Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/274 E. 2022/831 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/274
KARAR NO :2022/831

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:09/05/2019
KARAR TARİHİ:20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile davacı kurumsal bayiliğini üstlendiği acentelik sözleşmeleri ile yaklaşık 7 yıldır … ilinde davalılara hizmet verdiğini, davalılar tarafından 14/12/2017 tarihli ihtar ile 27/04/2018 tarihinde sözleşmenin sona ereceğinin bildirildiğini ve sözleşmenin haksız olarak sona erdirildiğini, talep ettikleri alacaklarının miktar ya da değerinin son aşamada tam ve eksiksiz olarak belirleme olanaklarının bulunmaması sebebiyle yargılama aşamasında alınacak bilirkişi raporuna göre yükseltebilmek üzere davacıya ödenmesini, denkleştirme tazminatına karşılık şimdilik her bir davalıdan ayrı ayrı olmak üzere toplam 1.500,00 TL’yi sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren işleyecek merkez bankasınca öngörülen avans faiziyle birlikte, müspet zarara karşılık şimdilik her bir davalıdan ayrı ayrı 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL’nin sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren merkez bankasınca öngörülen avans faiziyle birlikte, manevi tazminat olarak da her bir davalıdan ayrı ayrı 35.000,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL nin sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren merkez bankasınca öngörülen avans faiziyle birlikte, şimdilik 108.000,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak taraflarına verilmesini, davalılar lehine verilmiş ve davalıların uhdesinde olan 24/06/2015 tarihli kesin ve süresiz 100.000,00 TL lik … mektup nolu … bankası’nın … şubesinde düzenlenmiş teminat mektubunun davalılara paraya çevrilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın sonuna kadar paraya çevrilmesinin durdurulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında 20 904 2.015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını ve bu sebeple kurumsal bağlılık ilişkisinin kurulduğunu, Sözleşme maddesinde sözleşmenin süresi sözleşmenin imza edildiği tarihten itibaren bir yıl ibaresinin bulunduğunu, Sözleşme süresi dolunca davacıya yazılı bildirimde bulunulduğunu, Sözleşmenin kanuna ve sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde süresi sonunda yazılı olarak uyulmak suretiyle sona erdiğini, Maddi zarar davacı tarafından hesaplanan bileceği için şu belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün olmadığını, Taraflar arasındaki sözleşme tekel hakkı veren bir sözleşme olmadığından denkleştirme tazminatına ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağını, Haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Taraflar arasında imzalanan kurumsal bayilik sözleşmesinin davalı tarafından fesh edilmesinin haklı olup olmadığı, haksız fesih sebebiyle davacının müspet zararının tazmini, TTK maddese 122 gereğince portföy ve denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talep edilip edemeyeceğinden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
… Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
… A.ş. Ye müzekkere yazılarak 29/04/2018 fesih tarihi ile sözleşmenin bitim süresi 29/04/2020 tarihleri arasında davacı şirketin bulunduğu … ilinde elde edilen yeni abonelikler, varsa davacının bayilik yaptığı yıllara ilişkin eski abonelere satılan yeni ürünler, eski yeni aboneler olmak üzere tüm bu ürünlere ait kazançlara ilişkin detaylı bilgi belge ve dijital dokümanlar celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 16/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında imzalanan kurumsal bayilik sözleşmesinin hukuki niteliğinin acentelik sözleşmesi olduğu, kurumsal bayilik sözleşmesi bakımından denkleştirme talebinin şartlarının oluştuğunun söylenemeyeceği, taraflar arasında akdedilen kurumsal bayilik sözleşmesinin, genel işlem şartları kapsamında değerlendirilemeyeceği, zarar verenin elde ettiği veya elde etmesi muhtemel kârların 3 katına kadar tazminat talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından verilen davaların nezdinde olan 24/06/2015 tarihli kesin ve süresiz 100.000,00 TL lik … mektup nolu … bankasının … şubesinde düzenlenmiş teminat mektubunun özellikle şirketlerin kurumsal bayiden herhangi bir alacağının kalmadığının sabit olması halinde teminat mektuplarının iade edilmesi gerektiği, davacı şirket müspet zararını olduğu öne sürmüşse de davacı şirket tarafından bu hususta dosyaya bir bilgi ve belge sunulmadığı, ispat işlemi yapılmadığı için davacının müspet zarar talebinin yerinde olmadığı, davacı şirket manevi zararlarının olduğu beyanında bulunsalar da bu hususta başka bir bilgi ve belgeye yer verilmediği için bir değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 22/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök ve ek rapor safahat atında ayrıntılarıyla açıklanmak üzere, mahkeme tarafından davacı tarafın mahrum kaldığı kâr tutarı alacağı olduğu kanaatine ulaşılır ise, davacının 2 yıllık ortalama kâr kaybının 71.808,62 TL olarak hesaplandığı, bunun dışında tarafların kök bilirkişi raporuna yönelik itiraz ve beyanlarının yapılan inceleme, tespit ve varılan sonucu değiştirecek niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 28/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı … A.Ş den 208.407,41 TL alacak kaydettiği, davalı … A.Ş nin yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 takip tarihi itibariyle davacı tarafa borç alacak bakiyesinin olmadığı, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı … AŞ’den borç alacak bakiyesinin olmadığı, davalı … A.Şnin yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 976,08 TL alacak kaydettiği, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibarıyla davalı … A.Ş den 107.094,54 TL alacak kaydettiği, davalı … AŞ’nin yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 407.732,93 TL alacak kaydettiği, taraflar arasında borç alacak bakiyesi farkının bu şekilde olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı şirket, 2011 yılından itibaren … … ve … Kurumsal Bayiliği yapmaktayken, 27/04/2015 tarihinde davacı şirket ile her üç davalı arasında “Kurumsal Bayilik Sözleşmesi” imzalanması neticesinde, davacı şirketin davalı şirketlerin kurumsal bayisi olarak hizmet verdiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme, davalı şirketler tarafından gönderilen 13/12/2017 tarihli ihtarname ile, sözleşme süresinin uzatılmayacağı ve 29/04/2018 tarihinde bayilik sözleşmesinin sona ereceği ihtarı ile feshedilmiştir.
Davacı şirket ise, bu feshin haksız olduğunu; bu nedenle sözleşmenin haksız olarak feshinin tespiti, denkleştirme (portföy) tazminatı, müspet zarar ve manevi zararlarının belirlenmesi ve bu taleplerinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesine; davalı şirketlere vermiş olduğu teminat mektubunun paraya çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında aktedilen özleşmenin “Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri” başlıklı 6. maddesinde, davacı taraf, “İşbu Sözleşme ile Kurumsal Bayi’ye, (her Şirket’in ürün ve hizmetinin kendi markası altında sunulması koşuluna riayet edilerek) “…”, “…”, “…” markaları altında, Şirketler’in Ürün ve Hizmetler’inin satışına aracılık edilmesi ve Abonelik Sözleşmeleri’nin kurulması,sona erdirilmesi işlemleri ile ilgili belge ve dokümanı temin ederek Şirketler ile Müşteriler/Aboneler arasında gerçekleşecek olan Abonelik Sözleşmeleri’nin kurulmasına ve sonlandırılmasına (aktivasyon-deaktivasyon) aracılık etme hak ve yetkisi tanımak konusunda münhasır olmayan yetki verilmiştir. ” şeklinde yetkilendirilmiştir.
Davacı, kendi ad ve hesabına bir ürün veya hizmet satışında bulunmamakta, davalı şirketler ile aboneler arasında gerçekleştirilecek davacıya ait ürün ve hizmetlere ilişkin sözleşmelere aracılık etmektedir. Ayrıca davacı şirkete açıkça, davacı ile aboneler arasında akit kurma yetkisi ve bu akdi sonlandırma yetkisi de tanınmıştır.
Mahkememizce alınan 16/11/2020 tarihli gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporunda; Taraflar arasında imzalanan kurumsal bayilik sözleşmesinin hukuki niteliğinin acentelik sözleşmesi olduğu, kurumsal bayilik sözleşmesi bakımından denkleştirme talebinin şartlarının oluştuğunun söylenemeyeceği, taraflar arasında akdedilen kurumsal bayilik sözleşmesinin, genel işlem şartları kapsamında değerlendirilemeyeceği, zarar verenin elde ettiği veya elde etmesi muhtemel kârların 3 katına kadar tazminat talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından verilen davaların nezdinde olan 24/06/2015 tarihli kesin ve süresiz 100.000,00 TL lik 9969184 mektup nolu … bankasının … şubesinde düzenlenmiş teminat mektubunun özellikle şirketlerin kurumsal bayiden herhangi bir alacağının kalmadığının sabit olması halinde teminat mektuplarının iade edilmesi gerektiği, davacı şirket müspet zararını olduğu öne sürmüşse de davacı şirket tarafından bu hususta dosyaya bir bilgi ve belge sunulmadığı, ispat işlemi yapılmadığı için davacının müspet zarar talebinin yerinde olmadığı, davacı şirket manevi zararlarının olduğu beyanında bulunsalar da bu hususta başka bir bilgi ve belgeye yer verilmediği için bir değerlendirme yapma imkanının bulunmadığı belirtilmiştir.
28/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı … A.Ş den 208.407,41 TL alacak kaydettiği, davalı … A.Ş nin yevmiye defteri kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 takip tarihi itibariyle davacı tarafa borç alacak bakiyesinin olmadığı, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davalı … AŞ’den borç alacak bakiyesinin olmadığı, davalı … A.Şnin yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 976,08 TL alacak kaydettiği, davacı tarafın ticari defter kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibarıyla davalı … A.Ş den 107.094,54 TL alacak kaydettiği, davalı … AŞ’nin yevmiye defter kayıtlarının incelenmesi sonucu 31/12/2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 407.732,93 TL alacak kaydettiği, taraflar arasında borç alacak bakiyesi farkının bu şekilde olduğu belirtilmiştir.
Taraflar tacir olup, imzalamış oldukları sözleşme gereğince davalıların sözleşmeyi fesh etmiş olması nedeniyle davacının haksız fesih nedeniyle davalılardan tazminat ve zararlarını isteyemeyeceği, taraf defterlerinde yapılan incelemede davacının davalılardan alacağının olmadığı tespit edilmiş olduğundan ve davalıların haksız feshi söz konusu olmadığından davacının maddi ve manevi tazminat talaplerinin ayrı ayrı reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
A)Davacının Davasının ayrı ayrı REDDİNE;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70.TL maktu red harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 1.844,37 TL harçtan mahsubu ile geri kalan 1.763,67 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 17.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
3-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından takdirine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır