,00 USD ve 500,00 TL ödeme yaptığını bu bedelin gönderi tarihi olan 07.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, kargonun göndericinin isteği doğrultusunda kimlik tespiti yapılarak alıcıya teslim edildiğini, kendilerine gösterilen kimliğin doğruluğunu araştırma olanaklarının bulunmadığını, meydana gelen olayda kendilerine yüklenebilecek her hangi bir kusurun bulunmadığını, 6102 sayılı TTK m. 886’da ki koşullara göre kendilerinin kastının ya da pervasızca davranışı olmadan tazminat sorumluluklarının olamayacağını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, bu nedenle de davanın reddini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 850 ve devamı maddelerine göre taşıma işlerinden kaynaklı alacak davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, kargo teslim fişini, sevk irsaliyesini, ticari defterlerini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, kargo teslim fişini, sevk irsaliyesini, kamera kayıtlarını, faturaları, ticari defterleri, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 850 ve devamı maddelerine göre taşıma işlerinden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı taraf, … marka cep telefonunu kardeşi dava dışı …’a gönderilmek üzere davalı …A.Ş.’ye teslim ettiklerini, kargonun kendileri yerine başkasına tesliminin yapılması nedeniyle bedelini talep etmektedir. Taşınan kargonun alıcı yerine başkasına teslim edildiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalı tarafın kargonun kaybolmasında hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve bulunuyorsa tazminat sorumluluğunun ne miktarda olacağı noktasındadır.
Dosyaya sunulan “Kargo Teslim Alma Belgesi” incelendiğinde belgenin “içerik” kısmında “…” yazılı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla taşınan kargonun içeriğinin ve adedinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Taşıma irsaliyesinde ise alıcı adı karşısında … ve bu kişinin adresinin girildiği altında da yine el yazısı ile … isminin ve … T.C. kimlik numarasının yazılı olduğu görülmektedir.

Taşıma irsaliyesi üzerinde kargoyu teslim alanın T.C. kimlik numarasının kime ait olduğu UYAP üzerinden sorgulanmış ancak böyle bir T.C. kimlik numarasına rastlanılmamıştır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 875/I’e göre; “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Bu madde kapsamında taşıyıcıya getirilen sorumluluktan kurtuluş yolu ise aynı yasanın 876’ncı maddesinde “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” şeklinde düzenlenmiştir. Davalı taraf meydana gelen olay nedeniyle sorumluluktan kurtuluş kanıtı niteliğinde delil gösterememiştir. Adrese teslim olarak gönderilen kargonun adrese teslim edilmek yerine kargonun şubesine gelen yanlış kişiye teslim edilmesinde davalı şirketin kusurunun bulunduğu açıktır. Davalı şirket çalışanları şubeye gelen kişinin kimlik bilgilerini kontrol etmiş olsa bile davalı şirketin üzerine düşen yükümlülüğü kargoyu alıcının adresine götürmek olup davalı şirket bu yükümlülüğüne uygun davranmamış ve kargo şirketinin şubesine gelen başka bir kişiye kargo teslim edilmiştir. Kargonun alıcı adresine götürülmemesi ile şubede yanlış kişiye teslimi arasında uygun nedensellik bağının bulunduğu açıktır. Bu durumda davacının uğradığı tazminat hesabının ne şekilde yapılacağının tartışılması gerekmektedir.

6102 sayılı TTK m. 880/I’e göre; “Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.” Ancak bu maddeye göre hesaplama yapılabilmesi için davacı tarafın taşınan eşyanın içeriğinin ne olduğunu, miktarını ya da sayısını ve değerinin ne kadar olduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Dosyaya sunulan “Kargo Teslim Alma Belgesi” ile davacı taşınan kargonun içeriğini kanıtlamakta, fatura ve vergi kaydı ile de değerini kanıtlamaktadır.

Bunun haricinde 6102 sayılı TTK m. 880/I’e göre hesaplama yapılabilmesi için davalı şirketin ağır kusurunun da bulunması gerekmektedir. Teslim edilen eşyanın elektronik eşya olduğu açıkça beyan edildiğine göre değerli eşya olduğu davalı şirket tarafından bilinmektedir. Davalı kargo şirketinin değerli eşya niteliğindeki kargonun taşınması ve alıcıya teslimi esnasında gerekli bütün önlemleri almasa dahi yanlış kişiye kargonun teslim edilmesine engel olamamasından hukuken sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı taraf kargo içeriğinde taşınan cep telefonunun faturasını ve Türkiye’de ödenmiş olan internet vergi dekontunu sunmuş olup, telefonun vergisinin 31.12.2018 tarihinde dava açılmadan kısa bir süre önce ödendiği anlaşılmakla telefonun yurt dışından yeni olarak satın alındığı ve gümrük vergisi ödenmek suretiyle yurda girişinin yapıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle cep telefonunun değerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi ilkesi uyarınca bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmemiş, fatura ve vergi dekontundaki bedel esas alınarak davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 99’a göre dövizle ödeme talep etme hakkı olmasına karşın gönderinin yapıldığı tarihteki dolar kuru üzerinden 1.980,00 USD’nin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak haksız fiillerde zararın doğduğu tarih esas olması nedeniyle davacı yönünden zarar gönderinin yapıldığı tarihte değil gönderenin kimliği belirsiz kişiye teslim edildiği tarih olan 09.01.2019 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu nedenle 09.01.2019 tarihindeki kur değeri üzerinden telefonun değeri 10.920,69 TL yapmaktadır. (Telefonun değeri 1.980,00 USD x 1 USD’nin 07.01.2019 tarihindeki kur değeri 5,5155 TL/USD = 10.920,69 TL) Dava konusu telefonun 500,00 TL tutarlı vergisi de bu miktara eklendiğinde davacının toplam alacağı 11.420,69 TL yapmaktadır. (Telefonun değeri 10.920,69 TL + Telefonun vergisi 500,00 TL = 11.420,69 TL) Bu hesaplamalar basit matematik işlemini gerektirdiğinden ve hesaplama tarafların 6100 sayılı HMK m. 107’ye göre bedel artırımında bulunmalarını ya da HMK m. 176’ya göre ıslah da bulunmalarını gerektirmeyeceğinden 6100 sayılı HMK m. 30 usul ekonomisi uyarınca ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.

Davacının ticari faiz talebi ise taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması nedeniyle kabul edilmemiştir. Davacının faiz talebi yasal faiz olarak kabul edilerek 6098 sayılı TBK m. 117’ye göre haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 09.01.2019 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-11.420,69-TL’nin 09/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının ticari avans faizi talebinin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 780,15-TL nispi karar harcından peşin alınan 212,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 567,95-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 350,60-TL’nin ( 44,40-TL BVH, 6,40-TL VH, 212,20-TL Peşin Harç, 87,60-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸