Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/27 E. 2020/586 K. 05.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/27
KARAR NO:2020/586

DAVA :TAZMİNAT
DAVA TARİHİ:24/11/2016
KARAR TARİHİ:05/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, şirket ortağı … tarafından … yılında… isimli ürünün geliştirildiğini ve kendi şirketleri tarafından satışa sunulduğunu, dava konusu ürünün ambalaj, etiket ve dış şekli ile … yılından sonra da bütün Türkiye’de şubeleri olan … marketlerinde satışa sunulduğunu, davalı … Ltd. Şti. tarafından da dava konusu ürünün bir benzerinin yapıldığını ve “…” ismi ile piyasaya sürüldüğünü, davalının piyasaya sürdüğü ürünün dış şeklinin, ambalajının renginin, şişenin renginin, ürün içeriğinin renginin, ambalaj etiketi üzerindeki yazıların bire bir aynı olduğu ve kendi ürünleri ile arasında iltibas yaratarak tüketici nezdinde haksız rekabete sebebiyet verdiğini, bu durumun 6102 sayılı TTK m. 55/I-a-4 hükmüne aykırı olduğunu ve haksız rekabet yarattığını, bu nedenlerle 1.000,00 TL maddi tazminata, 5.000,00 TL manevi tazminata, haksız tecavüzün menine ve mahkeme kararının gazete de ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … Ltd. Şti. davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-a’ya göre haksız rekabetin tespiti, 56/I-b maddesine göre haksız rekabetin meni, 59’a göre kararın ilanı, 56/I-d maddesine göre haksız rekabet nedeniyle tazminat, 56/I-e maddesinin yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 58’e göre manevi tazminat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, dava konusu ürüne ait bilgi ve belgeleri, davalı şirketten alınan ürün numunesini, ticari defterleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, 6100 sayılı HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamış, HMK m. 139’a göre ön inceleme ve HMK m. 144’e göre tahkikat duruşmasına usulüne uygun şekilde çağrıldığı halde katılmamıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55/I-a’ya göre haksız rekabetin tespiti, 56/I-b maddesine göre haksız rekabetin meni, 59’a göre kararın ilanı, 56/I-d maddesine göre haksız rekabet nedeniyle tazminat, 56/I-e maddesinin yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 58’e göre manevi tazminat davasıdır.
Davacı …Ş. şirket ortağı … tarafından … yılında… ürününü geliştirildiğini ve kendi şirketleri tarafından satışa sunulduğunu, dava konusu ürünün ambalaj, etiket ve dış şekli ile … yılından sonra da bütün Türkiye’de şubeleri olan … marketlerinde satışa sunulduğunu, davalı … Ltd. Şti. tarafından da dava konusu ürünün bir benzerinin yapıldığını ve “…” ismi ile piyasaya sürüldüğünü, davalının piyasaya sürdüğü ürünün dış şeklinin, ambalajının renginin, şişenin renginin, ürün içeriğinin renginin, ambalaj etiketi üzerindeki yazıların bire bir aynı olduğu ve kendi ürünleri ile arasında iltibas yaratarak tüketici nezdinde haksız rekabete sebebiyet verdiğini belirterek dört tane talepte bulunmuştur.
Davacının taleplerinden birincisi 6102 sayılı TTK m. 56/I-b’ye göre tecavüzün menine karar verilmesidir. Bu sebeple öncelikle davalının ürettiği ürünün davacı yönünden haksız rekabet yaratıp yaratmadığının tespiti gerekmektedir. 6102 sayılı TTK m. 54/II’ye göre; “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Bu maddede geçen “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar” ise aynı yasanın 55’inci maddesinde sayılmıştır. Davalının eyleminin öncelikle 6102 sayılı TTK m. 54/II kapsamına girip girmediğinin, eğer giriyorsa da aynı yasanın 55’inci maddesindeki hallerden hangisini oluşturduğunun tespit için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunu hazırlayan heyette görev alan bilirkişilerden birinin grafik tasarım uzmanı diğerinin de marka patent konularında uzmanlığı olmayan akademisyen olması nedeniyle bu rapor hükme esas alınmamıştır. Marke ve patent vekili bilirkişiye hazırlatılan 14.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davalının ürününün ortalama tüketici gözünde iltibas ve yanılgı yaratacak nitelikte olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı TTK m. 55/I-a-4’e göre; “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” 6100 sayılı TTK m. 54/II’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı davranış niteliğinde ticari uygulama olarak kabul edilmektedir. Hazırlanan bilirkişi raporuna göre davalının ürününün davacının ürünü ile ortalama tüketici gözünde iltibas ve yanılgı yaratacak nitelikte olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı TTK m. 55/I-a-4 kapsamında davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yönelik üretim yaptığı, dolayısıyla da davalının ürününün 6100 sayılı TTK m. 54/II’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı davranış niteliğinde ticari uygulama olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacının 6102 sayılı TTK m. 56/I-b’ye göre; “Haksız rekabetin men’ini,” ve aynı maddenin (c) bendine göre de; “Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,” talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu gerekçelerle davacının talebinin kabulü ile 6102 sayılı TTK m. 56/I-b’ye göre tecavüzün menine ve 6102 sayılı TTK m. 56/I-b’ye göre haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan davalıya ait “…” isimli malların imhasına karar verilmesi yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacının ikinci talebi 6102 sayılı TTK m. 56/I-d’ye göre davalı şirketin haksız rekabet oluşturan bu eylemi nedeniyle uğradığı maddi zararın tazminidir. Haksız rekabetin varlığı başlı başına maddi tazminat sorumluluğunu gerektirmeyip aynı zamanda zararın ispatı da gerekmektedir. Davalının eylemi nedeniyle davacının satışlarında meydana gelmiş bir azalmanın ve davalının satışlarında bir artış bulunup bulunmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre tarafların ticari defterlerinin mahkememize sunulmasına resen karar verilmiş, davacı taraf ticari defterlerini mahkememize sunmuş ancak davalı taraf ticari defterlerini mahkememize verilen süre içinde sunmamıştır.
Hazırlanan 21.08.2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davacının 2012 yılı defterlerinin açılış onayının yapılmadığı, değer yıllara ait defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olduğu, davacının davaya konu ürünü 2013 yılında satmaya başladığı, davacının satışlarında bir azalma olmadığı, tam tersine artış olduğu tespit edilmiştir. Davalı taraf defterlerini sunmadığı için davaya konu kendi ürününden ne kadar satış yaptığı tespit edilememiştir. Hazırlanan 21.08.2020 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere davacının davalının piyasaya sürdüğü ürün nedeniyle kendi satışlarında bir azalma meydana gelmemiştir. Ancak davalının piyasaya sürdüğü ve hazırlanan 14.11.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre de ortalama tüketici gözünde iltibas ve yanılgı yaratacak nitelikte olan davalı ürününün davacının müşteri çevresi tarafından satın alınmamasından kaynaklı bir zararı varsa bu zararın tespiti için davacı taraf dosyaya delil sunmamıştır. 6102 sayılı TTK m. 56/I-d’ kapsamında düzenlenmiş olan maddi tazminat bir çeşit haksız fiil tazminatı olup, kusur, uygun nedensellik bağı ve zarar unsurlarının birlikte bulunması durumunda tazminata hükmedilecektir. Davalının dava konusu olay nedeniyle kusurunun bulunduğu ve eylemi ile davacının haksız rekabete uğramasında uygun nedensellik bağının bulunduğu açık olmakla birlikte davacı taraf zararın varlığını kanıtlayacak delil sunamadığından davacının 6102 sayılı TTK m. 56/I-d’ye göre maddi tazminat talebinin reddine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacının üçüncü talebi 6102 sayılı TTK m. 56/I-e’ye göre davalı şirketin haksız rekabet oluşturan bu eylemi nedeniyle uğradığı manevi zararın tazminidir. 6102 sayılı TTK m. 56/I-e’ye göre haksız rekabetin varlığı halinde davacının “Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini,” isteme hakkı bulunmaktadır. Bu maddenin yollama yaptığı 6098 sayılı TBK m. 58’e göre; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” Davalının dava konusu olay nedeniyle kusurunun bulunduğu ve eylemi ile davacının haksız rekabete uğramasında uygun nedensellik bağının bulunduğu, davalının kusurlu hareketi nedeniyle de davacı şirketin kendi piyasası içinde ticari haklarının zarar gördüğü açık olmakla birlikte manevi tazminatın kişide zenginleşmeye neden olmayacak derecede ve aleyhine hükmedilecek kişi yönünden ise fakirleşmeye neden olmayacak derecede olması gerektiği, zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği ilkeleri dikkate alınarak 6102 sayılı TTK m. 56/I-e’nin yollamasıyla 6098 sayılı TBK m. 58’e göre 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf manevi tazminat için haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren faiz talep etmişse de davalı taraf defterleri incelenemediğinden ve davacı tarafın da davayı açmadan önce bu konuda yaptırdığı bir tespiti ve davalı tarafa 6102 sayılı TTK m. 18/III’e göre gönderdiği bir ihtarnamesi bulunmadığından haksız fiilin gerçekleştiği tarih tespit edilememiş, bu nedenle de dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
Davacının dördüncü talebi 6102 sayılı TTK m. 59’a göre mahkeme kararının gideri davalı tarafça karşılanmak üzere ilan edilmesidir. 6102 sayılı TTK m. 59’a göre; “Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemiyle, gideri haksız çıkan taraftan alınmak üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verebilir. İlanın şeklini ve kapsamını mahkeme belirler.” Bu maddeye göre davacının ve davalının davaya konu ürününün yurt genelinde satışının yapılıyor olması, davalının ürününün ortalama tüketici gözünde iltibas ve yanılgı yaratacak nitelikte olması nedeniyle davacının mahkeme kararının ilanını talep etmekte hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından mahkememiz kararının hüküm fıkrasının Türkiye genelinde yayın yapan ve satışı 20.000 ve üzeri gazetelerden birinde basın ilan kurumu aracılığı ile yayınlanması, masrafının da davalı taraftan alınması yönünde aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
2-6102 sayılı TTK madde 56/1-b’ye göre tecavüzün menine,
3-6102 sayılı TTK madde 56/1-b’ye göre haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına,
4-6102 sayılı TTK madde 56/1-b’ye göre haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan davalıya ait ” … ” isimli malların davacının malları ile iltibas ve yanılgı yaratan ürünün şişesinin imhasına, içindeki ürünün aynı renk ve tonda üretiminin menine,
5-Davacının 6102 sayılı TTK madde 56/1-d’ye göre maddi tazminat talebinin reddine,
6-6102 sayılı TTK madde 56/1-e’nin yollamasıyla 6098 sayılı TBK madde 58’e göre 5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Mahkememiz kararının hüküm fıkrasının Türkiye genelinde yayın yapan ve satışı günlük 20.000 ve üzeri gazetelerden birinde basın ilan kurumu aracılığı ile yayınlanmasına, ilan masrafının davalı tarafından alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 341,55-TL nispi karar harcının peşin alınan 102,47-TL harçtan mahsubu ile eksik 239,08-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
9-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 3.149,00-TL ( 2.800,00-TL BK ücreti, 349,00-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 2.624,17-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
10-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 135,97-TL ( 29,20-TL BH, 102,47-TL PH, 4,30-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
11-Manevi tazminat yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
12-Maddi tazminat yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır