Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2021/456 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/248 Esas
KARAR NO:2021/456

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:02/05/2019
KARAR TARİHİ:02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın tek taraflı kazası neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, %88 beden gücü kayıp oranı bulunduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle dava açılmak zorunda kalındığını, müvekkilinin araçta yolcu olması nedeniyle kusursuz olduğunu, mahkemece kusur araştırmasına gerek olmadığını, 1.000,00 TL sürekli ve 500,00 TL geçici iş göremezlik, 500,00 TL bakıcı ve tedavi giderleri olmak üzere 2.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı ve dava dilekçesi, usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilmişse de davalı sigorta şirketi tarafından mahkememiz dosyasına cevap dilekçesi ibraz olunmamıştır.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, mahkememizce 27/11/2019 tarihli ara karar ile kusur durumunun tespiti amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine, maluliyetin tespiti amacıyla da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilmesine karar verilmiş, 06/01/2020 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi, sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu 10.01.2020 tarihli maluliyete ilişkin raporunda, davacı …’ın fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin 1 haftaya kadar uzayabileceğini oy birliğiyle bildirmiştir.
Alınan maluliyet raporu taraflara usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, mahkememizce 30/09/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi ve çelişkilerin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurulu Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiştir.
24/12/2020 tarihli raporunda Adli Tıp Kurumu İkinci Üst Kurulu; davacının fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı ve iyileşme süresinin 1 haftaya kadar uzayabileceğini oy birliğiyle bildirmiştir.
Tüm dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava trafik kazası kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi tazminat; hukuka aykırı şekilde kişilerin zarar görmesi, mal varlığının eksilmesi ve gerçekleşen olay karşısında, etkilendiklerine dair açılan davalardır. Ancak maddi tazminat davası açılabilmesi için, maddi tazminat davası şartları oluşmalıdır.
Maddi zarar; gerçekleşen zarar verici olay karşısında, mağdur olan kişinin malvarlığında, zarar verici olayın öncesinde ve sonrasında çıkan durum farkıdır. Haksız yere gerçekleşen olay sonrasında kişinin vücut bütünlüğünde veya malvarlığında eksilme ya da borçlarında artış görülebilir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 49 ‘da “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Hükmüyle kusurlu, yapmış olduğu fiil ile başkasının mal varlığında eksilmeye sebep olur veya şahsında oluşan acı, üzüntü, eleme neden olursa bunların tazminiyle yükümlüdür.
Kanun koyucu bu madde ile hukuki sorumluluğun unsurlarını da belirtmekte olup bunları Fiil,Hukuka aykırılık,Zarar,Kusur,Uygun illiyet bağı olarak sıralayabiliriz.Bu unsurların tazminat talebi için birlikte bulunması gerekmektedir.Yasalarda illiyet bağının bir tanımı mevcut değildir. Bir kişinin yaptığı hukuka aykırı eylemden sorumlu tutulması için uygun bir illiyet bağı olması gerekmektedir. Bu sebepledir ki illiyet bağı sorumluluğun kurucu unsurudur.
10/01/2020 tarihli usul ve yasaya uygun denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınan ATK raporunda “… Devlet Hastanesinin 18.06.2009 tarihli genel adli muayene raporunda; Trafik kazası, baş ağrısı şikayeti olduğu, frontoparietal bölgede orta kesimde 0.5 cm lik laserasyon mevcut, baş boyun muayenesi doğal, her iki akciğer solunuma eşit katıldığı, batın muayenesi doğal olduğu, grafilerinde kemik patolojiye rastlanmadığı, … … Hastanesinin 04.12.2013 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda; Nöroloji: 8 ay önce iskemik serebrovasküler hastalık tanısı olan kişinin muayenesinde bilinç açık, koopere, bilateral üst ekstremitede 4/5, altta 4/5, motor güç kaybı var, Temmuz 2013 BBT: bilateral kronik enfarkt alanları olduğu, mesane refleksi aktivitesi bozuk, istemli kontrol yok, Dahiliye: hipertansiyon, aort yetmezliği, romatizmal kapak hastalığı, engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı: %88 olduğu,… … Hastanesinin 04.12.2013 tarihli raporunda, kişinin 8 ay önce serebrovasküler hastalık geçirdiğinin kayıtlı olduğu, tanımlanan nörolojik bulguların bu hastalığına bağlı olup, 18.06.2009 tarihli kaza ile illiyetinin mevcut belgelere göre bulunmadığı cihetle;… kızı, 1960 doğumlu …’ın 18.06.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı” belirtilmiştir buna göre davacının maluliyeti ile dava konusu 18/06/2009 tarihinde gerçekleşen kaza arasında illiyet bağının olmadığı, sürekli maluliyetinin 04/12/2013 tarihli sağlık kurulu raporundaki kayıtlara göre 8 ay önce geçirmiş olduğu serebrovasküler hastalık nedeniyle olduğu davacının sağlık kayıtları kaşılaştırılarak tespit edilmiştir olup buna göre davacının zararı ile kaza arasında uygun illiyet bağının olmadığı, tazminat davasının şartlarının birlikte oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcından 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 8,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 391,95 TL ( 44,40 TL BH, 44,40 TL PH, 6,40 TL VH, 296,75 TL müzekkere ve tebliğler olmak üzere ) yargılama giderinin Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11’e göre davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından, dosyada Adli Tıp Kurumu’ndan aldırılan maluliyete ilişkin rapor ücreti 562,00 TL, kusur durumuna ilişkin rapor ücreti 323,00 TL ve itirazlar doğrultusunda Adli Tıp Kurumu üst kurulundan alınan rapora ilişkin 1.528,00 TL’nin mahkememiz veznesine depo edilmesi ya da faturalarda belirtilen banka hesap numaralarına yatırılarak banka dekontunun mahkememiz dosyasına ibraz edilmesine, davacı yanca faturaların ödenmiş olması halinde Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11’e göre davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan arabulucu Seçkin TÜRKOĞLU’na 1.320,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.320,00 TL arabuluculuk ücreti’nin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11’e göre davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..
e-imzalıdır