Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/281 E. 2019/800 K. 27.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/281
KARAR NO : 2019/800

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/01/2003
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 5. Maddesinde ”işçi çalışma süresi boyunca işverenin sırlarını ve müşteri çevresini üçüncü kişilere aktaramaz,bu sebeple iş akdinden sonraki 6 ay içerisinde veya iş akdi süresi içerisinde aynı konuda (faxserver) başka bir iş ile iştigal edemez.Doğrudan veya dolaylı olarak böyle bir konum içerisinde olamaz ve işverenin müşteri çevresi ile bağlantı kuramaz aksi halde 50.000 ABD Doları cezai şart ödemeyi işçi kabul ve taahhüt eder” hükmünün yer aldığını,davalının bu sözleşmeyi 20/06/2002 tarihinde feshettiğini,aralarında davalının da bulunduğu bir kısım sanıklar hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayet nedeniyle ”7 Gen bilgi ve İletişim Hizmetleri Limited Şirketleri” ne ait işyerinde yapılan arama sırasında davalının bu şirkete ait işyerinde bulunduğu gibi el konularak adli emanete alınan bilgisayarların incelenmesi sonucu,davalının hizmet akdinin sona ermesinden sonra geçerli olan 6 aylık yasaklılık süresi içerisinde müvekkili şikretin müşterileri ile sanal ortamda yaptığı ticari bağlantı kurmaya yönelik yazışmalar olduğunun tespit edildiğini ve davalının bu şekilde rekabet yasağına aykırı davrandığını beyanla davalarının kabulü ile 50.000,00 TL cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketin işçisi iken,ücret maaş,prim,kurs bedeli,izin ücreti vesair haklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiğini,İstanbul …İş Mahkemesi tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı şirketten talep edebileceği kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret,ücret farkı ve izin ücreti alacaklarının belirlendiğini,davacı şirketin davalı aleyhine,iş sözleşmesinin feshinden 6 ay sonra 09/12/2012 tarihinde silahlı gasp iddiası ile suç duyurusunda bulunduğunu,İstanbul …Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açılan davanın yapılan yargılaması neticesinde beraat kararı verildiğini ancak dosya yeterince incelenmediği ve uzman görüşü alınmadığı için TCK 525/A maddesi uyarınca mahkumiyet kararı verildiğini,müvekkilinin,davacı şirketin müşteri bilgilerine hiçbir zaman ihtiyacı olmadığını,esasen bu bilgilerin davacı şirketin eski ortağı Burhan Koca’da bulunduğunu,bilgisayarların müvekkili …’a değil,davacı şirketin eski ortağı Burhan Koca’ya ait olduğunu,müvekkilinin Burhan Koca’ya ait şirkete ziyaret amaçlı gittiğini,hizmet akdiyle çalışmadığını ve herhangi bir ortaklığı bulunmadığını,kaldı ki iddia edilen bilgilerin hukuki bir değerinin bulunmadığını bu bilgilerin müşterilere ait telefon ve adreslerden ibaret olduğunu ve sır niteliği taşımadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkememiz … Esas … Karar sayılı 28/11/2016 tarihli kararı ile davanın kabulü ile 50.000 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre uygulacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmişse de davalının İstinaf kanun yoluna başvurusu neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı 20/04/2017 tarihli ilamında özetle; “davalının imzaladığı hizmet akdinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde bir coğrafi alan sınırlaması bulunmaması işçinin iktisaden mahvına sebep olacak mahiyette olup, bu durum çalışma özgürlüğüne, akit serbestisine ilişkin yasal düzenlemelere aykırıdır.Ayrıca sadece davalının bilgisayarında müşteri listesinin çıkması yeterli olmayıp bu listeyi kullanarak kendine veya üçüncü şahsa menfaat sağlayarak davacı zararına sebebiyet verdiği kanıtlanamadığı gibi davacının aynı hukuki sebebe istinaden davadışı üçüncü şahıs aleyhine açtığı davayı da takipsiz bıraktığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle; haksız rekabete ilişkin sözleşme hükmü batıl olduğundan ve geçersiz sözleşmeye dayanılarak da cezai şart istenemeyeceğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine” karar verilerek mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi…Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı 20/04/2017 tarihli ilamı davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/3251 Esas 2019/805 Karar sayılı 04/02/2019 tarihli ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı 20/04/2017 tarihli ilamının bozularak kaldırılmasına, mahkememiz kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava, rekabet yasağından kaynaklanan cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sonra erdiği tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olup uyuşmazlıkta BK’nın 348 ve 349. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Taraflar arasında düzenlenen 05.12.2000 tarihli hizmet sözleşmesinin 5. maddesindeki rekabet yasağına ilişkin düzenlemede coğrafi alan bakımından sınırlandırma yapılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyet başlığı altında düzenlenen 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. 818 sayılı BK’nın 349. (6098 sayılı TBK m. 445) maddesi uyarınca rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve konu bakımından hakkaniyete uygun sınırlamalar içermemesi halinde rekabet yasağı hükmünün geçerli olmayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki davaya konu hizmet sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin maddesinde coğrafi alan sınırlamasının bulunmaması, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı şekilde tehlikeye düşürecek nitelikte olduğundan yukarıda açıklanan çalışma özgürlüğüne ve kanuni düzenlemelere göre rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün batıl sayılması gerektiği, buna bağlı olarakta cezai şartın oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 44,40 TL karar harcının peşin alınan 1.124,55 TL harçtan mahsubu ile artan 1.080,15 TL harcın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-02/02/2017 tarihli 2017/20 Harç No.’lu 1.124,55 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline ilişkin harç tahsil müzekkeresinin, harcın ödendiğine dair makbuzun mahkememize ibrazı halinde hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.414,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzün karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …