Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/249 E. 2019/462 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/249 Esas
KARAR NO : 2019/462

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/08/2013
KARAR TARİHİ: 09/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,; davalı şirket ile ticari alışverişlerde bulunduklarını, bu kapsamda defalarca tekstil ürünleri satıldığını, 05.03.2013 tarih ve… sıra numaralı fatura ile tekstil ürünü satışı yapıldığını, bu fatura nedeniyle müvekkili olduğu şirkete davalı şirketin cari hesaplan kaynaklanan borcu bulunduğunu, satılan malların davalı şirket yetkilileri/çalışanları tarafından teslim alındığını, faturaların da teslim edildiğini, davalı şirketin müvekkiline alacağını ödemediğini, farklı bahanelerle oyaladığını, malların bedelinin ödenmediği gibi iade de edilmediğini, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müd. … E sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun 01.07.2013 tarihinde başlatılan icra takibine itiraz ettiğini, itirazda takibe konu bir borcu bulunmadığını belirttiğini, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, itiraza gerekçe olarak herhangi bir açıklama ve belge sunulmadığını beyan ederek itirazın iptaline ve takibin devamına, % 20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına, yargılama gideriyle ücreti vekaletin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan kumaş satın aldığını, bu kumaşların yurt dışı müşterisi ile yaptığı anlaşma uyarınca imalatını yapıp ihraç edeceği tekstil ürünlerinin kumaşı olduğunu, kumaş sipariş foyünde kumaşların cins ve miktarı belirtildiğini, kumaşların sipariş tarihinin 24.12.2012 teslim tarihinin 25.01.2013 olduğunu, varılan anlaşma gereğince kumaşların teslim tarihi geçirilerek üç etapta fatura ve irsaliyelerle teslim edildiğini, kumaşların üretim sürecine sokulduğunu aynı zamanda teste de gönderildiğini, 28.02.2013 tarihli raporda kumaşların ayıplı olduğunun belirlendiğini, aynı gün raporun davacıya gönderilerek sorunun giderilmesinin istendiğini, davacı kumaşları tamir edeceğini ve iadesini talep ettiğini, ayıplı kumaşlar aym gün iade faturası ile iade edildiğini, davacı kumaşlardaki sorunu giderdiğini belirterek iade aldığı kumaşları 05.03.2013 tarihinde tekrardan müvekkiline teslim ettiğini, icra takibine konu olan kumaşların bu faturada belirtilen kumaşlar olduğunu, söz konusu kumaşları müşterinin siparişini karşılamak için hemen üretime aldıklarını, kesim ve dikim işleminin başlatıldığını, anlatılan sürecin 2,5 ay gibi bir zaman dilimi olduğunu, tüm bu yaşananların davacı şirketin ayıplı malından kaynaklandığını, davacının tamir ettiğini beyan ederek tekrardan müvekkiline gönderilen kumaşların tekrar testte gönderildiğini, test sonucu alman 08.03.2013 tarihli raporda kumaşların aynı ayıbı taşıdığının rapor edildiğini, dava dışı müşterisinin siparişini iptal ettiğini, kumaşların tamamının müvekkili olduğu şirketin deposunda kesilmiş ve dikilmiş halde mevcut olduğunu, davacının ayıplı mal satışından dolayı müvekkili olduğu şirketin müşterisini kaybettiğini, müvekkilinin aldığı siparişten kazanacağı kârdan yoksun kaldığını, şirket itibarının zedelendiğini, maddi ve manevi uğranılan zararların tazmini İçin yasal yollara başvurulacağını beyan ederek ayıplı mal nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini fazlası talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla haksız ve hatalı usul ve yasaya aykın davanın reddine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İ.İ.K.nun 67.maddesine dayalı olup davalı hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.
İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacı tarafın toplam 26.670,38-TL alacağına işleyecek faizi yürütülmek suretiyle tahsili istemi ile ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalının borca itirazı sonucu icra takibinin İ.İ.K.nun 66.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre bu itirazın iptali davasının İ.İ.K.nun 67.maddesinde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Tarafların gösterdiği deliller toplanmış, iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişiler tarafından hazırlanan 10.11.2014 tarihli raporda özetle; “davanın tarafları arasında yazılı olmayan bir ticari satım sözleşmesinin kurulduğu ve bu sözleşme gereğince davacının davalıya kumaş sattığı tartışmasızdır. Davacı huzurdaki davada sattığı ve teslim ettiği kumaşların bedelini talep etmektedir. Davalı ise kumaşlarda ayıp olduğunu ve bu nedenle satım bedelini ödemekten kaçınmak hakkına sahip olduğunu savunmaktadır. Ayıbın mevcudiyetini ispat külfeti davalıdadır; davalı dosyaya mübrez deliller muvacehesinde işbu ispat külfetini yerine getirebilmiş değildir. Diğer taraftan davalının kendi defterlerinde davacıya dava konusu meblağ miktarında borçlu bulunduğu görülmektedir. Bu durumda davacının davalıdan sattığı mallann takibe konu ettiği bedelini talep edebileceği, davalının aleyhine vaki icra takibine itirazının haksız bulunduğu ve kaldırılması gerektiği” şeklinde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan ek raporda bilirkişiler ek raporlarında özetle; her ne kadar kök raporda davalının malların ayıplı olduğunu ispat külfeti altında olup bu külfeti yerine getiremediği görüşü belirtilmiş ise de, ek rapor hazırlanması sırasındaki incelemede ayıpların varlığının sabit olduğunu, ayıpların gizli ayıp niteliğinde bulunduğundan, gizli ayıbın anlaşılmasından sonra ayıplı kumaşların davacı şirkete derhal iadesi suretiyle ayıp ihbarının zamanında yapıldığı kanaatine ulaşıldığını, ayıp ihbarının mutlaka belli bir şekilde yapılmak zorunda olmadığını, ayıplı malların davacı şirkete iade ve tesliminin de ayıp ihbarı anlamına geldiğini, sonuç olarak davacının satıp davalıya teslim ettiği malların ayıplı çıkması ve ayıp ihbarının zamanında yapılması nedeniyle davalıdan herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı şeklinde görüş bildirmişlerdir. Bu nedenle davacının ürünlerinde İTÜ raporlarında da belirtildiği üzere ürünlerde gizli ayıp olduğu, davacı şirkete derhal iade yapıldığı bu nedenle davacının alacak talep etme hakkının bulunmadığı, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar 09/03/2017 tarihli ilamında “Süresi içinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyen alıcı, ayıptan kaynaklanan haklarını kullanamaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden, dosya kapsamına uygun olmayan bir gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir” gerekçesi ile mahkememiz dosyası bozularak mahkememize tevdi edilmiş yargılamaya devam edilerek yeni esasa kayıt edilmiştir.
Tüm dosya ve yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde malı satın alan davalı alıcı süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığından ayıptan kaynaklı hakları kullanamayacağı, davacının mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre takibe konu malın bedelini talep etme hakkının bulunduğu bu hususun ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğu, bu nedenle açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında;
Davanın KABULÜNE,
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 26.670,38 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına,
Kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.821,85-TL nispi karar harcından peşin alınan 322,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.499,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.200,45-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.940,50-TL’nin ( 24,30 TL BVH, 3,75 TL VH, 322,20 TL Peşin Harç, 390,25 TL tebliğler, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …